Uğur Meleke Galatasaray - Antalyaspor maçını değerlendirdi: Gomis futbol okulu
Telekom Stadı’nda oynanan maçı iki ayrı bölümde ele almak şart: İlk 40 ve son 50 olarak. Son 50’de Galatasaray yüksek tempolu bir idman yaptı, maçın bitmesi için dakika saydılar sadece... Maçın neticesinin belirlendiği ilk 40 dakikada ise sarı-kırmızılılar sahanın mutlak hakimiydi, her bölgede koşulsuz üstündü ve bu bölümde aslında fark 3’te kaldığı için Antalyaspor şanslı.
Bu dilimde üst üste 4 pas yapamadı misafir ekip. Peki geçen hafta Malatya gibi ligin en dirençli takımlarından biri karşısında göğüs göğse çarpışan, son ana kadar savaşan ve rakibini farklı yenmeyi hak eden Antalya’ya ne oldu da, İstanbul’da bu kadar çaresiz kaldılar? Sanırım bu sorunun cevabını en iyi Hamzaoğlu bilecektir, zira sol açıkta Sakıb tercihini yaparken ne düşündü, onun açıklaması lazım bunu... Acaba neden Malatya’ya karşı güzel bir oyunla kazanan takım böyle radikal biçimde değişir? Neden orta sahadan Zeki, santrfor arkasından Deniz kesilir ve sol açığa orijini sol bek olan ve asla daha fazlası olamayacak Sakıb konur? Antalyaspor ilk 40 dakikada hem topla hiç oynayamayıp, hem de nasıl olur da kontra ataktan 2 gol yemeyi başarabilir? Hamzaoğlu, büyük yanlışını 40’ta fark edip takımını geçen haftaki ayarlarına döndürdü ama o dakikada fark 3 olmuş, maç çoktan bitmişti zaten.
Elbette bu 40 dakikayı sadece Antalya’nın manasız 11’iyle açıklamak yersiz olur. Galatasaray’ın coşkulu ve tutkulu oyununun da hakkını layığıyla teslim etmek gerek. Fatih Terim, Galatasaray’da ilk 9 resmi maçında yine Terim’liğini yaptı ve önemli bir duyguyu tesis etti: Adaleti... Kim iyiyse o oynayacak, kim sahaya yüzde yüzünü bırakırsa formayı kapacak. Kupada çok iyi performans gösteren Linnes ve Selçuk gibi isimlerin sahada olma nedeni bu. Terim’in bu yöntemi hem sahadakinin azmini artırıyor, hem de kenarda oturanı küstürmüyor, umutlarını hep taze tutuyor.
Tabii bir de Galatasaray’ı sadece dün değil tüm bu sezon boyunca sırtlayan Gomis’i de unutmamak gerek. Dün 36’ncı dakikada Antalya’nın frikiğini savunmada en geride kafayla karşılayan oydu, aradan herhalde iki-üç saniye geçti, baktık ki Galatasaray’ın en ucunda topu koruyup kontra atağı başlatan da o! Bir santrfor, bir takım için en fazla ne yapabilir, Gomis’i izlerken bunun yanıtını arıyorum bazen. Fransız oyuncu, sahada uygulamalı futbol okulu gibi. Bence tüm genç Türk santrforlar, 15 günde bir Seyrantepe’ye gitsinler ve dikkatle Gomis’i izlesinler. Eminim çok şey öğrenecekler.
Rekabet seviyesi bu kadar düşük, bu kadar az çarpışma olan bir maçta bile nasıl 35 faul oldu anlamak güç. Özellikle ilk bir saatte hakem Barış Şimşek gereksiz faullere o kadar göz yumdu ki, “bu ülkede futbol neden gelişmiyor”un cevabı gibiydi yönetim biçimi. Antalyasporlu Maicon’a sert faulü için sarı kart gösterdiğinde eliyle sayıyor işareti yaptı Barış Şimşek! Eğer gerçekten sayıyorsa o faul, Brezilyalı’nın 63 dakikadaki 5’inci faulüydü ve daha ilk yarıdan kartı hak etmişti aslında. Ve aynı dakikada Belhanda ve Feghouli’nin de 4’er faulleri vardı! MHK bence büyük maçlarda genç ve cesur hakemlere görev verme stratejisinden vazgeçmemeli.
Spor Arena