Tiflis’te yüreğiyle oynayanlar: Zaferin bedeli, umudun gücü
A Milli Takım, Gürcistan'ı 3-2 mağlup etti. Arda, Kerem ve Uğurcan’ın yıldızlaştığı maçta, Montella’nın kadrosu zaferle döndü. Ancak kırmızı kart, İspanya maçı öncesi büyük bir eksik yarattı.
Montella’nın cesareti, gençliğin ateşi
Teknik direktör Vincenzo Montella, sahaya sürdüğü kadroyla hem tecrübeye hem gençliğe güvendi. Arda Güler’in vizyonu, Kerem Aktürkoğlu’nun bitiriciliği, Yunus’un cesur asistleri... İlk yarıda Kerem’in golüyle gelen 2-0’lık üstünlük, ikinci yarıda Arda’nın başlattığı ve Yunus’un Kerem’e sunduğu üçüncü golle taçlandı.
Ancak futbol, sadece hüner değil, sabır ve disiplin de ister. Barış Alper’in 67. dakikada oyuna girip 71. dakikada kırmızı kartla sahadan çıkması, maçın kaderini bir anda değiştirdi. Gürcistan, bu boşluğu iyi değerlendirdi ve üst üste bulduğu gollerle bizi son dakikalarda diken üstünde bıraktı.
Uğurcan’ın direnişi ve “Bayrak Takım” ruhu
Kalede Uğurcan Çakır, adeta bir duvar gibi durdu. Özellikle son dakikalarda yaşanan panik anlarında yaptığı kurtarışlar, galibiyetin mimarlarından biri oldu. Bu takım, yalnızca yetenekle değil, birbirine kenetlenmiş bir ruhla oynuyor. Montella’nın maç öncesi “Burada bir aile ortamı var” sözleri, sahada vücut buldu.
Tiflis’te Türk bayrakları, kalplerde umut
Stadyumda binlerce Türk taraftar, Gürcü coşkusuna karşı kendi sesini duyurdu. Bu maç, sadece bir deplasman mücadelesi değil; Türk futbolunun yeniden doğuşuna dair bir işaretti. Her golde, her kurtarışta, her sarı kartta; tribünlerde umutlar yeşerdi, kalpler birlikte attı.
Son söz: Zafer mi, uyarı mı?
3-2’lik skor, puan tablosuna galibiyet olarak yazıldı. Ağabeyim, üstadım Attila Gökçe’nin deyimiyle bu bir “Pirus Zaferi”ydi. Eksik kadroyla çıkılacak İspanya maçı öncesi, bu galibiyetin bedelini kırmızı kartla ödedik. Ancak bu takımın ruhu, eksiklerin ötesinde bir şey söylüyor: Biz buradayız. Biz birlikteyiz. Ve biz, bu bayrağı Dünya Kupası’na taşıyacağız. Konya’da görüşmek üzere…