Adil Yıldız Köşe Yazısı: "Temizle Temizleyebilirsen"
Ajansspor yazarlarından Adil Yıldız, alt liglerde karşısına çıkan tatsız görüntüleri kaleme aldı. İşte detaylar...
"Yaşananları ne yaşadım ne de gördüm"
Hafta sonu 3 .Lig 3. Grup'ta oynanan şampiyonluk yolunda önemli olan Çorlu 1947 ile Küçükçekmece Sinop Spor maçında, maç öncesi ve müsabaka içinde yaşananları meslek hayatım boyunca ne yaşadım ne de gördüm.
Bu haftaki köşe yazımı da Çorlu Spor 1947 ve Küçükçekmece Sinop Spor maçına ayırdım. Neden ayırdım, alt liglerde neler oluyor siz kıymetli okuyuculara anlatmak için.
Çorlu'ya yakışmayan olaylar...
Geçmişi değiştiremeyiz. İnsanların tavrını değiştiremeyiz. Kaçınılmaz olanı değiştiremeyiz. Değiştirebileceğimiz tek şey tavrımızdır.
Kıskanç insan, başkalarını küçük düşürmek isteğiyle kendini gözden düşüren zavallıdır.
Bunları neden yazdım?
Futbol temaşa oyunudur. Futbol büyük bir sosyal olaydır. Futbol ve spor gençlerin kötü alışkanlıklarının önünü kesen aktivedir.
Ancak günümüzde futbol maalesef rant kapısı, sosyal yaşımın içinde kimlik arayışı, ve egolarının okşanması anlamına geliyor. İstisnalar yok mu tabi var. Bardak dolmadan taşar ise İşte Çorlu’da yaşanan olayların başkahramanı olursun.
Bir ilçe düşünün ülkenin nüfus olarak ve sanayisi olarak en gelişmiş kasabası. Benim çok Çorlu’lu dostum oldu. Hepsi de son derece centilmen ve toplumda ne yapmasını bilen insanlardı. Ta ki Çorlu Spor 1947 Başkanı Yusuf Gümüş’ü tanıyana kadar!
Küçükçekmece Sinop Spor Başkanı Rafet Orhan da Sinoplu, Yusuf Gümüş de Sinop’lu. Burada aidiyet duygusu önemli. Mikro milliyetçilikten bahsetmiyorum. Aynı ilin suyunu içmiş, aynı kültür ile beslenmiş iki kulüp başkanı.
Ancak bir toplumun liderliğini yaparken dikkat etmeniz gereken refleksler vardır. Adı Üzerinde "Lider".
Kimi ekonomisi ile lider olur, Kimi zekâsıyla, kimi de toplumun birleştirici tavrıyla.
Çorlu deplasmanında gördük ki, misafir giden takımın Küçükçekmece Sinop Spor‘un otobüsünü reklam panosu olarak kullandırmışlar.
Küçükçekmece Sinop Spor’un konakladığı otel’de birinin yol göstermesi sonucunda gafil küfürler sprey boya ile yazılarak sözüm ona yabancı saha takımına gözdağı verilmiş!
Sen ev sahibisin. Senin törende "Düşmanın bile olsa buyur dersin" felsefesi vardır. Yusuf Gümüş’ün gözü öyle dönmüş ki, Sinoplu’ya ne yapılırsa mübahtır. Aklını öyle yitirmiş maalesef.
Tüm Sinop yöneticileri küfürden nasibini aldık. Tüm aileyi, sülaleyi taraftar selamladı!
Başkan Rafet Orhan’ın ismini taraftar amigolarına vererek ölmüş annesine nasıl küfür ettirdin? Hiç mi vicdanın sızlamadı? Hiç mi utanmadın?
Rekabetin bile bir raconu vardır. Eşeğe binip hava atan, ata binerse aklına kaybeder.
Olmadı, yakışmadı bu boya senin alnından asla çıkmaz ne kadar tiner kullanırsan kullan. Silmeye kalsan vıcık cıcık olur.
Kibir, aptallığın en açık belirtisidir der S.Shipman.
Sonra çıkıyorsun maç sonu ‘’Teneke oldular ’gittiler diyorsun.
Bundan böyle Gümüş’te olsan, altın’da olsan, pırlanta da olsan, teneke’de olsa bu insanlar, adam olmak ise başka bir maden gerektirir.
Bu kömür medeni alnına yazıldı istediğin kadar tinerle silmeye çalış geçmez. Otobüse yazılanlar tinerle geçti bile. Sen nasıl alnındaki bu lekeyi temizleteceksin. Nasıl olacaksa.