Yorumcular, F.Bahçe-Beşiktaş Maçını Değerlendirdi: "Jorge Jesus Bırakın Gitsin, Hayır Gelmez"
Süper Lig'in 27. hafta karşılaşmasında Beşiktaş, deplasmanda Fenerbahçe'yi mağlup etti. Yorumcular bu nefes kesen mücadeleyi değerlendirdi. İşte detaylar.
Şansal Büyüka: "Golcülerin farkı"
Milliyet gazetesi yazarlarından Şansal Büyüka, "Şenol Hoca başlangıçta yapacağını, maçın ikinci yarısının başında yaptı. Redmond’un oyuna girmesi ile birlikte, ilk yarının silik Beşiktaş’ı gitti, ikinci yarıda bir eksikle tarih yazan bir Beşiktaş ortaya çıktı. Hem de ne tarih... Bir eksikle yazılmış şanlı bir tarih, onurlu, unutulmaz bir tarih...
Elbette golcülerin farkı... Valencia biri penaltı iki mutlak fırsatı kaçırdı, Cenk Tosun, takımı bir eksik oynarken iki pozisyon buldu, ikisini de gol yaptı.
"Hoca farkı"
Elbette hoca farkı... Şenol Hoca hatasını anladı, ikinci yarıya Redmond’lu başladı. Bir anda oyun, Beşiktaş ve sonuç değişti. Dünya markası Jesus, ağırlıktan ayağı-bacağı kalkmayan ve adeta “malulen emekli” olan Joao Pedro ile başladı ve devam etti. Pedro‘yu bir yerli hoca oynatsa ve bu kadar oyunda tutsa bugün “diplomanı yırt” diye yorumlar yapılırdı.
"Penaltıyla en ufak bir ilgisi yok"
Hakem Halil Umut Meler’e de gelelim. Maç öncesi, “Kim yönetsin?” dense ezici bir çoğunluk Halil Umut Meler derdi. Ama kötü maç yönetti. Verdiği ilk penaltıda Onur‘un sağ ayağının, Arda‘nın sol ayağı ile bir teması var ama penaltı için bana göre yeterli değil... Ağır bir karar... Daha doğrusu penaltıyla en ufak bir ilgisi yok. İkinci penaltıya sözüm yok. Aboubakar’ın seyirci ile diyaloğunda Aboubakar‘a sarı kart gösterirken, yanına Samet‘i katması, tam bir “ne şiş yansın, ne kebap” politikasıydı.
"Valencia yüksek kalite bir santrfor değil"
Valencia 26 değil, isterse 36 gol atsın, yüksek kalite bir santrfor değil... Arda’nın süper pasında Mert’in kapadığı köşeye vurmasa, takım önde oynarken ve Beşiktaş bir eksik kalmışken, ikinci penaltıyı kaçırmasa, oyun orada kopardı. Atamadı, yapamadı. Ama futbol affetmiyor. Faturayı hemen kesiyor. Arda’yı atlamayalım, olağanüstü işler yaptı. Fenerbahçe on birine ilk yazılacak isim... Ama her pozisyonda dripling yapmak, çalım atmak zorunda değil... Hem enerjisini boşa harcıyor, hem de top kaybediyor. Çalım yapacaksa, hünerini gösterecekse, etkili alanlarda yapmalı...
"Beşiktaş’ın gollerindeki kaliteye şapka çıkarmak lazım"
Beşiktaş’ın gollerindeki kaliteye şapka çıkarmak lazım... Beraberlik golünde Redmond’lu Szalai ve Samet’ten sıyrılıp ortayı yapması, Cenk Tosun’un sıra dışı bir kafa vuruşuyla topları ağlarla buluşturması alkışı çok hak etti. Beşiktaş gollerinde ne kadar kalite varsa, Fenerbahçe’nin üç stoperi Szalai, Samet ve Serdar Aziz’in de o kadar çaresizliği ve yetersizliği vardı.
"Jorge Jesus'u bırakın gitsin, hayır gelmez"
Sonuç: Beşiktaş’ın hocası Şenol Güneş, Fenerbahçe’nin hocası Jorge Jesus‘u tuş etti. “Jesus sezon sonu gidecek mi?” diye tartışılıp duruyor. Bırakın gitsin, hayır gelmez. Beşiktaş karşısında 1-0 öndeyken ve rakip bir eksik oynarken, dört gol birden yiyorsan, bu futbolun doğal bir sonucu değil, Jesus’un ve futbolcuların ayıbıdır.
Beşiktaş için de 1-0 yenik oynarken, bir eksik oynarken, deplasmanda rakibine dört gol birden atmak; hoca ustalığıdır, onurdur, şereftir, tarihe yazılacak unutulmaz bir galibiyettir. Tıpkı Pancu’nun kaleci oynadığı maçta Fenerbahçe’yi yenip tarih yazmaları gibi... Beşiktaş tarihe geçen yeni bir galibiyete imza attı.
"Bu takımın neresinde kalite var?"
Fenerbahçeli bazı dostlara son tavsiyem şu olsun: Bırakın artık TFF, MHK, hakemler, rakipler, medya diye sanal düşmanlar yaratmayı... Dönün kendinize bakın. Bu takımın neresinde kalite var? Bu takımda hangi futbol aklı var? Kendi yanlış ve eksiklerinizin faturasını başkalarına kesmeye devam ettikçe şampiyonluk için daha çok beklersiniz" dedi.
Attila Gökçe: "2 takım meydan kavgası diyebileceğimiz kabadayılıklar sergilediler"
Attila Gökçe ise, "Kredisini tüketmiş iki takım, zirvedeki en önemli kozlarını oynamak üzere buluştuklarında bu maçta her türlü gerilimin çatışmanın şok ve hayal kırıklığının yaşanabileceği biliniyor ve bekleniyordu. Fenerbahçe ve Beşiktaş topun durduğu her an neredeyse meydan kavgası diyebileceğimiz kabadayılıklar sergilediler. Sporcu, meslektaş, arkadaş olduklarını unuttular. Mert Hakan Yandaş’la Aboubakar itiş kakışına öteki arkadaşları da katılacak oldu. Çirkin görüntüler, yakın planda birbirini tehdit eden suratlar, kötülükler filminin kareleri gibiydi. Hele Mert Hakan Yandaş kardeşimizin Halil Umut Meler’e bir tepeden bakışla öyle bir atarlanması vardı ki utanırdınız. Neyse oyunda her iki takımdan “daha akıllı” adamlar vardı. Hem onlar ortamı soğuttu (!) hem de Meler kartlarını gösterip olayı sonlandırdı.
"Temas eden oyuncu Onur değil, Arda. Hücumcu kendi takılıyor"
İlk yarıdan küçük notlar verelim. Beşiktaşlı Onur-Arda temasındaki penaltıda VAR odasından bir çağrı gelse iyi olurdu. FIFA bu tür pozisyonları “gri” olarak değerlendirip VAR’ı devre dışı bırakıyor. Ancak o pozisyonda temas eden oyuncu Onur değil, Arda… Hücumcu kendi takılıyor. Halil Umut Meler, VAR odasından bir davet alıp yeniden izlese daha doğru bir karar verebilirdi. Derbilerde ve üst üste maç yönetmekte ne kadar ağır bir iş yüklendiğini gösterdi. Meler, eski formunda değil. Sınırsız görevlendirme kararı tamam da, bu hakemi tüketmesek daha iyi olur.
"Şenol Güneş inanılmaz hamleler yaptı"
İkinci yarıda rüzgar döndü. Ilıman ve uysal hava akımının yerini buz gibi donduran Beşiktaş fırtınası aldı. Bu fırtınayı başlatan adam Şenol Güneş. Fenerbahçe’nin ofansa kilitlenmiş oyununda savunma gediklerini görerek inanılmaz hamleler yaptı. İkinci yarıda Ghezzal ve Hadziahmetoviç’i oyundan alıp Maxim ve Redmond’u oyuna sürmesi çok isabetli dokunuşlardı. 55’deki Gedson-Necip değişikliği de yerindeydi. İkinci penaltıda Welinton’un kırmızı kart görmesiyle (Dk.50) 10 kişi kalan Beşiktaş’ta yıkımı önleyen ilk olay Valencia’nın atıştan yararlanamaması oldu. Sonrasında Nathan Redmond’un “resital” güzelliğindeki sanatsal gösterisine tanık olduk. 3 asist ve 1 gol… İşte fırtınanın şövalyesi.. Oyun öylesine döndü ki Fenerbahçe taraftarı da takdirlerini alkışlarla gösterdi.
"Tarihe geçecek bir oyuna tanık olduk"
Bu arada… Cenk Tosun’un kaptanlığını oyun içinde adanmışlıkla mücadelesini genç futbolculara örnek olarak sunmak gerekiyor. Vincent Aboubakar… Dördüncü golü atarken içten içe “Cenk atarsa ben de atarım” dercesine tatlı bir rekabetin ortağı olarak övgüleri kazandı. Maçın Fenerbahçe açısından iki güzelliği var: Arda’nın ilk onbirde genç bir lider adayı olarak maça başlaması. Başarılı bir performans sergilemesi… İrfan Can Kahveci’nin nihayet sonradan girdiği oyunda bir gol atarak formuna dönüş sinyali vermesi. Güzel bir derbi izledik.. Tarihe geçecek bir oyuna tanık olduk. Gönül daha ne istesin ki!" ifadelerini kullandı.