Spor yazarları Göztepe - Beşiktaş maçını değerlendirdi: "Artık tahammül yok"
Bornova şeytan üçgeni | Attila Gökçe - Milliyet
Bornova, Türkiye’de futbolun ilk oynandığı yerlerden biri. Şimdilerde üniversite kampüsü, sanayi toplumundaki yerleşimler nedeniyle doğa ile iç-içe o yeşil rengini ne kadar koruyabildi, bilemiyorum. Ama dünkü maç biraz da 100 yıllık tarihsel bir geri dönüşümle bol gollü bir gösteriye dönüştü. Son iki yılın şampiyonu Beşiktaş, bu yıl sıkıntılı ve yavaş bir oyun oynuyor. Maçlarında coşku yaratan gösterilerin yerini, telaşlı koşuşturmalar alıyor. Ancak dün bu tablo biraz değişir gibi oldu. Şenol Güneş, beklenmedik bir sonuca takılmamak için baştan işini sıkı tuttu. Orta alan-merkezde Oğuzhan’ı dinlendirirken Atiba-Tolgay ikilisini tercih etmişti. Oyun akıcı ve yüksek tempolu olmamasına rağmen Beşiktaş’ın hücumda daha etkin ve iştahlı olduğunu gördük. Göztepe gibi zor bir takım karşısında böyle bir niyetle oynamak, cesaret işiydi. Bir yandan kontrol futbolu oynanırken, öte yandan ofansif fırsatları da kovalıyorlardı.
Siyah-beyazlı takımın son haftalarda en çok eleştirilen oyuncusu Talisca, Babel’in kaldırdığı topa ustaca dokunarak takımını öne geçirdi. Beşiktaş’ın öne geçmesi, zihinlerde soru işaretlerine neden oldu. Acaba ilk golü attıktan sonra takıma yerleşen rehavet duygusu tekrarlanacak mıydı? O duygular Fabri’ye çok bedeller ödetmişti. Korkulan olmadı, sonrasında Babel, kendisine yakışır bir driplingle topu taşıyıp savunma önünde topu çekerek çok klas bir vuruşla rahat nefes aldırdı takımına. Tolgay Arslan’ın da gole katkısını unutmamak gerekiyor. Sonrasında da Talisca’nın kurnaz pasıyla Cenk Tosun farkı yaratan golü sergiledi. Bu maç aynı zamanda “boynuz ve kulak” maçıydı. Geçen iki yılda Şenol Güneş’in yardımcılığını yapan Tamer Tuna, bu defa kariyerinde kendi türküsünü söylemeye karar vermişti. Göztepe gerçekten güzel oyunuyla baskılı ve golü arayan bir takımdı ama Jahovic’in yokluğu ofansif güçlerini budamıştı. Nabil Ghilas bu yükü taşımaya çalıştı, ama yetmedi.
Hüseyin Göçek’e bakarsak... 55’de Atiba’nın Traore’yi kolundan çekmesi penaltı olmalıydı. 67’de Kadu - Talisca mücadelesinde hem kırmızı kart, hem de penaltı gerekiyordu. Göztepeli Nabil Ghilas’ın attığı golde ofsayt var. 85’de Leo’nun oyun gereği yaptığı mücadelede Necip’in ayağına basması kırmızı kartla değil, sadece faulle değerlendirilmeliydi. Özetle Hüseyin Göçek’e yakışmayan bir maç izledik. Oysa Beşiktaş - Galatasaray maçı için iyi bir adaydı. Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi’nde 10 puana ulaşması, takımda lige daha dikkatli ve istekli bir bakış yaratmış. Dün özellikle ofansif fırsatları değerlendirerek kendilerini gösterdiler.
Kadro ve tecrübe farkı | Bilal Meşe - Milliyet
Hani kırılma, başka bir deyişle ‘prangadan’ kurtulma anları vardır ya işte, Talisca’nın nefis kafa golü bunun en tipik örneğidir. 7. dakikaya kadar Göztepe iki net pozisyon üretti, Fabri tecrübesini konuşturdu. Bu sürece Göztepe altı korner atışı sıkıştırdı, Kartal’a nefes aldırmadı. İşte Talisca’nın golü böylesi bir tabloda geldi. Haaa Göztepe’nin direkte patlayan iki şutu da bu baskının üretimidir. Talisca, eski günlerine dönüş sinyali verirken, Kartal’ı Göztepe baskısından kurtaran isim oldu bence... İlk yarıda Kartal’ın tek korner atışıyla yetinmesi, ev sahibi takımın baskılı oyununun en belirgin göstergesidir.
Beşiktaş’ın farklı galibiyeti Tamer Tuna’nın Göztepe’deki başarısına asla gölge düşürmez. Oynattığı futbol ve topladığı puanlar bunun en büyük kanıtıdır. Kartal’ın iki yıl üst üstte şampiyonluklarında onun katkısını kim yadsıyabilir? Elbette Beşiktaş’ı Tamer Tuna’dan başkası iyi tanıyamaz. Nitekim ilk yarıdaki Göztepe, fena işler yapmadı. Ne var ki, Beşiktaş’ın kadro ve tecrübesini de yabana atamayız. Nitekim, Babel’in farkı ikiye çıkarmasıyla iyice rahatlayan Beşiktaş, Cenk Tosun’la üç puanı garantiye aldı.
Gelelim yine anlı-şanlı hakemlerimize! Ghilas’ın attığı gol buz gibi ofsayt... Yardımcı her nedense süzemedi bu biiir! Hadi yardımcıyı es geçtik, Atiba’nın 67. dakikada Segbefia tarafından yine indirilmesine Hüseyin Göçek’in seyirci kalması kokartı ile hiç örtüşmedi! Hareket dışarıda, yani hem faul, hem de sarı kart, hiçbirisi yok! Gözüne perde mi indi Sayın Göçek? Hakemin tek doğrusu Necip’e sert giren Leo’yu kırmızı kartla oyun dışı bırakmasıydı.
Evet, Fabri topla riske girmeyi seviyor, zaman zaman bunun faturasını da ağır ödüyor! Buna karşın öyle kritik maçlardaki dakikalarda, öyle kritik kurtarışlar ve dokunuşları yapıyor ki, alkışı da hak ediyor. İşte Fabri dünkü Göztepe galibiyetinde yaptığı kurtarışlarla pay sahibiydi dersek abartmış olmayız. Pepe’ye ayrı parantez açmak istiyorum. Kalitesi ortada, ancak sert futbol yapısı taraftarlarda ‘kuşku’ yaratmadı değil... Valla bulunduğu bölgenin hakkını veriyor, sadece topa sert oynuyor, savunmanın ‘sigortası’, kritik dokunuşların adamı...
Talisca, ölü taklidi yapmış - Serdar Sarıdağ (Milliyet)
Önce maçın adamından başlamak lazım... Talisca, nasıl olur da böylesine bir değişim gösterir. Aklıma iki seçenek geliyor. Ya Talisca'nın başka bir ikizi var ya da dünkü Talisca'nın içine, Mesut Özil kaçmıştı. Böylesine bir performans başka türlü nasıl açıklanabilir?... Acaba, Benfica yüksek bonservis istemesin diye zaman zaman ölü taklidi mi yaptı Talisca? Cevabı olmayan bu tür sorular içerisinde kaybolmak istemiyorsak, Brezilyalı oyuncudan maça geçmek, daha doğru bir yaklaşım olur.
Hiç şüphesiz futbolu futbol yapan etkenlerin arasında, taraftarın apayrı yeri vardır. Maçtan önce, Beşiktaş taraftarlarını taşıyan otobüslerin taşlanması ne kadar çirkinse, Göztepe taraftarının 90 dakika dinmek bilmeyen desteği de bir o kadar güzeldi. İşte taraftarlığın böylesine güzel yanlarını gördükçe, işimizden daha çok keyif alıyoruz. Futbolumuzun kalitesi, böylesine kitlelere sahip kulüplerimizin, Süper Lig'de yer almasıyla artabilir. Tribünden sahaya inecek olursak, zemin futbol oynamaya pek müsait değil gibi gözüküyordu. Fakat buna rağmen sahada tam bir futbol aklı vardı. "Efendim Beşiktaş, niye Avrupa'da başka, Türkiye'de başka oynuyor" diyorlar ya, dün bunun cevabını bir kez daha gördük. Bu vesileyle Tamer Tuna'yı da kutlamak gerek. Bazı meslektaşlarının aksine, Tamer Tuna sahada futbolun oynanması için, talebelerine taktik vermişti. Üstelik önemli oyuncularının eksikliklerine rağmen. Dedik ya, sahada tam bir futbol aklı vardı.
Göztepe'nin kendi seyircisine futbol izlettirme anlayışının yanında, Şenol Güneş'in de göze hoş gelen futbol arzusu, sahadaki futbol aklına önemli katkılar sağladı. İşte bu nedenle Göztepe yenilmesine rağmen, sanki galipmiş gibi maç sonunda, taraftarı tarafından ayakta alkışlandı. Aytemiz Alanyaspor maçıyla birlikte ikide iki yapan Beşiktaş'ta, Tolgay Arslan ve Babel faktörlerini de bir kenarda unutmamak gerek. Babel'in yokluğunda takımın yaşadığı sıkıntıları biliyoruz. Tolgay Arslan, sürekli oynadıkça ritmini buluyor. Dünkü maçta bu iki isim, kalitelerini göstererek oyunun önemli aktörleri oldular. Monaco maçındaki pas trafiğinin temel taşı Tolgay Arslan olmuştu. Tolgay dün de, oyunun birinci ve üçüncü bölge arasındaki pas trafiğini yönlendiren, trafik polisi gibiydi. Peki bu galibiyet, Beşiktaş'a neler kazandırdı. Bu saatten sonra artık Beşiktaş, ligin ilk haftasında olduğu kadar, şampiyonluğun en güçlü adaylarından biridir. Toprak altındaki su, mutlaka çatlağını bularak akacağı yerlere gider. Beşiktaş'taki bu birikmiş enerji ve kazanma arzusu da, tıpkı bir su gibi gideceği yeri muhakkak bulacaktır.
Tolgay döktürüyor| Ömer Güvenç - Vatan
KEYİFLİ ve gollü bir maç izledik. Futboldan keyif almamızda Beşiktaş’ın iyi futbolculardan kurulu olmasının yanında Göztepe’nin sadece gol yememeyi düşünmemesi, cesur ve yürekli oynaması var. Ve bunda Tamer Tuna’nın çok büyük payı var. İlk 15 dakikada daha çok hücum eden Göztepe’ydi. GÖZTEPE’DE gördüğüm en önemli yanlış gerektiğinden çok fazla top kayıpları... Aynısını geçen hafta Kasımpaşa karşısında da yaptılar. Beşiktaş’a gelince... İyi futbolunu, güzel gollerle süslemesini bildi. Talisca’nın attığı kafa golü mükemmeldi. Cenk’e yaptığı asist, attığı golden daha güzeldi. Şenol Güneş’in ilk 11’de şans verdiği Tolgay, Talisca ile birlikte Beşiktaş’ın en iyi oyuncularından biriydi. Bir orta saha oyuncusunun yapmak istediği hemen hemen her şeyi yaptı. Oynadıkça da her maç üstüne koyuyor!
PENALTI YOK MU?
KARTAL’IN kanatları Babel ve Quaresma gerçek performanslarında değildi. Şenol Hocam dakika olmuş 55-60, skoru 3-0! Negredo ve Lens neden oyuna girmez? Sok oyuna ki adamlar da havaya girsin... Bu arada Talisca’ya yapılan hareket var... Bir kere kesin faul, içerde ise penaltının babası ve kart! Nasıl görmedin, gördüysen nasıl vermedin valla aklım fikrim ermedi. Bu arada 90 dakika boyunca skor ne olursa olsun takımlarını bıkmamacasına destekleyen Göztepe taraftarına tebrikler...
Şenol Güneş her şeyi istiyor | Rıdvan Dilmen - Sabah
Çok zordur Avrupa ile birlikte lige adapte olmak. Şenol Güneş her şeyi isteyen bir teknik adam. Çarşamba'dan pazara çok fazla rotasyon yapma şansı da olmadı. Ama oyuncu grubunun kendisine iyi bakmak zorunda olması da Avrupa'yı avantaj haline getirebilir. Bir de Galatasaray'ın galibiyetinin ardından Başakşehir'in de kazanması Beşiktaş için maçı olmazsa olmaz hale getirdi. Zaten Güneş de kontrollü oyundan çok 4 forvetli, Babel-Talisca-Quaresma-Cenk ile ofansif bir anlayışla çıktı maça. İki maçın teknik adam açısından bir farkı da vardı. Monaco maçında Güneş'in Talisca'yı kesmesinin tek sebebi 1 puanın yetmesi idi. O maçta Oğuzhan-Tolgay-Atiba ile oynadı Güneş. Bu maçta ise Galatasaray ve Başakşehir'in kazanması ile 'Benim puan kaybına hiç tahammülüm yok' dedi ve öyle çıktı maça.
Bugün ligdeki takımlara baktığımızda yüzde 70'i ofansif oynamaya çalışıyor. Göztepe kendi sahasında çok gol yese de gerçek bir deplasman. Muazzam bir taraftarı var. Ayrıca zemine de alışıklar. Beşiktaş ilk kez bu zeminde oynadı hatta idman bile yapamadılar. Zeminde problem yaşadılar. Sonuçta ofansif oynayan bir Göztepe'ye karşı zaten hücum anlayışı olan Beşiktaş önemli bir galibiyet aldı ve 'Bu işte varım' dedi. Galatasaray'dan bir deplasman fazlası var Beşiktaş'ın. Beşiktaş 6 deplasmana çıktı Galatasaray 5 tane. Şimdi milli arada bazı futbolcular dinlenme fırsatı bulacak. Bu büyük bir fırsat. Ama Beşiktaş mental yorgunluğu atmış bu önemli. Geride kalan 11 haftaya baktığımızda, bir kaç maç haricinde takımın oyun içindeki coşkusundan, isteğinden, top rakipteyken davranışından bu belli oluyor.
Sonuçta Beşiktaş ilk 6 dakikada yemediği golle, geri düşmeyerek attığı golle rahatladı ve 3-0'a kadar bir sürü de pozisyon buldu. Hüseyin Göçek maçı şahane götürüyordu ama sonlarda hata yaptı. Bence Atiba'nın çektiği Traore'nin pozisyonu penaltıydı. Ardından Talisca'nın pozisyonu geldi. Düşmesi için hiçbir sebep yok. Bu da kırmızı karttı. Ayrıca Beşiktaş'ın yediği gol de ofsayt...Bu üç pozisyon birden her şeyi götürdü ve görmediği pozisyona kırmızı kart gösterdi. İzleyin o pozisyona faul bile vermedi. Aslında pozisyon faul ama kırmızı kart değil...
Anların oyuncususu | Metin Tekin - Sabah
Talisca, Monaco maçında kesik yedikten sonra dün gece çok aktif göründü. Bunda yedek kalmasının payı var mıydı?
Onu bilemiyorum ama bazı oyuncuların mevkileri, nasıl oynadığı değil ne yaptığı önemlidir. Talisca da böyle bir oyuncu. Bana göre anların oyuncusu. Oyunun bütününde nasıl oynadı diye tartışabilirsiniz. Ama harika bir gol ve harika bir asist yaptı. Yani Beşiktaş'ın iki golünde katkısı var. Kaleye vurulan ikisi isabetli 4 tane de şut. Evet, 3 haftadır performansında dalgalanmalar vardı ama sonucunu anların belirlediği bu tip maçlarda bu tip oyuncuların sahada kalması gerekir. İşte Talisca da bunlardan biri.
Negredo'nun geçen hafta Alanya'da attığı galibiyet golünden sonra 'Beşiktaş lige geri döndü' demiştiniz. Bu galibiyetle Beşiktaş hangi mesajı verdi?
Çok önemli dönemdeki bir maçtı Beşiktaş için Göztepe deplasmanı. 12 bin kişilik ama deplasmanı ve taraftar baskısını çok iyi hissettiren bir statları var. Galatasaray'ın da kazandığı bir hafta farkı açmamak için kazanmak çok önemliydi Beşiktaş için. Şampiyonlar Ligi'ndeki işini hemen hemen bitiren Beşiktaş'ın devre sonuna kadar lige çok kuvvetli sarılacağını düşünüyorum. Zaten bu tip, Şampiyonlar Ligi'ne yakın maçlarda skoru bulup tempoyu istediği gibi ayarlaması Beşiktaş için çok önemli bir koz. Belki Beşiktaş taraftarı daha yüksek tempolu oyunlar bekleyebilir ama bu takvimde oynadığı maçlarda skoru alıp tempoyu kendisinin belirlemesi önemli.
Sahada en çok beğendiğiniz futbolcu kimdi?
Bana göre dünün öne çıkan en önemli iki futbolcusu Babel ve Talisca'ydı. Zaten Beşiktaş sonuç alırken özellikle bu arkadaki üçlünün, Babel, Quaresma ve Talisca'nın hücum anlamında ne yapacağı önemli oluyor. İleride de Cenk Tosun'un. Ben Tolgay'ı da çok beğendim. Bana göre Tolgay orta saha organizasyonu ve pas alışverişinde Oğuzhan'ın önünde. Ama yaratıcılık ve final pasına gelince de burada Oğuzhan'ın Tolgay'ın önünde olduğunu söyleyebiliriz.
Hüseyin'den 'gık' yok! | Ahmet Çakar - Sabah
Dün gece bir kez daha gördük ki çok iyi oynamasan da rakip iyi dirense de fark yaratan oyuncuların varsa maçı alıveriyorsun... İşte fark yaratan oyuncular açısından baktığımızda Beşiktaş bu ligin en iyi takımı... 90 dakikaya baktığımızda ise Beşiktaş çok çok mu iyi oynadı? Hayır... Üstelik butik bir stat, dolu tribünler ve çok iyi olmayan bir zemin de Beşiktaş'ın aleyhineydi. Göztepe maça çok iyi başladı. İlk 5 dakikada bir-iki net pozisyonunu harcadılar desek yalan söylememiş oluruz. Fabri kurtardı... Oyunun hemen başında Göztepe tek kale oynarken, Talisca'nın sıra dışı golü geldi. Yumuşak bir ortaya tam 17 metreden yani ceza alanı çizgisinin hemen üzerinden kafayı vurdu ve golü yaptı. Daha sonra maç ortadaydı. Ama ikinci yarının başında bence iş bitti. Babel'in o kendine has, görmeye alıştığımız klasik gollerinden biri daha Beşiktaş'a iki farklı üstünlüğü getirdi. Yine soldan girdi, içeri çekti, savunmadan kurtuldu, köşeye bıraktı. Babel gibi bu sezon çok iyi oynayan bir başka kaliteli ayakla da üçüncü gol geldi. Bu golde de Talisca arkası dönük Cenk'in önüne topu harika yuvarladı, Cenk'in alışı, dönüşü ve vuruşu da buram buram kalite kokuyordu.
GOL OFSAYT
Sonuçta Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi'nden sonra kendi ligine de hoş geldi. Üstelik bu Göztepe'den o statta üç puan almak Türkiye'de her takım için çok zor görünüyor. Gelelim hakeme; Hüseyin Göçek çok kötüydü. İkinci yarıda Göztepeli savunma oyuncusu, Talisca'yı ceza sahasının hemen dışında net çekip, indirdi. Hüseyin'den 'gık' yok. İkinci yarıda yine Atiba penaltı yaptı. Yine 'gık' yok. Ayrıca Göztepe'nin attığı golde de ofsayt var.
Kalite farkı ağır bastı | Oktay Derelioğlu - Takvim
Beşiktaş ligde aradığı ritmi yavaş yavaş buluyor. Kartal Göztepe karşısında maça pozisyonlar vererek başladı ama bu anlarda da Fabri gole izin vermedi. Daha sonra oyunun kontrolünü usta ayaklarla eline geçiren Beşiktaş, Talisca'nın kafasıyla öne geçti ve bu bölümden sonra rakibine hiç şans tanımadı. Özellikle orta alanda Talisca, Tolgay ve Babel çok etkiliydi. Beşiktaş'ın dün geceki tek eksiği kanat organizasyonlarının zayıf kalmasıydı. Özellikle Gökhan Gönül sağ kanadı pek verimli kullanamadı. İlk yarıda Babel'in Cenk'le olan uyumu çok etkiliydi. Ve devamında da biri ikinci golü, diğeri de üçüncü golü kaydederek maçı kopardı.
SÜPER LİG'İN FAVORİSİ Beşiktaş çok kaliteli ve tecrübeli bir ekip. Hem ligi hem de Şampiyonlar Ligi'ni sürklase edeceğini düşünüyorum. Şunu tekrar tekrar belirtiyorum; Beşiktaş şu an Avrupa'da Türkiye'nin gururu ve bence Şampiyonlar Ligi, Süper Lig'den daha önemli. Ligde de alınan iki galibiyet takımı havaya sokacaktır. Beşiktaş'ta aksayan yerlerden biri de Pepe-Tosic ikilisi. Maalesef bu iki futbolcu da tam anlamıyla güven vermiyor. Marcelo gitmemiş olsa Beşiktaş bugün çok daha iyi noktada olabilirdi. Sonuç olarak Beşiktaş adına dün gece kolay bir galibiyet oldu. Kartal aldığı kritik galibiyetle lider Galatasaray'a ensesinde olduğunu hissettirdi.
MAÇIN EN iYİSi TALISCA
Attığı müthiş golle maçın kilidini açtı.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ HALİL
Göztepeli oyuncu çok etkisizdi..
Patron döndü! - Gökhan Dinç (Vatan)
ŞAMPİYONLAR Ligi’den sonra her maçın zor olduğunu artık ezbere biliyoruz. Bir de rakibin ligin sürpriz takımlarından 4 maç galibiyet serisi yakalayarak ligin zirvesinde kendisine yer bulmaya çalışan Göztepe ise daha da zorlanacağın kesin. Şampiyon olmak istiyorsan eğer iyi oynamadığın maçları da kazanmak zorundasın.
TÜM bunların etkili olduğu ve sahada net görüldüğü bir 45 dakika izledik. İlk yarı boyunca Beşiktaş’ın gol dışında bir tek pozisyonu yoktu. Gol de ne gol be kardeşim. Talisca’nın kafası ile yaptığını ayağı ile yapamayanlar var bu ülkede. Talisca’nın kafa golünde Babel’in de hakkın vermek lazım. İyi futbol iyi futbolcu ile oynanır. İşte bu büyük oyuncular da çıkar sana bir tane maçın başında bir tane ikinci yarının başında atar sonra ellerini arkanda bağlar maçı keyifle izlemeye başlarsın.
BEŞİKTAŞ’IN dün geceki performansı ile lige geri dönüşünü izledik. Eee haklılar tabii. Şampiyonlar Ligi’nde namağlup gidersen, gruptan çıkmayı %90 garantilediysen dönersin local lige ve mücadelene kaldığı yerden devam edersin. Yani patron geri döndü beyler. İşte şimdi lig yeniden başlıyor.
HARİKA bir G.Saray performansının yanına kazanan Başakşehir, ligin en güzel şeyi Beşiktaş, teknik direktör değişikliğine hazırlanan F.Bahçe. Vay vay vay…
NEDEN BU ISRAR?
BEŞİKTAŞ’IN milli maç arasına Monaco beraberliği ve Göztepe galibiyeti ile girmesi sonrası için önemli bir gösterge. Aynı şey son üç maçında galibiyet alamayan Göztepe için de ters anlamda geçerli. Bundan sonrası İzmir ekibi için kolay olmayacak. Beşiktaş maçını kaybetmiş olması Tamer Tuna’yı başarısız göstermez. Bu zamana kadar kazandıkları yeteri kadar başarılı olacağını gösterir.
SON olarak Şenol hocanın Negredo ve Jeremain Lens konusundaki ısrarını anlamak gerçekten mümkün değil. Umarım ilerleyen haftalarda bu ikilinin çıkartabileceği sıkıntılar iyi yönetilir.