"Şenol Güneş ile yazılan hikaye, G.Saray’ın 1996-2000 arasındaki sürecine doğru gidiyor. Ancak sezonun ilk yarısında yüzde 60 topla oynama oranına sahip iken, topu kullanma tercihlerindeki sıkıntı çok çarpıcı.
Uğur Meleke, Beşiktaş'a zarar veren inanılmaz istatistiği açıkladı!
Devler Ligi’ndeki gururumuz Beşiktaş, ligde topa %60’ın üstünde sahip olan tek takım. Ama sahip oldukları topu kullanma tercihleri tartışmalı: Ligin en fazla isabetsiz orta ve en fazla isabetsiz şut atan ekibi olmaları devre arası analizine muhtaç. Ayrıca Quaresma’nın ilk devrede 304 isabetli pas yapıp 306 top kaybetmesi akıl almaz.
Beşiktaş’ın halen Şenol Güneş’le yazdığı hikaye, Galatasaray’ın 96-2000 sürecine evrilme yolunda. İki sezon peş peşe gelen şampiyonluklar, her sezon Avrupa kupalarında kat edilen mesafe ve iki buçuk senenin sonunda Devler Ligi’nde gelinen nokta, ülke futbolu açısından gurur verici. Sanki artık Beşiktaş bir Brugge, Sporting ya da Dinamo Kiev günü daha yaşamayacak, Avrupa’da hiçbir an dizler titremeyecek ve bu yıl Bayern duvarı aşılamasa bile gelecek sezon yine en az bu seviyelere gelinecek gibi.
Ancak Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi’ndeki muhteşem görüntüsünü lige tam olarak yansıtamaması, incelenmesi gereken bir konu elbette.
Negredo ağzıyla kuş tutsa 45 dakika sahada kalıyor
Ligde %60,6 topla oynayan, bir devrede G.Saray’dan 67, F.Bahçe’den 81 fazla şut atan, sahadaki duruş ortalaması 53’üncü metrede olan bir ekibin yalnızca 30puan toplayabilmesi enteresan. Bence bu verimsizliğin iki temel gerekçesi var:
QUARESMA’NIN TAKIMA VERDİĞİ ZARARA DİKKAT!
2- Sahip olunan topun azami verimlilikle kullanılamaması... Topa ligde yüzde 60’ın üstünde sahip olan tek takım Beşiktaş’ken, Galatasaray’dan 70 fazla şut deneyip, aynı sayıda isabet sağlanabilmesi ve 8 gol az atılması.
Bunda da aslında Güneş’in sezonu 12-13 oyuncuyla bitirmeye kalkmasının payı var. Zira Beşiktaş’ın hücum varyasyonlarında zenginleşemediğini gördük sezon içinde. Eğer Quaresmakeyifliyse oyun ağırlıklı sağdan akıyor, orta bombardımanına dönüşüyor ve aynı film defalarca tekrarlanıyor. Quaresma ilk yarıda tam 125 orta yapmış, 101’i isabetsiz... 610 kez topla buluşmuş, bunların yarıdan fazlasını, 306’sını kaybetmiş. Quaresma çok kaliteli bir oyuncu. Üstelik büyük maçlarda da büyüyen bir özel silah. Ama bir antrenörün görevi bir oyuncudan maksimum fayda sağlamaktır; fayda sağlıyor diye daha fazla zararını da kabullenmek değil. Bir oyuncunun bir devrede 304 isabetli pas, 306 top kaybı yapması, dünya futbol tarihinde az görülmüş bir şeydir herhalde.
VİDA, DAHA DA GÜÇLENDİRECEK
Beşiktaş’ın sessiz sedasız yaptığı Vida transferi bence olağanüstü doğru. Ülke futbolunda Popescu gibi, Lugano gibi, Ronaldo gibi iz bırakabilecek kalitede bir oyuncu Vida.
1- Beşiktaş ortalama pozisyonu 53,2 metre olan, savunmayı çok önde kuran bir takım... Pepe önderliğinde rakiplerini maç başına 2,94 kez ofsayta düşürerek bu alanda da Top 7’nin lideri. Vida’yla bu uyum daha da artar.
2- Beşiktaş, akan oyunda 347 ortayla ligin açık ara orta lideri. Vida, hücumdaki kafa hakimiyetiyle bir sezonda pekala 4-5 de gol katkısı yapabilir.
3- Beşiktaş, ilk yarıda yalnızca 1 kafa golü yiyerek bu alanda lig lideri. Vida, bu konuda da Beşiktaş’ı mükemmelleştirir.
AVRUPA’DA EN GÜÇLÜ 10’UNCULUĞUMUZ
Son 5 sezonda Avrupa kupalarında kazanılan puanlarla oluşturulan UEFA ülkeler sıralamasında şu anda 10’uncuyuz. Ama bundan daha sevindirici olan son 3 yıl puanlarına göre 8’inci, son iki yıla bakıldığında da 7’nci olmamız. Son 5 sezonda topladığımız 179 puanın 57’sini getiren Beşiktaş’a gönülden tebrikler.
Daha önce bu basamaklara alışığız, zaten genelde 10 ile 15 arasında dolaşırız listede. Ancak bu 10’unculuğumuzun diğerlerine göre güzel bir tarafı var: Şu anda 11’inci Avusturya ile aramızda tam 5,950 puan fark var. Önümüzdeki sene büyük ihtimalle 11’inciliğe çıkacak Hollanda’yla da aramızdaki muhtemel fark 5,267... Milenyumun tüm sezonlarında 11’inci basamakla aramızdaki puan farkları incelendiğinde, en rahat 10’unculuğumuz bu.
Bu rahat 10’unculuk da bize, şampiyonumuzun daha uzunca bir süre direkt Şampiyonlar Ligi bileti alacağını müjdeliyor. Çünkü 11’inci basamağa düşmek demek, şampiyonumuzun play-off turu oynama mecburiyeti demek.
CENK, EVERTON’A GİTMEMELİ
Beşiktaş, gol beklentisini karşılama konusunda Karabük’ün ardından sondan ikinci. Gol beklentisi, OPTA’nın bu sezon tutmaya başladığı, tüm büyük liglerde de çok sevilen bir veri. Tarihte çekilmiş 300 bin şutu incelemişler ve hangi şut bölgesinin gol olma ihtimalinin ne kadar olduğunu hesaplamışlar. OPTA’nın analizine göre Beşiktaş’ın ilk yarıdaki şut performansına göre atması gereken gol sayısı 35’miş. Ama 29’da kaldılar... Yüzde 13’lük gol/şut oranları da zaten ligin en düşüğü...
Durum böyleyken en iyi yerli futbolcumuz Cenk Tosun’un markette olması zaten başlı başına bir tartışma konusu. Cenk, Premier Lig’e gitse bile rotasının Everton olmasını istemem doğrusu. Everton’ın, EPL’de ulaşabileceği en yüksek basamak 7’ncilik. Maksimum hedefleri Avrupa Ligi.
Eğer Cenk Premier Lig’e gidecekse ona iki kulüp yakışır: Cenk’in mevcut forvetler Firmino ve Solanke’yi geçip direkt oynayabileceği Liverpool. Ya da Kane’i sezon sonu satma kararı alırsa Tottenham. Cenk, her iki kulüpte de sezonda 20 golü aşabilecek klasta bir oyuncu.