Spor yazarları Trabzonspor için ne dedi?
Spor yazarları, Trabzonspor'un deplasman galibiyeti hasretine son vermek için çıktığı ancak 90+10'da yediği penaltı golüyle 1- mağlup oldu Konyaspor maçını değerlendirdi. İşte detaylar...
Olcay Çakır: "Bir türlü olmuyor"
İlk dakikalarda iyi kapanan, ‘geçiş oyunu yakalarsam kazanabilirim’ diyen taraf Konyaspor’du. Ancak kısa süre sonra Recep Uçar ve ekibi şu sonuca vardı: “Bu Trabzonspor, bu temposuzlukla bize gol atamaz. Öyleyse oyunu biz şekillendirelim.” Böylece sıkıcı, kısır, zevksiz bir ilk yarı izledik. Trabzonspor adına bu oyunun teknik analizini yapmak pek mümkün değil.
Şenol Güneş, Trabzonspor teknik direktörü olmasa ve tribünden bir taraftar olarak izlese ne düşünürdü acaba? En çok bunu merak ediyorum. Çünkü olmuyor, oldurulamıyor, çözüm üretilemiyor, istikrarlı bir oyun kurulamıyor. Üstelik bu sadece iç saha veya deplasman meselesi de değil. Trabzonspor’un oyunu, bireylere bağımlı olmaktan kurtulamıyor. Zubkov’un eksikliği bu kadar etkiler mi? Evet, çünkü Trabzonspor’un en ideal kadrosundan biri eksildiğinde ortaya çıkan tablo bu. Daha önce ‘Nwakaeme’nin yokluğu ne kadar hissediliyor’ diyorduk, şimdi aynı durumu yaşıyoruz. Belki de en kritik bölgede oynayan, konsantrasyonunun mutlak saha içine çekilmesi gereken Cham’ın da istikrarsız performansı eklenince, ortaya bu Trabzonspor çıkmış oluyor. Özetle öyle de olmuyor, böyle de... (Fanatik)
Cemal Ersen: "Ruhunu, kişiliğini, özgüvenini yitirmiş!"
Trabzonspor özelinde, Türk futbolu genelinde neye üzülüyorum biliyor musunuz? Yüz milyonlarca euro harcanarak kurulan kadrolara, süper ligin kalitesine, el üstünde tutulan teknik direktörlerin kapasitesine. Hakemlerin, federasyonun ve MHK’nin marka değerine verdikleri zararı katmıyorum bunların arasına. Hepsi milli müdafaa sınırlarını korumak için olsa gerek. Fenerbahçe dışında kim kaldı Edirne ötesinde?
Gelelim maça. 2022 şampiyonluğunu bir yana bırakın, dört büyüklerden biri olarak anılan Trabzonspor yıllardır ne iddia koyabildi lige? Gelenler, gidenler, garip transferler ve veda edilen değerler. Bunların hesabı sorulmayacak mı? Dün de Konyaspor maçına dillere destan “deplasman fobisini” yenmek çıktı bordo-mavili ekip. O zaman sorayım; Trabzonspor kazanmak için ne yaptı? Puan alabilmek adına nasıl mücadele etti? Teknik direktörünün maç öncesi ve içinde futbolcu tercihleri doğru mu idi? Forma giyenler, beklentiyi karşılayabildi mi?
Dört sorunun tümüne olumsuz yanıt veriyorum. Son dakikadaki VAR penaltısı öncesi korner köşesinde çıkan arbede dışında, bu oyuncu grubunun sezon boyunca birlik beraberlik içinde olduğunu görmedim. Ya birbirlerini, ya hocalarını ya da yaşadıkları ortamı sevmiyorlar. Karadeniz ekibi adına berbat bir doksan dakikayı değerlendirirken bazı futbolcuların hakkını da vermem gerek. Kenara gelinceye dek Savic, savunmanın sigortası haline gelen Batahov, sol bekin yeni transferi Mustafa ve 35 yaşındaki Visca’nın özverisini ayrı bir yere koyuyorum. Ve soruyorum; Chem, Mendy, Banza, Lundstram ve Sıkan memnun mudur performanslarından? Başka bir açıdan bakarsak; teknik direktörlerinin oyun kurgusu ve planından mutlular mı? Konu Şenol Güneş’e gelince; ona saygı duyar, sever ve yıllar öncesine dayanan dostluğumuza dayanarak eleştiri hakkımı kullanırım. Bunca başarı, madalya ve gurur arşivinizde yer alırken alırken; ruhunu, kimliğini, sevincini ve coşkusunu yitirmiş bir Trabzonspor’u kurtarma çabasına girmenizi anlıyorum da.
Umarım futbola veda sezonunuzda, hak ettiğiniz takdiri görürsünüz Şenol hocam... (Milliyet)
Koray Durkal: "Trabzonspor karanlığa hapsoldu!"
Trabzonspor'un hafta içi kupada oynadığı Rize maçından sonra Süper Lig’de Konya deplasmanındaki oyunu gece ile gündüz kadar farklıydı. Bu sezon deplasmanda galibiyeti olmayan Trabzon 90 dakika boyunca topa sahip olan taraftı ancak bu üstünlük sadece kağıt üstündeydi. Gerçek şu ki topa sahip olan bordo mavili ekibin en ufak organizasyonu da yoktu.
Şenol Güneş’in 60. dakikadan sonra yaptığı 3 değişiklik ise kötü oyunun tuzu biberi oldu adeta. Sezon başından beri ideal kadro konusunda sıkıntılar yaşayan Güneş, Konya deplasmanında elindeki malzemeyi de doğru bir mühendislikle kullanamadı. Banza, Cham ve Savic’i oyundan alan Güneş yerlerine sahaya sürdüğü Ozan Tufan, Arif Boşluk ve Serdar Saatçı ile taraftarları da büyük bir şaşkınlığa uğrattı.
Bu kadar organizasyon anlamında eksik bir takımı hücum bölgesinde tutabilecek oyuncuları kenara alması Konyaspor’un hem işini kolaylaştırdı hem de son dakikada maçı kazanmasını sağladı. Hafta içi kupada bembeyaz bir tablo sergileyen Trabzonspor ligde karanlığa hapsoldu. (Hürriyet)
İskender Günen: "Dışarıda kimliğini bulamıyor"
Dile kolay, deplasmanlarda galibiyet alamama süresi 300 güne yaklaşmakta! Bunu bir deplasman fobisi olarak görmek bana göre sorunların çözümü değil, sorunların başında sıradanlaşmak gelmekte. Çünkü büyük takım olma kimliğinden deplasmanlarda uzaklaştığı gerçeği var. İlk 45 dakikalık bölümde Trabzonspor'un kullandığı korner yok! Topa sahip olmak önemli ama her şeyden önemlisi topa sahip olduğunuzda topun hızı ve çabuk oyun. Bu da Trabzonspor'da yok. Top üçüncü bölgeye geldiğinde ise bırakın üretkenliği atak girişimlerinde bile yetersizlik öne çıktı. Orta alanda bir Cham var ki oyunda kaldığı sürece katkı vermekten son derece uzaktı. İki kenardan da istenilen atak girişimleri bir türlü gerçekleştirilemedi.
İkinci yarı yapılan oyuncu değişiklikleri, rakip alanda daha fazla göründüğü anlar, Ozan ile girilen net gol pozisyonunda Konyaspor kalecisi başarılıydı. Bu maçta Trabzonspor adına takıma en fazla katkı yapan oyuncu ise savunmadaki Batagov'du. Birçok pozisyonda kritik hamleleri vardı ve aldığı her topu savunmadan olumlu kullanarak takımı atağa çıkaran isim oldu. Sonuç; yine her zaman olduğu gibi deplasmanlarda büyük bir hayal kırıklığı… Bir türlü istenilen, arzu edilen mücadele gücü ve coşku ne yazık ki gösterilemiyor. Bu da istikrarlı bir yapının oluşmasında büyük bir engel olarak karşımızda durmakta. (Sabah
Mustafa Çulcu: "Penaltı doğru hakem kötü"
Maçın ilk yarısı temposuz ve pozisyonsuzdu. İki takım da sanki beraberliğe razı bir görüntü çiziyordu. Bu bölümde akılda kalan pozisyon Kramer'in kafa vuruşunun Trabzonspor kale direğinden dönmesi ve Malheiro'nun çizgiye inip kestiği, kimsenin içeride olmadığı pozisyon. Trabzonspor'da Visca dışında çilingir yok, arkaya koşular, kanat değiştirmeler, dış şutlar yok. Konyaspor'un 'Kontratakla yakalarsam atarım, üstüne yatarım futbolu' ikinci yarıda devam etti. Pozisyon da buldular. Şenol hoca yaptığı değişikliklerle risk aldı. Oyunda orta alan ve pas trafiği yerini uzun toplarla hızlı geçişlere bıraktı. Rakip ceza alanında pozisyon buldular ama Banza ve Cham çıkınca bitirici vuruşları yapacak kimse kalmadı. Alınan riskin bedeli ağır oldu. Son dakikada kazanılan penaltı ile Konyaspor kazanarak 3 puanı almayı başardı.
Hakem Ozan Ergün boylu poslu, iyi bir fiziği ve sakin yapısı olan bir hakem. Ligde 15'inci, Trabzonspor'un ise 2. maçına çıktı. Atama trafiğine bakıldığında şans bulduğu, büyük destek gördüğü bir gerçek. Zamanla daha iyi olacaktır. En üst ligde düdük çalan bir hakemsin, lakin futbolun ruhunu teşkil eden faul ve fena hareketleri (12. kural), yani futbolu bilmiyorsun. Futbolun doğasında olan temaslarla faulü ayırt edemiyorsun. Çaldığın 24 faulün yarısı faul değil. Uzatmanın son dakikasında tek kritik pozisyon oldu, o da VAR'dan geldi. Lundstram'ın açık olan sol eline gelen top net penaltı. Ülke hakemliğimizin klasik VAR'a yaslanarak maç yönetme yapısı devam ediyor. Genç hakem neslinin, yetişme ve hakemlik kültürü maalesef bu doğrultuda hızla devam ediyor. UEFA, VAR'a yaslanan hakem istemezken bizde ise VAR ile var olan hakem kabul görüyor. (Sabah)
Ulaş Özdemir: "Deplasman kabusu"
Trabzonspor'un deplasman sıkıntısı devam ediyor. Maçın ilk yarısında iki takım da kontrollü bir oyun tercih etti, bu da temponun oldukça düşük kalmasına neden oldu. Konyaspor, savunma güvenliğini ön planda tutarak geride beklemeyi seçti. Trabzonspor ise topa sahip gibi görünse de pas temposu oldukça düşüktü, bu da iyi kapanan Konyaspor savunmasını aşmayı zorlaştırdı.
Hücumda hareketlilik eksikti, özellikle Savic'in takım arkadaşlarına el-kol hareketleriyle yönlendirme çabası bunu gösteriyordu.
Trabzonspor, Visca ve Sikan gibi oyuncularla bloklar arasında top almayı pek denemedi, bu da pozisyon üretimini kısıtladı. İkinci yarıda Trabzonspor, oyuncu değişiklikleriyle daha hareketli bir oyun sergiledi. Ancak buna rağmen, deplasmandaki galibiyet hasreti yine son bulmadı.
İç sahada dominant bir oyun sergileyen Trabzonspor'un deplasmanda bambaşka bir kimliğe bürünmesi, takım adına büyük sorun.Galibiyetsiz geçen her deplasman maçı, bu özgüven problemini daha da derinleştiriyor. Bu farkın giderilmesi şart, aksi takdirde Trabzonspor'un istikrar yakalaması zor görünüyor.
Galibiyetsiz geçilen her deplasman maçı özgüven problemini daha da derinleştiriyor. Böyle giderse istikrar yakalamak zor olacak. (Takvim)