Spor yorumcuları G.Saray-Benfica maçını nasıl yorumladı?
Amcaoğlu - Şansal Büyüka / Milliyet
İlk darbe İspanyol hakemden geldi, sarsıldık. İkinci darbeyi Marcao’dan aldık, yıkıldık. Elbette herkes gibi milliyetçi duygularım var... Ama futbolun gerçeklerine saygılıyım. Penaltı olsa, penaltı derim. İspanyol hakemin “Skandal” kararından sonra hakem yorumcularına, eski futbolculara, kim varsa herkese sordum, bir kişi “penaltı” demedi. Hakem buna nasıl “penaltı” dedi anlamadım. Ayrıca kafama takıldı... Avrupa seviyesindeki bir maçta böyle “imkansız” bir penaltı yaratılınca insanın aklına elli türlü şey geliyor. Takım Portekiz’in, hakem İspanyol... Bunlar futbolda “amcaoğlu” gibi... Türkiye’nin tek bir maçını Azerbaycanlı bir hakemin yönettiğini gördünüz mü, duydunuz mu? Burada Portekizliye İspanyol... Ohh ne ala... Bu penaltıda bir üzüntüm daha var. Muslera uzun bir aradan sonra belki de kurtaracağı bir penaltı atışına çok yaklaştı. Köşeyi anladı, uzandı, top parmaklarını sıyırıp ağlarla buluştu. Salı akşamı Kadıköy’deki Harun Tekin mucizesinden sonra, keşke Aslantepe’de de bir Muslera mucizesi yaşasaydık. İnanın, oyun ve sonuç o zaman çok farklı olurdu. Çünkü Galatasaray, en iyi oynadığı dakikalarda bu darbeyi aldı.
Randıman alamıyor - Mehmet Demirkol / Fanatik
Karşı presi doğru yapmadan Benfica’yı zor duruma düşürmek kolay değil. Yani onlar kaptıkları topla hızlı çıkmaya çalışırken topu kazanıp dengesizleştirebiliyorsunuz Portekizlileri. Bunu çok yapamadık. Onların istediği gibi yürüdü oyun. Sadece bu değil. Trezeguet/Edouk’suz Diagne sendromu da var. Onyekuru, Belhanda ve Feghouli ondan uzak olunca çok markajda kaldı, etkisizleşti. Markajda pas alması zorlaştı. Ona odaklanmış savunmayı ona toplu topsuz yaklaşarak dağıtmak meşgul etmek şart. Ancak bunu her an kontra yeme riski varken sağlamak zor. Linnes ve Nagatomo tedirginlikle hücuma çok katılamazken kalabalıklaşmak kolay değil. Terim belki de bir destek santrforla onu denese daha yüksek randıman alabilir.
Hayal kırıklığı - Erman Özgür / Fanatik
Maçın başından itibaren ceza sahası içinde çoğalmakta zorlananan Galatasaray’da boş alan bulmak adına çabuk düşünen oyuncu sayısının az olması pozisyon fakiri bir ilk yarı getirdi. Benfica’nın 23.5 yaş ortalamalı genç ve enerjik kadrosu oyunu dar alana çok iyi çekti ve hata bekledi. Bu hatayı da Marcao’nun tartışılabilecek pozisyonda kolunda bulup Salvio ile avantajı aldı. 2. yarıya oyun olarak iyi başlayamasak bile Nagatomo’nun ortasında Luyindama ile golü bulup umutlandık. Fakat Marcao’nun savunma arkasına atılan topta Seferoviç’in golü adeta hem taraftarı hem de oyuncuların direncini kırdı. Fatih Terim’in Mariano-Sinan hamlesi bile bu direnci arttıramadı. Sonuçta Benfica tur için yeterli sayılabilecek skoru üstelik rotasyonlu kadrosu ile almayı başarırken, Galatasaray çok yüksek kaliteli bir takımla oynamamasına rağmen oynadığı futbolla hayal kırıklığı yarattı.
Tur zora girdi - Osman Şenher / Milliyet
Avrupa kupalarında bütün maçlar gerçekten çok zor. Rakibin küçüğü, büyüğü yok. Üstelik Benfica umduğumuzdan da daha iyi bir takım çıktı. Maçın İspanyol hakemini de arkalarına alınca, Galatasaray’ın işi daha da zorlaştı. Önce şunu söyleyeyim, penaltı çok ağır bir karardı. Maçın tamamında bütün inisiyatifini Portekiz ekibi lehine kullandı. Biz Türk hakemlerine kızıyoruz, demek ki Avrupa’da da böyle hakemler çıkabiliyor. Galatasaray, Trabzonspor karşısındaki performansını sahaya koyamadı. Muslera’dan tutun, Diagne’ye kadar hiçbir futbolcu, iyi gününde değildi. Bir tek Onyekuru... Olağanüstü mücadele etti. Onun da handikapı; final paslarında çok başarısız.
Penaltı yanlıştı - Mustafa Çulcu / Sabah
Hakem Gil Manzano İspanyollar'ın umut bağladığı üçüncü sıra hakemi. 2012'den bu yana La Liga'da görev yapıyor. 35 yaşındaki çok koşan – ki dün akşam da çok koştu- bu hakem UEFA'nın Elit Kategori hakemi. Daha önce izlediğim müsabakalarında edindiğim izlenim şu ki; maçın içinde zaman zaman anlamsız ve tuhaf fauller çalıyor. Dün de böyle tuhaf fauller çaldı. Maçın en önemli pozisyonu 26. dakikada Benfica lehine vermiş olduğu yanlış penaltıydı. Riberio'nun ortasında Galatasaray ceza alanı içerisinde kaptan Salvio'nun kafasından seken top, hemen arkasında topa hamle yapan Marcao'nun sol göğüsünden sert şekilde sekiyor. Marcao'nun kolu açık ama top kola gelmiyor, üstelik çok kısa mesafeden göğsüne çarpıyor. Koluna çarpsa bile elle oynama diyemeyeceğimiz bir pozisyonda göğüsten seken topa Manzano son derece yanlış bir penaltı kararı verdi. Oyunun kırılma noktası oldu.
Gelelim Diagne'ye... Kasımpaşa'daki performansını bilmesem attığı gol sayısını hatırlamasam böylesine ağır, böylesine etkisiz bir oyuncuyu Galatasaray'a kim niye aldı diyeceğim. Topsuz oyunda hiç yok. Çabuk defans oyuncuları arasında çok etkisiz. İlk yarı kontrol ve etkinlik Galatasaray'a geçtiği dakikalarda Benfica'nın penaltı golü geldi. Ardından ilk yarı karşılıklı ataklarla geçti ama Galatasaray ikinci yarıya çok iyi başladı. Aslında golü de buldular. Hatta gol sonrasına baktığımızda 'Galatasaray kazanacak galiba' derken yukarıda da belirttiğimiz gibi sahneye Marcao çıktı hem maçı belki de turu Benfica'ya armağan etti. Sonuçta tur artık çok zor... Kolay değil 1-0 galibiyet bile Galatasaray'a yetmeyecek. VAR sistemi dün geceki maçta yoktu. Ama olsa iddia ediyorum İspanyol hakem verdiği yanlış penaltıyı VAR'a gidip düzeltirdi.
Benfica eksikti kabul, belki bu eksiklerinden olacak alıştığımız, bildiğimiz Benfica’nın gerisindeydi. Kabul edelim ki Galatasaray da öyle... Galatasaray ilk on beş dakikanın dışında maçın etkili ve hakim tarafıydı. Çok baskılı oynadı, buna rağmen ilk yarıdaki Onyekuru pozisyonu dışında akıllarda fazla kalan bir tehlike yaratamadı. Galatasaray bu ülkenin en hızlı futbol oynayan takımı... Bu alışkanlığını Benfica önünde de sürdürdü. Ancak gördük ki Benfica, Türkiye’nin en hızlı takımı Galatasaray’dan daha hızlı çıktı. Her boş topla, her sahipsiz topla önce Benficalı oyuncular buluştu. Onyekuru gene “otoban”da gider gibi hızlıydı. Ancak atak sonlandırmada maalesef “sıfır” çekti. Diagne, Galatasaray formasıyla ikinci maçını oynadı. En azından şimdilik saçlarının gösterişi futboluna yansımış değil... Böyle bir maçta Feghouli’den daha etkili, daha çarpıcı bir futbol beklerdik, çok sıradan kaldı. Ama bizi bitiren Marcao oldu. İkinci golde Seferovic’i arkana öyle nasıl kaçırırsın? Futbolda çevre kontrolü denen bir şey var, sağına soluna niye bakmazsın. Marcao’nun partneri Luyindama, savunmada bir-iki büyük hata yapsa bile hücumda, özellikle hava toplarında etkili göründü. Hakemle başladım, hakemle bitireyim... Böyle “bedava”penaltılar, ofsayttan atılan goller niye hep rakiplere verilir de bize verilmez. “yalnızım dostlarım yalnızım” bu olsa gerek. Bize bizden başka dost yok...
Emre Akbaba’nın dönüşüyle Diagne’nin dönüşü de gerçekleşebilir. Gecenin sorusu Şu deplasmanda atılan gol zırvası ne zaman kalkacak? Eski zamanlarda deplasmanın yolu, şusu busu eziyet olduğundan konulmuş bu kural artık yarardan çok heyecan kaçırıcı. Gereksiz. Maçın starı Benfica makinesi yaz sonundan bu yana oldukça hızlanmış. Hep bir adım öndelerdi. Seferoviç’in bunda payı büyük. Takımla çizilmiş bağlantılarını gücü, hızı ve becerisiyle mükemmelleştirdi. Luyindama ve Marcao’yla boğuşup çoğunlukla üstün çıkmak az iş değil. Premier League seviyesi. Maçın olayı İspanyol hakemin çaldığı penaltı. Kılpayı dengede giden oyunda köprüyü yıkan bu karar oldu. Zar zor üstünlüğü aldığımız dakikada çaldığı işgüzarlık. Fikir yürüttü. Tam emin olamadı. Muhtemelen Marcao’nun kolunun açık olması ve topun sekmesinden bir sonuç çıkardı. Kısa mesaj Galatasaray orta sahası kağıt üzerinde parlak ama çok azı oyuna tam adapte oluyor.
38. dakikada Benficalı 14 numaralı Seferovic, havadan gelen topa müdahale etmek isterken Marcao'nun ayağına bilerek basıyor. 2 numaralı yardımcı hakemin önünde olmasına rağmen Seferovic'e gösterilmesi gereken sarı kart atlandı. 60'ta Riberio ile Linnes'in top kapma mücadelesinde Linnes'in ayağı dikkatsiz bir şekilde rakibe geliyor. Bu pozisyonda karta gerek yoktu. 64'te Galatasaray'ın yediği 2. golde Seferovic ve Marcao mücadelesinde faul yok, hakemin devam kararı doğruydu. Hakemi en çok eleştireceğimiz diğer konu; Felix maçın akışı içerisinde saydığım kadarıyla 3 kez oyunu bozan, hakemi aldatan davranışlar içerisinde bulundu. UEFA'nın, Portekiz ekibi Benfica'ya komşusu İspanya'dan hakem ataması kafaları karıştırdı. UEFA'nın böylesine kritik müsabakalarda yaptığı hakem atamalarında daha dikkatli olması, hassasiyet göstermesi gerekirdi. Hakemin 26'da verdiği hatalı penaltı sonrası Galatasaraylı oyuncuların hakeme olan güvenleri bitti. Hakemin bu vermiş olduğu yanlış penaltı belki de turun gitmesine neden olacak.
Topla 18 içine giriyor, üç kişinin içinde çalım atmaya çalışıyor. Hele bir Avrupa takımı buna kesinlikle müsaade etmez, Benfica da etmedi. Galatasaray’daki sorun orta sahada. Fernando, Ndiaye, Belhanda ve Feghouli gününde olunca rakip kim olursa olsun sarı-kırmızılılar galip gelir. Ama gününde olmazlarsa büyük sorun yaşarlar, dün gece olduğu gibi. Trabzon maçından sonra dedim ki, Donk’un yerine Fernando oynayınca takım daha da iyi futbol oynar. Brezilyalı futbolcu dün gece sahada yoktu. O kadar çok top kaybetti ki, defansına hiç yardım etmedi. Marcao ve Luyindama zaman zaman hatalar yaptılar. Bunun tek sebebi Fernando. Belhanda, Ndiaye ve Feghouli maça hiç ağırlıklarını koyamadıkları gibi, çok top kaybıyla oynadılar. Böyle önemli karşılaşmalarda bu kadar top kaybedersen başına iş alırsın. Nagatomo, Luyindama’nın attığı golün ortasını yaptı. Bunun haricinde kulübe geldiği günden beri en kötü futbolunu oynadı. Yenen ikinci gole bakıyorum... Rakip Marcao’dan daha çabuk ama buna Muslera’nın fırsat vermemesi, çıkıp o topu alması gerekirdi. Uruguaylı file bekçisi de çok inişli çıkışlı bir performans ortaya koyuyor.
Trabzonspor maçına bakınca harika bir Muslera, Benfica karşısındaysa hayal kırıklığı. Tabii burada konuk ekibin oynadığı futbola da saygı duymak gerekir. Gerçekten çok iyi futbolcuları var. Bilhassa orta sahaları, hem teknik; hem de futbolu çok çabuk oynuyorlar. Resmen Galatasaray’a hiç alan bırakmayıp her yerde bastılar. Daha doğrusu nefes aldırmadılar. Diagne ilk kez Avrupa kupası maçı oynadı. Bu ligin havasını, atmosferini daha bilmiyor. Ağır kaldı. Zaten topla da fazla buluşamadı. Sonuçta bu maçın rövanşının ne olacağı belli değil. Galatasaray o maçta şahlanır mı? Bilemiyorum... Ama dün geceki futboluyla turu zora soktuğunu söyleyebilirim.
Gecenin sorusu Tur şansımız nedir? Ben futbolda mucizelere inanırım. Ancak buna benim değil Galatasaraylı oyuncuların inanması önemli. Üstelik Benfica öyle pozisyona girilemeyecek bir rakip falan da değil. Maçın starı Seferoviç tam bir deplasman santrforu gibi oynadı. Top rakipteyken iyi boğuştu ve stoperleri hataya zorlama çabasının karşılığında harika bir de gol attı. Maçın olayı Marcao Trabzon maçında bıraktığı yerden devam etti. O maçta yaptığı hatalardan bir gol yiyen Galatasaray, Benfica maçında 2 gol birden yedi. Kısa mesajı Mağlubiyete rağmen ayakta kalan Luyindama, Galatasaaray’ın en iyisiydi.