Unicef haberinin düşündürdükleri
Unicef, dünyada 3 Milyar insanın evinde ellerini yıkayacak lavabo dahi olmadığını açıklamış. Gelir dağılımının aklın alamayacağı boyutlarda adaletsiz olduğu dünyamızda aslında şaşırmaya gerek yok. Ben kendi adıma şaşırdım diyemem.
Yağan yağmurlar yüzeyde kalmaz ve hemen sisteme karışır. O nedenle o bölgede sel tehlikesi asla yoktur. Balta girmemiş ormanlar, onların içinde yer altı sularının oluşturduğu doğal havuzlar, içinde rengarenk balıkların yüzdüğü lagünler, Maya uygarlığından kalma tapınaklar, kilometrelerce uzunlukta uçsuz bucaksız altın gibi kuma sahip sahiller. Kısaca tam bir doğa harikası bir bölgedir Yucatan.
O dönem turizmde çalışıyor ve Alman turistlere Meksika turlarında rehberlik yaptığım için çok geziyordum. Ancak o gezilerde anlattığım cennet gibi yerlerdeki fakirliğin adeta dibine tanık oluyordum sürekli. Özellikle çoğunluğu Maya ırkından gelen insanların yaşadığı sefalet insanın içini sızlatan cinstendi. Kamıştan, içinde tuvaleti mobilyası olmayan tek odalı evler gördüm.
İnsanlar ailece bizlerin keyif aracı olarak kullandığımız hamaklarda uyuyarak hayatlarını sürüyorlardı. Tuvalet olarak kullanılan yer ise açıklıkta etrafı paravanla çevrilmiş bir toprak parçasıydı. Yeraltı mağara sistemi tamamen suyla dolu olan köylerde ise su yoktu. Dolayısıyla musluk duş gibi şeyler de yoktu. Suları derelerden ve doğal havuzlardan taşıyorlardı.
İnsanlar 2 litrelik Amerikan ürünü Coca Cola şişelerinin dibine çok sayıda delik açıyor onu yukarıdan bir yerden sallandırarak duş alıyorlardı. Bana bugün geçmişten bir maç sorsanız hatırlamakta zorlanırım. Ama bu sahneler hafızama kazındı ve asla da gitmeyecek.
Unicef’in açıkladığı 3 Milyar insan el yıkayacak lavabo bulamıyor haberini okuyunca aklıma 20 yıl öncesinin Meksika’sı geldi. Aradan geçen 20 yılda gelir adaletsizliği daha da korkunç boyutlara ulaşırken fakirlik gittikçe artıyor ve ne yazık ki % 10luk bir zümre dünyanın kaymağını acımasızca yemeye devam ediyor.