Belhanda hücumun hızına büyük katkı yaptı. Duran topları 1. sınıf kullandı. Faul aldı. Sarı kart göstertti. Asist yaptı. Kilit paslar attı. Gerçek bir 10 numara gibi oynadı. Tudor’un takımını 3’lü mü 4’lü mü oynattığını tartışmak mümkün. Solda Denayer sağda Mariano olunca savunmanın oyuna girişi otomatikman asimetrik olur. Dolayısıyla ‘3’lü oynattı’ diyenlere itirazım olmasa da ben savunmanın maçın başından sonuna kadar 4’lü dizildiğini düşünüyorum. Hadi 3.5 diyelim... Asıl önemlisi 8. dakikada gelen goldeki hücum kalabalığı ve yayılması. Soldan gelen akında Gomis’in pivot performansı ve altıpasa koşan Mariano’ya attırdığı gol, bizim ligde sık rastlanır işlerden değil. Galatasaray belki ilk haftalardaki ön alan baskısını istediği seviyede yapmadı ancak oyunun özellikle ikinci yarısında Gençler savunmasının kafasını çok karıştırdı. (Mehmet Demirkol - Fanatik)
Sneijder kadar görkemli bir kariyer ve taraftar sevgisine sahip olmasa da Belhanda’nın duran top organizasyonlarında en az Hollandalı kadar başarılı olduğunu söyleyebilirim. Tamam ligdeki pek çok golcüden çok gol atan Maicon, toplara şahane gidiyor ve zamanlaması çok iyi ama Belhanda da topu tam onun istediği bölgeye kesiyor. İlk kafa şutunun direkten auta gidişi ise Maicon’un talihsizliğiydi. Kesin bir şey daha var Sneijder assolist, Belhanda orkestra şefi... Eren bir tane Rodrigues’e mükemmel ara pası yaptı, 3. golün başında müthiş bir koşu yapan Belhanda’ya güzel bıraktı, golden hemen sonra Gomis’e gollük bir pas attı, en sonunda bir Tolga’ya asist yaptı. Açıkçası Gomis’in sırtından çok yük aldı. (Hakan Can - Fanatik)
Rodrigues'in hücuma kattığı hız ve çabukluğu Tudor'un gördüğüne inanıyorum. G.Birliği maçında Galatasaray rakip kalede pozisyon olarak üretken olduysa bu tamamen Rodrigues'in hiperaktif oyunu sayesindedir. Ele avuca sığmayan Rodrigues G.Saray'ın elindeki tek aktif hızlı kanat oyuncusudur. Çünkü Yasin-Sinan Gümüş ikilisi rekabete girecek çalışmaları yapmıyor. Tudor eğer Fenerbahçe ve Trabzon maçlarında Rodrigues'i oynatsaydı Galatasaray pozisyon üretmekte kısır kalmazdı. Rodrigues'in çabukluğu, dinamizmi ve hızı sayesinde Gomis-Belhanda-Mariano- Tolga gibi oyuncular topu kullanacak geniş alanları buluyor. Tudor'un cesur davranıp Eren- Gomis ikilisini oynatması G.Saray'a gol olarak yaradı. Eren'in hava hakimiyeti sayesinde Gomis markajdan kurtuldu ve Mariano'ya gol attırıp kendisi de özlediği gole kavuştu. Kırmızı kart Belhanda'yı adam etmiş... (Levent Tüzemen - Fotomaç)
Maçtan önce kadroyu görünce, “Tudor yine ne yapmaya çalışıyor böyle?” diye içinden geçirmeyen bir Galatasaraylı var mıdır acaba? Hiç sanmıyorum... Maçtan sonra sonuca bakıp da “İşte dahi Tudor. Ne kadar da cesur bir hoca” yorumlarını ise az çok tahmin edebiliyorum. Haticeye değil de neticeye bakacak olursak, evet çok haklılar. Çünkü Tudor ya gerçekten bir dahi ya da çılgın bir deli! Öyle olmasa, iki haftada kaybettiği 5 puanla koltuğu sallanırken, asla böyle bir kadroyla sahaya çıkmazdı. Trabzon mağlubiyetinden sonra tekrar dörtlü savunmaya dönüp, böyle bir riske girmezdi... Şimdi sorulması gereken soru şu: Alınan bu farklı sonuca rağmen, ‘Tudor’un oynattığı bu sistem, gelecek maçlar için size ne kadar güven veriyor?’ Acaba Hırvat hoca, Başakşehir ve Beşiktaş derbilerinde böyle bir sistemle sahaya çıkabilir mi? (Erhan Telli - Habertürk)
Galatasaray teknik direktörü Igor Tudor'a bulduğum son sıfat; ''ENTERESAN''. Gerçekten enteresan bir adam. İkili forvet tercihi, Rodrigues'i (Feghouli'nin cezasından dolayı da olsa, nihayet) sahaya sürmesi, enteresan olduğu kadar güzeldi de. Artık bir saplantı haline gelen üçlü savunma tercihiyse gerçekten bıktırdı. Maçı izlemeyenler, yazdıklarımın ''saçmalık'' olduğunu zannedebilir. Erken golle öne geçen Galatasaray'ın ikinci golüne kadar kalesinde gördüğü tehlikeleri bulup izlesinler. O dakikalarda Muslera'nın performansı ve şans yardım etmese, olası bir konuk ekip golü maçı komaya sokabilirdi. Maicon'un duran toptan kafayla gelen golü, Kızılderili kuşatmasında imdada yetişen süvari birliği gibi geldi. 2-0'dan sonra ise Mesut Bakkal ve talebelerinin farka giden maçı lehlerine çevirmesi, freni patlamış yokuş aşağı giden bir kamyonu durdurmak kadar zordu. Maçta bireysel performansıyla, olumlu anlamada beni en çok şaşırtan isim; Belhanda'ydı.. (Serkan Korkmaz - Fotomaç)