Yeniden doğuşun hikayesi: Sadık Çiftpınar
“2002-03 senesi. Adana’da başladı benim hikayem. Oturduğumuz mahallede çok ağzı bozuk arkadaşlarım vardı. Onlardan uzaklaşmak için ailemden beni spora vermelerini istedim. Futbolu da çok seviyorum, küçücükken bile evde bardakları tekmeliyormuşum, annem anlatır hep. Seyhan Belediyespor’da futbola başladım. Annemin bir akrabasının vesilesiyle oldu o da. 15- 16 yaşıma geldiğimde ise artık Adana’dan dışarı çıkmam gerektiğini anladım. Hiçbir şehirde kendi evladına değer vermezler. Onlara da saygı duyuyorum. Sonrasında birinin vesilesiyle Fenerbahçe’ye denemeye gittim, ama olmadı Adana’ya geri döndüm. Pes etmedim ama... Bir yıl sonra bu kez Galatasaray’a denemeye gittim.”
'Kamp hayaliyle yattım hep'
“Nedim Yiğit, hocamız o zaman. 2009’da bir ay boyunca denemeye tabi tutulduk, sayısız futbolcu gelip gidiyordu. Onların arasından sıyrılıp kalmak çok değerliydi bizim için. 2013’e kadar 4 kategoride bulundum altyapıda. Milli takımlarda oynadım hepsinde. Önce topluma faydalı birer birey olmayı öğretiyorlardı Galatasaray’da. U21’de 2 sene kaptanlık yaptık. Ancak belki benim yetersizliğimden belki de o zamanki şartlardan bir türlü kamp fırsatı bulamadık. Her gece A Takım’da oynama hayaliyle yatan bir oyuncuydum ben.”
‘En büyük turnuvada amatördük’
“2013’te ülkemizde düzenlenen U20 Dünya Kupası’nda profesyonel olmadan yer alan iki oyuncudan biriydim. Diğeri de kaleci Alperen’di. İkimiz de Galatasaray’dandık. Gittik o zaman o kadroya. Hakan Çalhanoğlu, Salih Uçan’lar, çok sayıda kaliteli oyuncu. Ancak biz profesyonel değildik, bu elbette bir özgüven eksikliğine neden oluyor. Ancak o dönem Feyyaz Uçar hocamız bizle o kadar yakından ilgilendi ki bu açığı kapattı. 20 yaşında 21 tane oyuncu var, bunların arasındasınız ve amatörsünüz. Bu size hocanın ne kadar güvendiğini gösteriyor.”
‘Drogbalar’dan Akçaabat’a’
“Turnuva dönüşü Müfit Erkasap hocamızla görüştüm Galatasaray’da. Eğer kampa gitmeyeceksek artık yeni bir sayfa açmam ve bir yerden başlamam gerekiyordu. Beni götürmeyeceklerini söyledi ve ben de teşekkür ederek Galatasaray’dan ayrıldım. Akçaabat Sebat’a gittim, 3. Lig’e. Kolay süreçler değil onlar. Akçaabat’a imza atmadan 1 ay önce Drogba, Sneijder, Selçuk İnan gibi üst düzey yıldızlarla idman yaparken birden böyle bir düşüş insanı psikolojik olarak bitiriyor doğal olarak. Her futbolcu kaldıramaz. Ancak ben asla pes etmem, mücadeleden savaştan kaçmam. Orada bana çok değer verdiler, 1.5 yıl kaldıktan sonra yeni bir adım vaktiydi ve Feyyaz Uçar Yeni Malatyaspor’la anlaştı. Beni de aldı oraya. Sezonu şampiyon olarak bitirdik.”
‘İrfan Buz dönüm noktası’
“Artık benim için işler yoluna giriyordu. Feyyaz hoca gitti, Yücel hoca geldi. Hoca beni sağ bek olarak düşünüyordu. Kısa sürede formayı aldım, Yücel hocadan sonra İrfan Buz geldi. Benim kariyerim için dönüm noktalarından biriydi onu tanımak. Geldiği ilk hafta deplasmana giderken beni yanına çağırdı otobüste. ‘Ben sana güveniyorum, formayı sana vereceğim, sen de kimseye vermeyeceksin’ dedi. Ben de onu mahçup etmemek için çok çalıştım. ‘3. Lig’den gelmiş olman fark etmez’ dedi. Zaten sonunda da çok değerli bir şampiyonluk daha yaşadık.”
‘Artık tecrübem var’
“Üst üste ikinci kez şampiyonluk yaşayan bir oyuncuydum artık. Yine de kafamda soru işaretleri vardı. Hangi ligde oynuyorsan o ligin topçususun bizim ülkemizde maalesef. Yabancı transferler yapılıyor bir yandan da. Eşimle sürekli düşünüyor, konuşuyorduk. Ertuğrul Sağlam hocayla ilk 11’de başlamayı düşünüyordum. Herkes benim oynamamı beklerken yedek başladım sezona. Yalçın abi ve Mina oynamaya başladı, bir ara gerçekten ayrılma noktasına geldim. Nitekim bir Karabük maçı oynadık. Yalçın abiyle beraber oynadık o maçta. Ona çok şey borçluyum. Maç içinde 3-1 öne geçtiğimizde bana dönüp, ‘Seni Süper Lig topçusu yapacağım, milli takıma gideceksin’ dedi. O ateşi gördüm gözünde. Böylece sezon sonuna kadar da oynadım. Tecrübe kazandım Süper Lig’de.”
‘Erol hoca üst seviye’
“İyi bir sezon geçirdim. Düşme adayı olarak gösterilen ilk takım Yeni Malatyaspor’du belki de ama biz büyük iş yaptık. Bunun kıymetini bilmek lazım. Şehir olarak sarılmalıyız. Erol Bulut, bize aynı 1. Lig’deki İrfan Buz etkisi yaptı. Bence Türk futbolunu ileride Avrupa’da temsil edecek, hatta milli takım düzeyine gelebilecek biri.”
‘Transferi bekliyorum’
“Galatasaray’da değer görmedik diye herhangi bir kırgınlığım yok. O zamanki şartlar o şekildeydi, ben de kendi adıma en uygun olanını seçmek zorunda kaldım. Benim için Galatasaray’da oynamak her zaman bir gururdu. Ayrıldıktan sonra bu kadar kısa sürede o sahaya rakip olarak çıkmak da ayrı bir gurur. Şu anda adım büyük takımlarla anılıyor. Ancak sözleşmeli bir oyuncuyum. Bana gelen bir teklif yok, varsa kulüple görüşüyorlardır. Şu an için önplanda olan kulüp menfaatleri. Benim büyük takım hedefim var. Bunu da gerçekleştirmek için elimden geleni yapacağım.” (Fanatik)