"Stat yaparken gönül yıkmak!"

Esasen her şehrin zamanın teknolojisine uygun, mülkiyeti Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'ne ait, üstelik "çok kıymetli araziler" üzerinde ve bir çok şampiyonluklara şahitlik yapmış statları zaten var. Sen gelip onu yıkıyorsun. Ardından arsa değeri mukayese bile edilmeyecek 100 misli düşük değerde, ulaşımı güç, ücra bir köşeye yeni bir stat yapıyorsun. Sonra da stat yaptım diye övünüyorsun. Doğru mu? Doğru. Mesela Mecidiyeköy'deki Ali Sami Yen Stadı bunlardan biri mi? Evet. Daha 1997-98'lerde  birlikte İstanbul Olimpiyat Oyunları HDK'da hizmet ve arkadaşlık ederken bana "elimde bir imkan olsa sizin bu Ali Sami Yen Stadı'nı yıkarım" dediniz mi? Dediniz. Ben size niçin Reis bey dediğimde "trafik çok kötü" oluyor dediniz mi? Dediniz. Tamam yetki elinize geçti. Bu konuşmamızdan 15/20 sene sonra haftada bir maç oynanan Ali Sami Yen Stadı'nı trafik gerekçesi ile yıkıp derenin içinde Galatasaray'a bir stat yaptınız mı? Yaptınız. Peki efendim ben şimdi soruyorum, nerede bizim GSGM'nin en kıymetli arazideki stadı? Hemen ardından gelelim daha mühimi eski Kültür Bakanınız Ertuğrul Günay'ın Topkapı Sarayı'nın bahçesine yaptığımız Eminönü'ndeki başta 1953 yılında kurulan CANKURTARAN ve 8 spor kulübüne hizmet veren güzelim stadı yıkmasına. Eski Kültür Bakanınız bu stadı yıktı mı? Yıktı. Bu vesile ile gönüller yıkıldı mı? Yıkıldı. Peki niçin yapılanı söylüyoruz da yıkılanı söylemiyoruz efendim. Bakın o yıkılan stat hâlâ virane ve kulüplerimiz de mağdur ve kırgın. Sayın Cumhurbaşkanım bazı statlar bu yöntemle yapıldı ama "gönüller yıkıldı" bilginiz olsun."