Spor yazarlarından değerlendirmeler: 'Bu futbol Prime Time'ı hak etmiyor'
Küskün futbolun intikamı - Ercan Güven (Milliyet)
Halı mıdır, seccade midir her ne ise, asıl Sivas’ta lazımdı Fenerbahçe’ye!..
Yanlış anlaşılmasın Cocu’yu sarıp memleketine postalamak için değil, onun vadesini devre arasına kesti Başkan…
Hataları, korkuları altına süpürmek için de kullanılır halı!
Çünkü herkes bıktı.
Evet… Sivas’ta beraberlik, düşme hattının üzerindeki (!) Fenerbahçe’nin sezon başından bu yana her maçta pekişen kimliğe göre hiç de fena değil… 9. Haftada taraftara dokuz doğurtan, bir türlü toparlanamayan, gol atamayan, kazanamayan, hatta kadrosu belli olmayan bir Fenerbahçe, Sivas’tan zaferle dönecek değildi.
Gelelim maça… Slimani ve Benzia’nın yokluğunda sanki bir puan yetermiş gibi sol kanatta İsmail’le çıktı sahaya Fenerbahçe… Valbuena ile Barış kulübede otururken arkada Hasan Ali önde İsmail!..
Gerçi ilk yarıda maçın kalede biten tek pozisyonunu hazırlayan İsmail’di ama asıl sebep dağları bekleyen korkuydu ve Sivasspor’un Robinho’sunu durdurmak gerekiyordu.
Neden? Çünkü mağlubiyet, eve kesin dönüş anlamındaydı Cocu için. Takım ve Hoca bu hale gelmişti sekiz haftada…
Ancak 25 dakika sonra Emre ile yer değiştiren Robinho sola geçip hemen Hakan’ı pozisyona sokunca bu sefer orta sahadaki Jailson, Skrtel ile Roman’ın arasına girmek zorunda kaldı ve Fenerbahçe orta sahası çöktü.
Kapalı Sivas savunmasını açması beklenen Fenerbahçe’nin Şener’li Ayew’li sağ kanadı ise hiçbir işe yaramıyordu.
Zaten her iki takım için de maçın ana fikri, rakip oynarken topun arkasına geçmek ve oyunu kilitlemekti. Bu kilidi ancak coşkulu, konsantre bir oyun ve yetenekli ayaklar açabilirdi.
Ne yazık ki Fenerbahçe’de öyle bir yetenek yoktu. Varsa bile takımın yaşadığı süreç yeteneğin ortaya çıkmasında en büyük engeldi.
İkinci yarıya Cocu hiçbir değişiklik yapmadan başladı ama sahadaki Fenerbahçe bir tık fazlaydı.
İki taraf da “kazanabilirim” diye düşünüp topun arkasına geçme prensipleri bir kenara bırakılınca Soldado ve Emre fırsat yakaladı ve atamadı.
Fenerbahçe’nin oyunu galibiyet ışığı vermediği için Cocu 60. dakikada iki değişiklik birden yaptı. Şener’in yerine Isla, Ayew’in yerine Mehmet Ekici.
Olumlu bir hamleydi….
Ve 71’deki Frey’in kaleciden dönen topunu tamamlayamayan Soldado, 74’de Mehmet Ekici’nin direkten dönen şutu, risk alan, kazanmak isteyen Fenerbahçe’nin savunma yapan Fenerbahçe’den çok daha keyifli ve galibiyete yakın olduğunu kanıtlıyordu.
Ama futbolu küstürmüştü bir kere Fenerbahçe… Şans, yanında değil karşısındaydı. Oyuna ağırlığını koyan, Fenerbahçe’ye vites attıran Mehmet Ekici 17 dakika sahada kaldıktan sonra sakatlanarak gözyaşları içinde oyunu terk etti, Fenerbahçe’nin altından bir kez daha çekildi halı.
Hâlâ ayakta ise sebebi formadaki çubuklardır sadece; sportif direktör, hoca, futbolcular değil.
Kazanmayı unutan takım - Faik Çetiner (Vatan)
F.BAHÇE’NİN transfer ayında yanlışlıklar yaptığı kesin. Kadroda çok önemli yıldızlar da yok, kabul... Ancak eldeki malzemeden sahaya daha iyi 11’ler sürülebilir, dünkü gibi değil! Slimani’nin sakatlığında Soldado formayı kapmış. Peki Hasan Ali’nin olduğu 11’de Köybaşı’nı sahaya sürmenin amacı ne? Hem de sol önde!
KULÜBEYE bakıyorum, Valbuena var, M.Ekici var, Alper Potuk var, genç Barış var ama, tercih İsmail Köybaşı! Sivasspor’un 3 önemli yabancısının olmadığı maçta F.Bahçe yine ilk 45 dakikada rakip kale önünde fazlaca gözükemedi. Takımın tek işi rakibe baskı yapıp topu kazanmak! Ne onu iyi kullanan ne de kale önünde beceri sahibi ayaklar yok.
COCU HAMLE YAPMADI
DEVRE golsüz kapandı. Cocu hamle yapar dedik, yapmadı. İki taraf da kazanmak için ofansif futbolu tercih ediyordu. F.Bahçe, Soldado ile iki önemli fırsatı kaçırırken, kaleci Tolgahan da önemli kurtarışlara imza atıyordu. F.Bahçe’de de Harun kusursuz oynuyordu.
COCU hamleleri son yarım saatte yapmaya başladı. Şener’in yerine Isla’yı, varlığı-yokluğu tartışılır Ayew’in yerine de M.Ekici’yi sahaya sürdü. Dikine oynayan, adam eksilten M.Ekici ve ona ayak uyduran Eljif Elmas’la F.Bahçe sahada kendini göstermeye başladı. Ekici’nin kullandığı serbest atışta ise topun üst direkten dönmesi büyük şansızlık. Maçta öne çıkan Mehmet Ekici’nin kısa sürede sakatlanıp oyundan çıkması da hem kendi hem de takımı adına bir başka şanssızlık oluyordu.
OYUNUN son bölümünde F.Bahçe’nin rakip kale önünde gözüktüğü ancak, formsuz ve beceriksiz santrforları Frey ve Soldado’yla golü bulamadığını görüyorduk. Dünkü beraberlikle F.Bahçe’nin başı biraz daha fazla ağrıyacak. Kazanmayı unutan bu takımın elbette şampiyonluk hesapları yapması çok zor. Yıldız yokluğu çektiğimiz maçlarda Robinho’yu izlemek de gecenin futbol keyfiydi...
Avrupa’ya gidemezler - Erman Toroğlu (Fotomaç)
Fenerbahçe Teknik Direktörü Cocu'nun bu kadar maçtan sonra artık bazı oyuncuları sabitlemesi gerekiyor.
Soldado kaç haftadır yok. F.Bahçe'nin bu kadrosunda banko santrfor oynayacak tek adam var, o da Soldado...
Dün akşam pozisyonlara girdi. Adam sonuçta golcü, kaçırdı.. Tamam ama o pozisyonlara girmek de önemli.
Kaçırmasını da ben maçsızlığa bağlıyorum.
Adamı birinci maçta oynatıyorsun, sonra kaybediyorsun. Sonra tekrar oynatmaya başlıyorsun.. Adam bir defa beyin olarak hazır değil, seninle mücadele ediyor. Ama aslında bu mücadeleyi o başlatmıyor, sen başlatıyorsun... Tabi sen misin, yoksa perdenin arkasında olan Comolli mi; onu bilmem!
Çok net, Isla varsa, Isla oynar. O kötü oynarsa veya formsuzsa Şener oynar. Aradan bu kadar hafta geçti, F.Bahçe'nin en az 7-8 yerinin belli olması gerekirdi. Ama Cocu dama taşı gibi oynuyor hala takımla.. Yine söylüyorum, burada teknik adamın kafasını karıştıran Comolli mi? Bence o görünüyor!
İkinci yarı bir hayli fırsatlar geldi F.Bahçe'nin ayağına. Ama hücum edeyim derken, bu kez de Sivasspor iki pozisyon yakaladı..
Bir de yeni moda çıktı. Herkes sakatlıkların arkasına sığınıyor. İyi antrenman yapan ve kendine bakan futbolcular sakatlanmazlar.
Eğer bu kadar sakatlık varsa, o iş zaten sakattır! İşte Ekici misali.. Bu kadarına 'pes' derler. Ben bunun hesabını hem teknik adamlardan sorarım, hem de tıpçılardan!
Önce Galatasaray kendi evinde puan kaybetti, dün akşam da Fenerbahçe deplasmanda.. Bakalım bugün Beşiktaş ne yapacak?
Ama şu bir gerçek. Fenerbahçe bu sene ilk üçe-dörde girer mi? Yani Avrupa'ya gider mi?
Bu teknik adam ve futbolcularla zor!
Hatta çok zor..
Elmas parladı ama yetmedi - Ali Ece (Fanatik)
Eğer Fanatik Gazetesi bana bu maçı yazma görevini vermeseydi, karşılaşmanın 15. dakikasından itibaren Elmas ve Robinho’nun topla buluştuğu anlar dışında ilk yarının kalanını izlemezdim. O kadar kısır bir 45 dakikaydı. Slimani ve Benzia’nın yokluğunda teknik yetenek açısından sadece genç Elmas, Fenerbahçe kalite standartına yakındı. 50’de Elmas’ın Soldado’ya attığı savunma arkasına ara pası, üstün kalitesiyle maça olan konsantrasyonumu artırdı. İkinci yarıda daha yüksek tempo ve pozisyon zenginliği vardı. Elmas’ın yanı sıra Mehmet Ekici gibi hücumda üretebilen bir oyuncu da dahil olunca Fenerbahçe bir süre Cocu yönetimindeki en üretken futbolunu oynadı. O dakikalarda Slimani’yi mumla aradı. Frey çalışkan ama teknik açıdan yetersiz. Soldado oynamadıkça paslanan bir yetenek.
Gecenin sorusu
İkisi de kötü oynamadı ama solda hem İsmail hem Hasan Ali gerekli miydi? Ayew kariyerindeki en iyi maçları solda oynadı, sağda verimsiz değil mi?
Maçın starı
Elmas’ı bu yaşta o düşük maliyete Fenerbahçe’ye kazandıran kimse transferde daha çok söz sahibi olmalı.
Maçın olayı
Mehmet Ekici’nin kısa sürede çok etkili olup hemen sakatlanması... O yeteneğe yazık oluyor.
Kısa mesaj
Slimani dönünce arkasında Benzia ile bir santrfor bir ekstra oyun kurucu formatına dönülmeli.
Bu futbol Prime Time'ı hak etmiyor - Uğur Meleke (Hürriyet)
Sivasspor’un en etkili oyuncusu Douglas’ın olmadığı bir günde Fenerbahçe’nin iki sol bekle oyuna başlaması garip. İlk bir saatte oyunu o iki bekin olduğu sol taraftan kurmaya çalışması daha da garip! Doğrusu Süper Lig’de cumartesi 19’da sol açıkta İsmail, santrforda Frey standardında oyuncuları izlemeyi unutmuşuz. Prime-time takımı değil bu bence. Bu kalitede bir takım, gündüz 13’te filan oynayabilir ancak!
Geçen haftaki Malatya-Sivas maçını izleyebildiniz mi bilmiyorum... Hem 11’e 11’ken, hem de 11’e 10’ken garip bir oyun vardı Malatya’da. Orta sahalar yürüyerek geçildi, bir bu kalede, bir o kalede net pozisyonlar yaşandı maçın büyük bölümünde. Hemen hemen aynı Sivas takımı vardı dün yine sahada. Son derece aç. Her topu direkt hücuma taşımayı deneyen, sürekli gol düşünen bir takım. Tamer Tuna’yı tebrik etmek lazım bu sıradışı tavrı için.
Ancak aynı Sivasspor bu aç görüntüsü sebebiyle bolca da açık vermişti Malatya’da. Eğer Fenerbahçe teknik ekibi geçen haftaki Malatya-Sivas maçını izlediği halde dünkü 11’i seçtiyse enteresan. Malatya’daki maçı izlemedilerse acı... Zira Sivas’ın oyun kurucusu, sağ beki Douglas. Onun olmadığı bir günde siz topa daha fazla sahip olmayı hedeflemeli, soldan hücum edebilecek bir kadroyu sahaya sürmelisiniz. Ancak Cocu, sanki Sivas’ı daha önce hiç izlememiş, Douglas’ı hiç duymamışçasına arka arkaya iki sol bekle çıktı sahaya. Üstelik kulübede oturan tam 4 adam, Valbuena, Alper, Barış ve Ferdi’nin her biri o pozisyonda oynayabilecekleri halde.
Cocu kalıcı olmak istiyorsa artık şunu anlamalı: Süper Lig’de bir İstanbul büyüğünün A planı, uzun santrforuna şişirip serseri top kazanarak hücum etmek olamaz. Bu ligin koşullarında bir büyük takım bunu sıkışan bir maçın son çeyreğinde düşünebilir ama A planı bu olamaz. Dün son yarım saatte orta sahalar yürüyerek geçilmeye başlandığında her 2 takım da bolca pozisyon buldu ama o Rus Ruleti bölümüydü maçın. Her iki ekip de atabilirdi, ikisi de atamadı. Cocu bence o son yarım saate bakıp çok pozisyon ürettiklerini, iyi oynadıklarını filan zannetmemeli.
Tipik bir Anadolu takımı
MAÇIN 65’inci dakikasında istatistikleri inceliyordum. Son yarım saatlik kaos bölümünün hemen öncesiydi. Sivasspor’un ev sahibi olduğu herhangi bir maçta şutlarda 13-3 önde olmasını garipsemezsiniz aslında. Ama misafir ekip Fenerbahçe’yse garipsiyorsunuz biraz. Bu istatistiğe bakınca konuk ekibin bir İstanbul büyüğü değil, tipik bir Anadolu takımı olması lazım diye düşünüyorsunuz otomatikman.
Maçın ilk 65 dakikası itibariyle bireysel performanslara bakıldığında Muhammet Demir ve Emre Kılınç’ın da 4’er şut attıkları görülüyordu. O dakika itibariyle Fenerbahçe’nin takım olarak toplam şut sayısı 3’ken üstelik!
Robinho daha ciddi olmalı
DÜN takımların ve futbolcuların ismini hiç bilmeyen, ilk kez futbol izleyen biri tribünde olsa, herhalde sadece onu ayırt ederdi. Öyle farklı duruyor sahada. Ama biraz daha ciddi olsa, sahadan bir asist-bir golle çıkabilirdi Robinho.
Maçın itirazı
44’ÜNCÜ dakikada Ziya sağdan sola yüksek bir pas atıyor. Sol açıkta topu bekleyen Robinho durarak Şener’i perdeliyor. Kalça çıkmıyor, dirsek yok, tamamen nizami. Sadece alanı kaparak... Ve milli bek Şener kendini yere atıp bu pozisyona itiraz ediyor. Türk futbolunun özeti...
Maçın hamlesi
FENERBAHÇE maça sürpriz biçimde arka arkaya iki sol bekle başlayınca, 20’de Tamer Tuna, Emre Kılınç’ı sağa, Robinho’yu sola çekti. Sivasspor hücumunun aklı olan Robinho, sağ tarafta yalnız kalan Şener’e karşı daha çok alan buldu, çok daha fazla pozisyon üretti.
Maçın rakamı
FENERBAHÇE’nin sadece hava topu alması için en uçta kullandığı İsviçreli santrfor Michael Frey, ilk yüksek topu kazandığında dakikalar 32’yi gösteriyordu! Frey, Fenerbahçe’nin sürekli şişirdiği ilk yarıyı 2 hava topu kazanarak tamamlarken, mevkidaşı Muhammet 4 hava topu aldı.
Maçın doğrusu
SAYISIZ yanlışın bir araya geldiği bir maçta Fenerbahçe’de belki de en doğru gözüken şey, Eljif’in doğal pozisyonunda, yanında bir 6 numara ile özgür oynamasıydı. Cocu’nun orta ikilide Eljif’e yer vermekte ısrar etmesi, yanında Mehmet-Jailson’dan sadece birini kullanması doğru karar.
Maçın adamı: EMRE KILINÇ
Olmayınca olmuyor, şans da yok - Rüştü Reçber (Hürriyet)
Şu anki durum itibariyle Fenerbahçe’deki sıkıntılı süreci aşmanın en önemli yolu sahadaki neticelerden geçiyor. Başkan Ali Koç ve yönetim kurulu inanılmaz bir gayretle kulübün geleceğini inşa etmeye çalışırken gelecek galibiyetler, kuşkusuz ki en çok kendilerini mutlu edecektir.
Geçmiş haftaları masaya yatırdığımda, şu an bulundukları noktayı hak etmeyen bir futbol sergilediklerini görüyoruz. Futbolda ‘keşke’lere yer yoktur ama kötü oynayarak bu duruma gelinseydi, herkesin bakış açısı daha değişik olurdu ama gerçekçi bakıldığında; sonuç olarak iyi neticelenmeyen maçlar oynadılar. Hal böyle olursa her maça çıkarken stresi ve baskıyı fazla hissetmeye başlarsın. Aslında Fenerbahçe’ye lazım olan şey 2-3 maçlık bir galibiyet serisi. Tarihin en kötü başlangıcını yapsanız da, büyük kulüplerin en büyük özelliği ayağa kalkmayı bilmektir. Bu, böyle kulüplerin doğasında vardır. Sadece onu ateşleyebilmek önemlidir. Dün, biraz şanssızlık biraz beceriksizlik galibiyet hasretinin sürmesine yol açtı. Milli maç arasında Samandıra’ya Cocu’yu ziyarete gittiğimde takımla beraber yemek yedim. Şunu net bir şekilde söyleyebilirim; Fenerbahçeli futbolcuların gözlerinde mahcubiyetin yanı sıra hırs da vardı. Ve edindiğim izlenim pes etmeye hiç niyetlerinin olmadığı idi.
DEFANS iYi YOLDA
Samandıra ziyaretimdeki bir başka gözlemim teknik direktör Phillip Cocu ile ilgiliydi. Cocu bu kısa süreçte bazı tecrübeler edinmiş. Artık her şeye daha hakim. Dünkü maçta kaleci Harun geçmiş maçlardaki kadar yere yatmadı. Bu Fenerbahçe için iyi bir görüntüydü. Defansif açıdan gelişim içinde olduklarını gösterdiler.
FENERBAHÇE’NiN 2 ÖNEMLi EKSiĞi VARDI
4-4-2 oynamak zordur. Arada geçişleri yapacak oyuncu olmadığı için takımın birlikte oynaması lazım. Bunu aksatırsanız asıl sorunlar o zaman başlar. Fenerbahçe ikinci yarıda belki de hücum anlamında en iyi futbolunu oynadı. Büyük takımsanız yakaladığınızı atacaksınız ki, rakibin de direncini ve isteğini kırabilesiniz. Fenerbahçe dün Sivas’ta ikinci yarıda birçok pozisyona girdi ama golü bulamadı. Mehmet Ekici oyuna girince etkisini gösterdi ancak sakatlanıp çıkması hem kendi hem takımı adına büyük şanssızlık oldu. Dün F.Bahçe’nin 2 eksiği vardı: 1-) Gol atmayı beceremediler. 2-) Orta sahada bir büyük takıma yakışmayacak kadar çok boşluk verdiler. Sivas daha dikkatli hücum yapsaydı F.Bahçe yine sahadan boynu bükük ayrılabilirdi. Gerçi rakibin etkili olduğu anlar yaşandı ama formu yükselen Harun, gole izin vermedi.
Koç neyi bekliyor? - Ahmet Çakar (Sabah)
Sözüm ona Fenerbahçe, Cocu'yu vizyon değiştirmek için getirdi ama dün akşam ilk 11 açıklandığında vizyonu gördük. Eğer koskoca Fenerbahçe'de Hasan Ali Kaldırım arkada, İsmail Köybaşı da sol önde oyuna başlıyorlarsa takımda vizyon falan değişmemiştir. Aksine hızla sıradan bir Anadolu takımına dönüşmektedir.
Frey diye bir oyuncu almışlar. Kuvvetli, iyi niyetli, fedakâr ama asla bu seviyelerin futbolcusu değil. Sonuçta Fenerbahçe'ye bakıyoruz, tuhaf bir ilk 11'le başa başladılar. 75 dakika hiçbir şey oynamadılar. Orta sahada tüm yük Eljif'le Jailson'un üzerine kaldı. Kanatlarda oynayan ne Ayew ne de İsmail Köybaşı orta sahayı kalabalıklaştıramadılar ve sonuçta Fenerbahçe 1 puan alabildi. Bu demek değil ki dün gece maçı kazanamazlardı. Tabii ki kazanabilirlerdi. Özellikle Mehmet Ekici oyuna girdi, 15 dakika civarında oynadı, bu dakikalarda da Frey, Soldado golleri kaçırdılar. Ekici'nin de harika frikiği direkten döndü.
Fenerbahçe kazansaydı da aynı şeyleri söyleyecektim. Fenerbahçe'ninfutbolu içler acısı... Özellikle üretme ve direnç konusunda hiç ama hiç ümit vermiyor. Sivas, neredeyse tüm maç orta sahayı çok rahat geçti. Diğer Sivaslılar, özellikle hücumda Robinho'ya biraz ayak uydurabilseler, ceza alanına kadar gelen Sivas takımı biraz daha yaratıcı olsa Cocu'yu çoktan halıya sarıp yollamışlardı.
Aslında dün gece gördük ki Cocu, Fenerbahçe için asıl kanayan yaradır. Çıkardığı 11 arızalı, oyuncu tercihleri arızalı, oynattığı oyun arızalı. Fenerbahçe bir bir eriyor ve maalesef Ali Koç hâlâ devre arasını beklemekten söz ediyor. Allah yardımcıları olsun. Fenerbahçe'de işler hiç ama hiç iyi gitmiyor.