Tudor'dan flaş sözler: Hocalık yapmadım!
Igor Tudor... Hajduk Split’te alt yapıdan basamakları birer birer çıktı, 35 yaşında başlayan teknik direktörlük kariyeri, onu önce Yunanistan’ın PAOK takımına götürdü, ardından Kardemir Karabükspor’a... Belki de, “4 yıl içerisinde Galatasaray’a hoca olacaksın” deseler, kendisi bile inanmazdı.
Ama şansı, belki de futbolculuğundan oldu. Birçok teknik adamdan, birçok tüyo aldı, bunları birleştirip tecrübesine kattı. Conte ile Juventus’ta bir arada oynayan Tudor, hocalıkta ise onun izinden gitmek istedi. Bu, bugün için belki de mümkün olmadı. İster “Futbolcu hakimiyeti” deyin, isterseniz teknik direktörün “günü kurtarma” çabası, henüz isteneni yapamadı. Ancak Tudor, yapacağı devrimleri iptal etmedi, sadece erteledi. Zaten politik davrandığını, durumu idare ettiğini o da söylüyor.
Üstelik gelişi değil, geliş şekli de eleştirilmişti. Hem de Galatasaraylılar tarafından... Başka bir takımın hocasının getirilmesi, geleneklere pek uygun bulunmamıştı. Ama malum, endüstriyel futbol artık her şeyin üzerindeydi. Tudor da böyle bir teklif gelmişken geri çevirir miydi?
Bir topçuluğunuzu biliyoruz, bir de hocalığınızı... Ama biz meraklı toplumuz... Bize Igor Tudor’u anlatır mısınız?
Hoca olarak hafta içi yaptığın şeylerin aynası, aslında pazar günü maça çıktığında olanlardır. O yüzden teknik adam olarak kendini anlatmaktan ziyade, “sahadaki başarı” bir hocayı anlatır. Şurada geçirdiğim üç ayı değerlendirirsem; tabii burada yaşadığım problemler, sıkıntılar yüzünden hafta içi iyi hazırlanamamanın, otomatikman pazar günlerine yansıdığını düşünüyorum. Genel olarak bir hocanın aynası, pazar günü sahada yaptığı iştir.
Galatasaray’dan teklif geldiğinde oradaki koşul ve beklentileri tartıp “Ne yapmalıyım?” demişsinizdir mutlaka... Neydi onlar?
Çok problem olduğunu biliyordum. Ama benim için de buraya gelip bu problemleri çözmek büyük bir meydan okumaydı. Galatasaray’dan bir teklif geliyor. Herhalde hiçbir hoca buradan gelen teklifi geri çevirmez. Problemler olduğunu biliyordum ama ben bunlarla yüzleşmeyi ve çözmeyi seven bir insanım. Bu yüzden hiç düşünmedim. Her kulübün bir problemi var. Bazen küçük bazen orta şiddette bazen de ağır problemler... Önemli olan bu takıma gittiğiniz zaman en iyi şekilde oradaki sıkıntıları çözmek ve en iyi performansı gösterebilmek orada...
Karabük’ten göründüğünden farklı mı çıktı Galatasaray?
Tabii... Tahmin ettiklerim ile burada gördüklerim arasında dağlar kadar fark var. Beklenmedik ve ummadığım sıkıntılar gördüm. Mesela fiziksel durumu söyleyebilirim. Oyuncuların durumu ben geldiğim zaman yerlerdeydi. Bir hoca tabii ki kulüp içinde hocalık yapmasının yanı sıra bazı durumda politik hareket eder. Ama politik olmanın oranı böyle çok üstte olmaz. Ancak buradaki hal beni hocalığı daha az yapıp, politik olmaya daha çok zorladı. Bu benim hoşuma gitmeyen bir durum oldu.
En başta “maratona” 100 metre gibi başladığınızı ve bunun hata olduğunu söyleyenler var. Haklılık payları nedir?
Yeni hoca geldiğinde tabii ki herkes yeni bir şeyler, gelişim bekler. Geldiğimde durum çok karışıktı. Soyunma odasındaki problem, küçük bir sorun değildi. Ben bunu bir şekilde çözmeye çalıştım. Ondan sonra değiştim, değiştirdim...
Galatasaray’ın bu iki sene içinde sezonu bitirdiği yer kabul edilemez. Tabii ki sonunda hocalar değişir. Sistem ve oyun sistemini değiştirebiliriz. Neler değişirse değişsin, takımın içindeki futbolcu kalitesi otomatikman senin sezonu nerede bitireceğini sağlar. Geçen sene daha kötüydü. Ne yazık ki biz buyuz. Taraftarların anlaması ve kabul etmesi zor. Onların yerinde olsam ben de üzgün ve sinirli olurum. O yüzden burada değişimlere ihtiyaç var. Büyük değişimlere hem de...
Geldiğinizden bugüne özgüveninizde, hırsınızda, umudunuzda bir değişiklik oldu mu?
Tabii ki inanılmaz büyük bir tecrübe oldu benim için... O yüzden geldiğimle şimdiyi kıyaslarsak daha iyi bir hoca olduğumu düşünebiliriz. 3 aylık tecrübe, normal bir takımda 3 senede yaşanabilirdi.
Tudor, “Buraya getireceğimiz oyuncuların farklılık yaratacak oyuncular olması lazım. Çünkü bize şampiyonluk kazandıracak futbolcular gerekiyor. Bir sezon daha kaybedemeyiz” dedi
Galatasaray Teknik Direktörü Tudor, anlaşılan o ki, yapacağı değişikliklerle birçok dinamikle oynayacak, takım içi dengelerde değişime gidecek. Bunu her haliyle belli ediyor. Gidecek futbolcu çok olmalı... Düşük yoğunluklu isyancılar, isyancı olmayıp işe yaramayanlar, yenilenme için satılması gerekenler, yeni takıma uymayacak olanlar derken geriye pek bir şey kalmıyor. Çok transfer çok para demek.
Galatasaray’ın mali durumunu biliyor musunuz?
Tabii ki endişeler olabilir. Ama diğer tarafta bir heyecan var. Yeni bir başlangıç ve yeni şeyler istiyoruz. O yüzden o heyecan da var içimizde. Belli de bir gerginlik.. Ama tamamen pozitif bir gerginlik. Çünkü çok çalışıyoruz. İçinde bulunduğumuz durumu biliyoruz. Ama o duruma rağmen çok çalışıyoruz. Sonuçta her şey sonunda paraya dayanıyor. Genelde takım bütçesi fazla olduğu zaman o sizin başarınızda pozitif yönde etkiliyor. Son iki ayda iyi iş çıkardık. Hedeflerimiz vardı. Buraya getireceğimiz oyuncuların farklılık yaratacak oyuncular olması lazım. Çünkü bize şampiyonluk kazandıracak futbolcular gerekiyor. Bir sezon daha kaybedemeyiz.
Futbolcularla problem yaşadınız... Peki seyirci? Galatasaray seyircisinin sizi sevdiğini benimsediğini düşünüyor musunuz?
Şu zamana kadar aldığım geri dönüşler hep olumlu. Gezdiğim zaman hep taraftarları görüyorum. Yanıma geliyorlar. Umarım bu sevgiye karşı en güzel yanıtı seneye veririm.
Nasıl oluyor bu? Seyirci “kazandıran” hocayı sever. Yoksa sizde gelecek mi görüyorlar?
Dediğiniz gibi bu durum onların da umutlu olduğunu gösteriyor. Biz de bir an önce sezonun açılmasını istiyoruz. Umut ediyoruz ki yeni transferlerimiz erken takıma katılırlar. Çünkü full gaz başlamak istiyoruz. Çünkü gelecek sezon her maç bizim için bir final olacak. Bu çehreyi değiştirmek için elimizden gelen her şeyi yapmak istiyoruz.
Eleştirilen; Karabük’ten gelme şekliniz, gelmeniz için gönderilen hocanın takımdaki yıldızla çok yakın olması, rahat futbolcuları ağır idmana sokmanız, bazı futbolcularla aranızdaki gerilimin esas kaynağı mıdır? Yoksa başka sebepler de var mı?
Benden önceki hocanın farklı bir stili vardı. Benim farklı bir stilim. Takım üçüncüydü şimdi de 4. sırada sene de 3 hoca değişti ama sonuç aynıydı. O da bence her şeyi gösteriyor.
En çok kullandığınız Türkçe kelime hangileri?
Kolay gelsin.
Bir teknik direktör için zorluğu nedir Galatasaray’ın, kolaylığı nedir?
Kolay yanı, başkandan en alttaki personele kadar uyumlu çalışabileceğiniz insanların olması... Onların senin işini kolaylaştırması. Çünkü işlerini iyi seviyede yapıyorlar. En kötü yanı da bahsettiğim problemler... Şu an bu durumdayız ve buyuz. Ama bu durumda olmamalıyız. Çünkü bu da ister istemez bir baskı gelmesini sağlıyor. İnsanların görüş ve bakış açısıyla elde olan aynı değil... Örtüşmüyor.
Başkan Özbek size sadece yetki, destek vermiyor; adeta takımın hedeften uzak kalması yüzünden eleştirenlere de karşı duruyor. Başkandaki bu güven duygusunu nasıl yarattınız?
Burada benim büyük bir şansım var. Çünkü problemleri anlayan, durumu anlayan bir kulüp yapısı var. Bunu bilen bir kulüp liderliği... Ana nokta bu. Onlar da anlıyorlar durumu...
“Galatasaray beni büyütecek” mi dediniz, “Ben Galatasaray’ı büyüteceğim” mi?
Bu biraz felsefi bir soru. Bu şekilde hiç düşünmedim. Galatasaray çok büyük bir kulüp ve camiası herkesin üstünde. Dünyanın en önemli hocasısı gelse kulüp değeri her zaman her şeyin üstünde olmalıdır. Çünkü hocalar ve futbolcular gelir, gider. Ama her zaman kulüp kalır. Geçmişiyle, taraftarıyla, başarılarıyla...
Galatasaray’dan alacağınız ücretin yarısıyla Galatasaray hisseleri alır mısınız mesela... Biliyorsunuz hisseler dolar bazında yüzde 10 değer yitirdi bu sezon?
Transfer dönemi bitsin sana cevap vereceğim.
Juventus’ta uzun yıllar oynadınız.. İyi ilişkileriniz olduğunu biliyoruz. Real Madrid’ten Zidane ile Chelsea’den Conte de eski takım arkadaşlarınız. Transfer için onlardan yardım almayı düşünüyor musunuz?
Tabii ki hep bağlantı halindeyiz. Ama işin içinde ticaret varsa artık arkadaşlık pek kalmıyor. Şimdi mesela Chelsea’nin kiralayacağı 15 futbolcu var. Conte eski arkadaşım diye bize vermeyeceklerdir. Mutlaka onlar da kendi çıkarlarını düşüneceklerdir. Sonuçta bu profesyonel bir dünya. Bizim odaklandığımız şey, elimizdeki para ile iyi bir takım kurabilmek. Çünkü şimdi iyi bir iş çıkarırsak otomatikman ilerleyen günlerde işler daha da kolaylaşır. Hep birbirine bağlantılı.
Savunmaya takviye konusunda kararınızı verdiniz mi? Kaç futbolcu düşünüyorsunuz?
2-3 isim var. Umarım en kısa zamanda bir tanesi olur.
Sneijder de yine en çok merak ettiğimiz konulardan bir tanesi. Lafı uzatmadan sormak istiyorum. Sneijder gelecek sezon bu takımda olacak mı?
Kulüple bu konuyu ayrıntılı olarak konuşacağız. Tabii ki daha önce yapılmış bazı konuşmalar var. Uzun zamandır burada kendisi. (Başarısız olunan) Son iki sezona bakıldığı zaman da buradaydı!
Bazı kilit oyuncular üzerine takım kurarsınız. Şu an Galatasaray’daki durum da bu... Sneijder etrafında kurulmuş bir takım... Son iki sezona bakıldığında oynanan futbol tarzı Wesley’e dayalı... Bir çok açıdan... Çünkü 10 numara pozisyonunda oynaması, ismi bu tip şeyler sizin oynayacağınız futbolu etkiliyor.
Bu geçirdiğimiz 3 ayda kendisiyle iyi bir ilişkim vardı. Çok konuştuk ve fikir alışverişlerinde bulunduk. Kondisyon olarak mesala geldiğimde hiç iyi durumda değildi. Ama ondan sonra antrenmanlarda o isteğini, arzusunu koyarak kendini geliştirdi. Öyle olması performansını etkiledi.
Takıma bir veya daha fazla genç kazandırma sözü verebilir misiniz?
Tabii ki gençler bizim için önemli. Onlara da bu yolda bir yer vereceğiz. Sezon başı kampına gittiğimizde aramızda gençler olacak. U17 takımından da dikkatimizi çeken oyuncular var. Onlar da bizimle beraber olacak. Sonuçta Galatasaray devamlı hedefi olan bir takım olduğu için gençlerden ziyade, o problemi çözecek, sana o maçı kazandıracak oyuncuların olması lazım.
Marsilya’da kiralık oynayan Swansea City’nin golcüsü Bafetimbi Gomis’e ilginiz biliniyor. İstediğiniz profile uygun isim bu Fransız golcü mü?
İyi oyuncular istiyoruz. Fransa Ligi’nde de 20 gol atmış oyuncu iyi oyuncudur.
Gelecek sezonda ne vaat ediyorsunuz taraftara... Nasıl bir takım ve nasıl bir sonuç?
Tempolu bir futbol... Çünkü bu sezona bakıldığı zaman tempo biraz arttığında ne yazık ki acı çeken bir takım görüntüsü verdik. Oyuncu kadromuz ile ötesine geçemedik. Önümüzdeki yıl tempolu oynayan bir takım yaratmak istiyoruz. Çünkü temposuz futbol artık geçmişte kaldı.
Bruma için Leipzig nasıl bir tercih? Gelir gelmez onunla yaşadığınız olaylar da var. Büyük bir kayıp olur mu?
Bruma tabii ki genç bir oyuncu. Benim çok yardımcı olduğum bir oyuncu. Bir şekilde bir şeyler veriyorsunuz ama ondan da bir şeyler bekliyorsunuz. Bu bireysel bir spor değil. 20 kişilik bir takım oyunu. Bu tabii kesinlikle olumsuz anlaşılmasın, umarım olumlu anlamda değişiklikler olur kendisinde... Futbolcu olarak bir şey demiyorum, mükemmel seviyede bir oyuncu. Ancak uyulması gereken bazı minimum kurallar vardır. İnsanların aralarındaki ilişkilerden kaynaklanan kurallar... Soyunma odasındaki o hava ona çok yardımcı olmadı.(Skorer)