Spor yazarları Trabzonspor - Beşiktaşı maçı için ne dedi? | "Utandıran istatistikler"
Spor yazarları, Süper Lig'in 16. haftasında Trabzonspor ile Beşiktaş arasındaki 3-3 sone eren derbi mücadelesini değerlendirdi. İşte detaylar...
Uğur Meleke: "Sergen Yalçın vitesi!"
Bu sezonun ilk yarısında 6 derbi oynandı, bunların dördünde çok erken kırmızı kartlara şahit olduk: Okay Fenerbahçe önünde 20’de, Davinson Beşiktaş karşısında 34’te, Orkun Fenerbahçe maçında 26’da, dün Trabzon’da da Bilal Toure 37’de atıldı. Tüm bu derbilerde bir takım 1 saatin üzerinde 10 kişi oynamak zorunda kaldı. Haliyle de bu sezon neredeyse hiçbir derbiyi bütüncül bir şekilde analiz edemedik. Hep iki parçaya böldük maçları.
Dünkü derbiyi de iki ayrı 45 dakika ve iki perde olarak ele almak durumundayız. Orta sahaların yürüyerek geçildiği, savunmaların parçalandığı, iki takımın da önemli fırsatlar yakaladığı ilk 45 dakikanın anahtar detayı bence hava topları idi. Dün ilk devrede Beşiktaş havada yüzde 75’lik ezici bir üstünlük kurdu ev sahibi ekibe karşı. Sebebi de aslında basitti: Sergen Yalçın ilk 11’deki 4 uzun sayısını Emirhan ve Abraham’ı ekleyerek 6’ya çıkardı. Dün Beşiktaş’ın birinci ve üçüncü gollerinde hem Bilal’in hem de Abraham’ın hava toplarını aldığını, Trabzon’da göklerde kurdukları üstünlükle 3-1’i bulduklarını görüyoruz.
Tabii ki dün 36’da Bilal Toure’nin gördüğü kırmızı kart sonrası farklı bir maç başladı Trabzon’da. Bordo mavililer son 1 saatte topa neredeyse tamamen sahip oldular, Tekke de peş peşe değişikliklerle baskının dozajını artırdı. Beşiktaş da bu sezon belki beşinci defa ikinci devrede Sergen Yalçın vitesine geçti, kontağı neredeyse kapattı tamamen! Bordo mavililerde Zubkov ikinci yarı sazı eline aldı ancak 3-3’ten fazlasına yetmedi onun çabası.
Dünkü derbi sonrası son bir parantezi de maçı evinden izleyen (hatta belki de izlemeyen) Rafa Silva’ya açmak isterim. Rafa, Beşiktaş’ın sözleşmeli futbolcusu. Aynen kulübünü ve teknik ekibi açıkça suçlayan, muhtemelen devre arasında Arabistan’ın yolunu tutacak Salah gibi. Arne Slot çok eksiğinin olduğu Brighton maçında Salah’ı kulübeye koydu, sonra da oyuna sokup faydalandı. Beşiktaş da Rafa’dan bir 10 dakika da olsa faydalanamaz mı? Maaş ödediğiniz bir futbolcunun “oynamak istemiyorum” deme hakkı olabilir mi? İkna edilemez mi? Bu duruma anlam veremiyorum doğrusu. (Hürriyet)
Mehmet Ayan: "1 saatlik abluka ve sorunlu oyun!"
Abraham'ın golüne kadar kötü maç, biraz Trabzonspor istekli görüntüde. 18-31 arası 4 gol... 35’te kırmızı kart... Sonra biraz daha ev sahibi baskısı ve ilk yarı sonu... 17 dakikada öyle aksiyonlar oldu ki, not almakta zorlandık. Elbette merakımız ikinci yarıda 11’e 10 nasıl olacak? İkisi de ayrı telden çalacak. Beşiktaş’ın ilk yarıda yaptığı iş değerliydi! Topu eveleyip gevelemeden 3 net gol. Elbette rakibin hatalarıyla...
İkinci yarı beklendiği gibi Beşiktaş yarı sahasında geçti. %82’lerde topla oynama, 22 orta... Beşiktaş’ı o kadar geriye yasladılar ki, Milot 2. sağ bek, Emirhan 3.stoper, Cerny 3. ön libero oldu. Ancak tüm bu güvenlik paketi, Trabzonspor’un skoru eşitlemesine engel olamadı. O güneşe tabii ki kâr dayanamayacaktı. Beşiktaş ikinci yarının başında Cerny ve sonuna doğru Jurasek ile iki önemli pozisyonu gole çeviremeyince galibiyet uçtu gitti. Son dakikalar 1 puanı kurtarma çabasıyla geçti.
Trabzonspor'da kuşku yok ki Onuachu çok önemli tutamaç. Sadece gollerin değil oyunun da merkezi. Bu satırlarda Muçi dışında da ona destek olunması gerektiğinin altını çizmiştim. O yoksa gol yok sanki... 10 kişilik Beşiktaş’a atılmış 2 abluka golünden söz etmiyorum. Bordo mavililerin sorunu, o olmayınca oyun ezberinin bozulması. Rakip 10 kişi de olsa Onuachu’suz oyunu 33 orta ile bitirmek sorun. Beşiktaş’ın sorunları malum. (10 kişi kaldığı bu maçtan söz etmiyorum) Rafa Silva’sız takım onun oyununu oynamaya çalışıyor. İki takımın oyun da olmuyor! (Hürriyet)
Güntekin Onay: "6 gol var, kazanan yok!"
Beşiktaş, ilk yarım saatte 3-1’i buldu ve asla güven vermeyen Trabzonspor savunma hattı karşısında daha fazla gol pozisyonu bulmaması için de hiçbir neden yoktu. 2 asistle oynayan o dakikaya kadar sahanın en etkili oyuncusu El Bilal Toure’nin kırmızı kartı görmesi ile maçın gidişatında her şey Beşiktaş’ın istediği gibi giderken işler tamamen değişti.
İkinci yarıda 1 kişi eksik oynayan Beşiktaş çok fazla savunmada kaldı. Cerny ile çok net bir fırsatı değerlendiremeyen siyah beyazlılar, maçı 4-1’e getirebilse Trabzon’dan galibiyetle dönerdi. Ancak anlamsız bir şekilde Abraham’ın akan oyunda aşırı derecede savunmaya gelmesi, adeta bir sağ bek gibi konuşlanması ile Beşiktaş rakip yarı sahaya gidemedi. Bir pas istasyonu bulamadığı için de Trabzonspor’dan baskı yedi ve çıkamadı.
Beşiktaş gibi bir takımın 1 tane top taşıyacak, dribbling yapıp açık alanda faul alacak adam geçecek oyuncusu olmaz mı? Rafa Silva var ama maç kadrosuna alınmadı. Sergen Yalçın Rafa’yı maç kadrosuna almış olsa son 10-15 dakika Taylan Bulut yerine Rafa oyuna girer ve topu öne taşıyıp faul alıp Trabzonspor’a karşı tehdit üretirdi.
Tarihte ilk kez 10 kişi kalan futbol takımı sanki Beşiktaş’mış gibi Sergen Yalçın’ın oyuncuları çok acemice ve telaşlı hareket ediyorlar. Siyah beyazlılarda Gökhan Sazdağı diye bir oyuncu var, her maç gole sebebiyet veren hatalar yapmasına rağmen ilk 11’de oyamaya devam ediyor. Gaziantep maçında pozisyon yokken gol yediren Gökhan dün de ilk golde bıraksa auta gidecek topu kafayla Muçi’ye asist yaptı. O da yetmezmiş gibi Trabzon’un 3’üncü golünde bağıra bağıra sola çekip şut atacağı belli olan Zubkov’dan çalım yedi.
Yorulanlar, 90 dakikayı çıkartamayan oyuncular tabii ki olacak ancak Demir Ege, Taylan ve Jurasek hamleleri oyuna hiçbir şey katmadı. Dün 3-3 biten maç belki heyecan olarak herkesi tatmin etti ama bu skor kesinlikle iki tarafı da mutlu etmedi. Sergen Yalçın daha önceki teknik adamlık döneminde zor anlarda verdiği kritik kararlar ile takımına maç kazandırabiliyordu. Ancak bu sezon Sergen hocanın çözüm üretemediğin de altını çizelim. (Hürriyet)
Cemal Ersen: "Trabzonspor, Toure'ye dua etsin!"
İlk yarının değil, sezonun en ilginç derbisi olmaya aday bir maç izledik. Trabzonspor’un fırtına gibi başladığı 15 dakikalık bölümde Beşiktaş o kadar çaresizdi ki, golü yese teslim olacaktı sanki.
Skordan bağımsız söylüyorum; Trabzonspor’un kimyası Onuachu gibi bir golcü, Pina gibi sağ kanadın istikrar abidesi iki futbolcunun yokluğunda kolay bozuluyorsa, orada sorun var demektir.
Beşiktaş ilk hızlı hücumda önce Abraham, ikincisinde Cerny ile rakip savunmayı daha doğrusu Serdar’ı uykuda yakaladı. Goller Trabzonspor’un dersini iyi çalışmadığını gösterdi. Son haftaların yıldızı Muçi’nin ağları bulan şutu arkadaşlarını motive edememiş ki, Cerny yine kariyerinin en kolay sayılarından birini yaptı.
İlk 5 dakikada Emirhan ve Orkun’un gördüğü sarı kartlar oyundaki dengeleri değiştirecek tehlikenin sinyalini vermişti adeta.
Beşiktaş’ın iki golüne asist yapan El Bilal Toure’nin 38. dakikada Ozan’a yaptığı faul, VAR uyarısıyla kırmızıya dönünce, maçın hikayesi de değişti.
Yıllardır Trabzonspor’u izliyorum. İkinci yarıda bulduğu pozisyonlar sanırım 5 maçı doldurmaz. Beşiktaş on kişiyle kapanıp direnirken, kaleci Ersin hayatının kurtarışlarıyla takımını ayakta tutmaya çalıştı. Baskıya Beşiktaş değil, Real Madrid dayanamazdı. Ve bu tablodan gol çıkmaması futbolun doğasına aykırı idi. Nitekim gecenin en iyilerinden Zubkov’un şans golü ve 84. dakikadaki eşitlik sayısı Trabzonspor’u ipten aldı.
Şu çok açık, Trabzonspor’un ikinci yarıda Augusto ile girdiği pozisyonlarda Onuachu olsaydı, Beşiktaş iki farklı öne geçtiği maçı en az iki farklı kaybedebilirdi. Yani, Nijeryalı golcü yoksa Trabzonspor’un B planı da yok. Şampiyonluk hedefleyen bir takım için acil çözüm bulunması gereken problemdir bu.
Neticede, Trabzonspor, Bilal Toure’ye dua etsin. Onun sorumsuzluğu camiayı derinden üzecek bir geceyi teselliye çevirdi. (Milliyet)
Attila Gökçe: "Utandıran istatistikler"
Gönüllerince, keyif alıp keyif vererek oynadılar. Süper Lig’de skor tabelaları ile puan cetvellerine sıkışan futbol, giderek oyun özelliğini kaybediyor, zaman zaman insanları hayal kırıklığı ile coşku arasında git-gellere sürüklüyordu.
Böyle bir ortamda Beşiktaş, ligin en zor deplasmanlarından birinde 18. ve 22. dakikalarda hem oyunun güzelliğini gösterdi, hem de 4 dakika içinde bulduğu iki golle tüm stadı salladı.
Peşpeşe atılan gollerden hemen sonra aklımıza gelen soruyu paylaşalım: “Acaba bugün de bir Fenerbahçe senaryosu mu gerçekleşecek?” Merak bu ya, sorunun yanıtını maç sonuna kadar bulamadık.
Tammy Abraham, Cerny, sonra tekrar Cerny’den gelen gollerle Beşiktaş gökte aradığını yerde bulmuştu. Arada Muçi’nin tabelayı 2-1’e getiren golünü de izledik. Gol serisinden sonra El Bilal Toure’nin Ozan Tufan’a sert müdahalesi hakem Ali Şansalan’ın VAR katkılı kırmızı kart kararı ile noktalandı.
İlk yarıyı bu olayla kapadık.
İkinci yarıda maçın arka kapıları açıldı. Hesaapta olmayan istatistiklerle adeta başımız döndü.
Dakika 78’deki verilere baktım. Beşiktaş topa sahip olmada yüzde 24’e düşmüştü. Sadece ikinci yarıyı ölçersek, bu oran yüzde 16’ya düşüyordu. Beşiktaşl’ın tarihinde olmayan bir dibe vuruş…
Ersin Destanoğlu’na da bakalım: 8 kurtarış yaptı. Beşiktaş savunması, Trabzonspor’un 49 atağını engelledi. Bu da bir rekor.
Beşiktaş o kötü tabloya rağmen 17 kez rakip yarı alana girdi. Trabzonspor ise Beşiktaş ceza alanında yüzde 88 başarılı pas yaparken, maçın skoru için üst üste seri fırsatlar yarattı. Sonra günün kahramanı Zubkov, peş peşe attığı gollerle 3-3’ü yazdı.
Bu skor kime yaradı? Herhalde Galatasaray’la Fenerbahçe’ye… Trabzonspor fiyakalı bir ayaklanma ile 3-3’ü buldu ama, zirvedeki umudundan ve iddiasından çok şey kaybetti. Beşiktaş mı?
Garp cephesinde yeni bir şey yok. Kazanmayı unuttular. Hepsi bu! (Milliyet)
Aksal Yavuz: "Ne derbiydi ama…!"
Her şey 38’nci dakikada iki asistle oynayan El Bilal Toure’nin takımını bir eksik bırakmasıyla başladı.
O ana dek her şey siyah-beyazlı takımın istediği şekilde gidiyordu. Her ne kadar maça iyi başlayan taraf Trabzonspor olsa da, bekleyerek oynayan Beşiktaşlı oyuncular kaptıkları toplarla geçişleri kusursuz yaparak, çifte kavrulmuş hataları arka arkaya yapan Trabzonspor defansının arasından elini kolunu sallayarak üç gole imzalarını attılar.
Doğrusunu söylemek gerekirse, bu oyun şekli; Beşiktaş’ın genelde derbilerde ortaya koyduğu, rakiplere kabul ettirdiği ve de başarılı olduğu bir oyun anlayışıydı.
1-3’lik skor an itibariyle ne Trabzonsporluların ne de Beşiktaşlıların 40 gün 40 gece düşünse; tahmin edeceği bir skor değildi. Öyle ki her girilen pozisyon gol oldu.
Bir diğer deyişle, Sergen Yalçın’ın öğrencileri üç atakta üç gol bulmuş, karşılaşmanın favorisi gösterilen Tekke’nin öğrencileri hayal kırıklığı yaşamaya, yaşatmaya başlamıştı. Benzer duyguları milyonlarca Trabzonsporlu da yaşamıştır.
Orkun’un Serdar’a yaptığı hareketin kırmızı olup olmadığı tartışmaya açık olsa da, El Bilal Toure’nin Ozan’a yaptığı hareket tartışmaya kapalıdır! Dediğimiz gibi o kırmızı kart, maçın rengini, seyrini, skorunu etkilemiştir. Aksi halde evinde 1-3 mağlup oynayan Trabzonspor için kalan dakikalar hiç de iyi geçmeyecekti.
Hal böyle olunca oyunun kontrolü tamamen bordo-mavili takımın eline geçti. Topa sahip olmadan tutun, ceza sahasına yapılan ortalara, girilen pozisyonlara kadar. Sen gel de Onuachu’yu arama.
Laf aramıza oyunda olduğu süre Olaigbe’nin de bordo-mavili takımı bir eksik oynattığını söyleyelim hani.
Trabzonspor’da sol taraf işlemeyince ister istemez Zubkov’un kanadı kullanıldı. Zubkov’un uzaktan kaleye yoklamalarının birinde top Oulai’ye çarparak gol oldu, diğerinde top adres sormadan filelerle kucaklaştı. Muçi’in attığı gol Gökhan’ın hatasından kaynaklı idi.
Ayrıca bordo-mavili takımın iki topunun direkten dönmesi hem Beşiktaşlıların hem de Trabzonsporluların yüreğini hoplatmıştır. Öyle ya böyle bir derbiye yürek mi dayanır!
Direkten dönen toplar için Beşiktaş’ın şansı, Trabzonsporluların şanssızlığı diyelim.
Ne derbiydi ama! İki farklı öne geçen Beşiktaş mağlup olmamak, geriden gelen Trabzonspor kazanmak için her şeyi yaptı. İki takım oyuncuları böyle bir derbiyi izlettikleri için alkışı, övgüyü hak ediyor. Zira bazı derbilerde izleyenlerin uykusunun geldiğini biliyoruz da! (Milliyet)
Bilal Meşe: "Bir puan kârdır2
Ali Şansalan’ı beğenirim. Ancak dün beni şaşırttı doğrusu! Hocam her faul sarı veya kırmızıyı gerektirmez. Örneğin Emirhan’a 2. dakikada çıkardığı sarı, değil! Yalnız Orkun Kökçü’ye çıkardığı sarı, kırmızıya dönüşse gıkımız çıkmaz. Kaptan sarıyı yedi, oyundan düştü. Gelelim, Toure’nin kızardığı 38. dakikaya... En büyük itirazım bunadır hocam! Acımasızlık yok, dizi kırık, şiddet yok, sadece dikkatsizlik... Ya VAR’a ne oluyor? Net bir durum yok. Buna işgüzarlık derim!
Liderin en yakın takipçisi Trabzonspor, maça müthiş baskılı başladı. Öyle ki, Beşiktaş savunmasına nefes alacak fırsat bırakmadı dersek abartmış olmayız.
Kartal, savunmasından çıktığı anlarda kontratağa döndü, 18’de Toure’nin omuzuyla indirdi topu iki haftalık ayrılıktan sonra ilk onbirde sahaya çıkan Tammy Abraham tamamladı, perdeyi açtı.
Trabzonspor baskıya çıktığı anlarda savunmayı rafa kaldırdı, Kartal uzun paslarla bunları fırsata çevirdi. Nitekim 22’de Toure, sağında bekleyen Cerny gördü, gol geldi. Bundan üç dakika sonra Muçi, şık bir vuruşla farkı bire indirdi.
31’de yine Beşiktaş bir fırsat daha yakaladı, Rashica, Cerny’yi gördü, Çek futbolcu yine affetmedi, farkı ikiye taşıdı. Son bölümlerde Şansalan, kontrolü sağlamak için sık sık sarılara sarıldı, ipin uçunu kaçırdı!
Ev sahibi takım tüm hatlarıyla yüklendi, oyunu tek kaleye çevirdi.
Bu baskıya ne duvar, ne de can dayanır arkadaş! 63’de Zubkov uzaktan sert vurdu, Oulai’ye çarpan top filelere gitti, fark yeniden bire indi.
Bu oyunda, bir de eksikseniz, nereye kadar savunma yapabilirsiniz ki? 84’de Zubkov uzaktan soluyla sert vurdu, Ersin topu filelerde gördü. Ama kurtardıklarını da anımsatalım.
Evet, Karadeniz’deki bol gollü derbiden on kişi kalan Kartal’ın bir puanla evine dönmesi bence kârdır. Ne var ki, skor 3-2 iken Jurasek’in bir pozisyonu var, vurmaya denemese, bom - boş pozisyondaki Abraham’a çıkarsıydı, her şey terse dönecekti, olmadı. (Milliyet)
Cem Dizdar: "Kazanç kazançtır"
İki takımın eksikleri varsa, daha belirleyici olan sanırım Paul Onachu'nun yokluğuydu. Trabzonspor lig ikincisi olsa bile, çoğu maçını bıçak sırtında oynuyordu. Onun yokluğunda işler iyice belirsizleşebilirdi. İki takımın da bu maçta işlerinin zor olacağı tahmin edilebilirdi ama tahmin edilemez olan Beşiktaş'ın yaptıkları oldu. İlk beş dakikadaki iki sarı kart, Orkun Kökçü ile Emirhan Topçu! Baskı artabilirdi, ancak öyle olmadı.
Üstelik sol bek oynayan Emirhan'ın bir savunmacının yapmaması gereken yersiz öne hamlelerine rağmen. Örneğin birinde Muçi bacak arası atıp, geçip gitti. Derken düzenli iki atakla Beşiktaş iki farkla öne geçti ama üç dakika sonra Gökhan Sazdağı "Al da at" dedi Muçi'ye. Onlar hata yapar da Trabzonspor savunması geri durur mu? Önce orta sahadan dört pasla kaleci Ersin'e oradan da dört pasla Cerny'e ulaştılar ikinci kez ve 1-3. Bundan sonra maç iyice "git gel"e dönme eğilimindeyken, VAR'dan gelen uyarıyla Toure atıldı ve denklem bir kez daha değişti.
İkinci devre Beşiktaş iyice çekildi. Trabzonspor da rakip kaleyi ablukaya aldı. Şut üstüne şut denediler, nihayet maça girmelerini sağlayan gol bir şuttan değil çarpmadan geldi. Baskı yüksekti ama imkanlar da yok değildi, lakin Beşiktaş sadece kaleyi savunmayı düşünüyordu. Bir başka tuhaflık ise 3 gol atmış olan Beşiktaş'ın ilk kornerini 80'de kullanmış olmasıydı. Kontrada Jurasek topu Abraham'a geçirse başka bir hal alacak maç, başından beri o bölgeden deneyen Zubkov çapraz şutuyla dengeye geldi. İki takımdaki eksikler takım düzenlerini bozduysa da Trabzon'un maç boyu baskısı, gollerdeki sakin ve bilinçli tavrıyla Beşiktaş hücumları "oyun problemi"ne rağmen heyecanlı bir maç izlenmesine vesile oldu. Özellikle ikinci devredeki baskı ve kaçanlar göz önüne alınırsa Trabzonlular bu skora daha çok üzülen taraf olmuştur kanımca. (Fanatik)
Olcay Çakır: "Vazgeçmeyen takım"
Trabzonspor maça büyük takım refleksiyle başladı. Savunmayı öne kurdu. İlk 15 dakikada bu durumu rakibe de hissettirdi. Ancak bu dakikadan sonra savunma refleksi, hücum refleksinin gerisinde kaldı. O anlar Beşiktaş’ın istediği anlardı. Rakip tamamen geçiş oyununa endeksliydi. Cerny, El Bilal Toure ve Rashica bu oyunu çok iyi oynadı. Beşiktaş savunarak, doğru anı bekleyerek ve topu rakibe bırakarak hücum eden tarafı ekside yakaladı.
Skorun 1-3’e gelmesiyle maçın yönü netleşiyor gibiydi. Tam bu noktada maçın kırılma anı yaşandı. Beşiktaş adına sahanın en iyilerinden El Bilal’in kırmızı kart görmesiyle oyunun rengi değişti. O andan sonra sahada tek kale vardı. Trabzonspor oyunu rakip yarı alana yıktı. Özellikle Onuachu’nun yokluğu çok hissedildi. Ceza sahasında o bitirici gövde fazlasıyla arandı.
On kişi kalan takıma karşı oynamak dışarıdan kolay görünür. Ama kapanan savunmayı açmanın zorlukları dün gece net şekilde görüldü. Trabzonspor merkezden ve yay çevresinden yapılabilecek her şeyi denedi. Kalabalık savunmayı aşmanın en doğru yolunu şutla buldu. İki gol geldi. Heyecan son düdüğe kadar taşındı. Beşiktaş ön alan oyuncularının kalitesi zaten biliniyor. Yine konuştular. Trabzonspor ise önemli eksiklerine rağmen oyundan kopmadı. Zubkov hücum liderliğini net biçimde ortaya koydu. Elbette evinde büyük maç kazanmak gerekir. Daha iyisi olabilirdi. Ama 1-3’ten maçı buraya getirmek de alkışlanmalı. Bu maçların hikâyesi farklı olur. Bu da öyle oldu. Bu takım artık daha fazla desteği hak ediyor. Tribünden de, transferden de. (Fanatik)
Serkan Akcan: "Nefes kesici, ama!"
Trabzonspor ile Beşiktaş arasındaki maç izleyenler için nefes kesiciydi. Ama yukarıyı hedefleyen iki takım için de bu savunma zaafları, kalite eksiklikleri sezonun kalan bölümü için iki hocanın da en büyük kabusu olacağa benziyor. Cerny müthiş bir ilk yarı çıkardı. Beşiktaş kadrosunda Rafa Silva'nın yerine oynayıp onun kalitesine yaklaşacak bir tane futbolcu varsa o da zaten Cerny idi. Sergen Yalçın'ın 4-1-4-1 formasyonunda Orkun ile yakın oynayan Cerny iki gol birden attı. Rafa'nın fazlası bile vardı, o da iki ceza sahası arasında kat ettiği mesafeydi.
Kadro defoları hayli fazla. Öndekiler ile arkadakiler diye yine iki farklı takımmış gibi oyanayan bir oyuncu grubu vardı sahada. Cerny, Toure, Orkun ne kadar oyuna kalite katıyorsa, savunma hattı o kadar sırıtıyor. Beşiktaş 2-0'ı yakalamışken ve işler tam da Sergen Yalçın'ın istediği gibi giderken auta doğru ilerleyen topu sağ bek Gökhan Sazdağı kafayla Muçi'ye indirip gole sebebiyet verebiliyor.
Fenerbahçe derbisinde gelen fırsatın daha iyisi Trabzon deplasmanında Beşiktaş'ın ayağına geldi. Trabzon maça iyi başlamış kontrolü elinde tutuyorken önce 2-0'ı peşinden 3-1'i yakalayan Sergen Yalçın ve futbolcuları için kırmızı kart bir yine kırılma noktası oldu. 10 kişi kaldıktan sonra Beşiktaş savunması iyice yaslandı. Fatih Tekke, stoper Serdar'ı çıkarıp Saviç'i aldı, Olaigbe ile de Sikan'ı değiştirerek ikinci yarı tüm momentumu eline geçirdi. Bu hamleler karşısında Beşiktaş'ın iyice yaslanması Trabzonspor'a rekor istatistikler ve 2 gol getirince maç dönmüş oldu. (Fanatik)
Bülent Timurlenk: "Bu maç lig tarihine geçer"
En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim; sezonun en iyi, lig tarihine geçecek nefis bir 90 dakika izledik. İzlerken yorulur mu insan! İki hocaya da ter döken futbolculara da tebrikler.
6. dakikada Beşiktaş'tan Emirhan'ın ardından Orkun da sarı kart gördüğünde Beşiktaş bu maçı 11 kişiyle nasıl tamamlar sorusunun cevabı başkaymış. 38'de atılan Toure. Ev sahibinin baskıyla ama her pozisyonda cezalı Onuachu'yu aradığı maçta Sergen Yalçın'in birinci döneminde olduğu gibi geçiş ile bulduğu gol, iki dakika sonra Cerny'nin golü. Trabzonspor'un savunma göbeğinin Savic'in yokluğunda yaşadığı panik ve 3 dakika sonra Muçi'nin sayısıyla tabelaya tutunan Trabzonspor... İkinci yarıda Beşiktaş'ın çok daha derinde bekleyeceği muhtemeldi ama önce iki farkı bulup bir de 10 kişi kalınca kaçınılmaz oldu bu tercih. Trabzonspor ikinci yarıda 26 hücum geliştirdi, 11 isabetli şut attı, iki topu direkten döndü, 31 kez rakip ceza sahasında buluştu, Zubkov bütün maç boyunca kanattan içeri deplase olup denediği şutlarından (biri takım arkadaşına çarpıp) iki gol buldu.
10 kurtarış yapan Ersin, hem hücum hem de savunmada büyük mücadele ortaya koyan Rashica ve Cerny defans göbeğiyle birlikte Beşiktaş'ı sırtladılar. Trabzon yedek kulübesinden gelenler yemeğe tuz bile katamayınca ev sahibi ancak 1-3'den 3-3'e tutundu. Bir derbide yüzde 82 topa sahip olan Fatih Tekke iki puan kaybetti ama kariyerinde dün akşam çok şey kazandığı kesin. (Sabah)
İskender Günen: "Onuachu takım için olmazsa olmaz bir isim"
Bazı büyük maçlar var ki kahramanlara gereksinim duyar, Onuachu-Pina. Pina sağ kenarda hem hücum hem de savunma anlamında takıma katkıları üst düzeyde, Onuachu ise bu takım için olmazsa olmaz bir isim. Bu maçın böylesi bir kadro eksikliğinde dünkü maçta öne çıkan ve takımı adına çok önemli katkı yapan bir kenar oyuncusunun takımı adına ne kadar önemli olduğu gerçeğini öne çıkartan Zubkov oldu. Attığı gollerle ve oynadığı oyunla alınan bir puanda en büyük pay sahibi oldu. İlk 15 dakikalık süre topa daha fazla sahip olan taraf Trabzonspor ama Beşiktaş'ın öne çıktığı her atakta savunma zaaflarıyla yenilen goller var. Ama bir başka gerçek var ki sağ kenarda Pina'nın, savunmanın ortasında Savic'in yokluğu sorunların odak noktası.
3-1'lik sonuç ve ardından rakibin 10 kişi kaldığı pozisyondan sonra ise bütün bir maç süresince rakip alanda oynanan bir oyun öne çıktı. Sol kenardan istenilen atak girişimleri oluşamadığı için her şey sağ kenardan gerçekleşti. Burada da öne çıkan isim Zubkov… Oyunun son dakikalarında Augusto'nun topu direkten dönmese geriye düştüğü bir maçta 3 puanı alma başarısı gösterebilirlerdi. Sonuçtan bağımsız her türlü eksiklikler, hatalar olsa da mücadele gücünü sahaya yansıtan ve bir takım birlikteliği içerisinde oynayan Trabzonspor gerçeği var. Orkun'un Ozan Tufan'ın ayağına bastığı pozisyon direkt kırmızı kart ama ne yazık ki VAR devreye girmedi! (Sabah)
Fatih Doğan: "Muhteşem dönüş"
Trabzonspor ile Beşiktaş arasındaki dünkü derbi maçındaki tempoyu, oyun kalitesi ve birbirinden güzel golleri izleyince F.Bahçe ile G.Saray arasında vasat seviyede kalan derbi maçlarına kahrediyor insan! Beşiktaş güçlü rakibine ve zorlu deplasmana rağmen önce çok istekli ve dinamik başladı. El Bilal-Cerny-Rashica üçlüsü hatta önlerinde Abraham'la birlikte çok etkili bir oyun başlangıcına imzalattı. Trabzon'un Muçi ile ilk golde asisti Beşiktaşlı Gökhan'ın vermesi de gözlerden kaçmadı. Futbolun temel kuralı savunmacıların topu merkeze değil merkez dışına atmasıdır ki bu hata golle sonuçlandı. Ancak 3-1'den 3–3'a dönen muhteşem maçın kırılma anı hiç kuşkusuz Toure'ye VAR'ın ince işçiliği ve uyarısıyla gösterilen kırmızı karttı. VAR'ın, hakemin sarı bile göstermediği, oyuncuların itiraz bile etmediği pozisyonda kırmızı çıkartması Beşiktaş'ın VAR'a standartsızlık ve emsal tepkisini güçlendirdi. Fatih Tekke'nin ikinci yarıya girerken yaptığı iki değişiklik yerindeydi. Savic'i alarak savunmayı, ilk yarı kötü Olaigbe'yi çıkarak ve orta sahayı güçlendirerek 10 kişi kalmış Beşiktaş'ta karşı bütün gücüyle yüklendi. Takımı 34 şut üretecek kadar galibiyeti çok istedi. Zubkov ikinci yarının yıldızlığına soyunurken Trabzonspor 3-3'ü yakalayarak muhteşem bir dönüşe imza atarken hatta galibiyeti kaçırdı. Direk, Ersin ve savunmayı aşamadı. Sergen Yalçın'ın Orkun ve Cerny'yi çıkartmasının bu tabloya etkisi de görülebilir. (Sabah)
Ömer Üründül: "Trabzon'da odak noktası Zubkov"
Dün gece Papara Park'ta heyecanlı, 6 gollü bir maç izledik. Trabzonspor, karşılaşmaya hızlı, atak ama çok dağınık başladı. Bunun sonucunda da Beşiktaş, ilk devrede 3 güzel gol buldu. Maçın görüntüsü, Beşiktaş'ın farkı daha da artıracağı şeklindeydi ama kırmızı karttan sonra saha içi dengeler tamamen değişti. Trabzonspor 2. yarıda çok yoğun bir baskı kurdu. Ancak Beşiktaş için iki çok önemli an vardı. Bir i ikinci yarının başında Onana'nın kurtarışı ve de maçın kırılma anı sayılacak Jurasek'in tek farklı skor avantajı varken boş kaleye atacak arkadaşına pas vermeyerek topu auta atmasıydı. Bunların dışında Trabzonspor, alan daraltan 9 kişilik savunmaya karşı birçok şeyi denedi. Aslında bu tek kalede en çok aranan isim Onuachu'ydu. Bastırıyorlar ve üretemiyorlar. Hücum girişimlerinin odak noktası Zubkov'du. Zaten onun gayretleri ve golüyle beraberliği kurtardılar. Trabzon'daki sorun şu; kadro derinliği yok. Üstelik Onuachu ile Pina'nın da benzer alternatifleri yok. Beşiktaş'a gelince en büyük problem; gereksiz kart görmeleri. Orkun işin vahametimi anlamış değil. Maç başında yaptığı harekete kırmızı çıksa kimse bir şey diyemezdi. Rashica'yı yorulana kadar çok beğendim. Üç golün hepsi güzeldi. Bana göre takımın en iyisi , Ndidi'ydi. Tabii Ersin'i de 3 gol yemesine rağmen başarılı buldum. Sergen Yalçın, F.Bahçe maçındaki hataya düşmedi ve kulübede sağlam durdu. Deplasmanda 1 kişi eksik maçı kaybetmedi, kazanabilirdi de. (Sabah)