Terör, sporun yakasını bırakmıyor
Fransa Milli Futbol Takımı'nın, başkent Paris'teki Stade de France'ta Almanya'yı ağırladığı dostluk maçı sırasında sahanın yakınlarında gerçekleşen bombalı saldırılar, terör eylemlerine sahne olan spor etkinliklerini akıllara getirdi.
Tarih, 13 Kasım 2015. Yer, Fransa'nın başkenti Paris'teki Stade de France. Ülkenin ev sahipliği yaptığı 1998 FIFA Dünya Kupası için inşa edilen yaklaşık 80 bin kapasiteli stadı dolduran taraftarlar, Fransa ile Almanya milli takımları arasındaki dostluk maçının ilk yarısında 2 patlama sesi duydu. Fakat kimse, televizyonları başındaki futbolseverlerin bile duyduğu seslerin, 3 kişinin, ömürlerinde duyduğu son ses olduğunu düşünmemişti.
Terör örgütü DAEŞ’in üstlendiği ve o gece Paris sokaklarındaki saldırıların yalnızca bir parçası olan eylem, terörün, sporu hedef almasının ilk örneği olmadığı gibi geçmişteki emsallerine bakılırsa, ne yazık ki son olacağa da benzemiyor.
Dil, din, etnik köken ayırt etmeksizin insanları birleştirme gücüne sahip ve kalabalıkları aynı yerde toplayabilen spor, çoğu kez terör örgütlerinin tercih ettiği bir eylem sahası oldu.
Filistinli Kara Eylül örgütünün, 1972 Münih Olimpiyatları'nı kana bulayan eylemi, teröre alet edilen ilk ve en bilinen spor etkinliği olarak tarihteki yerini aldı. İsrailli sporcu ve antrenörleri 16 saat boyunca rehin alan örgüt üyeleri, milli takım kafilesinden 11 kişiyi, bir de Alman polisi öldürdü.
Spor yazarı Attila Gökçe, "terör" ile "spor"un aynı cümlede geçmesinin, ilk kez Meksika'nın düzenlediği 1968 Olimpiyatları ve 1970 FIFA Dünya Kupası'nda gündeme geldiğini ancak bu organizasyonların korkulanın aksine herhangi bir eyleme sahne olmadığını hatırlatarak, "1972 Münih Olimpiyatları'ndaki hadiseden sonra zamanla spor ile terör arasındaki mesafe kısaldı. Sporseverler daha masum topluluklar. Ayrıca spor, evrensel bir eğlence, keyifli vakit geçirme aracı. Sonuçta terörün en önemli amaçlarından biri propagandasını dayatmaktır. Bu tarz bir kitleyi hiç beklemediği anda tedirgin ettikleri zaman, propagandalarını yürütmüş oluyorlar" değerlendirmesini yapıyor.
Gökçe, Fransa ile Almanya arasındaki hazırlık maçında yaşanan saldırı hakkında ise şunları ifade ediyor:
"Önemli olan insanları tedirgin etmekse, bu bakımdan en duyarlı, kendinden vazgeçmeyen, korkak kıta Avrupa. Stade de France'ın yakınlarında gerçekleştirdikleri eylemle Avrupalıları tedirgin etmeyi başardılar. Fakat İngiltere ile Fransa milli futbol takımları arasındaki dostluk maçındaki gibi örnek uygulamalarla teröre karşı mesaj verilebilir. Teslim olmamak gerekir."
"Terörün, sporun önüne geçmesi" dendiğinde akla gelen bazı olaylar şöyle:
TRT kameramanı Uzunyol'un kalbi, Atlanta 1996'daki patlamaya dayanmadı
1996 Atlanta Olimpiyatları kapsamında, akşam saatlerinde yapılan bir konser sırasında önceden yerleştirilen bomba patladı. Saldırı sonucu, aralarında TRT kameramanı Melih Uzunyol'un da bulunduğu 2 kişi yaşamını yitirdi, yüzden fazla kişi de yaralandı. Olay yerinde bulunan Uzunyol'un ölüm sebebinin, kalp krizi olduğu açıklandı. Bombayı yerleştiren ABD Ordusu'ndan emekli patlayıcı uzmanı Eric Rudolph, "olimpiyatların küresel sosyalizmin değerlerini yücelttiği" gerekçesiyle böyle bir eylem gerçekleştirdiğini itiraf etti.
İngiltere'nin en ünlü at yarışı "Grand National", 1997'de İrlanda Cumhuriyet Ordusu'nun (IRA) hipodroma bomba yerleştirdiğine dair iddia sonrası iptal edildi. Aralarında Prenses Anne'in de yer aldığı 60 bin seyirci, tribünleri boşaltmak zorunda kaldı. Yarış ancak 2 gün sonra koşulabildi.
UEFA Şampiyonlar Ligi 2001-2002 sezonunda Real Madrid ile Barcelona arasında oynanacak yarı final maçından önce İspanya'nın başkenti Madrid'deki Santiago Bernabeu Stadı'nın yakınlarında bomba yerleştirilen bir otomobil havaya uçtu. 17 kişinin yaralandığı saldırıyı gerçekleştirildiğinden şüphelenilen Bask Vatanı ve Özgürlük (ETA) örgütüyle bağlantılı Batasuna'dan 11 kişi tutuklandı.
İntihar bombacısı, kriketçileri hedef aldı
2002'nin mayıs ayında Pakistan'ın Karaçi kentinde meydana gelen eylem, 14 kişinin ölümüyle sonuçlandı. Pakistan ile Yeni Zelanda milli kriket takımlarının karşılaşması öncesinde, Yeni Zelandalı oyuncuların kaldığı otelin dışında üstündeki düzeneği patlatan intihar bombacısı, Fransız donanmasından 11 asker, Pakistanlı 2 kişi ve Pakistan takımının fizyoterapistinin ölümüne sebep oldu.
50 kadar silahlı saldırgan, 2006'da Irak'ın başkenti Bağdat'taki bir konferans sonrası Irak Olimpiyat Komitesi Başkanı Ahmed el-Hadjiya'nın aralarında bulunduğu 30 kişiyi kaçırdı. Aynı yıl içinde, Ürdün'deki bir turnuvaya giden Irak Tekvando Milli Takımı'ndan 15 sporcu ve antrenör kaçırıldı. Olaydan 9 gün sonraysa Iraklı bir tenis antrenörü öldürüldü.
2008 Dakar Rallisi, El-Kaide'den gelen tehditler sonrası 30 yıllık tarihinde ilk kez iptal edildi. Senegal'in başkenti Dakar'da tamamlandığı için adı verilen "rally raid" yarışı, 2009'dan itibaren Güney Amerika topraklarında yapılmaya başlandı.
Boston Maratonu kana bulandı
Boston Maratonu'nun 15 Nisan 2013'te koşulan 117'ncisi, erkeklerde Lelisa Desisa, kadınlarda ise Rita Jeptoo'nun zaferlerinin yaklaşık 3 saat ardından sonra meydana gelen saldırıda kana bulandı.
ABD'nin Massachusetts eyaletinin Boston kentinde, 23 bin kişinin katılımıyla düzenlenen maratonun bitiş çizgisi yakınlarında 10 saniye arayla patlayan iki bomba, 3 kişinin ölümüne, 260'tan fazla kişinin de yaralanmasına neden oldu.
Saldırının ardından düzenlenen operasyonlarda, şüpheli Tamerlan Tsarnaev öldürüldü, kardeşi Cohar Tsarnaev ise ağır yaralı olarak yakalandı.
Terör, 2008'de Sri Lanka'nın ev sahipliği yaptığı Sinhala ve Tamil Yeni Yıl Maratonu'nda da atletizmi kurban seçmişti. 6 Nisan'daki yarışın öncesindeki intihar bombacısı saldırısı sonucu 15 kişi öldü, 90 kişi ise yaralandı.