Ve Çarşı davasında karar açıklandı!
Gezi Parkı olaylarına ilişkin aralarında Beşiktaş taraftar grubu Çarşı'nın üyelerinin de bulunduğu 35 sanık, "darbeye teşebbüs" ve "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçlarından yargılandıkları davada beraat etti
Gezi Parkı olaylarına ilişkin aralarında Beşiktaş taraftar grubu Çarşı'nın mensuplarının da aralarında bulunduğu 35 sanık, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek", "örgüt kurmak veya örgüte üye olmak" ile "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet etmek" suçlarından yargılandığı davada, beraat etti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya Beşiktaş taraftar grubu olan Çarşı'nın liderlerinden Numan Bülent Ergenç'in de aralarında bulunduğu 21 sanık katıldı. Duruşmaya gelmeyen sanıkları avukatları temsil etti.
Duruşmada esasa ilişkin görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Abdullah Mirza Coşkun, tüm sanıkların, "darbeye teşebbüs etmek" suçundan beraat etmesi talebine yönelik eski mütalaasını tekrarladı.
Savunması sorulan sanıklar sırayla söz alarak, beraatlerini talep etti. Sanıklardan Numan Bülent Ergenç, "Türkiye'de herkesin yasal yürüyüş hakkını kullandığını düşünüyorum. Önceki savunmamı tekrar ediyorum, beraatime karar verilsin. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını istemiyorum" dedi.
Bazı sanıklar, beraat kararı dışında verilecek cezanın ertelenmesini isterken, bazıları bu seçeneği reddetti.
Beyanı sorulan sanık avukatlarından Devrim Alparslan, mütalaadaki "Çarşı grubunun örgüt olmadığı" görüşüne katıldıklarını belirterek, "Müvekkillerin kamuya ait alanlara zarar verdiğine ilişkin bir şikayet yoktur. 2015 yılı ülkemiz için acılarla dolu bir yıl oldu. Çarşı, bu ülkenin vicdanıdır. Müvekkillerimin beraatini talep ediyorum" diye konuştu.
Sesli ve görüntülü kayıt yapılmaya başlanan duruşmada savunma yapan diğer avukatlar da müvekkillerinin beraatine karar verilmesini istedi.
- Mahkemeden 4 ceza 31 beraat
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanıklardan Erol Özdil ve İbrahim Halilullah Turan'ı, "patlayıcı madde bulundurmak ve nakletmek" suçundan 2 yıl 6'şar ay hapisle cezalandırırken, "6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet" suçundan yargılanan sanıklardan Numan Bülent Ergenç'i 10 ay, Kaan Kabaş'ı da 5 ay hapse mahkum etti. Heyet, Ergenç ve Kabaş'ın cezaları, 1 yıllık denetimli serbestlik şartıyla erteledi.
Heyet, 32 sanıkla ilgili Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) ceza hükmü içermeyen 5/1 ve 7/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle dava açıldığına ve "silahlı örgüt kurmak" suçunun hükme bağlandığı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/1. maddesine atıf yapıldığına dikkati çekerek, bu madde anlamında bir dava da açılmadığı için sanıkların, "terör örgütü kurma, yönetme, üye olma" suçlarının unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraatine hükmetti.
Tüm sanıkların, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen ve tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan, suçu işlediklerine dair cezalandırılmalarını gerektirir yeterli, kesin, her türü şüpheden uzak delil bulunmadığı ve suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçesiyle beraatini kararlaştıran heyet, sanıklar Cem Yakışkan, Numan Bülent Ergenç, Erol Özdil ve Güray Sözmen'in, "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak veya yönetmek" suçundan cezalandırılmalarını gerektirir yeterli, kesin, her türlü şüpheden uzak delil bulunmadığı ve suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçesiyle beraatine hükmetti.
Mahkeme heyeti, 34 sanığın "suç örgütüne üye olma" suçundan beraatine karar verirken, "kamu görevlilerine karşı görevini yapmasını engellemek" suçundan yargılanan 32 sanığın da suçu işledikleri sabit olmadığı için beraatini kararlaştırdı.
- "Dinleme tapeleri delil niteliği taşımıyor"
Sanıkların anayasal, demokratik bir hak olarak toplantı ve gösteriye katılmalarına rağmen, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu anlamında suç teşkil eden eylemlerinin bulunmadığı, delil olarak dayanılan dinleme tapelerinin suç açısından delil niteliği taşımadığı, cep telefonu sinyal bilgilerine dayalı tespitlerin sanıkların eylemlerini ortaya koymadığı ve sanıkların işledikleri iddia edilen eylemleriyle ilgili düzenlenen bir tutanağın bulunmadığına dikkati çeken heyet, "şüpheden sanık yararlanır" genel ilkesi gereğince tüm sanıkların beraatine karar verdi.
Sanıklardan Koray Yalnız, Arda Mutlu Doğan, Halil İbrahim Erol, İbrahim Halilullah Turan ve Erol Özdil'in de delil durumuna göre, "6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet" suçundan beraatini kararlaştıran heyet, "tehlikeli madde bulundurmak" suçundan yargılanan sanıklardan Engin Sarar ve "devlet malına zarar verme" suçundan yargılanan Güray Sözmen'in de beraatini hükme bağladı.
- Çarşı grubundan adliyede gösteri
Kararın açıklanmasının ardından sanıkların da aralarında olduğu bir grup Beşiktaş taraftarı, adliye içinde ve önünde yürüyüş yaparak "Çarşı toplumun vicdanı" ve "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganları attı.
Sanık avukatlarından Devrim Alparslan yaptığı açıklamada, Beşiktaş'ın taraftar grubu Çarşı'nın toplum vicdanında aklandığını belirterek, "Bugün burada bulunan bütün arkadaşlarımız, gerek örgüt üyeliğinden ve diğer suçlamalardan beraat aldı. Böylece bu toplumun vicdanı olan Çarşı grubu aklanmış oldu. Adalet ve bu mahkeme nezdinde de aklanmış oldu" dedi.
- Ceza istemleri
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, aralarında Beşiktaş taraftar grubu Çarşı'nın kurucu ve üyelerinin de bulunduğu 35 sanık hakkında "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilmişti.
İddianamede sanıklar hakkında ayrı ayrı "örgüt kurmak ve yönetmek, örgüte üye olmak", "tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurmak", "sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermilerin taşınması ve bulundurulması", "görevi yaptırmamak için direnme", "kamu malına zarar verme", "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet etmek'' gibi çeşitli suçlardan 2 yıldan 50 yıla kadar değişen hapis cezaları istenmişti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 11 Eylül'de yapılan duruşmada mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı Abdullah Mirza Coşkun, tüm sanıkların "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçundan beraatini istemişti.
Savcı Coşkun, tüm sanıkların "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet etmek" suçundan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını, 4 sanığın da "6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar Hakkında Kanun'a muhalefet etmek" suçundan hapis cezasına çarptırılmasını talep etmişti.