Snooker sever misiniz?
Bu işin tamamen yabancısı değilim. Yarım asır önce Balat'taki Muhterem'in Kahvesi'ndeki bantları atmayan, çuhası yırtık, ıstakası berbat bilardoda bir seferde 28 sayı çekmişliğim filan da vardır. Beyazıt Marmara'daki Platin Bilardo Salonuna gittiğimizde ‘cennete mi geldik' diye düşünmüşlüğümü de aktarayım. Sonra da bilmeyenlere vikipedi'nden Snooker'in ne olduğunu anlatalım:
Snooker, 22 topla oynanan, Britanya'da popüler olan bir bilardo türüdür. Oyunun amacı çuha kaplı masadaki topları isteka kullanarak masanın her köşesinde dört tane ve uzun kenarın ortasında iki tane olmak üzere 6 tane deliğe belli kurallara ve sıralamaya bağlı kalarak sokmaktır. Oyunun açılışında bir adet "isteka topu" olarak anılan beyaz top, 15 tane kırmızı top ve bunlara ilaveten birer tane 6 farklı renkte top vardır. Masa temizlendiğinde topların puanlarına ve cezalara göre rakibinden çok puan alan oyuncu o çerçeveyi (eli) kazanır. Oyun, önceden kararlaştırılan set sayısı kadar oynanır ve en çok seti kazanan oyuncu galip gelir.
Her sporun olduğu gibi bunun da yıldızları var ve biraz da onlar sayesinde izliyor, seviyorsunuz. Şu anda Snooker'in kralı da ‘Roket' unvanlı Ronnie O'Sullivan. Başka spor dallarında çoktan emekliliği gerektirecek bir yaşta Ronnie (45). Üstelik 1 numara da değil. Aslında durum tam tenistekine benziyor. 1 numara Djokovic ama en çok bilinen-tanınan-sevilen Roger Federer. Sullivan da bu alanın Federer'i.
Tıpkı İsviçreli tenisçi gibi muhteşem bir kariyere sahip Sullivan. Tam 6 kez Dünya Şampiyonluğu var ve sonuncusunu bu yıl başardı. Bu işten anlayanlar, istese çok daha fazla şampiyonluk kazanabileceğini ama uzun yıllar bunu umursamadığını söylüyorlar. Bir oyunda yapılabilecek en yüksek sayı olan 147'yi en fazla kez (15) bulmuş bir oyuncu o. Başka da bir yığın rekoru var. Yaklaşık 8 milyon Sterlin de para ödülü kazanmış bugüne kadar. Bunu 10 milyona çıkarmadan bırakmaz gibi görünüyor.
1 numara Judd Trump da elbette ki harika bir sporcu. Selby, Robertson ve ötekiler de bu alandaki yıldızlar. Ronnnie O'Sullivan onlarla olan maçlarını pek kazanamıyor ama her karşılaşmada mutlaka muhteşem işler yapıyor. Ayrıca, ötekilerin sanki uzay hesapları yapar gibi masanın etrafında dönüp durarak insanın içine sıkıntı verdikleri durumlarda Sullivan çok hızlı hareket edip oyuna tempo kazandırıyor. Zaten 'roket' unvanı da buradan geliyor. Ayrıca yine ötekiler, topların deliklere sokulma şansının olmadığı pozisyonlarda güvenli vuruş adı altında zaman zaman kabul edilmesi zor birtakım işler yapabiliyor ama Sullivan bunlara asla tenezzül etmiyor, kendisini çok sıkıntıya sokabilecek ve yok yere oyunu kaybetmesine yol açabilecek riskleri kolaylıkla alıyor. Sütün bunlar da onu benzersiz bir oyuncu yapıyor.
Oyun, Britanya daha gözde. Yakın zamanda yapılan Dünya Şampiyonasını Sullivan kazandı ama İskoçya Açık Finalinde Selby'ye kaybetti. Şu anda da yeni bir turnuva daha var. Salgından onlar da etkilenmiş durumda ve maçlara seyirci alınamıyor. Ancak milyonlarca meraklı televizyon başından da ayrılamıyor. Konuyu bilen arkadaşlardan tv'den izlenme sayılarını filan öğrenip aktarırım.
Takımınızın maçından sıkıldığınızda ve spor adına izleyecek başka birşey bulamadığınızda Eurosport'ta Snooker'a bir göz atın derim. 3 kez izledikten sonra tiryakileşme yolunda adımlar atmaya başlamazsanız bana istediğinizi söyleyebilirsiniz.