Üç soyadlı adam: Arap Sadri
Adı Beşiktaş'la bütünleşmiş kişilerden biri Sadri Usuoğlu (1908-1987). Unvanının anlaşılır nedeni var, hatta buna unvan da denemez, gerçekten Arap, Basra doğumlu.
Baskette milli olabiliyor ama!
Bitmedi, Arap Sadri'nin o devir için muhteşem bir öğrenim şansı olmuş, Robert Kolej'de okumuş. Burada basketbol da öğrenmiş ve 1936 Berlin Olimpiyat Oyunları'nda basketbol milli takımımızda yer almış.
Hadi bakalım, şimdi bu durumu: Bir sporcuya ten renginden dolayı futbolda Ay-Yıldızlı forma giydirilmiyor ama aynı forma ile basketbolda ülkeyi temsiline izin veriliyor. Hem de sporun zirvesi olan olimpiyatta!
Durun, daha bitmedi: Aynı Arap Sadri, 1952 yılında futbolda milli takım teknik direktörlüğü de yapıyor. Gerçi bu da karışık bir konu. Bazı kaynaklarda birkaç kişilik teknik heyette bulunduğu, tek başına görev yapmadığı belirtiliyor. Fakat kesin olan şu ki, kimsenin Arap Sadri'yi ten renginden dolayı dışladığı filan yok. Tam tersine, Siyah-Beyazlı kulüpte yıllarca süren etkin konumu bile bu iddiaları çürütmeye yetiyor. (Bu arada, 1954 yılında genç milli takımın Dünya Şampiyonası sonrasında kafile başkanı Orhan Vedat Sevinçli'nin Beşiktaş'a getirdiği Metin Oktay'ı almayan da o!)
Ten renginden dolayı milli takımda oynatılmadığı ileri sürülen bir başka kişi daha var. Ne rastlantı, o da Beşiktaş'ın santrforu Fercani. Onunla ilgili olarak Vikipedya'da şu bilgiler yer alıyor:
Kurtuluş Savaşı'na katıldı
“1924 Yaz Olimpiyatları'na hazırlanan Türkiye millî futbol takımı, Çekoslovakya için eşleşmiş ve ikinci resmi maçı için kadro belirlemeye çalışmaktaydı. Beşiktaş ve Harbiye'deki performansı ile Fercani Bey, kadroya çağrılan futbolculardandı. Ancak daha sonra kadrodan çıkarılan futbolcu, siyahi olduğu için kadrodan çıkarıldığını iddia etti. Türkiye, maçı 5-2 yenilerek turnuvaya ilk turdan veda etmişti.
Fercani Bey, Beşiktaş'ın futbolcusu olduğu sırada Kurtuluş Savaşı'nda mücadele eden spor adamlarından biriydi. Soyadı kanunu ile Şener soyadını alan Fercani Bey, 1950'li yıllarda alay kumandanlığı yapmıştır.”
Vahap Özaltay 1 maç oynadı çünkü...
1 maç için aday kadroya çağrılmış ama oynatılmamış. Peki, yetkililer ten renginden hoşlanmıyorlarsa hiç çağırmamak gibi basit bir seçeceği kullanamazlar mıydı?
Bir soru daha: Ten rengi yüzünden Ay-Yıldızlı forma giydirilmeyen birinin Türk ordusunda kumandan olarak hizmet vermesine ne buyrulur? Bildiğim kadarıyla Yarbay ya da albay rütbesiyle emekli olmuştur. Dolayısıyla Ay-Yıldız için futboldan katbekat önemli bir yerde yıllarca görev yapmıştır.
Ten renginden dolayı milli takıma çağrılmayan oyunculardan biri olarak da Vahap Özaltay gösteriliyor. Doğru değil. 1932'de 1 maç oynadı Özaltay, sonra Fransa'ya Racing'e gitti. Milli Takımın 1932 ile 1948 arasında sadece 3 maç oynayabildiğinden haberiniz olmayınca böyle gülünç durumlara düşersiniz. Sadece gülünç de değil, ırkçılık yapıldığı gibi çok vahim bir iddiaya hiçbir dayanak gösteremezsiniz.