TFF’yi savunmak!
Ahmet ÇAKIR
Çok değil, yaklaşık 1 ay önce, günün birinde TFF’yi savunmak zorunda kalacağımı söyleseydiniz, gülmekten buna yanıt veremezdim. Şimdiyse bunu yapmayı bir görev sayacak noktadayım. Çünkü maçların oynanıp oynanmamasıyla ilgili o kadar saçma şeyler söyleniyor ki, ‘Bu ne tatsız bir şaka!’ diye düşünmekten ve uğradığı haksız saldırılar karşısında TFF’ye acımaktan kendinizi alamıyorsunuz.
Tabii işin temelinde bizde fikir denilen önemli ve değerli kavramla anlamsız gevezelik arasındaki farkın pek gözetilmeyişi var. Adam çıkıp kendini ‘insan sağlığı şampiyonu’ ilan ediyor ve TFF’nin de buna zerre kadar kulak asmaksızın, para için insanları ölüme gönderdiğini ileri sürüyor. TFF de böyle bir saçmalığa nasıl yanıt verebileceğini kestiremiyor.
İş bu kadarla da kalmıyor, Koronavirüs olayın en büyük sıkıntıyı çekmiş olan kişi durumundaki Fatih Terim’in ’Oynayın diyorlarsa oynarız’ mealindeki açıklaması için, onun bu konuda döneklik yaptığı gerekçesiyle hakaretler yağdırılıyor.
Bunların ardından basketbol ve voleybol liglerinin sonlandırılmış olması, TFF üzerinde yeni bir baskı unsuru olacak. Daha önce Sağlık Bakanının olumsuz tutumunun yarattığı sıkıntı karşısında sağlam duran TFF şimdi bir de bununla uğraşmak zorunda kalacak.
Gelin, bu durumu sükunetle gözden geçirelim:
1- TFF, ligler 12 Haziran’da kesin olarak başlayacak demedi, niyetlerinin bu olduğunu açıkladı. Bunun yapılması şarttı çünkü kulüpler buna göre iyi-kötü bir hazırlık sürecini gerçekleştirebilecekti. TFF süreçteki bazı görevlerini tam yapamasa da bu noktada etkili göründü.
2- Bununla ilgili yol haritası denilebilecek hazırlık protokolü de TFF’nin bu süreçteki en başarılı çalışması olarak ortaya çıktı. Gerekli bütün önlemlerin alınmasına özen gösterildiği ortadaydı. Neyin nasıl yapılacak en ayrıntılı biçimde anlatılmıştı.
3- Başta Almanya olmak üzere pek çok ülkede önümüzdeki günlerde liglerin başlayacak olması önemli bir durum. Fransa ve Hollanda’nın bunu yapmayışı kimsenin umurunda değil. İtalya, İspanya ve İngiltere gibi bu süreci en ağır biçimde yaşayan ülkeler bile liglerini başlatmaya hazırlanıyor. Başta Almanya olmak üzere öteki ülkeler, maçları zor koşullarda da olsa tamamlayabilirse, bu aynı zamanda Koronavirüse karşı kazanılmış uluslararası bir başarı olacak. Bütün dünyaya moral verecek.
4- TFF’nin para için insan sağlığını hiçe saydığı yolundaki ifade, açık bir haksızlık. Şu anda futbol dünyamızdaki en zengin kuruluşun TFF olduğu rahatlıkla söylenebilir. Kaldı ki FIFA ve UEFA’dan gelen yardımlar bile TFF’nin bu dönemi en sıkıntısız biçimde atlatmasını sağlar.
5- Bu paraya en çok gereksinmesi olan kuruluşların kimler olduğu ortada. Zaten batık durumdaki kulüpler içinde maçların oynanmaması yüzünden kapanma noktasına gelenler bile olabilir.
6- Kulüplerin oyuncularla olan ilişkileri de maçların oynanmama sürecinde ağırlaşmıştır ve daha ağırlaşacaktır. Bu noktada hiç kimsenin bir çözüm önerebilecek durumu yoktur. Maçların oynanması bir nebze çözüm olabilecektir.
7- Elbette ki hazırlık sürecinde sıkıntılar yaşanacak, maçlar tatsız-tuzsuz geçecek ve başka bir yığın sorun olacaktır. Peki, normal dönemde ülkemizde harika maçlar mı oynanıyordu, herşey hiç sıkıntısız mı yürüyordu?
8- Bu işin tam ortasında ve en sorumlu noktalardan birinde olan Süleyman Hurma dostumuz muhteşem bişey söyledi: Oynanacak maçlardaki sağlık yönünden sakınca, herhangi bir kişinin markete gidip birşeyler alması sırasında yaşayabileceğinden daha azdır.
9- Maçların oynanması halinde, başta futbolcular olmak üzere bu işin içindeki kişilerin hemen hastalığa yakalanıp patır patır ölecekleri gibisinden bir kabus yaratılmaya çalışılıyor. Tam tersine, en sıkı denetimden geçip işlerin mümkün olabilecek sağlıklı koşullarda gerçekleşebileceği ortam burada var.
10- Futbolun onbinlerce insanın doğrudan ya da dolaylı ekmek kapısı olduğunu başka bazı arkadaşlarımız dile getirdi. Bunu, yayıncı kuruluş istedi, iddaa bastırdı gibi basmakalıp birtakım homurdanmalarla görmezden gelebilir miyiz? Kaldı ki evde kalan milyonlar için de en büyük eğlence futbol olmaz mı? Dünyanın en güçlü/zengin ülkesi görünümündeki Almanya para için mi oynatıyor maçları?
11- Maçların oynamaması halinde liglerle ilgili olarak TFF’nin alacağı her karar bir yığın tartışmayı beraberinde getirecek ve bunun gelecek sezonlara yansımaları da olabilecektir. Yani TFF kendi eliyle futbolda kaosa yol açmış olacaktır. Bunun Fransa ve Hollanda’da yol açtığı sıkıntıları gözden kaçırmayalım. Bizde onun 100 katı olur.
12- En başa dönelim: TFF maçlar mutlaka oynanacak, demedi; o günkü koşullar neyse ona göre bir karar verilecek, dedi. O karar da 25 Mayıs’ta verilecek; yani onun bile daha 2 haftası var. Üstelik o gün geldiğinde de TFF önce devlete soracak, sonra karar verecek. Hal böyleyken, ‘Oynanırsa mahvoluruz, bu bir cinayet olur’ gibisinden yangın yapmanın ne anlamı var?
Ha, ‘biz başka türlü yaşayamıyoruz’ derseniz, ona sözüm yok. Devam.