Yeni bir naklen yayın krizi kapıda
Hollanda-Türkiye arasında 28 Mart'ta oynanan maçının naklen yayınlanıp, yayınlanmaması konusunda meydana gelen krizin son anda çözülmesiyle sağlanan barış ortamı yerini yine bir kaosa bıraktı.
Hollanda-Türkiye arasında 28 Mart'ta oynanan maçının naklen yayınlanıp, yayınlanmaması konusunda meydana gelen krizin son anda çözülmesiyle sağlanan barış ortamı yerini yine bir kaosa bıraktı.
Sırasıyla, Bulgaristan, Kazakistan ve Hollanda maçları için geri sayım başlarken karşılaşmaların naklen yayınlanması konusu zora girdi. 2 ay önce yayın sinyalinin verilip verilmemesi konusunda UEFA, Türkiye'yi uyarmış, taahhütlerin yerine getirilmemesi halinde gerekli işlemlerinin başlatılacağı uyarısını yapmış, bu konuda ayrıntılı birde mektup yollamıştı. Bu kez yaklaşan maçlar süresi içinde, UEFA'nın ikinci mektubu yazdığı ortaya çıktı.
İKİNCİ MEKTUP DA GÖNDERİLDİ
Ancak bu sefer durumun farklı bir biçimde geliştiği ortaya çıktı. UEFA, Yayıncı kuruluşun ödeme vaatlerini yerine getirmemesi durumunda kesinlikle yayın sinyalinin verilmeyeceğinin ayrıntılarını belirten ikinci mektubu da yolladı. Bu duruma göre, yayıncı kuruluş geçmişteki borçlarıyla birlikte, yaklaşan maçları kapsayan ödeme taahhütlerini yerine getirmediği taktirde, yayın sinyali UEFA tarafından Türkiye'ye gönderilmeyecek.
28 Mart'taki Hollanda maçında benzeri bir durum yaşanmış, UEFA son ana kadar yayın sinyalini gönderme yanlısı olmadığı taktirde hükümet yetkililerin araya girip, gerekli sözleri vermesinden sonra sorun çözülmüştü. Olimpiyat Oyunları dahil, dünyanın en gözde organizasyonlarına talip olan Türkiye'nin, yayın bedelinin ödenmemesi yüzünden düştüğü durum ise gerek UEFA, gerekse dünyanın gözü önünde itibar zedelenmesine uğraması ise yayın krizinin perde arkasında ayıp olarak gösteriliyor. UEFA'nın, TFF'ye gönderdiği ikinci mektupta bu ayrıntılara da girdiği öğrenildi.
NE OLACAK ŞİMDİ?
Gelinen nokta ilk krizin patlak verdiği ortamdan farklı. Zira UEFA'nın bu kez, kesinlikle sözlü taahhütün yerine, yayıncı kuruluşun ödemeleri yaptığına dair belgenin gelmemesi halinde söz konusu maçları kapsayan sinyalin hiçbir şekilde Türkiye'ye gönderilmeyeceğinin altının çizildiği ikinci mektupta ayrıntılı bir şekilde dile getirildi.