Spor yazarları Konyaspor-Galatasaray maçını değerlendirdi
İşte spor yazarların değerlendirmesi...
Oynamazsan olmaz! - Atilla Gökçe (Milliyet)
Neresinden bakıp, nesini yazalım? Süper Lig’de şampiyonluk hesapları yeniden yapılır, üçlü finiş senaryoları tartışılırken, en avantajlı takım olarak gösterilen Galatasaray, Konyaspor deplasmanında alışılmadık, hayal kırıklığı yaratan bir oyun ve sonuçla şok yarattı.
Konyaspor zaten 10 maçtır kazanamayan bir ekip... Aykut Kocaman ve futbolcuları, haftayı yenilmeden kapamayı kâr sayıyorlar. Öte yandan kontrollü oyun ve savunma futbolu da tam Aykut Kocaman’a göre “biçilmiş” kaftan.
Terim’in ekibi, her şeyden önce yavaştı, ağırdı, etkisizdi. Önceki maçlarda fırtına gibi esip rakibinin üzerinde hızlı hücum ve önde baskıyla etkinlik sağlayan Feghouli, Belhanda ve Onyekuru, yakışıklı (!) golcü Diagne ile birlikte Konya’da geziye çıkmış gibiydiler. Günün tartışılan adamı golcü Diagne’nin hâlâ ilk on birde maça başlamasıydı. Kendisinde bir ayrıcalık ve öncelik hissederek, hemen her ikili mücadelede faul alma gayretiyle oynadığı algısı, taraftarları da etkilemiş görünüyordu.
Galatasaray savunmasında da bir gariplik var. Marcao’nun yokluğunda Fatih Hoca’dan stoper emanetini alan Donk hem soğukkanlı, hem de gamsız. Ama asıl şaşılacak durum Fernando, Ndiaye dahil hemen hemen tüm savunmanın kaleci Muslera’ya en az 10 kez “pas” yapması. Muslera ayaklarını kullanamayan biri olsa, Konyaspor ağır bir fatura kesebilirdi.
Futbolsuz ilk yarıdan sonra maç biraz daha içerik ve derinlik kazandı. Her şeyden önce Konyaspor da oyuna ortak olarak topu en azından rakip yarı alana taşıma ve zaman geçirme olanağı yarattı. Galatasaray’ın ağır aksak oyununa tepki gösteren Terim, Belhanda’dan daha geniş alanda koşarak oyun kuran Emre Akbaba’yı sürdü oyuna. Onyekuru da Mitroglou ile değişti. Biraz canlandı Galatasaray... Dakikalar ilerledikçe neleri kaybedeceklerini bildikleri için, ihtirasla gol arayışına giriştiler. Diagne’nin de kaleci Serkan’la karşı karşıya kaldığı pozisyonda sağıyla yaptığı zor vuruş gole yetmedi. Bu bir talihsizlikti.
Konyaspor’un Yatabare-Jahoviç, Ömer Ali-Ahmetoviç, Fofana-Hurtado değişiklikleri eldekilerle yapılacak en iyi hamlelerdi. Kocaman’ın ekibi maçın son dakikalarını ve uzatmaları Galatasaray kalesini baskı altına alarak geçirdi. Uzatmalarda Uğur Demirok’un Diagne’ye müdahalesi kanımca fauldü. Bunun için de Kalkavan’ı eleştirecek değilim. Galatasaraylılar bu maçtan hakem eleştirileri çıkartırsa çok çok ayıp olur!
Maçın özeti: Galatasaray acaba büyük bir fırsat mı tepti? Ligin kördüğümü nasıl çözülecek? Bilen varsa beri gelsin!
'Hangi yüzle' oynayacak? - Serkan Akcan (Fanatik)
Galatasaray’ın biri içeride öteki dışarıda iki farklı yüzü var. Aslantepe’de ne kadar akıcı hücum ediyorsa, deplasmanda bir o kadar kötü. Terim ve öğrencileri Konya’da iç saha coşkusuyla başlayıp 15 dakika topla oynama yüzdesinde 80-20 öne geçse de akıcı hücum aksiyonları eksikti. Elbette Diagne’nin sorgulanan santrfor performansı bunda etkiliydi. OPTA’ya göre ilk yarıda Konyaspor’un stoperi Diagne 16, Galatasaray’ın santrforu Diagne ise sadece 9 kez topla buluşabildi. 98 dakika oynanan maçın sonunda ise kalecisi Muslera 56 kez topla oynarken Diagne’nin sadece 20 kez topa dokunabilmiş olması sanırım Galatasaray’ın rakip kaleye tek isabetli şut çekemeden maçı bitirmesini biraz olsun anlatır. İlk yarıyı 0-0 geçmek Aykut Kocaman’ın genelde tercih ettiği bir senaryodur. Planı yine kusursuz işledi. Rakibine 98 dakika boyunca tek bir isabetli şut şansı tanımadı.
Gecenin sorusu
Konyaspor geride iyi kapanıp alan bırakmazken Mitroğlu ve Emre Akbaba daha erken giremez miydi?
Maçın starı
Luyindama yüzde 93 pas isabetiyle geriden oyun kurulumunu sağladı, savunmada ise hatasız oynadı.
Maçın olayı
Maçın ilk yarısında toplam 5 faul yapılmış olmasına rağmen temponun düşüklüğü ve iki takımın da isabetli şut çekememesi. Devamında Galatasaray’ın maçı tek isabetli şut çekemeden bitirmesi.
Kısa mesaj
Galatasaray; 2. yarıda kaybettiği 8 puanın tamamını dışarıda yitirmişken Beşiktaş, Başakşehir, Rize ve Sivas maçlarında hangi yüzünü gösterecek?
Bir puan da iyidir - Osman Şenher (Milliyet)
Süper Lig’de kolay maç yok. Her maçın kendine göre zorlukları var. Aykut Kocaman’ın bir oyun sistemi var. Rakip takıma boş alan bırakmıyor. Sağ bek Sukubic, Onyekuru karşısında, sol bek Zuta da Feghouli önünde başarılı olunca Galatasaray’ın en büyük silahı kanatlarını devre dışı bıraktı.
Orta sahada ise Jevtovic, Jonsson ve Milosevic belki de hayatlarının en tempolu maçını oynadılar. Ndiaye, Fernando ve Belhanda’nın koşu alanlarını, pas açılarını çok iyi kapattılar. Galatasaraylı futbolcular da bu baskı karşısında topu iyi kullanamadılar, hatalar yaptılar. Malatyaspor maçında harikalar yaratan Feghouli ve Onyekuru bu kez etkisiz kaldılar. Diagne’nin kaleci Serkan ile karşı karşıya kaldığı pozisyonlar var. O da son vuruşları yapamayınca sarı-kırmızılılar golü bulamadı.
İlk yarıda Diagne’nin 18 içinde düşürülüşünden VAR’dan ofsayt kararı çıktı. Daha sonra da kırmızı çizgi çizildi. Bu bana pek inandırıcı gelmedi. Konyasporlu futbolcunun ayağı Diagne’nin önünde duruyor, yani ofsaytı bozuyor. VAR odasındaki Cüneyt Çakır ve Alper Ulusoy böyle karar verdiler.
Dün geceki futbol Galatasaray’ın kesinlikle gerçek gücü değil. Hep aynı şeyleri söylüyorum rakipleri karşısında tempolu, savaşan Fernando, Belhanda, Ndiaye gününde olmayınca hem gol pozisyonlarına girmekte zorlanıyor sarı-kırmızılılar, hem de rakibe üstünlüğünü kabul ettiremiyor. Konyaspor karşısında alınan bir puan bana göre fazla büyük bir kayıp değil. Bu beraberlik deyip geçmemek lazım. Başakşehir ile puan farkını ikiye indiriyorsun, Beşiktaş’ı bir puan geçiyorsun. Karalar bağlamaya gerek yok. Bu bir puan da olsa böyle stresli, zor bir maçtan kazanıyorsan bana göre başarıdır.
Galatasaray kazanmış olsa da şampiyonluk düğümünü bu maç çözmeyecekti. Beşiktaş ve Başakşehir maçlarından alınacak galibiyetler şampiyonluğu getirecek.
Kocaman'ın istediği oyun - Mehmet Demirkol (Fanatik)
Fofana ve Ömer Ali’yi Yatabare’nin iki yanında görünce Aykut hocanın sahte dokuz kullanıp iki kanatta hızlı çıkmayı planladığını düşündüm. Ama bu hiç olmadı. Maçın ilk isabetli şutu 61. dakikada geldi. O ana kadar ev sahibinin nasıl rakip sahaya geçmeyi plandığına dair sahada bir şey görmedik. Galatasaray sağdan sola iki çizgiye geniş alanda iyi yayıldı. Fofana ve Ömer Ali tehdidine rağmen tereddütsüz savunma kanatlarını çıkardı. Konyaspor ise bazen 8’li bazen 9’lu blokla kendi 2. bölgesine yerleşti. Galatasaray iyi yayılmasına rağmen topu hızlı çeviremedi. Konya hep doğru hareket etti. Tabii sadece savunma yönünde. Onyekuru ve Belhanda’yı demarke bırakmadı. 60’ta Konyaspor çıkmaya başladı. Terim’in hamlesi 74’te çift santrfor artı Emre Akbaba oldu ardından Selçuk. Ancak oyunda bir değişiklik olmadı. Galatasaray topu Kocaman’ın istediği şekilde kontrol etti. Terim’in istediği gibi değil.
Gecenin sorusu
3 şampiyonluk adayından herhangi biri tulum çıkarabilecek mi? Herkes zorlanıyor zira.
Maçın starı
Bir yıldız oyuncu performansı izleyemedik. Buraya yazacak hiçbir şey yok maalesef.
Maçın olayı
Galatasaray, oyuna hakimdi ama isabetli şut bulmak konusunda sezonun en kötü performanslarından birini sergiledi. Oyuna hakimken böyle bir sonuç normal mi? Rakip Konya ise evet. İlk maçta da sadece 2 isabetli şut bulabilmişlerdi.
Kısa mesaj
Galatasaray hâlâ tüm maçlarını kazanırsa şampiyon oluyor. Ama bakalım bu sonuç 3 takımın psikolojisini nasıl etkileyecek?
Net kartları vermedi - Deniz Çoban (Fanatik)
Hakemlerimiz net kartları göstermez duruma geldiler. Mete Kalkavan da “Takımlar bizden bulmasın” düşüncesiyle dün maçı yönetti. Luyindama, Ömer Ali, Jevtovic ve Nagatomo sarı kart görmeliydi, Diagne de kırmızıyla atılabilirdi.
Ligde son düzlüğe girdiğimiz günlerde maalesef hakemlerimiz; “Takımlar bizden bulmasınlar!” moduna girdiler. Net kartları göstermez duruma geldiler. Faulleri çalıyorlar gerisine karışmıyorlar. Mete Kalkavan da dünkü yönetimiyle bu düşünceye uygun maç yönetti. 18’de Luyindama’nın rakibinin yüzüne gelen dirseği sarı kart olmalıydı. 46’da Ömer Ali sarı kart görmeliyken, hakem Konyaspor lehine faul çaldı. Benzer durum, Belhanda- Jevtovic pozisyonunda da oldu. Jevtovic Belhanda’nın bileğine bastığı için sarı kart görmeliyken, Konyaspor lehine faul çalındı. 80’de Milosevic’in yüzüne gelen elinden dolayı Nagatomo da sarı kart görmedi.
Diagne ucuz kurtuldu
Bence asıl problem 56. dakikadaydı. Diagne yerde kaldı ve penaltı bekledi. Aslında Zuta’nın Diagne’ye penaltıyı gerektirecek bir müdahalesi yoktu. Aksine Diagne’nin eli rakibinin yüzüne geliyordu. Bana göre Diagne bunu biliçli yaptı. Bilinçli şekilde rakibin yüzüne yapılan müdahaleler-yüz hassas bölgedir- kırmızı kartı gerektirir. Dolayısıyla Diagne’nin ucuz kurtulduğu
Aslan kredisinden yedi - Hakan Can (Fanatik)
Konyaspor’un çok yavaş ve yavan oynadığı, Galatasaray’ın da bu tempoya ayak uydurduğu bir ilk devre seyrettik. Konyaspor bölünmeden parçalanmadan dar alanda savunma yapmaya çalışırken, topa sahip Galatasaray Onyekuru ile biraz kıpırdadı ama pozisyonları da Ömer Ali ile Konyaspor yakaladı. Galatasaray’ın hücum organizasyonundaki kilit isimleri Feghouli ve Belhanda’nın ortada olmayışı Galatasaray’ı da sıradanlaştırdı. Takımbiraz çabuk pas yapınca, pozisyonlar da gelmeye başladı. Galatasaray adına koca devrenin “ah” dedirtecek tek pozisyonu Fernando’nun güzel ara pasında Diagne’nin santimlerle ofsaytta yakalanmasıydı. Luyindama ve Fernando arkadaşlarından daha iyi oynadı, dönen toplar çabuk kazanıldı ama kaliteli orta üretmeden olmaz. Solda Nagatomo, sağda Feghouli ve Mariano orta yaparken ya rakipleri şişledi, ya da topu Diagne’nin 5 metre önüne 5 metre arkasına gönderdi. Koca maç tek süper denebilecek pası Belhanda gönderdi, onu da Diagne kullanamadı!
Gecenin sorusu?
Kanat ortaları nerede?
Maçın starı
Luyindama... İdeal partneriyle oynamasa da, havadan yerden çok etkiliydi. Çok kritik iki müdahalesi ile bence maçın oyuncusu olmayı hak etti. Mariano ise tekniğini inkar edercesine kötü paslar üretti.
Maçın olayı
65-71... Belhanda’nın biri akan oyunda diğeri duran topta verdiği paslarda Diagne ve Ndiaye’nin kaçırdığı fırsatlar. Bu kilit pasları da ondan başka atan yok. Hep oynamalı.
Kısa mesaj
Galatasaray’ın Başakşehir’i yenmesi koşuluyla, rakipler de her maçı kazanırsa bir beraberlik hakkı vardı, kalmadı. Çok heyecanlı olacak.
Terim riskli değişiklikler yaptı - Ömer Üründül (Sabah)
Konya'da temposu düşük, pozisyonu az bir 90 dakika izledik. İlk devrenin tamamını düşük tempo ile Galatasaray domine etti. Konyaspor takım halinde topun arkasına geçip alan daraltarak sahanın geri kalanını rakibine bırakıyordu.
Galatasaray'da ilk 20 dakika Onyekuru hareketliği, dripling yeteneği ve ikili oyunlarla hücum girişimlerinin odak noktası oldu. Devrenin kalanında Feghouli sahne aldı; iki şut ve etkili bir kaç kavisli orta. Ama pozisyon kısırlığı gündemdeydi.
İkinci yarı da aynı şekilde düşük tempoda oynanan bir maç vardı. Konyaspor yine sadece savunma yapıyordu. İlk yarıya göre değişen tek şey maçın son 25 dakikasında Konyaspor'un da hücumu hatırlamasıydı.
Tabi bunda oyunu sürekli zorlayan ve hafta arası da kupa maçı oynayan Galatasaray'ın yorgunluğunun da payı vardı.
Sonra Fatih Terim riskli değişikliklere başvurdu, driplingçi Onyekuru'yu çıkarıp çift santrfora döndü. Bu Konyaspor'a biraz nefes aldırdı. Ama Konyaspor'un gole gidecek bir aksiyonu olmadı.
Çünkü santrfor Yatabare ve yerine giren Jahovic'in yanısıra Fofana ile Ömer Ali son derece güçsüz ve formsuzdu. Onları ayakta tutan ve de önemli bir puan kazanmalarını sağlayan şey Aykut Kocaman'ın oturttuğu disiplinli takım savunmasıydı. Galatasaray sonuçta çok önemli 2 puan kaybetti.
Genelde hiç bir futbolcu kapasitesinin üstünde bir performans sergilemedi. Ben sadece olumlu olarak 1 numaraya Donk'u koyuyorum. Defanstaki başarısının yanısıra neredeyse son saniye kafa ile golü atıyordu.
Son olarak elim kazada hayatını kaybeden Josef Sural'ın ailesine sabır diliyorum. Alanyaspor camiasının da başı sağolsun.
Baskı kurbanı - Levent Tüzemen (Sabah)
Aykut Kocaman'ın Konyaspor'a oynattığı "derin kompakt futbol" anlayışını Galatasaray, ilk yarı aşmakta zorlandı. Konya topu Galatasaray'a verip hem savunmasını hem de orta alanı kalabalık tuttu. Kapalı oyunları açmak için kenarlardan hızlı hücum etmek gerekir. Onyekuru önündeki Skubic'i birçok kez geçti ama etkili ortalar yapamadı. Bu arada Galatasaray'ın hücumdaki oyuncuları, Onyekuru'nun çabukluğunu destekleyici çoğalmayı Konya kalesinde yapamadı. Feghouli-Belhanda- Mariano üçlüsü sağ kanatta aralarında çok sık pas yaptı. Final noktasında yapılan etkili ortalarda önce Fernando sonra Diagne önlerine düşen topları boş kaleye dokunamadı. Beşiktaş maçına saklamak adına Linnes'i oynatmayan Terim, savunmanın soluna monte ettiği Nagatomo'dan ilk yarı boyunca yeterli hücum desteğini bulamadı.
Galatasaray ikinci yarı Konya duvarına toslamayı sürdürdü. Kenarlardan yapılan ortalarda Konya savunması pozisyon hatası yapmadı. Malatya maçında Belhanda oynamamıştı ve Konya'da da etkili değildi. Terim, Belhanda'yı daha erken çıkarıp Selçuk'u almalıydı. Çünkü yabancılar, sıkışan oyunu açma konusunda duygusal patlama sergileyemiyorlar. Yerliler takımı ateşlemek adına daha fazla sorumluluk alıyorlar. Emre Akbaba ile Selçuk'un oyuna girmesi ne kadar doğruysa Ndiaye'nin çıkması yanlıştı. Çünkü Ndiaye sadece savunma yapmaz takımı öne doğru da götürür.
Galatasaray lider olma baskısını kaldıramadı. Çünkü yabancı oyuncu kadrosu, kapanan Konya'ya karşı "Nasıl olsa bu maçı kazanırız" havasında oynadı. Malatya maçının yıldızı Onyekuru ikinci yarı oyundan düştü. Galatasaray topa hakim olunca maçı kazanacağını zannetti. Bazen rakibi bekleyip, Onyekuru'yu hızlı hücuma çıkararak da pozisyon bulabilirdi. Konya taktiğinden vazgeçmedi, Galatasaray tenis topu gibi duvara vurup geri döndü. Ama G.Saray hâlâ şampiyonluk için kendi işini görecek pozisyonda.(Skorer)