Spor yazarlarından Trabzonspor - Fenerbahçe değerlendirmesi!
Novak… - Aksal Yavuz / Milliyet
Trabzonspor’da moraller bozuktu… Her anlamda bu derbi onlar için büyük fırsattı. Fenerbahçe, Galatasaray derbisinde kötü gidişe “dur!” demiş. Devamında Anderlecht ve Alanya galibiyetleri az da olsa moralleri yerine getirmiş...Onlar için de Trabzonspor maçı çok önemli... Kazanırsa; Trabzonspor’u yakalayacak, en az 6 basamak yukarı çıkacak... Trabzonspor kaybederse; kazanlar kaynamaya başlayacak... Onur ve Burak’ın kadro dışı kalmasıyla alakalı bu maç üzerinden değişik fallar açılacak ve birçok konu yeniden masaya yatırılacak! Anlayacağınız, iki takım için köprüden önce son çıkış maçıydı! Genel özet bu... İlk yarının özeti, Rodallega’nın atamadığı, diğer ifadeyle Harun’un kurtardığı penaltı karşılaşmanın seyrini değiştiren en büyük hareketti. Doğal olarak herkes birbirine “Burak olsa atardı” diyecektir. Futbol bu her oyuncu kaçırabilir. Burak da kaçırmıştır nihayetinde... Yusuf’un uzaktan gol denemeleri, birinin direği sıyırıp auta gitmesi, diğerinde Harun’un penaltıda olduğu gibi kurtarışı Trabzonspor’a en büyük engeldi... Bordo-mavili takım sağ tarafı Abdülkadir ve Pereira ile ne kadar etkili kullanmışsa, sol kanatta Nwakaeme o derece etkisizdi...
İkinci yarı Trabzonspor Novak ile etkili olmaya başlayınca bordo-mavili takım sağlı-sollu esmeye başladı.. Öyle bir Novak izlemeye başladık ki her yerde o… Sağ bek Pereira’nın ortasına kafayı vuran o.. Defanstan top çıkartan yine o… Girip de atamadığı pozisyonlarda Novak vardı.. Trabzonspor o kadar kaçırdı ki, saymakla bitmez.. Harun’un da hakkını teslim etmek gerekir; farkı önleyen oyuncuydu… Sosa’nın da golüne şapka çıkartmak gerekir, görülmeye değer bir vuruştu… Amma velakin son bölümlerde Uğur’un çıkarttığı bir top vardı ki Frey’in ayağından çıkan; Fenerbahçe’nin Trabzon’dan İstanbul’a puansız dönmesini sağlayan… Özetle.. Trabzonspor, yukarıda da belirttiğimiz gibi Fenerbahçe'nin puan olarak kendine yaklaşmasına izin vermedi. Galibiyetin mimarlarından Yusuf, Abdülkadir, Hüseyin ve Uğurcan için kuzeyin çocukları, fırtınanın yavruları, Kadir Özcan ve Dozer Cemil'in torunları diyebilirsiniz...
Sekiz yıl, üç ay, üç gün! - Cemal Ersen / Milliyet
Tarih 23 Ağustos 2010. Trabzonspor’un kendi sahasında Fenerbahçe’ye üstünlük sağladığı son maç. Başkanlar değişti, teknik direktörler, oyuncular değişti. Türk futbol tarihine geçen bu sezonu unutmayan sadece taraftar kaldı. Trabzonspor- Fenerbahçe maçları her zaman gerilimli geçer. Sakin kalabilen, sinirlerine hakim olabilenin avantaj sağladığı oyunlardır. Trabzonspor son yıllarda bunu başaramadığı için istediği skorları elde edememişti. Dün akşam Ünal Karaman’ın ilk on birde şans verdiği Oğulcan, Hüseyin, Yusuf ve Abdülkadir 8 yıl önce bıyıkları yeni terlemeye başlamış alt yapı oyuncuları idi. Onlar takım arkadaşlarıyla birlikte dün akşam bir tarihe tanıklık etme şansını yakaladılar. Trabzonspor maçı baştan sona domine eden taraftı. Hem rakibine oynama şansı vermedi, hem hücumda etkili oldu. Özellikle Pereira ve Abdülkadir’in kullandığı sağ kanattan maksimum verim aldı.
Sanırım Ünal hoca, Yusuf’a ve diğer oyunculara kaleyi gördüğünüz yerden yoklayın talimatı vermiş. Genç yıldız önünü boşalttığı her pozisyonda golle sonuçlanabilecek vuruşlar yaptı. Lakin topu çerçevenin içine yerleştiremedi. Orta alanda Onazi’nin çalışkanlığı, Sosa’nın tempoya katkı veren pasları Fenerbahçe’nin dengesini bozan faktörler idi. Deyim yerinde ise konuk takım uzun süre biçare kaldı. Trabzonspor büyük bir avantaj yakaladı bu bölümde. Rodallega penaltıda kaleci Harun’un yattığı köşeyi tercih etmese, ev sahibi ekip soyunma odasına moralli ve avantajlı gidebilirdi. İkinci yarıya da pas trafiğinin dozunu yükselterek başladı bordo-mavililer. Bırakın bu sezonu, uzun yıllardır ben böyle hırslı, arzulu, gol için çaba sarf eden bir Trabzonspor izlememiştim. Çok net söylüyorum, kaleci Harun olmasa Fenerbahçe’nin hezimet sayılabilecek bir skorla sahadan ayrılması içten bile değildi. Perdeyi gizli golcü Novak’ın arka direkte Pereira’nın nefis pasıyla buluşması açtı. Sahanın en iyilerinden bu ikili kilidi çözünce, evlere şenlik Fenerbahçe savunmasının da gardı düştü. Neler kaçmadı ki? Bir maça bu kadar gol pozisyonu sığar mı diye sorsanız, ancak bu kadar olur diyebilirim. Ardından kaptan girdi devreye. Karaman’ın tamimatını adrese teslim bir golle yerine getirdi Sosa. Son bölümler Trabzonspor için sıkıntılı geçti. Frey’in golüyle umutlanan Fenerbahçe yine aynı oyuncunun vuruşuyla belki de puan çıkarabilirdi Trabzon’dan. Ancak kaleci Oğulcan’ın o refleksi, Harun’un kurtardığı 6 net pozisyondan daha değerli idi. Bu galibiyet Trabzonspor adına bir milat sayılabilir. Bunca olumsuzluktan sonra hedef büyütmek, iddialı olmak onların hakkı. Tebrikler Trabzonspor’a, alkışlar muhteşem taraftara!
Akyazı’da muhteşem şov - Ahmet Çakar / Sabah
Trabzonsporlu taraftarlar, Fenerbahçe maçında tribünleri tamamen doldurdu. Karşılaşma öncesi dev koreografi büyük ilgi çekti. Bordo, mavi ve beyaz kartonlardan kulübün logosunu yapan Trabzonsporlu futbolseverler, ayrıca maraton tribününde avcundaki kanaryayı sıkıca kavrayan bordo-mavi renklerdeki Temel Reis' görseli açtı. Koreografideki "Özgür kalacak kadar masum değilsin" yazılı pankart da dikkat çekti. Maçı 41 bin taraftar izledi. Trabzonspor duvar topu oynadı İLK 85 dakikaya bakıyoruz, Trabzon tarihi farkı kaçırdı. Eğer F.Bahçe kalecisi Harun bu kadar mükemmel oynamasaydı belki de 5-6 gol atan bir Trabzon görecektik. Ama son 8-10 dakikaya baktığımızda da o maç boyu oynamayan sürklase olan F.Bahçe beraberliği bile yakalayabilirdi. İlk yan tüm kontrol Trabzon'daydı. Adeta duvar topu oymadılar. Top F.Bahçe'ye geçtiğinde çıkmaya çalışıyor ama Trabzon topu kapıp tekrar hücuma başlıyordu. Kanadan kullandılar, araya oynadılar, orta sahada üstünlük sağladılar ve penaltı geldi. Rodallega penaltıyı atsa, biz belki de bugün çok farklı şeyler konuşuyorduk. F.Bahçe'nin yegane ismi, Hanın mükemmel penaltıyı kurtardı.
Trabzon ikinci yarıya golle başladı. Düşünebiliyor musunuz, bir takımın sol beki kafayla gol atıyor. Bu olabilir ama aynı sol bek Novak, golden sonra iki tane yüzde 100 gol pozisyonunu cömertçe harcıyor. Burada problem Novak'm gol kaçırması değil, bir takımın sol bekinin art arda pozisyona girmesi ve buna F.Bahçe'nin izin vermesi. İkinci yanda F.Bahçe sahadan silindi. Trabzon her gelişinde pozisyon buldu. Sonunda da Sosa'nın attığı muhteşem golle iki farklı üstünlüğü yakaladı. Maç 3- 4 olur mu derken, F.Bahçe'nin Frey ile golü gelince sanırım Trabzonlu futbolcular laubaliliğin ne demek olduğunu anlamışlardır. Bir de son dakikalarda direkten dönen topu Fenerbahçe gol yapsa dün geceki maç G.Saray-F.Bahçe derbisinin ufak bir kopyası olurdu. Hakem Halil Umut Meler'i tebrik ediyorum. Harika bir maç yönetti ama ilk yarıda penaltı kazanılan serbest vuruşta ben bir faul görmedim. Her şeye rağmen çok başarılıydı.
Trabzon futbolu görsele çevirdi - Cem Dizdar / Fanatik
Futbolun değil de hafta boyunca hakem kararı ile VAR’ın tartışıldığı yurdumuzun en çok merak ettiği maçlardan biri... Nedeni malum, 3 Temmuz sürecinde yaşananlar. Lakin olanları unutmamış - tribüne geçmişi hatırlatan bir pankart gerildi ama bugün sahayı asla ihmal etmeyen Trabzon, tüm ilk devreyi elinde tuttu. Büzülen Fenerbahçe iki kez çıkabildi. 2. devreye ilk devreden donanımlı çıktığı belli olan olan Trabzon, Hasan Ali üzerine gönderdiği Yusuf’un Abdülkadir’i geniş alanda ortayla baş başa bırakmasıyla Novak’la golü bulup maça bir başka boyut getirdi. Ardından Valbuena’nın kayıp performansı Fenerbahçe’nin sol tarafını eritince Trabzon’un iştahı iyice arttı. Topu alıp maçı gösteriye dönüştürdüler ama usta Sosa sahneyi alana kadar onca golü kaçırdılar. Trabzon’un bu kadar iyi oynadığı bir maçı son andaki tedirginliğe getirmiş olması üzerine epey düşünmesi gerek sanırım.
Gecenin sorusu
Bir takım, Trabzonspor, böyle oynayabiliyorsa bu oyun neden sürdürülemez? Nedenlerden biri ‘kesilen oyuncular’ mı yoksa büyük maç oynama motivasyonu mu?
Maçın starı
Sahada takımına akıl yerleştiren Sosa, yardımcısı Onazi ve bu ikilinin beslediği Yusuf. Takımının daha fazla gol yemesini engelleyen Harun’a da mansiyon...
Maçın olayı
Trabzonspor’un o kadar pozisyon bulmasına rağmen oyunu koparan golü geç bulmuş olması.
Kısa mesaj
Ne güzel bir maç izledik... İzleyeni bu denli memnun eden bir maç için stadyumdaki herkese (su atanlar hariç) teşekkür borçtur.
Sahadan sildi farkı kaçırdı! - Mehmet Demirkol / Fanatik
Trabzonspor’un, dizilişler gereği kağıt üzerinde orta sahanın merkezinde 3’e 2 üstünlüğü vardı ama sahaya yansıyan fark çok daha büyük oldu. Hem de çok. Topal’ın hamlığı, Ayew ve Valbuna’nın kopuk oyunları ev sahibine kesin bir üstünlük verdi. Fenerbahçe tek planı olan 2. topları hiç alamadı. Ev sahibiyse hızlı bir şekilde rakip yarı alana geçti. İlk yarıda çok fazla uzak şut denemeleri, baskıdan hak ettikleri sonucu çıkarmalarını engelledi. Tabii Harun’un performansı da. Fenerbahçe 2. topları neredeyse hiç alamadı. Trabzonspor, ikinci yarıda bunu değerlendirip ceza sahası içine çizgiye de inmeye de başladılar, Fenerbahçe’yi sahadan sildiler. Olgun akında sağ bekin ortasında sol beke gol attırıyorsanız zaten neyi başardığınız meydandadır. Tarihi farka yaklaştılar. Ama son 10 dakikada oyunu soğutamamaları da beraberliğe patlayabilirdi. Gecenin sorusu Valbuena neden önde oynamıyor? Bu adama savunma görevlerini hem de kanatta vermek neden?
Maçın starı Yusuf Yazıcı. İlk yarıda skor yapmayı çok istedi. İkinci yarıda iyi oyununu forvet zihniyetinden 10 numaraya evirdi. Fark yarattı. Oyunun merkezinde hep o vardı. Harun ve Novak’la birlikte maçın en iyisiydi. Maçın olayı Slimani... Bir maç yazısında ‘Frey mi gerçekten mi?’ diye sormuştum Comolli’ye. Frey’i Slimani kurtarıyor. Gol bölgesinde etkisi sıfır. Bir de üstüne 3 metreye pas atamayıp 2. golü yedirdi. Akıl almaz bir hayal kırıklığı. Kısa mesaj Trabzonspor altyapıdan gelen delikanlılarının gelişimini bu seviyedede devam ettimeyi başarırsa bu ekonomik krizde önümüzdeki dönemde en avantajlı takım olur.
Trabzon söktü aldı - Hami Mandıralı / Takvim
Trabzonspor - Fenerbahçe karşısında son oynanan Malatya maçındaki futbolunun tam aksini ortaya koydu. Kalecisinden golcüsüne mükemmel oynadılar. Kazanmaktan başka bir düşüncesi olmayan bir Trabzonspor takımı vardı sahada. Özellikle ilk yarıda Yusuf Yazıcı ve Abdülkadir çok istekliydi. Onların bireysel becerileri ile Fenerbahçe kalesinde etkili ataklar yarattılar. İlk yarıda Rodallega'nın kaçırdığı penaltı gol olsaydı maçın kilidi çok daha erken açılabilirdi. Fenerbahçe kalecisi Harun da yaptığı kurtarşlarla devleşti. İlk yarıda çok basıkılı oynayan ancak golü bulamayanTrabzon, ikinci yarıya da aynı iştahla başladı ve devamında Novak'la golü buldu. Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi bir takımın sağ beki orta yapıyor, sol beki gol atıyorsa bu Türk futbolu adına çok önemli bir kazanımdır.
Savunmadaki görevlerine eksiksiz olarak yerine getiren Novak, güzel futbolunu bir golle golle süsledi. Sosa da harika bir gol atarak tribünleri adeta ayağa kaldırdı. Trabzonspor dün maçı adeta söktü aldı diyebiliriz. Fırtına bu galibiyetle büyük moral kazandı ve zirve yarışında da olabileceğinin sinayallerini verdi. Burada kritik olan Trabzonspor un bu oyununu sezonun geneline yansıtabilmesi. BordoMavililer uzun süre sonra Fenerbahçe'yi yenerek taraftarlarına # bayram yaptırdı. Bu galibiyet Trabzonsporlu futbolcularla taraftarlarların bütünleşmesi için de büyük bir köprü olacaktır diye düşünüyorum. Genç oyuncular güven verdi Onur un yokluğunda kaleyi devralan genç Uğurcan, Fenerbahçe karşısındaki performansı ile güven verdi. Özellikle Frey'in golünden sonra yaptığı kurtanşlar kritikti. Defansta oynayan Hüseyin de bu takımda iş yapabileceğini gösterdi. (Skorer)
Trabzonspor ile Fenerbahçe, Spor Toto Süper Lig'in 13.haftasında karşılaştı. Maçta gülen taraf 2-1'lik skorla bordo-mavililer oldu. Spor yazarları, karşılaşmayı değerlendirdi.
İşte dikkat çeken bazı yazarların dev maça ilişkin değerlendirmeleri;