Yayın krizinde sorun sadece para mı?
Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray'ın şampiyonluk yarışı verdiği Süper Lig'de yayıncı kuruluş beIN Sports ile TFF arasındaki krizin daha önce çözüldüğü açıklanmıştı. Mali açıdan zorlanan ve ara transferi sessiz geçirmesi beklenen kulüpler ise maçlarda protestoya devam etti. TFF ile yayıncı kuruluş yeniden toplantı yaptı mı, krizde sorun sadece para mı? İşte detaylar...
Önce yayın krizinin kısa bir fotoğrafını çekelim. Taraflar ne istiyor, anlaşmazlık nereden çıkıyor?
▶Digitürk: 2 milyar 300 milyon lira veriyor
▶Kulüpler: 3 milyar lira istiyor
Bakan müjdeyi verdi ama arkası gelmedi
Yapılan müzakerelerde bir ligin isim hakkının satılarak bir gelir elde edilmesi masaya geldi. Gençlik ve Spor Bakanı Muharrem Kasapoğlu, 17 Kasım 2020'de Twitter hesabından yaptığı açıklamada, anlaşmanın sağlandığını duyurdu. Kasapoğlu, mesajında şu ifadeleri kullandı:
"TFF Başkanı Nihat Özdemir ve beIN Media Group CEO'su Yousef Al-Obaidly ile Bakanlığımızda bir araya geldik. TFF ile beIN SPORTS arasında anlaşma sağlandığı bilgisini paylaşmak isterim. Her iki tarafa da teşekkür eder, Türk futboluna hayırlı olmasını dilerim."
Evet, bu mesaj medya tarafından 'müjde' başlıklarıyla paylaşıldı. Akabinde kulislerden alınan bilgilere göre anlaşmanın 2 milyar 650 milyon liraya sağlandığı yazıldı. Bu tutara ne TFF ne de beIN Sports'un bağlı olduğu Digitürk'ten bir yalanlama gelmedi. Ancak bir kaç gün sonra kulüplerin cephesinden gelen bilgilerde ihtilafın sürdüğü ortaya çıktı.
İhtilaf nereden çıkıyor?
Peki ihtilaf nereden kaynaklanıyordu? İhtilaf, üzerinde anlaşma sağlandığı belirtilen 2 milyar 650 milyon liraya isim hakkının dahil olup olmadığı konusunda yaşanıyordu. Buna göre kulüpler 2 milyar 650 milyon lira artı 300 milyon lira da Spor Toto'dan gelecek olan isim hakkı üzerinde mutabık kaldıklarını dile getirirken, yayıncı kuruluş cephesinin ise her şey dahil 2 milyar 650 milyon lirada mutabık kaldığı öğrenildi.
Aslında yayıncının cebinden yaklaşık 2 milyar 350 milyon lira çıkacak. İsim hakkı ise Spor Toto'dan geleceği için esasen devletin bir katkısıydı.
Sonuç itibarıyla kâğıt üzerinde kulüplerle yayıncı arasında 650 milyon liralık bir fark bulunuyor.
Tüm kıyamet bu farktan kaynaklanıyor. Yayıncı 2.3 milyardan fazla vermek istemiyor, Spor Toto isim hakkından gelmesi planlanan gelir de kesinlik kazanmış değil. Kulüpler Birliği'ndeki tüm başkanların da 3 milyarlık gelirden aşağıya imza atmama konusunda tam bir mutabakat bulunmuyor. Bu tutardan taviz verilmesine karşı olmayan ve konuya yayıncı cephesinden bakanlar da bulunuyor.
Digitürk maç maça ödeme yapıyor
Normal yayın anlaşmasında süre doldu bu yıl ve gelecek yıl ise opsiyonlu yıllar. Fiilen kulüpler bu yılı da mevcut yayıncı ile geçiriyor. Yayıncı ödemelerini yapmaya devam ediyor ama nasıl? Maç maç! Yani maç oynandıkça haftalık ödeme yapıyor. Oysa kulüpler geçen yıllarda tüm geliri 9 aya bölerek taksit taksit alıyordu. Yayıncının maç maç ödemesindeki en büyük gerekçe pandemi süreci. Maçların sekteye uğrama ihtimaline karşın bu yolu tercih ediyor. Buna mukabil TFF, ligin öyle veya böyle tamamlanması için talimatta değişikliğe gidip sahaya çıkmayacak takıma hükmen yenilgi cezası da koydu.
TFF'nin elinde teminat mektubu yok mu?
Görünüşe göre yayın krizinde Digitürk istediği gibi tutum alıyor. İyi ama TFF neden elindeki yaptırımları kullanmıyor? Neden elindeki teminat mektubunu devreye sokup süreci kendi lehine çevirmiyor?
1 Eylül 2020'de yapılan TFF Mali Genel Kurulu'nda sunulan finansal rapora göre yayıncı kuruluştan alınmış yaklaşık 277 milyon Euro'luk teminat mektubu var. Örneğin yayıncı kuruluş ödemeleri aksattığında veya yayın ihalesi kriterlerine uymadığında TFF neden bu teminatı devreye sokmadı? TFF, yayıncıya ihtarnameler yolladığını resmen duyurdu. Yine medyada bir çok kez çıkan haberde TFF'nin elinde somut bir teminat mektubunun olmadığı iddia ediliyor. TFF'nin, anlaşmanın bozulması halinde aynı fiyattan yeni bir yayıncı bulmasının güçlüğünün de elini kolunu bağladığı öne sürülüyor. Bu iki nokta da yayıncının elini güçlendiriyor.
Koç'un 'garip açıklaması'na dikkat!
Bu noktada Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un 14 Ekim 2020'deki açıklamasını da bir kez daha hatırlatmakta yarar var: "Federasyon ile yayıncı arasında garip bir ilişki var."
Krizin bir türlü çözülememesi üzerine bu sözleri sarf eden Koç'un başka noktaları işaret edip etmediği bilinmiyor. Ancak, yayın ihalesindeki krizin sadece para mevzusu olmadığı, başka boyutlarının da olduğu da kulislerden konuşulan bir konu. Yayın ihalesindeki krizin perde arkasında ayrıca bir ilişkiler ve güçler çatışması olduğu konuşuluyor.
Süper Lig yayınlarını elinde bulunduran Digitürk'ün sahibi olan beIN Media Grubu için 300 milyon lira esasen çok büyük bir mali külfet değil. Asıl meselenin maddi olmaktan ziyade, prensiplerden kaynaklandığı yorumu yapılıyor. Verilen bazı sözlerin tutulması gibi prensipler...
Bu arada Rafael'in kırmızı kartının Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu tarafından kaldırılması da güçler dengesinin bir parçası. Resmin bir parçası anlayacağınız!