VIDA VE VEDA
Ajansspor konuk yazarı Adnan Dinçer'in yazısı:
Önceki yıllarda da on kişi kalan ve farklı yenilen Beşiktaş dün akşam Bayern'e kötü yenildi! Bu farkı sadece bu mantık ile yorumlamak yanlıştır. Ama VİDA’NIN transferi de oynatılması da yanlıştır! Çünkü bu futbolcu çabukluğunu ve o nedenle zamanlamasını kaybeden bir savunma oyuncusu olarak zaten güven vermedi! Başka bir yönden bakmalıyız gerçeğe. Bayern'de Müller iki gol ve asisti ile skoru etkileyen adam iken bizde Quaresma farkımız zaten çok şey anlatıyor!
Yaşlı ve yavaş oynamayı bu yıl taktik olarak benimseyen Beşiktaş aslında bu kadar klas futbolcu topluluğunun sadece teknik kapasite ile maç kazanamayacağına çoktan çözmüş olması beklenirdi! Sonuçlar ve kaybedilen puanlar temposu düşük oynayan futbolcuların yaşlarından ve sadece teknik kapasite ile izin verilirse klasları ile kazandıkları puanlarda kaldı! Ya kaybedilen tempo .oyun anlayışı ve gelen başarılı deplasman galibiyetlerini nereye koyacağız!?
Orada Heynckes yaşlı teknik adam gibi görevsiz kalmazken; Yaşlı ve yıldız futbolcular Ribery ve Robben kulübede ise bundan alınacak ders büyüktür. Sonuçta Vida’nın atılışı ile yenilgiye mutlak mahkum edilen Beşiktaş tam kadro da oynasa bu hezimeti yaşamaz belki gol atar umutlu olur ama yine de futbol farkını kapatamazdı…
Kişisel yeteneklerin tempolu ve çabuk oyuna uyan başarısı şarttır. Ancak bu durum baskılı oynama ile çabuk atağa kalkılan sürat, oyun disiplini ile gerçekleşir. Rakibin ikinci bölgede alan daraltılarak hataya zorlanması için fizik ve inatçı bir taktik şarttı… Bunu da önce mental olarak şartlanmış ve fizik gücünü ortaya koyan bir kadro yapardı. Zira topu kazanan rakip bu halimizle mutlaka sizi aşabilirdi. Oyun süresi Beşiktaş'a mevcut yaş ortalaması ile 90 dakika şans vermeyecekti! Kulüpler ve onlara oyuncu taşıyan Menajerlerin ünlü, ama yaşlı futbolcu taşıması ve Teknik adamların elinden kayan otorite kulüpçülük ve sosyal aktivite başarısı gibi görülse, hatta ekonomik olarak kar getirse de sonuçta ana hedefte en iyisi olmaya katkısı yoktur... Futbolda var isek iyi olmak zorundayız. Avrupa’da yedinci büyük para harcaması yapan ülke olarak çabuk, baskılı ve sonuç futboluna yönelen takım oyuncularına ve gençliğe ve onu zorlayacak eğitime ihtiyaç vardır. Vida’lar veya benzeri klas futbolculara dünyevi kanunların gerçeğinden bakılınca gördüğümüz hatalar oranı hep yüksek olacaktır!
Beşiktaş yapabileceğinin en iyisini yaparken çok cefa çekti! İçeride ve dışarıda önemli başarılara yakın işler yaptı ama sürdürme anlamında ekol olamadı!. Ben futbol adamıyım. Kendi görüşlerim beni bağlasa da “Çağdaş futbolu” planlı bir hedef olarak seçmiyorsanız günlük iş yapıyorsunuz ve geldiğiniz tepede durmanız zordur.
Türkiye’de futbol bir kaç kez böyle şanslar yakaladı ama buradan çıkar temin eden yapılar ve yeterli buban geçici futbol anlayışı sonuçta en büyük dev ülkelerin yanına gelemedi!
Bakışımız, duruşumuz, kullanma şeklimiz, kulüp yapıları ve yöntemdeki yanlışlar “Çağdaş futbolun” en önemli aykırılıklarıdır. Bir ölçüde buluşmak için yapılan iyi niyetli çalışmalar varsa da yetmiyor.! Çünkü kıskançlık, çıkarlar, eğitim inkarı ve kendimize olan özgüven sarsıntıları futbolda inişli çıkışlı sonlara neden oluyor. Biz hep kadroda ki kişilerin ayaklarına kalan bir beklentideyiz. Sistemi ve yanlışlarını kimse önemsemiyor bu anlamda ciddi olan ve mücadele verenleri de çıkarlar nedeni ile dışlıyoruz.! Günlük başarılar peşinde geçen futbol ömrümüz işin bir parmak balı oluyor. O zaman Beşiktaş'a teşekkür ederken yeni geleceğimize almamız gereken derse bakacağız.! Sonuç Vida ve Veda olarak kalsın da işin özüne dönelim!