Ulusoy'a verilen mesaj!
TFF adına kritik seçim yaklaştı ve Yıldırım Demirören, başkanlık seçimi öncesinde Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı Göksel Gümüşdağ ile birlikte ortak hareket ediyor. Kendisi ve Gümüşdağ adına çok doğru bir hamle olduğunu belirtmemiz şart!
TFF adına kritik seçim yaklaştı ve Yıldırım Demirören, başkanlık seçimi öncesinde Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı Göksel Gümüşdağ ile birlikte ortak hareket ediyor. Kendisi ve Gümüşdağ adına çok doğru bir hamle olduğunu belirtmemiz şart!
Gümüşdağ'ın son yapılan Kulüpler Birliği Vaktı toplantısı sonrası, "18 kulüpten 14'ü Yıldırım Demirören ve yönetimini destekliyor" açıklaması, Demirören'in karşısına yeniden "aday" olarak çıkan Haluk Ulusoy'a açık ve net bir mesajdır.
Beşiktaş Kulübü'nde yaptıkları ve yapamadıklarıyla hafızalara kazınan ve ülke futbolunun direksiyonunu elinde bulunduran Demirören, seçimin şu an favorisi olarak gösteriliyor. Ancak; favorilerin her zaman kazanmadığı ve demokratik bir ortamda her şeyin olabileceğini Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, çarpıcı bir şekilde dile getirdi. Bu da Demirören cephesine verilen net bir mesaj!
Ulusoy'un tavrı TFF seçimini belirleyecek...
Bu durumda, TFF delegeleri içinde Demirören'e karşı olanlar, doğal bir şekilde Ulusoy'un tarafında yer alabilir. Lakin, TFF eski başkanlarından Haluk Ulusoy, Demirören'e verilen açık(!) destek sonrası, geri adım atar mı, atmaz mı? Onu da zaman gösterecek kuşkusuz. TFF seçimlerini Haluk Ulusoy'un eylemleri ve adaylıktan çekilip çekilmeyeceği belirleyecek.
Demirören yönetimini sezon boyunca topa tutan, sert şekilde eleştiren kulüpler, özellikle başkanların kendi ikbalini düşünmesiyle birlikte Demirören'den yana tavır aldı. Hiç kimse, söz konusu kulüp yöneticilerinin ve aynı zamanda seçimde oy kullanacak delegelerin, "kulüp menfaatlerini" ve istikrarı düşünerek hareket ettiğini söylemesin!
Türkiye'de futbol elitlerinin, kendisini ne kadar düşündüğünü futbol camiası içinde olan hemen herkes bilir. TFF seçimlerinin planlamasını yapan ve bazılarının "üst akıl" olarak belirttiği delegeler, ülke futbolunun gerçek anlamda ilerleyebileceğini düşünüyor ve Demirören'in bu vizyona sahip olduğuna kanaat getiriyorsa yapacak bir şey yok!
Demirören'in, TFF başkanlığı boyunca yaptığı işler ortada. Fakat; oy kullanacak kişilerin, bu işin önünü ve arkasını çok iyi analiz ve idrak etmesi gerek. "Ülke sporunun önünü açıyor muyuz, yoksa futbolumuzun altına dinamiti biz mi yerleştiriyoruz?" diye kendilerini sorgulamaları gerek önümüzdeki kısa süre içinde...
Demirören şu an mutlak favori olarak gösterilse de, önümüzdeki günlerde bazı şeyler değişebilir. Zaman, TFF seçimi konusunda belirleyici olacak.
Hamza Hamzaoğlu 3 yılda neler yapar?
Sezonu çifte kupayla bitiren Galatasaray, Hamzaoğlu ile 3 yıllık yeni anlaşma sağlayarak doğru bir adım attı. Mevcut kadroyu koruyup, çürükleri(!) ayıkladıktan sonra takıma direkt katkı yapacak futbolcuların transfer edilmesi gerek.
Türkiye'de hemen her kulübün ciddi olarak yaşadığı mali sıkıntılar Galatasaray'da da fazlasıyla var. Geride bıraktığımız sezonda yapılan yanlış transferler şampiyonluğun gölgesinde kalsa da, benzer bir tabloyu yeni sezonda Galatasaray taraftarları görmek istemeyecektir. O açıdan gerçekçi ve nokta transferlerin yapılması en doğru iştir.
Uzun süreli sözleşmenin lafta kalmaması en çok dikkat çekeceğim husustur. Yoksa, bir teknik adamla 5 yıllık sözleşme imzalayıp O'nu sezon sonunda gönderebilirsiniz. Benim için önemli olan; bu imzanın kağıt üstünde kalıp kalmayacağıdır.
Sportif direktör ne iş yapar?
Normal şartlarda sportif direktörün görev tanımı bellidir. Fakat; Türkiye'deki kulüplerde oturmamış olan sportif direktörlük kavramının içinin doldurulması gerek. Sportif direktörün hareket alanı ne kadardır, futbolu herkesten daha fazla bilen(!) başkan kendisine ne kadar müdahale edecektir... Açıkçası, sportif direktörün çizgilerinin belirli olması, ortaya çıkacak krizleri de önleyebilme adına mantıklı olur.
Ayrıca, teknik direktör pazarlama konusunda uzmanlaşmış kişilerin oyunları da göz ardı edilmemelidir. Kulüp yöneticileri, neye ve niçin imza attığını da mutlaka bilmelidir. Çünkü; henüz neyi imzaladığını bilmeyen ama o konuda fikir sahibi olan başkan ve yöneticiler metre kareye düşüyor!
Gelecek sezon, yeni yabancı kuralı, sportif direktör-başkan-teknik heyet arasında yaşanacak sorunlar yazılıp, çizilecek gibi. Gerginlikten beslenen medya kuruluşları için bol malzeme çıkacak.
Futbol elitleri mevcut ortamı, görüntüyü gayet iyi buluyor ve bu konuda vicdanen rahatlar. Ben, yapılamayan devrimlerden ve verilen ancak gerçekleştirilemeyen vaatlerden epey sıkıldım. Peki, sporsever olarak sizler bu durumdan rahatsız mısınız?