''UEFA kuralarına inancım kalmadı''
Hürriyet spor yazarı ve Radyospor yorumcusu Uğur Meleke, 'UEFA kuralarına inancım kalmadı' başlıklı bir yazı kaleme aldı.
UEFA kuralarına inancım kalmadı
Şampiyonlar Ligi'nde son 5 sezondur Bayern, Barcelona, Real Madrid yarı finalden önce birbiriyle eşleşmiyor. Avrupa Ligi'nde 3 Türk birden Doğulularla eşleşiyor, 5 büyük birden tek bir Doğulu çekmiyor kurada. Tüm bunlar tesadüf mü?
ÖNCELİKLE şu bilgiyi cebe koyarak başlamamız gerek: Ucu UEFA’ya da dokunan FIFA rüşvet skandalının ardından Avrupa futbolunun patronu UEFA değil, kulüplerdir. Juventus, Bayern, Real gibi dev kulüplerin tecrübeli patronları son bir yılda futbolun yönetimini gayrı resmi olarak ele aldılar ve UEFA başkanlık seçimi de sadece bir teferruattı onlar için. Başkan kim olursa olsun, bundan sonra atılacak adımlar belliydi: Şampiyonlar Ligi’nin formatı değişecek, ekonomisi büyütülecek. Şampiyonlar Ligi’ni Şampiyonlar Ligi yapan devlerin, bu turnuvada sürekli var olması sağlanacak. Real Madrid-Malmö, Dortmund-Legia gibi maçlara yakın gelecekte yer yok artık.
İZLEYiCi ÇOK AZ
Gerekçeleri basit: Premier Lig’de küme düşen Aston Villa’nın yayın havuzundan kazandığı 100 milyon dolar, Avrupa şampiyonu Real Madrid’in Şampiyonlar Ligi’nden elde ettiği gelirden fazla. Ve yine ABD dışında olağanüstü bir ilgi çekmeyen Amerikan futbolu finali SuperBowl 110 milyon televizyonda izlenirken, 200 ülkenin dikkat kesildiği Devler Ligi finali, 170 milyonla çok büyük bir fark yaratamıyor. Avrupa futbolunun âkil adamları, Devler Ligi’nin yarattığı 1,3 milyarlık ödül havuzunun olması gerekenden çok küçük kaldığını ve bu havuzun 4 milyar düzeyine çıkması gerektiğini savunuyorlar.
Sponsor anlaşmalarının biteceği 2018 Mayıs’ından sonra Devler Ligi’nde daha fazla cumartesi maçı izleyeceğiz. Bazı müsabakalar Asya’ya ve Amerika’ya taşınacak. Milan, Manchester, Liverpool, Inter, Lyon gibi kulüpler Devler Ligi’nin sürekli üyesi olabilir. Ya da wild card modeli geliştirilebilir.
“BİNDE 2” ARSENAL
Peki Şampiyonlar Ligi’nin son 7 sezonunda gruplardan hep terfi ettiği halde son 16 turunda 3 kez Bayern, 2 kez de Barcelona’yla eşleşen Arsenal’e ne demeli? Bu yıl Arsenal grubunu lider olarak tamamladı, ama yine de Bayern’le eşleşmekten kurtulamadı.
Bu 7 sezonun birinde zaten Barça-Bayern’le aynı torbada olduğu için devlerle eşleşme ihtimali yoktu Arsenal’in. Kalan 6 yılın tam 5’inde Arsenal’in Bayern ya da Barcelona ile eşleşme ihtimali ise (2/4) x (2/6) x (2/5) x (4/6) x (2/6) x (1/6), yani yaklaşık “binde 2” idi.
BARÇA-BAYERN MÜNİH REAL MADRİD MESELESİ
Peki bu seneye kadar nasıldı durum? UEFA, en büyük turnuvasını korumak için önlem almıyor muydu? Alıyordu. Hem de sandığımızdan daha komplike önlemler... UEFA, doğal favorilerin ikinci turda eşleşmemesi için zaten grup birincilerine seri başı avantajı veriyor.Bu sezon R. Madrid ve B. Münih gruplarını ikinci sırada bitirince bir dev eşleşme çıkar mı diye ümitlenmiş olabilirsiniz. Bayern ve Real, 5 senedir üst üste yarı finale çıkmayı başardılar. Barcelona’ysa yalnızca iki kez Atletico’ya takıldı. Yine son 5 yılda bu üçlü, yarı finalden önce hiç eşleşmediler enteresan bir şekilde! Ve biz bu üçlünün yarı finalden önce bir türlü eşleşmemesinin tesadüf olduğuna inanmalıyız öyle mi?
VE UEFA AVRUPA LİGİ...
Yukarıdaki tesadüfler(!) gibi birçok tesadüfle karşılaştım son 25 yılda. Ama sanırım en etkileyicilerinden birine bu perşembe günü Avrupa Ligi kurasında denk geldim. Avrupa Ligi son 32’sinde seri başı olan 16 takımı iki kategoriye ayırın: Avrupa’nın 5 büyük liginden gelen altılı (St.Etienne, Roma, Tottenham, Fiorentina, Lyon ve Schalke); ve bizim 3 temsilcimizin de dahil olduğu 10’lu...
Büyük altılının Schalke dışında beşinin, Doğu Avrupalılarla eşleşmediğini fark ettiniz mi?
Bizim 3 temsilcimiz birden doğulularla eşleşirken, Avrupa’nın 6 büyüğünden sadece Schalke PAOK’a gidiyor; nasıl bir tesadüfse St.Etienne’le Manchester, Roma’yla Villarreal, Fiorentina’yla Gladbach, Lyon’la Alkmaar eşleşiyor. Schalke de kurada en sona kaldığı ve PAOK’tan başka ihtimal olmadığı için gitti Yunanistan’a...