Terim, Yalçın ve Pereira yetmez! Genetik hoca da lazım...
Uzman antrenör Aydın Özden, Süper Lig’deki sakatlıkların bilimi kullanmamaya bağlıyor. Özden artık genetik antrenöre ihtiyaç olduğunu söylüyor.
Atletik Performans Koçu, Beslenme Uzmanı ve Genetik Antrenör Aydın Özden, Türkiye’de başta futbolcular olmak üzere neden ağır sakatlıklar yaşandığını Ajansspor için kaleme aldı. İşte Özden, kulüplerinin artık genetik antrenörü de çalıştırması gerektiğine dikkat çekiyor. Yani Fatih Terim, Sergen Yalçın veya Vitor Pereira tek başına yetmiyor!
İşte Özden'in konuya dair yazısı:
Hareket varsa bilim de olmalı
Sporcuların sakatlanmalarını önleyebilmek için önce sporun ne anlama geldiğini bilmek ve ona göre sporcuları antrene etmek gerekmektedir. Spor bir ‘hareket bilimidir’. Tahmin edeceğimiz üzere, hareket etmeden yapılabilen bir spor dalı yoktur.
Vücudumuzda 650’den fazla kas ve 209 tane de kemik bulunduğunu göz önüne alırsak, insan anatomisinin bir ahenk içerisinde çalışabilmesi için bazı bilim dallarından faydalanmak gerektiği de açıktır. Nedir bu bilim dalları? Sporcularla çalışan antrenörlerin ve onlara bağlı teknik heyetindekilerin muhakkak suretle Biyomekanik (hareket bilimi), Kinesiyoloji (kaslardaki enerji akımını inceleyen bilim dalı), Miyoloji (kas bilimi), Antrenman Bilimi (yıllık antrenman planlaması), Gen Bilimi (sportif performansı bire bir etkileyen genlerin özellikleri), Sporcu Beslenmesi (sporcuların ihtiyacı olan besin öğelerinin doğru zamanda ve miktarda alınımını inceleyen bilim dalı) ve Dinlenmesi (sporcular dinlenirken gelişirler), Spor Psikolojisi konularında dünyada saygınlığı kabul görmüş kurumlardan eğitim almaları gerekmektedir.
Bu sakatlıklar önlenebilir ama inanan yok!
Özellikle de rakipleri ile omuz omuza mücadele etmek zorunda kalan sporcular ne yazık ki dünyanın her yerinde sakatlanmaktadır. Ancak bu sakatlıklar özellikle bizim gibi spor kültürü gelişmemiş ve sporun bilim olduğuna pek inanmayan ülkelerde çok daha fazla olmaktadır. Eğitimlerimin tamamını ve iş tecrübemin çoğunu Amerika’dan almış sertifikalı bir Atletik Performans Koçu, Sporcu Beslenme Uzmanı ve de Genetik Trainer olarak, ülkemizde yaşanan sakalıklarının çoğunun önlenebilir olduklarını biliyorum. Ama şu ana kadar bazı federasyonlar, spor kulüplerinin yetkilileri ve antrenörleri ile görüşmeler yapmış olsam da henüz anlattıklarımı anlayabilecek vizyona ve bilgiye sahip bir yetkili ne yazık ki bulabilmiş değilim.
Hiçbir kulüp gen testi yaptırmıyor
“Sporcu neden sakatlanır” konusuna her kesimden insanın kolayca anlayabileceği bir dilde değinmek istiyorum: Bir sporcu, eğer kas, kardiyovasküler, sakatlığa yatkınlık, iyileşme ve de okside olma genleri bilinmeden antrene ediliyor ise, eninde sonunda ciddi bir sakatlık yaşayacak demektir. Ne yazık ki ülkemizdeki hiçbir spor kulübü sporcularına gen testiyaptırmamaktadır. Her sporcunun kas yapısı, kardiyovasküler kapasitesi, sakatlığa yatkınlığı, okside olma ve iyileşme süreleri birbirinden farklıdır. Ayrıca her sporcu genetik özelliklerine göre beslenmeli ve dinlenmelidir. Bir takımda bulunan sporcuların genetik özellikleri birbirlerinden farklı olduğundan, sporcuların antrene ediliş şekilleri, beslenme ve dinlenme metotları da farklı olmak zorundadır.
Genetik antrenör, beslenme uzmanı ve psikolog şart
Bizim ülkemizde takım sporlarında mücadele eden sporcuların hepsi aynı antrenman metotlarına tabi tutulmaktadırlar. Dahası takımlarımızda dünyada kabul görmüş kurumlardan eğitimler almış Genetik Trainer, Sporcu Beslenme Uzmanları ve de Sporcu Psikologları ne yazıktır ki bulunmamaktadır. Yurdumuzda çalışmış ve çalışmakta olan bilimsel açıdan donanımlı antrenörler ise çalışma ortamlarının kalitesizliği ve yetersizliği nedeni ile arzulanan başarılara ulaşamamaktadırlar ve ulaşmaları da mümkün değildir.
Bilinçsiz sporcu sakatlanmaya mahkûm
Sporcu sakatlıklarında beslenmenin, dinlenmenin ve de stres yönetiminin çok büyük payı vardır. Bilinçli beslenmeyen, dinlenmeyen, özgüveni olmayan ve kronikleşmiş stresle yaşantısını devam ettiren bir sporcu sakatlanmaya mahkûmdur. Ülkemizdeki sporcuların çok büyük bir bölümü bilinçsizce beslenmekte, dinlenmekte ve de ihtiyacı olan psikolojik desteği de alamadığından hem istikrarlı başarıya ulaşamamaktadırlar hem de ne yazık ki ciddi sakatlıklara maruz kalmaktadırlar.
Spor kültürümüz olmadığından, spor kulüplerimiz de son derece yanlış yönetilmektedir. Başkanlara ülkemizde spor yöneticiliği eğitimleri tam olarak verilmediğinden, eksik ve yanlış bilgilerle kulüpleri yönetmeye çalışmakta ve sporcularımız da bunun bedelini kariyerlerinin bir döneminde ağır sakatlıklar yaşayarak ödemektedir.
Ülkemiz spora son yıllarda çok fazla yatırım yapmakta olmasına rağmen bir türlü beklenilen istikrarlı başarılara ulaşamamaktadır. Sporda istikrarlı başarıyı yakalamış olan ülkelere baktığımızda mutlaka bir spor kültürlerinin olduğunu, sporun bir bilim olduğunu kabul ederek, sporcularla çalışan tüm antrenörlerin gerekli eğitimleri almalarını sağladıklarını görüyoruz.
Bir futbolcu 48 saatte bir maç oynayabilir
Bu arada spor sektöründe var olan bilgi kirliliğine de bazı konularda açıklık getirmek istiyorum: Öncelikle sağlıklı bir insan anatomisi her 48 saatte bir üst düzey performans gösterebilir. Yani elit bir sporcu haftada üç üst düzey müsabaka yapabiliyor olmalıdır; tıpkı NBA’deki basketbolcuların yaptığı gibi. Ayrıca sezon öncesi fazla yükleme ya da az yükleme yapmak sezon ortasındaki sakatlıkları etkilemez. Zira takımlarımız tüm sezon boyunca bilimden uzak metotlarla antrenman yapıyor. Sporda istikrarlı başarı bilimin eşliğinde yapılan bilinçli antrenman, beslenme ve dinlenme metotları ile gelir, alaylı antrenörlerin çalıştırdığı sporcular ile değil!