"Usulsüzlüğün önünü açan TFF ve kurullarıdır"
"Maçların aynı saatte oynanması konusu tartışılmalı"
Artık Spor Toto Süper Lig’de geri sayıma geçildi. Her ligin farklı olmakla birlikte son haftaları farklı geçebilir. Yayıncı kuruluşun burada tavrı önemli. Maçlara baktığımızda bu işin aslında hakkaniyetli tarafı; maçların aynı saatte oynanmasıdır. Bugün Çaykur Rizespor’un maçı var. Son maçta Bursaspor’a 6 gol attılar. Kasımpaşa deplasmanına geliyorlar. Kendisinden bir basamak yukarıdaki Kayserispor’un maçı aynı saatte başlayacak. Medipol Başakşehir ile Beşiktaş da aynı pozisyonda. Ama bu iki takımın maçı aynı anda oynanmıyor. Reyting bölünmesi yayıncı kuruluş için zarar. İşin ticari tarafını anlayabiliyorum ama sportif tarafını da mutlaka kollamak lazım. Bunların tartışılması gerekiyor. Bizde, sadece son haftalarda, o da gerekirse tartışılıyor. Buna da dikkat etmek lazım.
Anderson Talisca’ya verilen 1 maç ceza…
Talimatı iyi anlamak gerek. Hakemin görüş alanında ne takdir ederse o geçerli. Hakem takdir etmezse kimseye söz düşmüyor. Hakemin görmediği noktadaki küfür, hakaret, tahrik her ne varsa sevk edilmesi gerekir. Neden bu cezalar kimseyi tatmin etmiyor? Jargonun nereye indiğine bir bakın. Gözlemci raporu, hakemin takdiri, video görüntülerinden başlayan süreç… Artık kontrolsüzce cezalar veriliyor. Türk futbolunun başına bu işi açan 3 harflilerdir. 3 harfliler derken TFF’yi kastediyorum. Bu işi onlar açtı başımıza. Orta parmak hareketini radyo ve televizyonda izah edemiyoruz. Çıkan ceza ise 1 maç… Bizim oyuncularımız efendidir tarzı üstünden PR yapan Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, 1 maç cezaya da itiraz ediyor. Fikret Orman bu hareketi nasıl izah edebilir?
"Usulsüzlüğün önünü açan TFF ve kurullarıdır"
Sen, adamın boğazına sarılan sporcuya 1 maç ceza verdin. Sonra ifadesini değiştirttin. O zaman veremezsin cezayı. Haksız mı Fenerbahçe? O da haklı. Bu konuyu ikiye ayırmak lazım. Volkan’ın hakaret ve küfürleri Talisca’nın hareketinden sonra yapılmış. Hakemin görmediği noktalarda ve Şenol Güneş’e söylediklerine göre de sevk yapabilirsin. Volkan’a ne ceza vereceksin? Tahrik edene de ceza verilecekse bu ceza suç işleyenden daha az olur. Yarım maç mı ceza vereceksin? Mekik cezası mı vereceksin? Talisca’ya 1 maç ceza veriyorsan, tahrik edene 2 maç ceza veremezsin. Bu yolu açan usulsüzlüğü açan TFF ve kendi kurullarıdır. Zemin bozuk. Artık bu zeminin üstüne inşaat tutmaz. Herkes haklı. Çünkü sen Volkan Babacan, Ufuk Ceylan’a verilen cezaları toplumun gözüne soktun. Bu bir tiyatrodur ve bir şekilde bitecek. Bu kadar.
"Fikret Orman, Başakşehir’e verilen cezalarda neden konuşmadı?"
Ben Fikret Orman’ın resmi yanlış okuduğunu düşünüyorum. Orman, kendine göre bir senaryo yazmış. Başakşehir ise eğer konu, Fenerbahçe’nin rakibi Başakşehir’dir. Fenerbahçe, şampiyonluk için değil, ikincilik için yarışıyordu. Zaten Fenerbahçe yarışa da havlu attı. Sarı-lacivertlilerin rakibi Başakşehir’di. Kendisi için oynadı. Niye Başakşehir için oynasın? Fikret Orman’ın bu kadar Volkan Demirel üzerinden Fenerbahçe’nin üzerine gitmesi nedir? Başakşehir canını yakıyor, onlarla ilgili konuşamıyor. Başakşehir için verilen cezalarda Fikret Orman neden ağzını açmadı? Volkan Babacan’a 1 maç ceza verilmişti ve bu ceza da kupa maçında çektirildi. Beşiktaş maçında kaledeydi. Fikret Orman’dan çıt çıkmadı. Sonra da kıyameti koparıyorlar.
"Volkan'a ceza verilmesi Beşiktaş'a ne kazandırır?"
Ne olur? Volkan Demirel’in ceza alması ne kazandırır Beşiktaş’a? Öbür tarafı yapamadı, içinde kaldı. Fenerbahçe de şimdi Talisca için saldırıyor. Talisca’nın 1 maç alması Fenerbahçe’yi çok enterese etmiyor ki… Baştan düzeni bozdular. Hukukla, talimatla değil, idare ile kararlar veriyorlar. PFDK oturup görüntüyle falan karar vermiyor. Önlerine koyuyorlar onlar da cezayı açıklıyorlar. Lig bitsin diyor artık TFF! Beşiktaş da cezaya da itiraz ediyor. Haksızlar diyemiyorum. Başakşehir’e verilen ve tırpanlanan cezalar var. Merak ediyorum. O zaman niye konuşamadılar? Birbirlerine konuşuyorlar. Biz de burada onları değerlendirmek zorunda kalıyoruz.
"Dursun Özbek’in arkasında Derin Galatasaray var"
Dursun Özbek ben futbol organizasyonundan anlamam, bu işin başına ekonomiyi düzeltmek için geldim, Florya ve Riva’yı satarak, borcu sağlıklı bir duruma getirmek için geldim.” görüntüsünde. Nakit akışı için ise bir başkanın sorumluluğunu üstleniyorum diyor. Bunları yapıyor. Ama bunun dışındakiler için de “anlamam” diyor. Tahsin Kaya’nın Fenerbahçe’de başkan olması gibi bir şey. Dursun Özbek’le sportif başarı gelmiyor. Bu işten anlamıyor. “Taraftarlar futbolcu istifa diye bağırsın” diyor. Futbolcu suçlu olabilir, kaleci tutamıyor, oyuncu atamıyor olabilir. Netice takım karakteri kalmamış… Şube kötü gidiyor. Bir başkan büyük resme bakmaz mı?
"Dursun Özbek’ten nasıl hesap sorulmasın?"
Galatasaray Başkanı, Cüneyt Tanman yönetimden istifa ettikten sonra kendi kardeşi Mehmet Özbek’i göreve getirdi. Bir araba düşünün, arabanın frenleri tutmuyor, lastiği bakımsızlıktan patlıyor… Ondan sonra benzin de bitiyor ve yolda kalıyor. Sonra şoför diyor ki, “Bana niye kızıyorsunuz? Motora, benzine kızın, lambaya kızın.” Böyle bir şey olabilir mi? Koltukta olan ve aracı idare eden, yöneten sensin. Kimden hesap soracaklar? Dursun Özbek’ten nasıl hesap sormasınlar? Bugün bir genel kurul var mı? Yok. Ciddi bir aday çıkabiliyor mu? Yok. Ekonomik anlamda Özbek iyi bir iş yapıyor. Dursun Özbek gibi ekonomik anlamda ortaya çıkacak, sorumluluk alacak bir babayiğit yok. Bunu herkes biliyor. İkincisi de Derin Galatasaray halen Özbek’in arkasında.
"Camia, inanmadığı bir şey için kenetlenmez"
Özbek öyle de dese, böyle de dese bu iş yürür düşüncesi var. Pekiyi, Igor Tudor mu kalacak Wesley Sneijder mi? Bu iş böyle yürümez. Bu kavga niye? Sneijder ile Tudor’un durumu ortada. Sneijder, maçın ortasında tuvalete gidiyor. Bruma ne yapıyor? Tudor’un lafını dinlemiyor. Ya Tudor’u göndersinler ya da Sneijder’i… Bruma’yı iyi bir fiyata satsınlar. Takım da taraftar da artık inanmıyor. Kimse, inanmadığı bir şey için kenetlenmez. Durduk yere başkan dedi diye başarılı bir takım olunmaz.
"Özbek, karşısına biri çıksa yine favori olur"
“1600 kişi imzalayacak mı” ne demek? Dursun Özbek neye güveniyor? Herkesin ayrı ayrı notere gitmesi, vakti ayırması, bunlar mı sadece önemli? Ne diyorum? Derin Galatasaray… Bugün Dursun Özbek’in yerinde Adnan Polat ya da Abdurrahim Albayrak olsaydı bir dakika orada duramazdı. Galatasaray’ı kontrol edenler, mevcut başkan Dursun Özbek’in arkasında. Özbek’in karşısına biri çıksa favori yine Dursun Özbek olur. Yönetimi değiştirir, bu işi bir güvenoyuna dönüşür. Çok ağır eleştiriler Galatasaray Tv’den yayınlanabiliyor. Bu anlamda demokratlar.
Fakat; sadece ekonomik anlamdaki fedakarlıkla Galatasaray yüzdürülmeye çalışılıyorsa burada bir düşünmek gerek. Derin Galatasaray’ın korumadığı bir başkan olsa neler olurdu? Adnan Polat’a neler yaptılar. Dursun Özbek hakareti elbette hak etmiyor. Galatasaray’ın da Türkiye’de bir gerçeği var. Mesela ; iki Fenerbahçeli konuşurken Aziz Yıldırım konusunda çatışır. Beşiktaşlılar başkancı ya da muhalif diye çatışır. Galatasaraylılar ise başka şekilde çatışır. Biri Galatasaraylıyım der, bir diğeri de liseliyim der. Bu konu uzun ve Galatasaray’a zarar verip vermediği çok tartışılan bir konu.
"Yarışı etkileyecek maçların aynı saatte oynanması gerekiyor"
Bugün Beşiktaş ve Medipol Başakşehir şampiyonluk yolunda güzel bir yarış içinde. Artık birbirleriyle oynamayacaklar. Başakşehir bu cezalardan sebep her ne kadar şaibeye bulaşmış olsa da saha içinde her iki takım da bu yarışta olmayı hak ediyor. 2 puanlık bir fark şampiyonluğu belirleyecek bir kriterdir. Bu açıdan Beşiktaş’ı yarışta bir adım önde görüyoruz. Yayıncı kuruluşa da maçların aynı saatte oynanması konusunda çok fazla bir şey diyemiyoruz. Güçlü bir spor ekonomisine sahip olsak, maçların aynı saatte oynanmasını çok daha rahat konuşabiliriz. Yarışı doğrudan etkileyen iki maçın aynı anda oynanıyor olması lazım.
"Annelere verilecek madalyalar en güzel hediyedir"
Çocukların mutluluğu önemli. Anneler gününde çocukların alacakları madalya elbette çok güzel olacak. Çocuk Maratonu’nda alınacak madalyaların annelere hediye edileceğini düşününce, bundan daha güzel bir hediye olabilir mi diyebiliriz. Dünyada böyle bir organizasyon olması önemli. Spor yapmaya başlamak, hareket etmekle başlıyor. Anneler ve babalar çocuklarına mutlaka spor yaptırsınlar. Her zamana her vakte göre bir aktivite var. Dolayısıyla kimsenin mazereti olmamalı. Katılım sağlanmalı. Bu tip organizasyonlar bir şeylerin başlangıcı olmalı.
YASAL UYARI : BU HABER AJANSSPOR.COM TARAFINDAN YAZILMIŞTIR. KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ.