Yazarlardan Trabzonspor-Galatasaray maçı yorumları
Yazarlardan Trabzonspor-Galatasaray maçı yorumları
İlk yayınlanma tarihi: Son Güncelleme:
Bordo-Mavili takıma Rıza Çalımbay'ın elinin değdiği nasıl da belli oluyor. Adeta çatır çatır top oynayan, sahada savaşan bir Trabzonspor vardı sahada.
Galatasaray ise Trabzonspor'un hızını kesmeye çalışırken, üçüncü bölgeye gitmekte zorlandı. Trabzonspor'un orta sahada Onazi, Okay ve Yusuf ile yaptığı inanılmaz pres de sarı-kırmızılı takımın hücuma çıkmasına engel oldu.
Onazi en iyi maçlarından birini çıkardı.
Derinlemesine paslarda topun şiddetini ayarlayabilmiş olsaydı Trabzonspor hücumcularını golle burun buruna getirebilirdi. Bu arada Akhisarspor maçında yaptığı hatalarla saç-baş yoldurtan Durica, Gomis'i adeta sahadan sildi.
Tudor da mecburen en büyük silahını oyundan almak zorunda kaldı.
İkinci yarıya da müthiş başlayan taraf Trabzonspor oldu. Yusuf Yazıcı sahada olağanüstü işler yapmıştı ilk yarıda.
Adeta penaltı tadında kornerler kullanmıştı. Yine o kornerlerden birine Uğur Demirok süper bir kafa vuruşu yaptı. Direkten dönen top, N'Doye'nin önüne düştü. N'Doye de topu ağlara gönderdi. Bu golden sonra Medical Park Stadı'ndaki sevinç, mutluluk ve coşku görülmeye değerdi.
Çalımbay hocalık dersi verdi
Geriye düştükten sonra Galatasaray'ın risk alacağını hisseden Rıza Çalımbay, Bero'yu çıkarıp Abdülkadir'i oyuna aldı. Çok akıllıca bir hamleydi bu.
Ve Yusuf Yazıcı... O dakikaya kadar Maradona gibi oynayan süper yetenek;
Hagivari bir golle süper futbolunu taçlandırdı. Onazi, Yusuf, Okay, Durica dünkü muhteşem galibiyetin mimarları oldular.
..Ve en önemlisi Trabzonspor'un artık saha kenarında maçı 90 dakika yaşayan, oyuna tam zamanında nokta atışı müdahaleler eden, yüksek enerjili ve coşkulu bir teknik direktörü var: Rıza Çalımbay... Burak yoktu, Rodallega yoktu, Kucka yoktu. Sosa yedekti. Buna rağmen Trabzonspor, Galatasaray gibi bir takımı yeniyorsa aslan payı Rıza Çalımbay'ındır.
Haftalardır sahada yürüyen, ürkek futbol oynayan, kaderine razı bir görüntü çizen Trabzonspor gitmiş yerine adeta sahada ateşlere basarak koşan, yürekli, tahrip gücü yüksek ve futbol oynamaktan keyif alan bir takım gelmiş...
Maçın son dakikalarında Gary Rodriques'in attığı gol müthişti. Dün kaleci Onur, bu sezonki en rahat maçını oynadı.
Galatasaray'ın attığı enfes gol dışında kalesinde bir tehlike yaşamadı.
Aykut Kocaman, Galatasaray ile ilgili bir anlamda gerçeği görmüş oldu.
Fenerbahçe'ye takılan Cimbom, Trabzon'da bu sezonki ilk yenilgisini aldı. İki büyük maçta 5 puan yitiren Galatasaray'ın daha önünde Başakşehir ve Beşiktaş maçları var. Sarı-kırmızılılar, test maçlarında sınıfı geçemedi.
Düne kadar övgü yağdırılan Tudor yeniden tartışılır hale geldi.
Erman Toroğlu: Trabzonspor'u değiştirdi
Şöyle enteresan bir maç… Trabzonspor teknik direktör değişikliğinden sonra bir büyük maçta ne yapacak?
Galatasaray, F.Bahçe maçından sonra oynayacağı bu zor deplasman maçında ne yapacak?
Önce Trabzon'dan başlayalım;
Teknik direktör değişikliği yüzde 100 kendini göstermiş. Trabzonlu futbolcular üzerlerinden ölü toprağı kalkmış gibi mücadele ettiler.
Maçın geneline baktığımızda galibiyet kesinlikle bordo-mavililerin hakkıydı.
Hem hücumda çoğaldılar, hem defansta çoğaldılar, hem rakipten aldıkları topları alıp hücuma kalktılar, hem kendi defanslarından topları alıp hücuma çıktılar. Sahanın her yerinde maçın hakimi Trabzonspor'du. Rıza Çalımbay'ın geldiği net bir biçimde belliydi.
Galatasaray'a dönüyoruz… Teknik direktör ile bazı futbolcuların arasında kopukluk var. Net gözüküyor! Mesela benim dışarıdan gördüğüm Gomis'le… Eğer Gomis istediği topları alır da, verimli olamazsa tamam.
Ama eğer Gomis'e topu getiremezsiniz, Gomis ne yapsın? Dün topu Gomis'e getiremediler.
Rıza hoca, Yusuf Yazıcı'yı daha çok sağ açık tarafına kaydırarak oynattı. Sol ayaklı olan bu oyuncu hem içeriye, hem dışarıya çalım atarak Galatasaray defansına zor anlar yaşattı. Ayağına da hakim olduğu için kolay top kaptırmadı.
Rıza, takımını kısa sürede tanıyıp gerekli işleri yaparken, Tudor'a bakıyorsunuz, şansı da yaver gittiği halde hala sahaya çıkacak kadroda ve takım içinde otorite sağlayamamış. Takımına hakim değil. Sarı-kırmızılılarda disiplin noksanlığı var. Geçen hafta Belhanda'nın atıldığı pozisyonda disiplin eksikliği var. Bu hafta Feghouli'nin atıldığı pozisyon… Bunların hepsi takımdaki teknik direktör disiplinsizliğini gösterir.
Öyle veya böyle şunu net bir şekilde söyleyebiliriz;
Trabzonspor bu maçı almayı hak etti.
Galatasaray da kaybetmeyi hak etti.
Öküz altında buzağı aramaya gerek yok.
Trabzon harika mı oynadı? Belki değil, ama çok iyi mücadele etti. Bordo-mavililere de bu yakışır.
İKi KIRMIZI DOĞRU
OLCAY ile Feghouli'nin atıldığı pozisyonda hakemin verdiği kırmızı kartlar bence doğru. Ama ilk yarıda Trabzonsporlu Bero'nun, Galatasaraylı Fernando'ya girdiği pozisyon kesin kırmızı kart olmalıydı. Ndiaye'nin gördüğü ikinci sarı kart tartışılır.
Bir de Muslera var... Bazı yan toplarda gereksiz çıkıyor, bazılarında gereksiz kalede kalıyor. Muslera, eski Muslera değil!
Rıdvan Dilmen: Çalımbay'ın takımı teslim olmaz
Diyelim ki Süper Lig'i hiç bilmeyen bir Çinli, dünkü maçı izlesin... Kimin 23 puanda kimin 9 puanda olduğunu bilmesin.
Maçı izlerken bir yandan anlatın kimin kim olduğunu.
İnanmaz... Nasıl bu takım bu kadar fark yedi diye düşünür. Hiçbirimiz göremedik ama Aykut Kocaman, 'Sert maçlar geliyor ve düşüşleri başlayacak' diyerek bir öngörüde bulundu.
G.Saray 9 hafta kredisini çok iyi kullandı. Ama şunu söyleyelim Tudor büyük maçlarda sınavı geçemedi.
Geçen sezonu da katarsak, Beşiktaş'ı yenemedi, iki kez F.Bahçe'yi yenemedi. Başakşehir'i geçemedi. Yani ilk 4'teki takımlara kazanamadı.
Kadro açıklandığında Trabzonsporlular Sosa'nın oynamamasından rahatsızdı. Rıza Çalımbay'ın bu kararı büyük bir cesarettir.
Kaybetselerdi yerle bir ederlerdi. Milan'dan gelen oyuncu yerine Yusuf'u tercih ediyorsun.
Trabzon maç boyunca pozisyon vermedi. Bunu öncelikle yazalım. İyi oynamaya çalışan, iyi kontratak yapan, altyapıdan yetiştirdiği oyuncuların da performans gösterdiği bir Trabzon izledik.
Sosa reaksiyon göstermiyor G.Saray'a gelince; geçen hafta 3 sistem değiştiren bir teknik direktör vardı. Tudor'a eksi yazabiliriz.
Gomis bana ne zaman sorulsa hep büyük oyuncu olmadığını ancak golleriyle konuşulacağını söylüyorum. Gomis'i oyunuyla değerlendirirsen oynatmazsın ama 1-0 gerideyken özel bir problemi yoksa Gomis çıkmaz. Eren'i oyuna sokma demiyorum, sok ama ikinci forvet olsun. Linnes sahada yok. Denayer çok hata yapıyor. Maicon açıklar verdi. Selçuk kötü. Ndiaye'yi bir tek kartlarda gördüm. Feghouli de etkili değildi Trabzon başka bir kültür... Bunu dün yansıttılar.
Pereira, Trabzonlu olmuş artık. Kalpten oynayan oyuncularla zaten kalitesi var. Sosa reaksiyon göstermiyor. Reaksiyon gösteren oyuncular lazım Çalımbay'ın takımlarına karşı hiçbir zaman favori olamazsın. Çalımbay'ın takımları teslim olmaz.
Sivaslı bizim Rıza, Trabzon'un yapısına uydu...
DOĞRU KARARLAR
Bana göre kırmızı kartlar doğru... Trabzonsporlu Olcay, sarı kart görecekken ilerletti. Feghouli'yi itmeyle bırakmadı. Gereksiz kartlardı. Bero'nun Fernando'ya yaptığı faul en az sarı kart. Gelişi bile sarı kart. Denayer'in eline çarpan pozisyon penaltı değil. Diğer eline çarpsa penaltıydı. Yani hakemin kararları idare ederdi ve sonuca etki etmedi..
Levent Tüzemen: Büyük hoca Tudor!
Bükemediğin bileği öpeceksin.
Evinde Akhisar'dan 6, Alanya'dan 4, toplamda 10 gol yiyen Trabzonspor, onca eksik yıldızlarına rağmen Galatasaray'a ilk yenilgisini tattırırken alkışlanacak bir mücadele ortaya koydu.
Bu maç, iki teknik adam arasındaki farkı gösteriyor. Tudor, Rıza Çalımbay'la girdiği iki düelloda da tuş oldu. Galatasaray taraftarları, bu Tudor'u geçen seneden beri eleştirdiğim için tepki gösteriyorlardı.
Ben daha da büyük söylüyorum;
Tudor'un teknik direktörlüğünde Galatasaray asla şampiyon olamaz.
Çünkü Hırvat hocanın bilgi-becerisi bir maça farklılığını koyabilecek kalite ve kapasitede değil.
Tudor'dan, sadece iyi bir kondisyoner olur. Bu gidişle Tudor da Beşiktaş'ı çalıştıran vatandaşı Bilic gibi derbi kazanamadan Türkiye'den ayrılır.
Galatasaray'ın Trabzon kalesinde iz bırakacak bir pozisyonu yoktu.
İlk yarıda eğer Mustafa Akbaş ve Okay isabetli vuruşları yapsaydı, Galatasaray erken havlu atacaktı.
Şimdi Tudor'a soruyorum;
Galatasaray pozisyon üretemiyor, bir şeyler yapmaya çalışan Feghouli oyundan aptalca atılıyor...
Feghouli takımı yaktı İkinci yarıya başlarken, bir hamle yapılmaz mı? Galatasaray hücuma çıkamıyorsa, çıkar oyundan Selçuk'u koy Rodrigues'i. Ama Bursa'da bir sihirbazlık yaptı ya; Galatasaray golü yedikten sonra Tudor efendi, Gomis-Selçuk ikilisini çıkarıp, Eren-Rodrigues ikilisini aldı.
Bu takımın sezon başından beri gol yükünü Gomis çekti. Fransız yıldız, maçın başından itibaren markaj altında oynadı, bir kez olsun gol yapabileceği pozisyon bulamadı.
O zaman Eren girekcekse Gomis de oynayacak. Sana gol lazım; Gomis mi çıkar? Malasef bu Tudor'da yıldız oyunculara karşı bir takıntı var.
Geçen sezon Bruma-Snejder'e takmıştı kafayı, şimdi Gomis'e taktı galiba.
Çünkü çift forvet anlayışında Gomis, gol pozisyonları kesin bulurdu. Rodrigues girecekse de oyundan Selçuk-Tolga ikilisi çıkacak.
Ama bunları düşünebilecek, hocalık refleksi maalesef Tudor'da yok. Tunus, Fas, Cezayir'den oyuncu alırken, sözleşmeye ağır şartlar koyacaksın.
Çünkü bu ülkelerin futbolcuları çok disiplinsiz oluyor.
Feghouli de Belhanda gibi gereksiz yere oyundan atıldı ve Galatasaray'a zarar verdi.
Tudor ile G.Saray asla şampiyon olamaz.
Hırvat hoca bir maça farklılığını koyabilecek bilgi ve beceriye sahip değil.
Olcay Çakır: Teknik adam farkı
Olcay Şahan'a "Dışarı çıkıyorsun yanında kimi götürmek istersin" diye sorulsa, birçok Trabzonsporlu ya da teknik direktör Rıza Çalımbay gibi o da "Feghouli olsun" derdi sanırım.
Takımının en iyisi Feghouli ve kanadı kapamakla görevli Olcay Şahan oyundan çıkınca oyun içinde denge Trabzonspor lehine tamamen bozulmuş oldu.
Olcay'ın gereksiz asabiyeti, Feghouli'nin gereksiz kahramanlık gösterisi karşılıklı iki kırmızıya neden oldu.
Dün geceye gelene kadar kadrosunda yaşadığı sakatlıklar nedeniyle kurgulama konusunda "acaba ne yapacak?" dediğimiz Rıza hocayla ilgili herkesin ortak kanısı sahaya "akıl" koyacağı yönündeydi.
Öngörümüz, oyunu tutacağı, boşluk kollayacağı yönündeydi.
Yusuf Yazıcı'yı sahaya sürüp milyonluk(!) yıldız Sosa'yı yanında oturtan Rıza Çalımbay, bu oyuncunun Sosa'sız ne kadar daha etkili, sorumluluk alan, koşan, çabalayan bir oyuncuya dönüşebileceğini elbette hesap etmişti.
Sağ ve sol ön tarafları kafalardaki fantazi ligine göre Abdülkadir ve Castillo ile dolduranların tersine, 'bu takım çok gol yiyor, pozisyon veriyor' diye düşünerek Olcay Şahan ve Matus Bero ile kapattı.
Başarılı da oldu. Kanatları etkili kullanan rakibine bu alanları adeta kapattı.
Ligin lideri, yenilgisiz takımı, ideal kadrosundan tek eksikle Trabzon'a gelmiş Galatasaray'a karşı birçok istatistikte Trabzonspor'un üstün çıkması da değişimin işaretlerindendi.
Rıza Çalımbay'ın bu ligin gerçeklerine uygun dizilişler ve kadro tercihleri yapacağını oyuna da doğru hamleler yapacağı konusunda tereddüt yoktu.
Özellikle Yusuf Yazıcı'nın yıldızlaştığı dev mücadelede, kenar yönetimi olarak da kazanan Rıza hoca yönetiminde Trabzonspor oldu.
Gomis'i adeta stoperleriyle yapışık oynatarak Rıza hoca, G.Saray'ın teknik direktörü İgor Tudor'un Gomis'i oyundan alma haricinde saha içi çözüm üretemediğini de göstermiş oldu!
Ertem Şener: Tudor'a Çalımbay
F.Bahçe maçı öncesi 'G.Saray 4-5 atar kazanır'. Trabzonspor deplasmanında 'en az 3 atar 3 puanı cebine koyar'. Böyle deniliyordu. Algı hep böyleydi. G.Saray büyük maçların hep favorisi gösterildi, hepsinde de hüsran. Sonuç değil de oyunu hayal kırıklığı yaşatıyor G.Saray'ın. Herkesi yanıltıyor. G.Saray teknik direktörsüz oynuyor. Tudor'u geçtiğimiz haftalarda Maicon ve Lato'yu Bursaspor deplasmanında çıkartıp skoru lehine çevirdiği için Mourinho, Guardiola yaptılar. Hep yazacağım; Biz skor tabelasına göre yorum yapan bir milletiz! Tudor'u yere göğe sığdıramadılar Bursa'daki hamlesinden sonra. Galibiyetler ve puanları Tudor'a bağladılar. Değil aslında. Kral çıplaktı. G.Saray'ın kenarda komutanı yok. G.Saray teknik direktörsüz oynuyor. Tudor bir kondisyoner. İyi bir hocanın altında kondisyonerlik yapabilecek tecrübeye sahip ama 'normal' bir teknik adamın özelliklerinden uzak.
Saha içine bakın, sürekli futbolcular birbirleriyle konuşuyor. Sen sağa koş, sen geriye dön, sen ileri çık, sen defansa, sen ofansa' ... Tolga, Gomis ile, Mariano, Feghouli ile, Maicon, Fernando ile , Selçuk, Denayer ile , Ndiaye onla, bunla, şunla... Hep birbirlerine taktikler veriyorlar. Kenara, Tudor'un yüzüne bakan yok. Tudor kondisyoner! Çünkü Tudor'un onlara verdiği taktik, teknik bilgileri uygulamıyorlar. Güvenmiyorlar. Tudor'un hafta boyunca, soyunma odasında söylediklerini, talimatlarını belki de 'haklı gerekçelerle' yapmak istemiyorlar. Tudor sürekli tek el cepte, tek el ağızda bağırınıp duruyor. G.Saray'da dün akşama kadar alınan puanların çoğu futbolcuların bireysel becerilerinden gelen puanlar! Trabzonspor'u küçümsediler. Tudor da futbolcuları da. Trabzonspor fırtına gibi basınca neye uğradığını şaşırdı sarı-kırmızılılar. Yaptığı değişiklikler ise tam bir facia Tudor'un. Selçuk neyse de Gomis gibi adam çıkartılıp Eren'i kurtarıcı olarak aldı oyuna! Akıllara zarar. Rıza Çalımbay, Tudor'a teknik direktörlük dersi verdi. Hala arada 5 puan fark var ve bu farkın Tudor ile ilgisi yok!
Serkan Korkmaz: Futbol aklı
Yönetici Topsakal; ''Galatasaray'a futbol aklı lazım'' diyerek Lucescu'nun ayağına gitmişti hatırlarsanız. Pek çok G.Saraylı, Rumen teknik adamın TFF'nin'nun teklifini kabul etmesinden hoşnut olmuştu günün sonunda. Fakat o cümle hala beyinlerdeki diken olarak duruyor.
Taraftar, camia, spor medyası bu cümlenin peşini bırakmaz kolay kolay. En çok merak ettiğimse, bu cümlenin Tudor'da nasıl yankılandığı… Hırvat Hoca, her şey yolunda gittiği halde bile, hep bir kendini ispat peşinde.
Maçın ilk yarısında ''sezonun en kötü G.Saray performanslarından biri'' sahnedeydi. Buna karşın Trabzonspor'un zayıf noktası olan sol kanadından etkili olmayı başardı sarı kırmızılılar.
Tam bu noktada Tudor'a sormadan edemeyeceğim; Rodrigues'i neden oynatmıyorsun?
Feghouli ile birlikte elindeki en etkili kanat oyuncularından birisi olduğu için, Tudor'un tasarrufu bana hiç anlaşılır gelmiyor. Tudor'un Linnes ile Latovleviçi arasında artık bir karar vermesi gerektiğini düşünüyorum. Kendi takımının kanat etkinliğini bile bile baltalayan bir teknik adam benim nezdimde.
Hak eden kazandı
Tüm bunlar yetmezmiş gibi; bir sol açık olarak Tolga'nın performansı, sezon başından bu yana attığı gollere rağmen hayli sönük. Tudor'un Belhanda'nın yokluğunda Selçuk'u saha sürmesi son derece beklenilen bir gelişmeydi ama, bence doğrusu Fernando'nun yanında Tolga'nın oynaması, N'diaye'nin forvet arkasına konumlanmasıydı.
İlk yarının sonundaki iki kırmızı kart da doğruydu.
Yenilen golün ardından –NİHAYETSelçuk çıkıp Rodrigues girdi ama, Gomis- Eren değişikliği için çok erkendi.
Tudor'un ''kendisini ispatlama'' savaşına saygı duyuyorum ama, bu durum G.Saray'a zarar verici boyutta tezahür etmeye başladı. Maçın sonunda skor tabelasında ne yazarsa yazsın, 3 puanı hak eden Trabzonspor'du. Rıza Çalımbay'ın bu kadar kısa sürede, bu kadar eksik bir takıma yaptığı katkı çok önemli. Eminim ki; pek çok G.Saraylı, lig liderliğine rağmen böyle bir ''futbol aklı''nın özlemini çekiyordur. G.Saray adına gidişat kesinlikle pek hayırlı değil.
Yönetim, bu durum karşısında teknik heyete akılcı bir reaksiyon göstermeli.
Spor yazarları; Trabzonspor - Galatasaray maçını yorumladı. (Fotomaç)