Ünal Karaman'dan özel açıklamalar! 'Milli Takım hocasız kalmaz'
"Bunlar olağan şeyler. Rutin bir konuşma, rutin bir anlaşma, rutin bir ayrılıksa diyecek bir lafım yok. Ama malum gündemle alakalı bir ayrılıksa tabii ki bu tür şeyler spor içerisinde olmaması gereken tasvip etmediğimiz şeyler. O biraz üzücü boyutta olur ki, Fatih hoca bu ülkede futboldaki en önemli hocalardan bir tanesi. Geçmişteki elde ettiği başarılarla beraber, dolayısıyla bu isimler kolay yetişmiyor ama Türk sporunun, futbolunun hak etmediği bazı gündemde insanlar olabiliyor, bazı kararlar almaya itebiliyor. Baktğımızda Federasyonla anlaşarak ayrılık söz konusu. Kırılmadan, dökmeden bir ayrılık söz konusu. Bunlar futbolun içerisinde olabilecek şeyler. Bugün burdan ayrılır yarın başka bir yerde futbolun içerisinde kalmaya devam eder. Bunu doğal karşılıyorum"
"Şimdi bunun kararını verecek olan Türkiye Futbol Federasyonu'dur. Burada konuştuğum her şey yeni bir tartışmayı beraberinde getirecektir. Bunun kararını verecek olan TFF'dir. İnşallah aklı selim davranırlar. Doğru, akılcı, mantıklı karar verirler. Şimdi gönlüm arzu ediyor ki öyle bir genç kadromuz, iskeletimiz olsun ki bir milli takım kadrosu oluşturmaya değil 10 tane milli takım kadrosu oluşturmaya hazır bir yapımız söz konusu olsun. Biz böyle sunni gündemle beraber gerekli konuları tartışmaya devam ederken bir çok şeyi atlıyoruz. Bu atladığımız şeyler içerisinde de biraz ahlaki ve vicdani boyuttan uzak yaşıyoruz. Hangi meslek grubundan olursak olalım. Dolayısıyla spor adamıyız, sporun içinden gelen insanlar olarak söylüyoruz ve ülke teknik adamlarına, bu ülke başkanlarının ayıbıdır. Eğer biz yurt dışından altyapı eğitimini almış Türkiye'ye gelmiş ki o saydığınız isimler arasında bunlar var. Ve daha milli takım bünyesinde kullanamadığımız yahutta ay yıldızlı formayı altyapı eğitimini alıpta Türkiye'ye gelmiş pozisyonda olan kardeşlerimiz var. Dolayısıyla 80 milyonluk bir ülkeden bahsediyorsak, genç nüfustan bahsediyorsak bu biraz daha derinden irdelenmesi gereken bir konu"
"80 milyon eğer kendi bünyesinde teknik direktör çıkaramıyorsa milli takımı temsil edecek, 10 tane milli takım kadrosu oluşturabilecek bir iskelet oluşturamıyorsa bizde yalandan laylaylom yapıpta günümüzü değerlendiren teknik adamlardan olarak burda durmayalım vakit geçirmeyelim boşu boşuna"
"Birileri bir şeyi doğru yapmaya kalktığı anda velev ki doğru olmasa bile bir ideal uğruna bir hedef ortaya koysa onu yapmaya başarmaya gayret gösteriyorsa ortada mutlaka taktir edilecek yapı vardır. Seyit Mehmet Özkan yıllardır burada kendisini bu işe adadı. Kendi işi alt yapısı olmamasına rağmen, yanlış hatırlamıyorsam demir işi yapıyor. Ama insana yüreğe bu işleri farklı noktaya gitmeyi gösterdi. Bir model oluşturdu, bünyesinde misafir edebileceğimiz yurt dışından gelecek misafir edeceğimiz oyuncular barındırmadan kendi kaynaklarını değerlendirmeye kalktı. Yanlışta olabilirdi, belki tutmayabilirdi, belki biraz daha zaman alabilirdi ama doğruyu buldu ve doğruyu yapmaya gayret gösterdi. Ve bunun semeresini gördü. Şimdi en azından güvenilir bir takım modeli var ortada. Biz 80 milyon da bugün neyi konuşuyoruz; primleri konuşuyoruz, aldıkları maaşları konuşuyoruz. Bizim bunları yaşadığımız dönemde bir planın bir sistemin disiplinin olmadığı taktirde her şeyi UEFA'dan FIFA'dan beklemek istediğin taktirde hangi futboldan bahsedeceksin hangi hocadan hangi futbolcudan bahsedeceksin. Dolayısıyla her şeyin kesinleşmiş olduğu bir dönemde söylenecek tek bir şey var ki, arkadaşlar kazanacağınız kadar kazanın, gezeceğiniz kadar gezin, yiyeceğiniz kadar yiyin gününüzü gün edin. Hiç bir ideal uğruna, ne bileyim bu topraklar uğruna, bayrak uğruna bir şeylere adanmış pozisyonda kendisini feda ederek bir şeyler yapma gayreti içerisinde değil. Ha bugün bu olmadı onu mu getirelim, bu olmadı bunu mu getirelim. Kardeşim senin dilinden anlayan, senin ruhundan anlayan, senin özünden anlayan bir tane adamın yokmudur ki biz kalkarız milli takımlar için misafir edeceğimiz, yurt dışından getireceğimiz hocaları değerlendirmeyi düşünürüz"
"Bu duygu işidir, yürek işidir. Yani milli takım senede iki kere toplanacak, beş kere toplanacak, iki gün kamp yapacak orda tercümanla duygularını anlatacak. Bu mudur? Biz Lucescu'nun futbol bilgisine eğer gerçekten inanıyorsak, bizim bilmediğimiz bir metodu taktiği biliyorsa eğitim kurumlarımızın başına getirelim. Hocalarımızı eğitelim. Eğer biz yetersiz eğitiliyorsak. Hocalarımızı eğittikten sonra onların eğittiği hocalarla beraber bir şeyler yapmaya çalışalım. Yok o değilse niyedir bu yani. Yok mudur ruhuyla özüyle bir o duyguyu yaşayacak insanlarımız. Bugün altyapı dediğiniz zaman 80 milyonluk ülkeden bahsediyorsunuz, hangi insan kendini adanmış pozisyonda feda ederek yapının içerisine giriyor. Seyit Mehmet Özkan başarılı diyoruz, Altınordu diyoruz, tesis yapıyor, antrenman ortamı hazırlıyor, ne biliyim çocukların özel işleriyle eğitimleriyle ilgileniyor. Annelerine, babalarınla iniyor, çocukların ruhuna özüne iniyor. Türkiye gerçeğiyle örtüştürmeye çalışıp bir şeyler harman etmeye çalışıp başarı çıkıyor. Siz bugün UEFA kritirleri diyoruz, idari, hukuki, mali sportif bir sürü kriter diyoruz. Bunları konuşuyoruz kendi bünyemizde ama sadece konuşuyoruz. Ve biz bugün hala geçici çözümler bulmanın derdindeyiz. Hala işin özüne inmemiz gerekirken, özünde doğruları bulmaya gayret gösterirken diyoruz ki milli takımın başına o mu gelsin b u mu gelsin. Milli Takım sahipsiz kalmaz arkadaşlar. Milli Takıma hoca gelir, mutlaka gelir. Dolayısıyla bir kulübün var mıdır 10-15 tane antrenman yaptıracak sahası. Bir kulübün futbolcu haricinde yabancı dilini öğretecek, Türk dilini öğretecek, tarihini öğretecek hocaları. Bir kulübün var mıdır çocuğun özel hayatıyla annesi babası ne yer ne içer, çocuk nerde yatar nerde kalkar, özel hayatı nasıldır, okulu nasıldır uğraşır mıyız, uğraşmayız. Oyuncu niye yetişsin ki? Biz batıralım kendimize iğneyi, tamam bugün günümüzü gün ettik arkadaşlar 3-5 daha vuralım bu kulüpten tamam önümüze bakar geçer gideriz. Arkadaşlar konu bundan ibaret Türkiye'de. Sen özüne inmezsen, sorunun özüne inmezsen gidipte sorunun özünde çözüm bulmaya gayret göstermezsen aynı şeyler döner dolaşır durur"
"Hiç kimseye biz şimdi kalkıpta 50 milyon 60 milyon harcıyoruz, bu sene bütçemiz yok, 5 milyon, 6 milyon, 7 milyon neyse bunlan takım kuralım denilen nokta içerisinde öyle bir ortama siz yabancı hoca getiremiyorsunuz. Yani transfer yasakları olan bir takıma katkı yabancı getiremiyorsunuz. Özellikle bu ülkedeki 4 büyükleri sayıyorsunuz. Yahutta yandan destekli pozisyondaki 3 tane daha takımı saydığınız anda geriye kalan takımların tamamı sıkıntılı takımlar. Trabzonspor'da en son benim görev yaptığım dönem içerisinde 180 milyon kulüp borcu var. Silelim diyorsunuz, eldeki yabancılardan gönderelim diyorsunuz, oyuncularla konuşuyorsun alacaklarını yarıya indiriyorsun, anlaşma yapacağım diyorsun bakıyorsun bir özel uçakla gelmiş. Oyuncu bunu görünce, yahu hocam sen bize paramız yok diyorsun, alacağımızı yarıya indirip anlaşalım ayrılalım diyorsun, küçülelim diyorsun bu ne alaka diyor. Şimdi Trabzonspor Kulübü yanlış hatırlamıyorsam 750 milyon civarı borçlardan bahsediliyor. Arkadaşlar, hangi sistem, hangi yapılanma, hangi kulübü düşünme. İşin tamamı, işin özü futbol şov boyutuyla sana ait olmayan bir parayı gönül rahatlığıyla kullanabilme vicdanına sahip insanlar yöneten bir Türk futbolundan bahsediyoruz"
"Doğru hocalarla, doğru insanlarla doğru eğitimle beraber biz kendi gençlerimizi önümüzdeki yıllar içerisinde milli formayı giyip Avrupa'ya daha çok oyuncu satan bir ülke olarak dünya futbolunda yerimizi alırız diye düşünüyorum"
YASAL UYARI: BU HABER AJANSSPOR.COM TARAFINDAN YAZILMIŞTIR. KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILMAZ.