Yarışmacı olabilmek
TFF 1. Lig'de hiç beklenmedik işler oluyor.
Takımlardan bir tanesini mutlak favori olarak, en azından favori olarak değerlendirebileceğiniz bir karşılaşmayı bulmak sıfıra yakın bir ihtimal.
Her maçta her hafta beklenmedik sonuçlar ortaya çıkıyor. Son hafta bunun en açık örneği oldu.
Eskişehirspor evinde Gaziantep B.Bldspor'la berabere kalıyor, Malatyaspor ve Sivasspor beraberliği aşamazken, ancak Eskişehirspor'un puan kaybetmesi nedeniyle Süper Lig'e çıkmayı garantiliyorlar.
Gerçekçi olmak gerekiyor; bu durumu yüksek futbol kalitesiyle açıklamak çok zor. Takımlar genel itibariyle fizik gücüne dayalı futbol oynuyorlar, pek çok takımın stratejisi de yenilmemek üzerine kurulu.
Bireysel becerilerin takım stratejisiyle pekiştirildiği yüksek bir futbol kalitesinden bahsetmek mümkün değil.
Fiziksel güç, strateji, bireysel yetenek
Her takımın bir diğerinden puan alabildiği Premier Lig'de küme düşen Middlesbrough'dan şampiyon olan Chelsea'ye kadar her takım, bireysel yeteneğiyle maçın yazgısını değiştirebilecek oyunculara sahip; fakat aynı zamanda belli bir oyun stratejisi, fiziksel güç ve taktik disiplin içerisinde oynuyor.
Toplam olarak ligin kalitesi de buradan geliyor.
Fizik gücü en iyi olan ve minimum hatayı yapan kazanıyor; çünkü her takım rakibini hataya zorlayacak taktik planı kusursuz uygulamak üzerine kendisini organize ediyor.
Sezon boyunca sürekli devam eden taktik antrenmanların yanısıra, maç haftasına göre değişen spesifik çalışmalar da yapılıyor. Doğal olarak güç dengelerinin birbirinden çok büyük farklar arzetmediği bir yarışma grubunda yetenekli oyuncuların takımlara dağılımı da büyük farklılıklar göstermiyor.
Bunu belirleyen gelirler arasında görece bir dengenin kurulmasıdır. Dolayısıyla kulüpler, istisnai oyuncular dışında, ödeme gücü açısından transfer yaparken büyük sorunlar yaşamıyorlar.
Para ve paranın dağıtımı
Para önemli bir faktör. Örneğin geçen sezonun şampiyonu Leicester City sezon sonu itibariyle kasasına 93 milyon 219 bin pound koydu. Tarihsel olarak ondan daha büyük ve başarılı olan Arsenal 100 milyon 952 bin pound elde etti.
Küme düşen Aston Villa'nın kazandığı para 66 milyon 622 bin pound ile en düşük seviyede kalırken, Manchester City, Manchester United, Liverpool gibi elit kulüplerin kazancı 90 ile 96 milyon pound arasında değişti.
Bu örnek tam olarak bağımsız bir değişken olmamakla birlikte, temelde bir gerçeği işaret ediyor: Futbol seviyesini ne kadar yukarı taşırsanız, gelir ve bunların paylaştırılması konusunda o kadar başarılı olursunuz.
Yarışmacı olabilmek
Her takım bir diğerini yenebilir ya da puan alır. Şampiyonluğa oynayan bir ekip, orta sıralarda gezinen bir takımdan deplasmanda 1 puan alınca, sonuca kaybedilmiş 2 puan olarak bakmaz. Bunu kazanılmış 1 puan olarak değerlendirir. Çünkü rakibi de aynı takımla berabere kalma ihtimaline sahiptir.
Özet: Sonuca açık her yarışma grubu iyi futbola işaret etmez. İyi futbol fiziksel yeterliliğin yanısıra, taktik mükemelliği ve bireysel yeteneği gerektirir. Bütün bunların bileşimi yarışmacı bir lig olmanızı sağlar. Para ve paranın başarılı dağıtımı da gerçekten yarışmacı, nitelikli bir lig olabilmekten geçer.