"Süleyman Seba şu an başkan olsaydı..."
"Asıl deprem Tudor'un sözleriydi"
Wesley Sneijder konusu bir deprem olarak tabir ediliyor. Asıl deprem, Tudor’un, ”Sneijder’i kadroda düşünmüyorum” dediği andı. Tudor, Bruma ile de problem yaşamıştı. Hırvat teknik adamın geçen yıl Sneijder problemi vardı. Tudor, bu konuda bir tavır koydu ve Sneijder’i istemediğini açıkça belirtti. Asıl deprem oydu. Ondan sonra bu işin geri dönmeyeceğini, fay hattının orada kırıldığını görmek için kahin olmaya gerek yok. Tudor’un tavrıyla net bir durum ortaya çıktı. En son artçı deprem futbolcunun kamp kadrosuna alınmaması oldu. Dursun Özbek, “Sneijder halen bizim oyuncumuz” dedi. Bu, devam eden bir kontrat üzerinden usulen yapılan bir konuşmaydı. Bugün kamp kadrosuna alınmaması da bir sürpriz değil. Belhanda’nın alınması da bence artçı depremlerden biriydi.
"Kayıp büyük kayıptır"
Türkiye’de taraftarlar çok aşırı ve anlık tepkiler verebilirler. Bu Türk karakterinden, kültüründen ya da kültürsüzlüğünden kaynaklanabilir. Spor kültürümüz oturmadı. Fazla aşırı uçlara eğimli olmamız da söz konusu. Galatasaray taraftarları futbolu iyi biliyor. Böyle bir gerçek var. İnsanlar neyin ne olduğunu görebiliyorlar. Yönetimin, Sneijder’in, herkesin hatası olabilir. Galatasaray taraftarları, ne faydalı olacaksa ona tutunalım diyor. Kim daha faydalı olacaksa onu destekleyelim diyorlar. Gomis, Belhanda, Maicon’u da öyle karşıladılar. Galatasaray’ı tekrar şampiyonluğa götürecek bir imaj değişikliğine ihtiyaç vardı. Diğer yandan çok iyi biliyorlar ki mevcut kadroda en önde gelen isim Sneijder’dir. Bu 3 oyuncu gelmeden önce de takımın lideri Sneijder’di. Negatif enerji üreten Sneijder değil, arkadaşlarını olumlu anlamda etkileyen lider bir Sneijder’den bahsediyorduk. Kayıp büyük kayıptır. Galatasaray taraftarının tepkisi de bunadır.
Oyuncu yönetimi hakkında...
Son iki sezon Galatasaray için dibe vuruş dönemiydi. Ona rağmen Galatasaray’ın genel performansına rağmen Sneijder zirvede, asist kralı. Sneijder, Beşiktaş’ta olsaydı kim bilir ne yapardı. Hem takım dayanışması, hem de bireysel performansla neler yapardı? Gole katkı açısından bambaşka bir tablo var ama; Galatasaray’ın hücum gücü düşmüştü. Buna rağmen iyi işler yaptı. Tabloyu iyi okumak gerek. Sneijder’de bir düşüş var ama bu düşüş takımdaki düşüşe de bağlı. Hollandalı futbolcu umudu kestiği yerde arıza çıkarmaya, kapris yapmaya başlıyor. Şampiyonluğa gidildiğinde kendini takımına adıyor. Bir futbolcuyu kazanmak iyi yönetilince oluyor. Bir Alex, Van Hooijdonk, Hagi kolay kolay bulamazsın. Hagi de Sneijder gibi bir vaka olamaz mıydı? Ama Hagi’yi tolore ettiler. Hagi oyundan alınmadı. Fatih Terim, “Hagi’nin yorulduğunu anlardık, onun boşalttığı bölgeye değişiklik yapardık” diye anlatmıştı. Çatışabilirlerdi. Kavga ederlerdi ve Hagi giderdi. O zaman Galatasaray o başarıları elde edemezdi. Hocanın ve yönetimin Hagi’yi yönetmesini hatırlayın. Ortaya böylece bir başarı tablosu çıktı.
"Sneijder'in yerine belli ki transfer yapılmayacak"
Peki şimdi Sneijder’in yeri nasıl dolacak? Belhanda’yı artık ortaya koyacağız. Sneijder’i kazansalardı, bir beyaz sayfa açsalardı… Ama Tudor bunu diyemedi. Yönetimin geçen sezonki tasarrufu ortadaydı. Tudor bu işi yarına bırakmış ama yanına bırakmamış. Sneijder’i giderek takımdan uzaklaştırdı. Sneijder de zaten gelmedi. Sneijder’in yerine belli ki transfer yapılmayacak. Belhanda, Sneijder ile oynamak için alınmamış. Hollandalının yerine oyuncu gelmeyecek gibi görünüyor. Galatasaray’ın şu anki öncelikleri forvet arkası değil. Yasin’in bölgesine de transfer yapılabilir. Donk’un olmayacağını düşünürsek orta alan sıkıntılı. Tolga ve Selçuk’un olduğu bölgeye mutlaka alternatif üretilmeli. Galatasaray defansif orta saha oyuncusu alabilir. Sağ bek ve sol bek oyuncusu alabileceğini de söyleyebiliriz. 3 veya 4 transfer yapılabilir. Galatasaray’da görüntü bu.
"Lemina fayda sağlar"
Lemina da Galatasaray adına nokta atış olabilir. İddialı bir transfer olma durumu var. Gelen 3 oyuncuya ek olarak faydalı bir oyuncu olabilir ve Galatasaray taraftarları Lemina’yı da aynı şekilde karşılar. İyi bir Sneijder’in yeri nasıl dolacak? İşte bu konuda taraftarların bir tedirginliği var. Gelen oyuncular üst düzey ve Galatasaray’ı üst noktaya taşıyan transferlerdir. Lemina da bunun devamı olabilir.
"Taraftarlar bu kadar para-pul hesabı yapmasın"
Yeni bir transferi konuşurken herkes maliyetini konuşuyor. Yeni trend bu. Geleceğini satan, gelecekteki gelirlerini bugünden kırdıran yönetimleri eleştiriyoruz. Bunları biz konuşurken, hiç kimse konuşmuyordu. Bunu da düşmanlık olarak görüyorlardı. İşiniz, gücünüz kulüpleri karıştırmak diye bizi eleştiriyorlardı. Şimdi gerçek karışıklık ortada. Yıllardır bu konuyu konuşuyorduk. Artık taksi durağında bile herkes finansçı ve muhasebeci gibi oldu. Bu kadar da paraya pula kafayı takmasınlar. Finansal Fair Play kriterleri yerine geldikten sonra, bu takım Avrupa’da oynayabilir denildiği yerde taraftar çok dert etmesin. Bu transferler yapılır ve ceza alırlarsa yönetimlerin tepelerine çökebilirler.
"Kulübe men cezası gelmiyorsa sorun yok"
Taraftarın bir kriteri olması lazım. Taraftar gelen futbolcunun profilini elbette konuşacak. Bonservis bedelleri hep vardı şimdi imza paraları ve puan başına paralar var. Taraftarı ilgilendiren tarafı mali konular değil. Finansal Fair-Play konusuna uyuluyorsa, ceza gelmiyorsa taraftarlar dert etmesin. Takım için kilit oyuncusu, genç oyuncu gibi ayrımlar yapılıyor ve belirli limitler konuluyor. 3 büyükler, iddialı takımlar, kadrolar kurmaya çalışıyor. Yıldız oyuncuların alacağı paralar da üst noktadan belirleniyor. En pahalı oyuncular 5 milyon Euro civarında. Buraları geçersen sorun oluyor. Artık 4 veya 5 milyon Euro’yu konuşuyoruz. Gomis kariyerindeki bir oyuncunun ne kadar heyecan yarattığı bir kenara koyuluyor, herkes mali müşavir gibi davranıyor. Gomis, bugün ligin en pahalı oyuncuları arasına girdi. Van Persie, Sneijder gibi isimler de bu seviyedeydi. Gomis’ten başka yıldız bir transfer yapılırsa, verilecek tavan para Gomis’in aldığı paradır. Galatasaray, Gomis’in sağlık kontrolü konusunda da tedbirli davrandı. Sağlık durumunun dert edilmesi lüzumsuz.
"Dursun Özbek, Riva parasını transfere harcayamaz"
Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’in genel kurula sözü vardı. Riva’dan gelen paralar transfere harcanmayacak. Zaten bunu yapan, parayı transfere harcayan yönetim ibra da edilmez. Bir Riva ya da Florya yok. Öyle olursa o yönetim mahkemelerde sürünür. Dursun Özbek’in şeffaf, samimi ve güvenilir bir tavır içinde olduğunu görüyorum. Böyle bir risk alınmaz. Bu transferleri belli ki, Sneijder’den yapılacak tasarruf, Podolski, Bruma’dan gelen paralarla yapıyorlar. Bulmaca çözmeye de gerek yok. Bizim kriterimiz Finansal Fair-Play’dir. UEFA, seni yasaklıyorum demediği sürece sorun yok. Ama UEFA’ya almıyoruz seni derlerse herkes yönetimin üstüne çöker.
"Medel ve Kucka Trabzonspor için bomba transferlerdir"
Trabzonspor, geçen sezonun ikinci yarısında çıkış yaptı. Yeni stadında taraftarıyla bütünleşti ve bu yıl da şampiyonluk yarışında olmak adına kadroyu iddialı bir şekilde oluşturmak istiyor. Muharrem Usta yönetimi çok büyük bir enkaz devraldı. Usta yönetimi, öyle böyle bir enkaz almadılar. Bunu toparlamak, bir çıkış yapmak ve bu sezon da şampiyonluğa oynayacak bir omurga kurmak kolay değil. Nokta atışı transferler yapmaya çalışıyorlar. Yüksek bir profile kavuşturmak için önemli hamleler yapmaya çalışıyorlar. Medel ve Kucka Trabzonspor için iki büyük bomba transferdir. Önemli başarı olacaktır. Eğer Avrupa’dan yasak almıyorlarsa, maaşları ödeyebilecek şekilde durumu döndürebiliyorsa ve bu transferleri yapabiliyorsa bir sıkıntı yok.
"Yusuf Yazıcı oynamayı hak ediyor"
Yusuf Yazıcı bu takımın geleceği. Yeni sezonda ilk 11’de oynamayı hak ediyor. Rodallega ve N’Doye kadroda ama şampiyonluk istiyorlarsa daha iyi golcüler almak zorundalar. Kucka, son haliyle Okay Yokuşlu’yu kesebilir. Onazi giderse orayı çok rahat doldurur. Yusuf Yazıcı’nın arka tarafı çok güçlenmiş olabilir. Onur’un önündeki bölgede bir problem var. Oraya da Medel’in alınması iyi bir hamle olur. Medel ve Kucka, saha içi dayanışmasına ne kadar uyum sağlayacak? O da önemli. Bu kadroya olumsuzluk yaşatmadan adapte olurlarsa Trabzonspor iyi şeyler yapacaktır. Geçen sezonun ikinci yarısındaki performansının üstüne Medel ve Kucka’yı koyduğun zaman iddialı olurlar. Yarış önümüzdeki sezon zorlu olacak. Zirve grubunu domine edecek takımlardan biri de Trabzonspor’dur. Yarışın içinde olacaklardır.
"Topu ayağına beklerse, Valbuena da yedekte oturur"
Valbuena ile ilgili söylenecek her şeyi söyledik. Kariyeri, hırsı, özgüveni, iddiasıyla ilgili söylenecek bir şey yok. Her şeyiyle iyi bir oyuncu ve iyi bir transfer. Doğru soru nedir? Aykut Kocaman’ın oynatacağını söylediği oyun, son derece dinamik, takım disiplinini ortaya koyan bir oyun. Hızlı hareket eden, en doğru kararı veren oyuncularla oyun iyi oynanıyor. Kompakt takım karakterini rakip yarı sahada oynamak istiyor. Valbuena gibi isimlere bu anlamda ihtiyaç var. Valbuena, Kocaman’ın istediklerini yapmaya ne kadar uygundur bu bir soru işareti. Yaşayıp da öğrenilecek bir tecrübedir. Topu ayağına beklerse, serzenişlere başlarsa, iki top kaptırdığında ısrar edip bireysel oyuna dönerse olmaz. Her maçı kazandıramam demek bazı maçları kazandırırım demektir. Takım disiplinine uzak kalırsan, kendini kenarda bulabilirsin. Kocaman, Alex’i kenara almış bir adam. Valbuena’yı mı almayacak? Bu riskler var. Aykut Kocaman, oyunu rakip yarı sahada oynamak istiyor. Söz konusu sistemde herkesin yeri belli olacak ve o şablona herkes uyacak. Bu noktada Kocaman bu oyuncularla neler yapacak? Onu sahada göreceğiz.
"UEFA'dan kırmızı kart görecek hareket yapamazlar"
Seydou Doumbia, Fenerbahçe adına doğru bir isim olabilir. Diğer takımlardaki öncelikleri daha önce burada konuştuk. Fenerbahçe’de de o pozisyon forvettir. Van Persie olmasına rağmen kesinlikle forvet lazım. Adı geçen isimlerden en doğrusu Doumbia’dır. Tam anlamıyla ileri uç oyuncusu. Hareketli oynayan, çabuk oynayan bir kadronun bitirici oyuncusu olarak iyi olabilir. Doumbia, Van Persie’yi kesebilir. Taraftarlar, futbolcuların alacağı paralara çok fazla takılmamalı. Yönetimler hesap, kitap yapmak zorunda. UEFA’dan kırmızı kart görecek hareketi zaten yapamazlar. Bunun izahını yapamayacakları için doğru hamle yapmak zorundalar.
"Kameni kenarda oturacak bir kaleci değil"
Fenerbahçe’nin 1 numarası Kameni, onun yedeği de Volkan Demirel olacak. Kameni, Fenerbahçe’ye gelmek üzere. Detaylar da netleşmeye başladı. Kameni buraya oynamaya geliyor. Kenarda oturmaz. Fenerbahçe’nin öncelikleri nereler? Tartışmasız Süper Lig’dir. Sakatlık olmadığı sürece kale Kameni’ye emanettir. Volkan Demirel ise kupa ve Avrupa Ligi’nde yaşına ve tecrübesine hürmeten oynayabilir. Eğer sakat değilse Kameni takımın birinci kalecisi olacak. Kameni eğer bir konsantrasyon problemi yaşarsa, Malaga’da gördüğümüz karakterin dışına çıkacak bir dağınıklıkta olursa… O zaman Volkan Demirel oynar ve Kameni’yi keser. Ama kafası rahat bir Kameni’yi Volkan kesemez. Kesecek olsa, Kameni zaten alınmazdı.
"Mirallas transferi kolay görünmüyor"
Mirallas, Fenerbahçe’nin ihtiyacı olan bir bölgede oynuyor. Lens’in boşluğunu halen doldurmuş da değiller. Mirallas, Everton ile özdeşleşmiş oyunculardan bir oldu. Mirallas’ın Everton’dan ayrılması da bana mantıklı gelmiyor. Ayrılsa bile Premier Lig’de iş bulur. Premier Ligi bırakıp buraya gelmesine çok ihtimal vermem. Tabi çok ekstra bir şey olmazsa… Fenerbahçe, Mirallas’ı getirirse sağ tarafa koyar ve çok da büyük bir iş yapmış olur. Ama bu transferi gerçekleştirmek çok kolay değil. Mirallas solda, Dirar sağda olabilir. Çeşitlilik kazandırır. En oturmuş takım Beşiktaş, en geniş kadro ise Fenerbahçe’de olacak gibi görünüyor.
"En iyisi Pepe, sonra da Vida..."
Her takım stoper pozisyonunu sağlama almak istiyor. Fenerbahçe’de Kjaer buna örnektir. Beşiktaş için de çok isim bu bölge için geçti. Sözü edilen isimler arasında en iyisi Pepe, bir sonraki Vida. Pepe transferi olmazsa ikinci en iyi isim Vida’dır. Yönetimler belirli bir hesapla yol almaya çalışıyor. 5 milyon Euro’yu geçmemeye çalışıyorlar. Adı konmamış sınırlar çizilmiş vaziyette. 5 milyon Euro’luk 10 tane de futbolcu alamıyorsun. Vida’yı da eğer Ocak ayında bonservisiyle alabiliyorsan, o zaman beklemeye değebilir. O kadar iyi bir oyuncu. Tosic-Marcelo ile ligde yürür, Şampiyonlar Ligi grupları için riske giriyorum dersen Vida’yı almak için riske değer. Futbolcuyu Ocak’ta getirmekle şimdi almak arasında farklar olabilir. Aynı paraya gelecekse neden Ocak’ta alınsın? O zaman vazgeçerler ve başka bir isme yönelirler.
Amatör Şubeler hakkında...
Beşiktaş’ta bazı şubeler donduruldu. Yönetici sadece Amatör Şube Sorumluluğundan istifa ediyor. Görev yaptığı tanım kalmıyor. Yönetecek şube olmayınca mecburen bu oluyor. Erdal Karacan, yöneticilikten istifa etmedi. Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray elbette yarışmacı takımlar. Ama bunlar ve bunlardan daha önemli olan Türk sporunun lokomotifi olarak sporcu yetiştirmek, gençlere spor yaptırmak ve ülkeye faydalı sporcu yetiştirmektir. Asıl görevleri bu olması lazım. Para, kupa kazanabiliyor muyuz? Kapatma, geçici kapatma. Şartlar bugün böyle. Biraz donduruyoruz. Yönetimler zarar ediyor bir de yıpranıyoruz deyip, donduruyorlar. Tamamen yönetimin kendini düşünerek yaptığı bir harekettir. Süleyman Seba bugün başkan olsaydı o şube kapatılır mıydı? Ne kadar paraya ihtiyaçları olursa olsun, kapatır mıydı? Buna cevap versinler, ondan sonra da Seba’nın duruşunu konuşsunlar. Şubeyi küçült, biz sporcu yetiştireceğiz, böyle yarışacağız bizden şampiyonluk beklemeyin diyebilirler. Bu şubelerde böyle bir planlama yaptık diyebilirler. Ama Beşiktaş forması buralarda olacak diyebilmeliler. Şubeler küçülebilir, kupa alamayabilir ama kapanmamalı.
YASAL UYARI : BU HABER AJANSSPOR.COM TARAFINDAN YAZILMIŞTIR. KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ.