Uğur Meleke, dev maçın analizini yaptı!
G.Saray’ın forveti Fener’in orta sahası
YABANCI sınırı zincirinden kurtulmuş Süper Lig, tarihi bir sezon yaşıyor; ilk 8 hafta itibariyle hâlâ tek bir golsüz maç yok. Hâlâ maç başına bir gol ortalamanın altında atan takım yok. 72 müsabaka sonunda gol ortalaması, kıtanın on büyük liginin en iyisi: 3,22...
Bu güzel sezonun en güzel maçlarından biri bu pazar akşamı oynanacak ve eğer fauller-kartlar engel olmazsa, tarihi bir derbi olmaya aday. Muhtemelen her iki takımın bu maç sonrası hedeflerini de belirleyecek bu 90 dakikanın FÜTZ (yani SWOT, yani üstünlükler-zayıflıklar, fırsatlar-tehditler) analizini yapmaya çalıştım.
GALATASARAY CEPHESİ
MAÇA 12 KİŞİ BAŞLAYACAKLAR!
ÜSTÜNLÜK: Ligin tek namağlup takımı, en fazla gol atanı, en az yiyeni. Yüzde 58 ortalamayla en fazla topla oynayanı, yüzde 84,5’la en yüksek pas isabeti sağlayanı. Hatta yüzde 57 ile en iyi hava topu alanı. Bu derbiye gelirken en önemli avantajları ritm duygusu, kazanma alışkanlığı. Maça muhtemelen moralli seyirciyle birlikte 12 kişi başlayacaklar, kafaya 40 bin kişiyle çıkacak, kaleyi 40 bin kişi savunacaklar.
30 YIL SONRA BİR İLK YAŞANACAK
ZAYIFLIK: Sivas, Karabük ve Konya maçlarının ortak problemi şuydu: G.Saray, önde baskı yapan her rakibine karşı zorlandı. Sivas’ın kalitesi skor yapmaya yetmedi ama Karabük bu yolla 2 gol buldu. Konya önündeki problem de, Selçuk’un girişiyle çözüldü. Muhtemelen yine Selçuk’lu bir 4-3-2-1’le başlayacaklar. Ve hatırladığım kadarıyla son 30 yıldır ilk defa bir derbiye iki dev de 4-3-2-1 ile başlıyorlar.
UZAKTAN ŞUTLARA DİKKAT
FIRSAT: Galatasaray, gol repertuarı geniş bir takım. Kenar ortalarına Gomezvari biçimde kafasını, ayağını, vücudunun her uzvunu sokan bir Gomis var.
Feghouli başta olmak üzere, Belhanda ve Selçuk da dahil iyi şut silahları var. Fenerbahçe’nin de bu sezon ligde ceza sahası dışından ve hava toplarından üçer gol yediğini eklemek gerek.
GOMIS HEP BEŞİNCİ VİTESTE AMA...
TEHDİT: G.Saray’ın en güçlü yeri, aynı zamanda belki de en zayıf karnı: Gomis... Sezona muhteşem girdi, ligin şu anda en iyisi. Ama onun bir düşük vitesini daha görmedik bile. Hep 5. viteste. Bir sakatlık ya da formsuzluk durumunda alternatifi Eren’le arasında dağlar, tepeler, ovalar, platolar kadar mesafe var. Gomis, G.Saray’ın beyni, kalbi, ruhu. Muslera’nın yokluğundan daha fazla etkiler, onun sorun yaşaması.
FENERBAHÇE CEPHESİ
EN GÜÇLÜ YERİ: MERKEZİ
ÜSTÜNLÜK: 4-3-2-1’le neredeyse 6 oyuncunun buluştuğu bir merkez var F.Bahçe’de. Üç maçtır orta sahada bir kalabalık yakalıyorlar, göbekte Dirar-Souza-Ozan, önlerindeki Valbuena-Giuliano ile yüksek kaliteli pas trafiği, alametifarikaları. Beşiktaş ortaya çare üretememişti. G.Saray da çare üretemezse, yeteneklilere oynama imkanı verirse, Valbuenalar-Giulianolar kendilerini gösterebilirler.
SIMON KJAER’İN YOKLUĞU
ZAYIFLIK: Kalenin bir türlü kapatılamaması. Fenerbahçe tarihinde ilk kez, ilk 12 resmi maçının tümünde gol yedi. Kameni, Volkan Demirel gibi manşetlik goller yemiyor ama Neto’yla Neustadter, manşetleri kalecilerden çalabiliyorlar. Fenerbahçe’nin post-Alex dönemi kayıpları arasında bence en fazla aradığı isim Simon Kjaer.
ODAK FERNANDO OLMALI
FIRSAT: Maçlara büyük coşkuyla başlıyor, hep birlikte önde baskı yapıyorlar. Galatasaray da çıkarken sorun yaşayabilen bir ekip. Fernando neredeyse kalecinin yanına kadar gelip top aldığı için, Galatasaray’ın üçlü savunma oynadığı yanılgısı yarattı kamuoyunda. O gerileyince, herkes geriliyor; Fenerbahçe maçın başında Fernando’yu zorlayabilirse, sürpriz bir şeyler çıkarabilir oralardan.
BÜYÜK SIKINTI ÇIKABİLİR
TEHDİT: Fenerbahçe’nin son yılların en kırılgan dönemini yaşaması. Sportif sonuçların başkanlık seçimini etkileyeceği hissi ve taraftarın işler kötü gittiğinde takım yerine kulübü düşünmeye başlayıp, futbolculara sırtını dönebilmesi...
Galatasaray karşısındaki bir kayıp, Aykut Kocaman’a ilk yarının kalan 8 haftasında Kadıköy’de büyük zorluklar yaşatabilir. (Hürriyet)