"Türkiye'de en kariyerlisi o olacak"
"Fenerbahçe'nin artık iki tane 1 numarası var"
David Ospina, Fenerbahçe’ye biraz pahalı geldi. Onun üstüne rota Kameni’ye çevrildi. Kameni ile anlaşılmıştı, detayların halledilmesi beklendi. Kale bölgesine transfer Kameni ile neticelendi. Fenerbahçe önceki senelerde Volkan Demirel’in ardına kaleci bakmıştı. Fabiano gelmişti, o da gitti. Yeni bir Fabiano bulmadılar. Bir Volkan daha buldular. Volkan Demirel, gayet sorumlu, soğukkanlı bir şekilde yeni bir kalecinin gelişi hakkında konuştu. Kameni ile rekabete hazır olduğunu açıkça ifade etti. Kameni, Volkan Demirel’i kesebilecek bir kaleci. Ancak Kameni de “forma cepte” diyebilecek bir durumda değil. Fenerbahçe’nin artık iki tane 1 numarası var. Kim oynayacak? Bunu zaman gösterecek. Ama neticede iyi bir rekabet olacak. Kameni, tecrübeli ve üst düzeyde bir kaleci. Volkan Demirel ayarında olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Fenerbahçe’nin, Volkan’ın arkasına bir kaleci alması gerekiyor diye daha önce konuşmuştuk. Esas olan Fenerbahçe’nin yeni bir kaleci yetiştirmesidir. Volkan’dan sonra kaleye geçecek bir isim üretilemedi. Bunlar yapılamayınca Avrupa’dan transfer gerçekleştirip günlük bir çözüm üretiyorsun.
"Kameni tartışılacak bir kaleci değil"
Kameni tartışılacak bir kaleci değil. Fenerbahçe’nin iki tane 1 numarası var. “Daha genç bir kalecinin, yetişmeye açık bir kalecinin bulunması lazım” diye konuşmuştuk. Kameni kalitesinde bir kaleci için 1,5 milyon Euro çok fazla değil. Volkan Demirel ve Kameni’nin son kullanma tarihleri birbirlerine çok yakın. Fenerbahçe’nin ilerleyen dönemde hem 1 numara, hem de yedek bir kaleci bulması gerecek. Kısacası ; iki kaleci birden transfer etmek durumunda kalacaklar. Bunun, günü kurtarma hamlesi olduğunu düşünüyorum. Fenerbahçe, geleceğe yatırım yapma konusunu öteledi. Fenerbahçe’deki Volkan Demirel ne ise Malaga’da da Kameni odur. Fenerbahçe neden 2 sene önce Volkan Demirel’i satmadı, yolları karşılıklı olarak ayırmadı? Malaga’nın bugün yaptığı bu. Fenerbahçe, Volkan’dan memnundu. Yeni bir kontrat da yaptılar. Kameni’ye baktığımızda devamlı oynayarak Malaga kariyerini noktalamış oldu. Sakatlık gibi bir durumu da yok. Malaga-Kameni ilişkisi ömrünü tamamladı. Kalecinin şu anda sağlam olduğunu, tecrübesini biliyoruz. Artık Kameni de yeni bir sayfa açmış oldu.
"Volkan Demirel formayı kolay kolay bırakmayacak"
Volkan’ın, ”Yedek kalmayı sorun etmem” demesi, durumu kabullenmesi anlamına gelmiyor. “Ben takımın ahengini bozacak bir hamlede bulunmam, sorumluluğumun bilincindeyim” diyor. Arıza çıkarmıyor. “Ben sorun çıkarmam” derken, bir taraftan da “formayı teslim ettim” demiş olmuyor. “Kameni’nin arkasında oturur, paramı alırım, kupa maçlarında oynarım” demiyor. “O pozisyonu kolay kolay bırakmam. Kameni gelip formayı söke söke alabilirse alır” demiş oluyor. Volkan kalitesinde bir kalecinin söylemesi gereken şeyler bunlardır.
Volkan Demirel'in Ozan Tufan sözleri hakkında...
Volkan Demirel, kendisinden 13 yaş küçük Ozan Tufan’a bir ağabey olarak nasihatte bulundu. “3-5 maç oynadın. Avrupa’dan taliplerin oldu. Yatmana, kalkmana dikkat etsen, kendi potansiyelini ortaya koysan nerelere gidersin. Önün açık. Aklını başına al. Daha çok gençsin” diyor. Bu çok güzel bir durum. Fakat ; bir adım geriye gidiyorsun. “Ben 13 sene önce top bile tutmayı bilmiyordum” diyor. 13 sene önce top tutmayı bilmeyen sen, Rüştü’yü kestin. Top tutmayı bilmeyerek mi Rüştü’yü kesebildin? Ozan’a, altı boş bir şekilde sahip çıkmanın alemi yok. Ozan’a güzel bir mesaj veriyor. Ama kendisine de haksızlık ediyor. Dünyanın en iyi 5 kalecisinden biri olan Rüştü’yü nasıl kesebildi? Rüştü sakatlandığında Volkan kaleye geçti. Kaleye geçiş, o geçiş… Rüştü, sakatlıktan döndükten sonra direkt yedeğe oturdu. “Fenerbahçe’nin 10 yılı kurtuldu” dediler ve 10 yılı da geçti. Bu, top tutmayı bilmeden olacak iş değil. Volkan, bugün dediği gibi değildi. Volkan o dönemde Ozan gibi değildi. Öyle davransaydı kaleyi başkası alırdı. Taraftarın Ozan’a neden tepki gösterdiğini herkes çok iyi biliyor.
"Volkan'ın, Yanal ile ilgili söyledikleri doğru"
Aykut Kocaman bu takımın teknik direktörü. Volkan Demirel, teknik direktörüyle ilgili destek veren açıklamalar yaptı. Hocaya “yalandan” destek olmadı. Bunun altı dolu. Aykut Kocaman’ın Fenerbahçe’den ayrıldığı dönemi hatırlayın. O dönem Fenerbahçe çok iyi gidiyordu. Kocaman’dan sonra göreve gelen Ersun Yanal çok iyi bir takım devraldı. Yanal’ın takımı daha sonra Aykut Kocaman’ın takımından başarılı oldu. Volkan Demirel’in Ersun Yanal ile ilgili söyledikleri bence doğru.
"Fenerbahçe oyuncu satmadan alamıyor"
Fenerbahçe’nin ekonomik durumunu uzun yıllardır takip ediyorum. Bugünkü tabloyu yıllar önce çizdim ve yıllardır da bunu söylüyoruz. Finansal Fair-Play konusu devreye girdiğinde işin o boyutunu da analiz etmiştik. Takımın yıllık maliyeti ortada. Futbol A.Ş’nin de bir bütçesi var. O bütçe ve cirosuna oranla bir maliyeti var. Bir de bonservis durumu söz konusu. Gelir-gider dengesi çok önemlidir. Yıllık dönemsel kar-zarar oranları var. UEFA’dan neticede bir takım kısıtlar veriliyor ve Finansal Fair-Play oluşturuluyor. Fenerbahçe’de, “Ne kadar satarsan, o kadar alırsın” durumu fiili olarak vardı. Fenerbahçe şimdiye kadar kimseyi satmadı. OHAL şartlarından ötürü Fenerbahçe, kur zararının tolore edilmesi için UEFA ile görüşmüştü. UEFA’nın da “Haklı bir taleptir, değerlendirmeye alırız” dediğini hatırlıyoruz. Kur meselesinde Türk takımlarına belki bir istisna tanınıyor. Masada bu opsiyon var. Aykut Kocaman’ın açıklamaları kafamızdaki soru işaretlerini sildi. Fenerbahçe, oyuncu satmadan alamıyor. Peki satamazsa? İşte bu da bir soru işareti haline geldi. Ellerinde satabilecek kaç oyuncu var? Bir tek Kjaer’nin satılması ciddi bir kazanç getirebiliyor. Fenerbahçe, transfer ettiği oyuncuların tamamını oynatacak bir formülü üretmiş olmalı diye düşünüyorum.
"Aykut Kocaman mesaj veriyor"
Fenerbahçe’de birinci bölgenin çok aciliyeti yok. Valbuena geldi ama mesela Stoch’tan ne kadar verim alınabileceği belli değil. Fenerbahçe’nin satıp paraya çevireceği isimlerden biri de Miroslav Stoch’tur. Aldığı oyuncuları UEFA nezdinde hayata geçirmesi açısından oyuncu satmaları gerekiyor. “Fenerbahçe’nin kadro derinliği yaratması lazım” diyoruz. Ama, Aykut Kocaman önceliklerinin oyuncu satmak olduğunu söylüyor. Acaba kimi satabilirler, kim kalıyor ona bakmak gerek. Fenerbahçe’nin kadrosu fena değil. Ancak; Aykut Kocaman’ın hayal ettiği bir kadro da değil. Değiştirmek isteyeceği oyuncular olabilir ama bu uzun vadeli bir plandır. Elindeki kadro bu. Acil başarıya ihtiyaç var.
Kocaman, yarışmacı bir takım oluşturacaklarının da mesajını veriyor. Bazı oyuncuların ayrıcalıkları olacak demesi de dikkat çekici. Mesela ; Valbuena’ya bir mesaj veriyor. Senin neyi yapamadığını biliyorum. Takımın savunma disiplinine Valbuena’nın katkı sağlayamayacağının farkında olacağız mesajını veriyor. Topal ve Josef dolayısıyla orta ikilide olacak. Kocaman, oyunu iki yönlü oynayan oyuncular istiyor. Bunu kendi standartlarında yapmaya çalışacak. Mehmet Topal – Mehmet Ekici yapıp, önüne Valbuena da yapabilir mesela… Valbuena biraz daha iki yönlü olsa durum farklı olurdu. Kocaman, bütün yük Mehmet Topal’a binmesin istiyor. Atletik performans, dayanıklılık bakımından 1-2 istisna dışında çok farklı bir Fenerbahçe izlemeyecek Fenerbahçeliler...
"Pepe, bu işin son noktası olacak"
Pepe; gelmesiyle, imza atmasıyla birlikte Türkiye Liglerinde oynayan stoperler içinde en kariyerlisi olacak. Bu işin son noktası olacak. Biraz yaşı var ama bu yıl rahat oynar. İspanya’da çalıştığı gibi çalışır ise başarılı olur, kontratının hakkını verir. Fenerbahçeli Kjaer de yaşı itibarıyla ligin en kıymetlisi olur. Ama en üst düzeyde stoper yine de Pepe olacaktır. Marcelo-Pepe ikilisi yıllardır aranan tandemin zirvesi olacak. Pepe’de bir sorun çıkacağını zannetmiyorum. Beşiktaş masaya oturduğunda PSG, Juventus gibi ekipler vardı. Pepe, Beşiktaş’ı biraz oyaladı. PSG, hedef odaklı bir kontrat önerdi. Belli kriterlere bağladılar. Performans esaslı bir kontrat sürdüler önüne… Pepe, Türkiye’yi tercih etmeyecekken tercih etti. Pepe nereye giderse gitsin üst düzey bir oyuncudur. İş buraya geldiyse çok anormal bir şey olmazsa Pepe imzayı atacak demektir. Beşiktaş’ın halletmesi gereken bir santrafor sorunu da var. Orayı halledemediler. Ondan sonra da Talisca ve Quaresma’nın alternatiflerinin üretilmesi gerekecek.
Beşiktaş, Volkan Babacan'ı istiyor iddiası...
Volkan Babacan’ın Beşiktaş ile adı anılıyor. Başakşehir’in Volkan Babacan’ı bırakması da sürpriz gibi geliyor. Volkan Babacan ayrılırsa, Başakşehir’de de 1. kaleci sorunu yaşanır. Yarışmacı bir takım olacaklar ise Volkan Babacan’ın arkası zayıf kalacaktır. Beşiktaş’ın da önceliği kale mevkisi değil. Pepe halledildi, forvet halledildi… O zaman bile kale mevkisine bakmam. Herkes, her pozisyonda alternatif ister ama imkanlar belli. Öncelikle forvetin halledilmesi gerek. Önce forvet, sonra ofansif kanat ve merkez orta saha oynayabilen bir oyuncu… Öncelik kaleci değil. Öncelikler açısından hem Başakşehir, hem de Beşiktaş adına bu transfer çok fazla kafama yatmıyor. Remy, Fenerbahçe için de Beşiktaş için de doğru bir hamle olur. Chelsea’nin isteyeceği para düşündürücü. Beşiktaş’ın çok büyük bir para veremeyeceği ortada. Remy’nin ikna edilmesi çok zor değil.
"Asamoah, adı geçenler arasında en iyisi"
Asamoah, merkez orta sahaya adı geçenlerin içinde en iyisi olarak görülüyor. Pasalic de öyle bir oyuncu. Oyunu iki yönlü oynayabiliyorlar. Topu daha öndeki Belhanda’ya, Gomis’e, Yasin, Rodriguez’e en efektif şekilde gönderebilecek beceride olan oyunculardan bahsediyoruz. Ama asıl defansif orta saha pozisyonunda olması gereken bir Atibavari oyuncu var mı? Mesela; Fenerbahçe’de orta sahadaki ikili belli. Beşiktaş’ta da belli. Galatasaray’da ise Selçuk İnan var. Onun yanına öyle bir oyuncu almalı ki…. Tudor, rakiplerdeki oyuncunun karışımı bir futbolcuyu Selçuk ile eşlemek istiyor. Donk, Galatasaray’da kalırsa kazanım olabilir. Bunu derinlik açısından söylüyorum. Emrah Başsen ise Belhanda’nın pozisyonunda oynuyor ve defansif özelliği yok. Orta sahadaki arayış dolayısıyla doğru bir arayış. Galatasaray da oyuncu satmadan bunu nasıl yapacak? Sağ bek, sol bek pozisyonuna takviye önemli. Bir şekilde bazı oyuncuların kazanılması gerektiğini de anlıyoruz.
Galatasaray'ın önceliği neresi?
Galatasaray’ın öncelikle oyuncu alması gereken yer Tolga’yı yedeğe çekecek, Selçuk’a partner olabilecek bir oyuncu. Asamoah bu açıdan çok iyi bir tercih. Pasalic’e oranla tercih edilebilecek bir isimdir. Konoplyanka da ayrı bir mesele. Galatasaray’a da çok katkı sağlayabilecek bir oyuncu. Sol kanattaki Rodrigues sağa da kaydırılabilir. Fakat; sol tarafta Konoplyanka gelmesi durumunda çok farklı bir görüntü çizebilir. Galatasaray’ın ideali olabilecek oyunculardan biri olduğunu düşünüyorum. Gomis, Belhanda, Maicon, Asamoah, Konoplyanka transferlerine imza attırırsan, bu yoklukta şapkadan tavşan çıkarmış olabilirsin.
Sinan Güler'in Fenerbahçe Doğuş'a transferi...
Sinan Güler, basketbol piyasasında önemli bir isim. Fenerbahçe Doğuş adına da iyi bir transfer. Galatasaray’ın kadroda küçülme, gençlere yönelme gibi bir eğilimi vardı. Bu daha önce açıklandı. Sinan Güler’in önünde iki tane seçeneği vardı. Tamamen hedef küçülten, öze dönen bir Galatasaray’da kalıp bir idari planlama yapabilirdi. Basketbol sonrasına oynayabilirdi. Ya da şu an yaptığını yapabilirdi. Bundan daha sansasyoneli olmaz. Doğuş gelmeseydi, Fenerbahçe Sinan Güler’i alamazdı. Burada Galatasaraylılar Sinan Güler’e kızıyor. Bu oyuncu adına bir tercihtir. Kendi planlamasıdır. Galatasaray taraftarları hesap sorma durumunda değildir. Önce kendi camiana döneceksin ve “Bizim neden bir Doğuş’umuz yok?” diye soracaksın. Galatasaray neden kendi Doğuş’unu bulamadı da, Sinan Güler gibi bir oyuncusunu kaybetme noktasına geldi? Sinan Güler’e kızma noktasına gelmeden önce bunum sorgulanması gerek.
"Teknoloji her şeyin içinde..."
Transfer duyuruları, sosyal medya paylaşımları, yaratıcılık, ilgi çekmek, sıcaklık yaratmak artık hayatın içine girdi. Nasıl ki cep telefonu hayatın içine girdi, bu durum da futbolun artık tamamen içinde. Mesela radyoda da bizler toplantıları önemli ölçüde azalttık. Bir Whatsapp grubumuz var. Oradan birçok şeyi konuşabiliyoruz. Bunun sporla entegrasyonu, kurumsal anlamda kulüplerin yönetimi, bazı şeylerin paraya çevrilebilir olması, çağın geldiği noktayla özdeşleşen şeylerdir. İngiliz ekibi Aston Villa’nın da John Terry transferini Whatsapp grubundan duyurması buna örnek. Adamlar artık durumu aşmış vaziyette.
Hakan Çalhanoğlu Milan'da...
Hakan Çalhanoğlu Bundesliga’ya damga vurarak İtalyan ekibi Milan’a gitti. Avrupa’da futbolcular gönderilirken de bir kalite var. Bunu görüyoruz. Bizim spor kültürümüzün de ileriye gitmesi için gelen nasıl karşılanıyor, giden nasıl gönderiliyor diye bir bakmak gerek. Aramızda bir spor kültürü farkı var. Bu konunun da dikkatli şekilde incelenmesi gerekiyor.
YASAL UYARI :BU HABER AJANSSPOR.COM TARAFINDAN YAZILMIŞTIR. KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ.