YAZI DİZİSİ (2): Alman mükemmeliyetçiliği! Adım adım planladılar...
Futbolda atılım yapan ülkeleri ve onların yaptıklarını yazdığım yazı dizimin ikinci bölümünde Almanya var. Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: İşi şansa bırakmamışlar.
Almanya, Euro 96'da şampiyonluğa ulaşsa da teknik direktör Berti Vogts alttan pek de yetenekli oyuncuların gelmediğinin farkındaydı. Kurt hoca turnuvadan sonra altyapıya daha fazla önem verilmesi gerektiğini yoksa sıkıntı yaşanacağını ifade etmişti.
Taşın altını elini koyan ise Dietrich Weise oldu. Kaiserslautern, Düsseldorf, Frankfurt gibi takımları çalıştıran Weise o dönem (1997) Almanya Futbol Federasyonu'na (DFB) giderek projeler sundu. 9 ay boyunca ülkeyi gezen deneyimli isim bir çocuğun büyük bir kulübün altyapısında oynamaması durumunda önünün pek de açık olmadığını keşfetti. O dönem altyapılar yerel federasyonların elindeydi ve DFB işbirliğine yanaşmıyordu. Weise, 115 yerel federasyonun da desteğiyle yetenek keşfi ve gelişim şeması oluşturmak istedi. Böylece 13-17 yaş aralığındaki çocukların gelişimi sağlanacaktı. Ama DFB buna sıcak bakmadı. Bunun nedeni ise proje için gereken 2.5 milyon Mark'tı. Yerel federasyonlardaki az sayıdaki antrenörün yetmeyeceğini savunan Weise, "Boş zamanlarında gençleri çalıştıran babaların da yeterlilikleri yok. Babalar bir çözüm olamaz" diyecekti.
Sonrasında 1998'de Fransa'daki Dünya Kupası geldi çattı. Almanya gruptan 7 puanla lider çıkarken son 16'da da Meksika'yı 2-1'le saf dışı bıraktı. Çeyrek finalde Hırvatistan'a karşı alınan 3-0'lık mağlubiyet ise bardağı taşıran son damla oldu.
Bu maçın ardından DFB, Weise'nin önerisini tekrar gözden geçirme kararı aldı ve onu Altyapı Gelişim Direktörlüğü'ne getirdi. Yardımcısı Ulf Schott'la birlikte bütün ülkeyi dolaşan Weise yeni tesislerin inşası için uygun alanlar tespit etti. Bölge halkıyla iletişime geçip oralardaki antrenman sahalarına antrenörler gönderilmesini sağladı. Hatta bazı ailelere çocuklarını idmana götürmeleri için benzin parası bile verdi. Projenin genel amacı herkesin evinin 25 km çevresinde bir antrenman tesisinin olmasıydı.
DFB ilk etapta bütçesinden 5.2 milyon Mark'lık bir harcama yaparak 121 yerel antrenman tesisi inşa etti. Böylece 13-17 yaş aralığındaki 40000 çocuk haftada en az bir kez 2 saatlik idman yapabilecekti. Ayrıca 12 yaşın altındaki 100.000 çocuk da dersler alacaktı.
Euro 2000 faciasından sonra ise işler iyice ciddiye bindi. Grupta sadece 1 puan toplayabilen Almanya'da hala 39 yaşındaki Lotthar Mattheus'un oynaması tartışma yaratmıştı.
Almanya'nın endişelerinden bir tanesi de Temmuz 2000'de 2006 Dünya Kupası'na ev sahipliği yapacaklarının açıklanmasıydı. DFB hemen harekete geçti ve Ekim 2000'de Alman Futbol Birliği (DFL) kuruldu. Böylece Bundesliga 1 ve 2'nin yönetimi DFL'ye geçti. İlk icraat olarak kulüplere altyapı akademisi kurma zorunluluğu getirildi. 2001-02 sezonuyla birlikte akademilere ek olarak performans merkezleri açılması teşvik edildi. Kulüpler ilk etapta buna direnç gösterdiler çünkü bu ekstra para harcamak demekti. DFL buraya devreye girdi ve 2002-03 sezonuyla birlikte altyapı akademisi olmayan kulüplere lisans verilmeyeceğini deklare etti. Altyapılarda en az 2 tane tam zamanlı çalışan antrenör bulundurulması zorunlu hale getirildi. DFB bu antrenörlerin mezuniyet derecesine göre kulüplere para yardımında bulundu. İdman tesisleri, sağlık merkezleri ve okullarla işbirliğine gidildi.
Almanya, 2002 Dünya Kupası'nda finale çıkmasına rağmen atılımlarına tam gaz devam etti. DFB turnuvanın hemen ardından bir adım daha attı ve Yetenek Gelişim Programı'nı başlattı. Almanya genelinde 390 tesis inşa edildi. Burada öncelik 11-17 yaş aralığındaki çocuklardı. Kulüplerden bağımsız olan bu program sayesinde bölgelerin en yetenekli futbolcuları kulüp idman rutinlerinin haricinde bu programda ekstra idmanlar yaptılar. Buradaki idmanların farkı antrenörlerin her oyuncuyla bire bir ilgilenmesiydi.
Almanya'da 6 bölge olduğunu varsayarsak her bölgede ortalama 65 gelişim merkezi bulunuyordu. Bu sayede her çocuk eşit şartlarda gözlemlenme, gelişme ve desteklenme şansı buldu. DFB 1200 antrenörün çalıştığı program içim her yıl ortalama 10 milyon Euro harcadı.
Yukarıda da bahsedildiği gibi DFB okullarla da işbirliğine gitti. Bu konuda çarpıcı bir örneği ise o dönem Freiburg altyapısında görev alan ve şimdilerde de A takımı çalıştıran Christian Streich'tan dinleyelim. The Guardian'a verdiği röportajda 2005'te Aston Villa kulübüne gittiğini belirten Streich, "Oradakilere bizim alt yaş kategorisindeki çocukların haftada 34 saat okula gittiklerini söyledim. Onlar da bunun imkansız olduğunu, orada en fazla 9 saat gidilebildiğini ifade ettiler. Altyapıdaki çocukların en fazla %20'sinin profesyonel olabildiğini göz önüne aldığımızda onları sadece futbola yönlendirmek mantıklı değil. O yüzden en önemlisi futbol değil okul. Burada çocuklara iki eğitimi aynı anda veriyoruz" diyor.
DFL kulüplere altyapı akademisi kurma zorunluluğu getirirken bunu bir standarda oturtmayı da ihmal etmedi. Buna göre her takımın altyapısında aşağıdaki maddelerin hepsinin bulunması zorunlu hale getirildi:
U13'ten U19'a her seviyede en az bir takımın bulunması.
3 çim saha (ikisinin ışıklandırması olmalı)
Kışın yakın bir yerde kapalı idman alanı
Her yaş bölümü için en az bir antrenör, bunların üçünün full time çalışması.
İki masaj odası, bir sauna ve rahatlama banyosunun olduğu bir fiziksel terapi merkezi.
Rehabilitasyon ve koordinasyon programları için bir tam zamanlı fiziksel terapist ile bir spor koçu.
DFL bunları zorunlu hale getirdi ancak bir de bu tesislerin denetlenmesi kısmı vardı. 2005-06 sezonuyla birlikte Belçika merkezli Double-Pass şirketiyle anlaşıldı. Kulüplerin altyapılarını denetleyip değerlendirmeye tabi tutan bu firma kulüpleri üç yılda bir ziyaret etti. Takımlar öncelikle birçok dokümanı (Finansal kayıtlar, altyapıya ait bilgiler, kulübün oyun yapısına iat dokümanlar) Internet üzerinden firmaya aktarıyor. Bir sonraki adım ise tesisleri ziyaret. Hafta içi iki gün yüz yüze görüşmeler gerçekleşirken hafta sonu da maçlardan önce ve devre arasında soyunma odasında gözlemler yapılıyor. Değerlendirme ise 0'dan 3'e kadar yıldız vererek gerçekleştiriliyor. Yıldızın 3'e ne kadar yakınsa federasyondan da o kadar fazla katkı payı alıyorsun.
Double-Pass şirketinin değerlendirmelerde göz önüne aldığı 8 kriter şu şekilde:
1-Strateji ve finans
2-Organizasyon ve yöntem
3-Futbol eğitimi ve değerlendirmesi
4-Destek ve Antrenman
5-Personel
6-İletişim ve işbirliği
7-Altyapı ve tesisler
8-Etkinlik ve geçirgenlik
Almanya altyapı hamlesinden bağımsız önemli bir adımı da 2000 yılında attı. Dönemin hükümeti Almanya'da ikamet eden göçmenlere vatandaşlık hakkı tanırken bu sayede Mesut Özil, Sami Khedira, Lukas Podolski, Jerome Boateng gibi birçok göçmen futbolcu Alman Milli Takımı'nın formasını giyme şansı elde etti.
2014 Dünya Kupası'nı kazanan 23 kişilik kadroda bu akademilerden yetişen tam 21 oyuncu bulunduran Almanya elbette bir yerde önemli teknik direktörleri de dünya sahnesine sunacaktı. Bu sezon itibariyle Bundesliga'da tam altı 40 yaş altı teknik direktör görev alıyor. Bunlardan en ünlüsü ve en genci Hoffenheim'ı çalıştıran 30 yaşındaki Julian Nagelsmann.
Almanya'da teknik direktörlük lisansına sahip olmak isteyenler Hennes-Weisweiler Akademisi'ne gitmek zorunda. 1947'de kurulan kurs 2005'ten beri bu ismi kullanıyor.
Burada dört çeşit lisans çeşidi mevcut. Bundesliga'da teknik direktörlük yapmak isteyenler Fussball-Lehrer'i bitirmek zorunda. Ondan sonra A, B ve C lisansları geliyor. Fussball-Lehrer'i almak için C'den başlayarak bütün kursları bitirmen gerekli ki bu toplam 3 yıl sürüyor.
2007'den bu yana akademinin başında bulunan Frank Wormuth, 13 Haziran'da Independent gazetesine verdiği röportajda antrenör kurslarının Avrupa'da standardı belirlediğini söyledi: "Çünkü üst düzey üç ligimizde kulüplerin akademi merkezlerinin olması zorunlu. Böylece genç antrenörlere daha fazla şans veriyorlar."
Wormuth dışarıdan bir gözün önemini de dikkat çekiyor: "Sürekli ne yaptığımızı sorgulayıp kendimize dışarıdan bakmaya çalışıyoruz. Mesela McKinsey Danışmanlık firmasını davet ettik ve onlara ne yaptığımızı gösterdik. Katılımcılarımız onlara birçok soru sordular. Böylece bize bir geridönüş verecekler."
2014'teki bir araştırmaya göre Almanya'da DFB'ye kayıtlı 100.000 altyapı takımı mevcut. 18 yaşına kadar futbol oynayan çocukların sayısı ise tahmini 2 milyon. 2013 verilerinde ise 28.400 B Lisans, 5500 A Lisans ve 1000'den fazla da Fussball-Lehrer sahibi antrenörün olduğu kaydedilmiş. (Aynı dönem İngiltere'de sırasıyla 1759, 895 ve 115)
SON SÖZ!
2002-2014 arası altyapılara yaklaşık 700 milyon Euro harcayan ve 2014'te de Dünya Kupası zaferine ulaşan Almanya buna rağmen gidişattan memnun değil. Milli takım teknik direktörü Joachim Löw, 2017'nin başında verdiği bir röportajda radikal değişikliklere gidilmesi gerektiğini savundu: "Artık fiziksel gelişimin sonuna geldik. Ama işin bilişsel boyutu (İdrak ve beyin fonksiyonları) halen gelişime açık. (Mesela satrançtaki gibi 10-20 sonraki hamleyi görme veya proaktif oynama) Ayrıca 6-12 yaş arası oyuncu grubu için de antrenörlük kurslarının başlaması planlanıyor. Bunlar koordinasyon ve oryantasyon üzerine olacak."