Üç büyüklerin büyükleri!
Van Persie, Podolski ve Quaresma, söylenmese de can sıkıyor ve önemlisi teknik direktörlere sorun oluyorlar ve hatta sahaya da yansıyor durumları! Çok tehlikeli bir başlangıçtır bu!
Bir lig oynanıyor ki, sormayın. Sahadaki futbolun kalite ve heyecanını sanal olarak çeşitli senaryo ve yaratıcılıklarla yaşatmaya çalışıyor medya. Oysaki bu lig çoktan batmış(!) ve çare aranıyor ‘nasıl kurtulacak?’ diye. Sayın Güreli'nin açıklaması, gerçeğin tam da zorunluluğu ama bakış ve umursamazlık tepeden tırnağa….
Bunu sürdürmeyeceğim!
Çünkü yıllardır çarelerini kanıtlayarak canlandırdığım eserlerime konanlar, tepe tepe kullandılar, kullanıyorlar! Her gece magazin dünyasının etrafında dolaşanlardan, ya da içki masalarının veya çıkar lobilerinin eyyam dolu odaklarının kölesi olmayınca bundan ötesi bana yok!
Sorun şu!
Sezona yeni başladık. Transfer serüvencileri işi biten ve noktayı koymak üzere olan paslanmış yıldızları getirince özellikle üç büyükler kendi içinde yarışa ve heyecana kapıldılar. Galatasaray Podolski’yi, Beşiktaş yeniden Quaresma ile Gomez'i ve Fenerbahçe daha fazla bonusu ile Nani, Van Persie ve Fernandao'yu kadrolarına kattı. Hatta son anda Markovic'i de. Teknik Direktörler Hamza Hamzaoğlu dışında değişti. Pereira ve Şenol Güneş umutlarla getirildiler takımların başına. Henüz sonunu yorumlamak erken ve yersiz ama sinyal veren görüntüler dikkat çekiyor.
Alınan sonuçlar ve oynanan futbol henüz rayına oturmayan kadro yapısı (ki normal) tartışmaları yer işgal ediyor medyada. Asıl olan ve gözden kaçırılmak istenen doktrin üretenlere kadar uzanan öteki büyüklerin durumu!
Van Persie, Podolski ve Quaresma, söylenmese de can sıkıyor ve önemlisi teknik direktörlere sorun oluyorlar ve hatta sahaya da yansıyor durumları! Çok tehlikeli bir başlangıçtır bu!
Futbol takım oyunu ama gel gör ki bizde tam sayfa futbolcuların resmi ve anlamlı duruşları öne geçmiş. Sanki takımın değil onların şahsi maçları var! Bu futbolcular kim oluyor genelde? Quaresma, Podolski, Van Persie ve Nani.
Nani; koşuyor sürat ve çabukluğu ile gol de atıyor kendini kabul ettirdi. Ancak geri getirilen Quaresma; iyi başlayan Beşiktaş için sıkıntı veriyor. Kime tabii ki; kadro yapan kişiye! Yani Şenol Güneş’e. Hazır ve formda değil, oynatmıyorsun sorun; oynatıyorsun yine sorun! Oysa gerçek çok belli. Bu durumda yedek olmalıdır. Takım için Sosa, Oğuzhan, Olcay, Cenk ve onunla adeta ego yarışı görüntüsündeki Gökhan Töre için sıkıntı! Ne yazık ki Şenol Güneş Quaresma’ ya yer arayıp farklı görevler vermek istese de olmuyor, olmaz da! Son karşılaşmada bu net belli oldu. Sosa asla Hutchinson ile defansın önünde olamaz! Fizik ve oyun mantığı nedeniyle Quaresma da forvet arkası olamaz çünkü topla çok oynuyor ve fizik yetersizliği net, hazır değil. Top rakipte iken Beşiktaş orta alanı savunma yetersizliğinden çabuk geçiliyor. Veli olmayınca o bölgenin ilacı ve doğrusu şimdilik Necip! Bunu Şenol Hoca da biliyor ama takımın büyüğü medyatik Quaresma!
Fenerbahçe de kılıçlar erken çekildi.
Van Persie" Mutlu değilim!" derken hocası Pereira ise net "Mutlu olmaması sevindirici!” diyerek gerçekçi yanıt verdi. Ya o bakışlar ve gol sonrası ve oyuna girerken ikilinin diyaloğu? Aklıma neredeyse geçen sezon bir yıldır yedek beklediği Manchester United ve hocası Van Gaal geldi! Hiç böyle bir manzara yaşanmadı İngiltere’de. Hatta Hollanda da!
Suyumuzda veya havamızda bir durum var diyerek, sineye mi çekelim?
Şimdilik Podolski’den sıkıntı yok. Çünkü görev alıyor ve işler istediği gibi gitmese de hedefte farklı kişiler var ve yine teknik adam tartışılıyor!
Bu durumun birinci nedeni Yaşlı şöhretler! Yani üç büyüklerin büyükleri(!) olma yolundaki bu futbolcuların tutumu. Bize iyi örnek olmak ve tribünleri doldurmak, hatta Avrupa kupalarında var olmak gibi sorumlulukları olan bu şöhretlerin zamana ihtiyacı var. Hocalar kendilerini baskı altında tutmadan gereğini yapmalı ve asla taviz vermemelidirler. Nasılsa takımlarının aldığı sonuçlara bakıyoruz neticede. Bir de çok bilen eyyamcı, saha dışı hesap uzmanlarına dikkat etmek gerekli! Bekara karı boşamak kolaydır derler! Hazır olmayan futbolcu hiç bir zaman kötü oynaya oynaya form tutup takıma giremez. Kimse de ona tahammül etmez. Hele bizim gibi acele karar veren toplumlarda bu geçerli değildir. Boyacı küpü değil bu iş! Ayağa düşmesin, meslek haysiyeti ve bilimsel gerçekleri var! Sabır ve çalışmalara devam.
Ayrıca yeni bir tehlike daha dikkat çekiyor artık! Takımda bu yıldızlarla EGO yarışına giren futbolcular var. Hadi söylemeyeyim çok belli! Onlara dikkat etmek lazım Sayın Teknik adamlar. Önemsemez ve günlük düşünürseniz siz gidersiniz! Bu sorun hem randımanı ve hem de hedefinizi ortadan kaldırır. Bu en önemli sorundur. Profesyonellikte yeri yok ama biz de oluyor işte! Şimdilik sadece Eto'o dan memnunuz. Takımı beş tane yese de ona kimse rakip olamaz ve söz söyleyemez. Çünkü gerçekten olması gerekeni çok empati ve samimiyetle kasıntısız gerçekleştiriyor.
Ligin beşinci haftasında bu gerçeği vurgulamak istedim. Çok belirgin bu durumu aşmak gereklidir. Sabır ve takım disiplini tavizsiz uygulanırken yardım edeceğiniz kişi bunu gerçekleştirecek olan direktördür. Ve yetkili odur. Gerisi teferruat!