Unutulmaz Bir Dünya Kupasının Ardından
Benim için finali sonrası gerçekleşen kupa töreni kadar unutulmaz bir dünya kupasıydı. Adeta insanüstü bir güçle anlaşma yapılmışçasına (zaten bunu yapsa yapsa şemsiye tutucusu da hazır bekleyen Putin yapabilir, değil mi?) ve prova edilmişçesinebastıranani sağanağınyarattığı atmosfer kupayı unutulmaz kılan olgulardan yalnızca bir tanesiydi. Dünyanın en güçlü ülkelerinden birinin lideri Macron’un sırılsıklam haldeyken dahi yüzünden eksilmeyen gülümsemesiyle on yedi ayrı etnisiteyi temsil eden milli takım oyuncularına samimi sarılışı, yanında alışılmadık profiliyle benzerini yapan Hırvatistan CumhurbaşkanıGrabar-Kitarović’insıcaklığıve ilk andan itibaren şemsiyesinin altında gerek takım elbisesi gerekse yüz ifadesi kupkuru bir Putin’in aynı kadrajdaki görüntüleri kolay kolay unutulmayacak ve FIFA verilerine göre bir milyarı aşkın kişiye ulaşan çok değerli bir televizyon anıydı.
Kupadan önce 4 yılda bir 4’e bölünemeyen çift sayılı senelerde gerçekleştirilen bu turnuvayla ilgili duyduğum heyecanı ifade ederken şöyle bir cümle kurmuştum: “İnsan, hayatta seyredebildiği dünya kupası sayısı kadar yaşar”. Bu sava göre, bir futbolseverin yaşı, bilinçli olarak takip ettiği ve hatırladığı dünya kupası kadardır. Mesela ben bu durumda 10 yaşında oluyorum; kupa boyunca da tıpkı 10 yaşımdaki heyecanımla 64 maçın 62 tanesini canlı seyretmeyi başardım. Düşünsenize, hayatta sağlığınız bayağı iyi gitse dahi yaklaşık en fazla yirmi tanesini yaşayabileceğiniz bir etkinlik…
Bu kupa öncesi hiçbir takımı tutmuyordum. Bundan önceyse, İspanya 1982’den beri heyecanla Arjantin’i tutmuşumdur. Güney Amerika ülkelerine ve takımlarına olan sempatim, Brezilya nazarında her zaman ikinci planda kalan Arjantin’de vücut bulmuş, senelerce de beni taşımıştır. Bu kupadaysa Arjantin milli takımının ne kadrosunu, ne hocasını desteklemeye değer bulmadığım gibi, başka bir takıma karşı da bir çekim hissetmedim. Bu şekilde, her takıma eşit mesafe ve heyecanla yaklaşarak, sistemsel ve taktiksel yapılarına odaklandım. Bu yüzden de unutulmaz bir kupa oldu, çünkü her ne kadar çeyrek finaller sonrası oluşan eşleşme şeması ve kulvarları birçok kişiyi tatmin etmediyse de, gelişmiş televizyon yayıncılığı, kupa maçlarının aktarımında kullanılan teknoloji ve veriler, internet üzerinden erişilebilen onlarca haber ve analiz, basit bir izleyici olarak turnuvayla angajmanı ve alınabilecek keyfi arttırdı.Üzerine, ilk defa kullanılan görüntülü yardımcı hakem sistemi VAR’ın sağladığı adalet bu turnuvanın gönüllerdeki yerini sağlamlaştırmıştır.
Takımlar cephesindeyse Almanya’nın keyifsiz kadrosu ve oyunuyla gruptan dahi çıkamayarak yaptığı sürpriz, komşusu Polonya’nın bir an önce eve dönmeyi istercesine futbolsuzluğu, Danimarka’nın kendisinden daha iyi ve başarılı olsa da İsveç’le birlikte İskandinav futboluna yapıştırdığı tekdüzelik ve yavanlık, gergin Arjantin’in ipten dönerek zar zor gruptan çıkışı olumsuz tablolar olarak hatırlanacaktır. O Arjantin’i turnuvadan gönderen Fransa’nın grup maçlarında elini hiç belli etmeyen pasif-minimalist ama baskın kontrol oyunu, ardından Güney Amerika’nın bir başka umudu, Tabarez’in 4-4-2 sıralı motoru Uruguay’ı kitleyişi, GabrielJesus ısrarını hiç anlamlandıramadığım Tite’nin fiyakalı ama emekçi Brezilya’sının Belçika hüsranı, uzun süredir gördüğüm en müthiş kontraatağa çıkma yetisini sergileyen, Amiral De Bruyne’nin hücumbotu Belçika, kupadaki en büyük istikrarı inatçılık konusunda gösteren ama bunu finale taşıyamayan Hırvatistan,kendi ulusu nezdinde dahi sıradanlaşmayı başarmış İngiliz milli takımının, Southgate’inprogresif yaklaşımıyla oluşan kolej ruhu ve değişen çehresi, transfer radarının çeperinde yer alan Cheryshev-Dzyuba-Golovin’den mürekkepatılgan forvet hattıyla Rusya sürpriziyse hatırda kalacak olgulardı.
Bana göre;
Turnuvanın golü: Benjamin Pavard
Turnuvanın antipatiği: JorgeSampaoli
Turnuvanın sempatiği: ZlatkoDalić
Turnuvanın maçı: Fransa-Arjantin
Turnuvanın takımı: Fransa
Turnuvanın sürprizi: Hırvatistan
Turnuvanın teknik direktörü: DidierDeschamps
Turnuvanın yıldızı: KylianMbappe
Turnuvanın hayal kırıklığı: LionelMessi
Turnuvanın olayı: Kupa Töreni
Turnuvanın sıkıcısı: Polonya
Turnuvanın halkını çok üzeni: Peru
Turnuvanın zayıfı: Panama
Turnuvanın hırçını: Fidel Escobar
Turnuvanın unutulmazı: VAR sistemi
Turnuvanın eğlencesi: VAR uyarısı sonrası hakemin kararını bekleyiş
Turnuvanın skandalı: Diego Armando Maradona
Turnuvanın stadı: NizhnyNovgorod
Turnuvanın emekçisi: Rusya’daki TRT kadrosu