Yenilik yok!
Hepimiz algı yöntemiyle son anlarda yaptığımız özel karşılaşmaların getirdiği ortamın iyi kullanılması ve motivasyon sağlaması adına Ulusal anlamda takımımıza çok güvenmiştik.
Hepimiz algı yöntemiyle son anlarda yaptığımız özel karşılaşmaların getirdiği ortamın iyi kullanılması ve motivasyon sağlaması adına Ulusal anlamda takımımıza çok güvenmiştik.
Kadromuz kişisel olarak iyi oyunculardan kurulu ama bu karakter mücadele ve takım olgusuna iyi dönüştürülmediği ve futbolun kazanmak için olması gereken güç ve taktik kurguya rakibi bozacak taktiğini alt edecek bir düzeye erişmediğinden kaybettik ve en kötü görüldük şampiyonada şu ana kadar.
Çarpıcı hatırlatma 10 kişi kalan Arnavutluğun verdiği inançlı mücadele ve ihtiyar denilen İtalya'nın müthiş tempolu ve savunma ile atağa geçişteki taktiksel futbolu ve başarısı.
Conte büyük bir kurgu ve disiplinle oynattığı İtalya'yı önceden hatırlatmama dudak bükenlere iyi bir yanıt olacak şekilde oynattı. Şu ana kadar en iyi 90 dakika akşam oynandı. İtalya -Belçika karşılaşması ölçek alınmalıdır.
İngiltere gençleşen ve sadece kendi ülkesindeki futbolculardan kurulu kadrosu ile iyi oynadı ve son anda yediği gol ile Rusya karşısında üzüldü.. Almanya rahattı. Beklenen futbolunu koymadı ama yine de oyunu isterse çevirebilecek bir kalite ile oynadı. Ukrayna elinden gelenin fazlasını yaptı ama yetmedi. Boateng defansta çok etkiliydi. T. Kroos, Mesut, Mustafi, Müller, Khedira ve görev almayan klasları ile Almanya yine favoriler arasında ama futbolu yavaşlamış!
Fransa iyi görülmedi ama genç Romanya'nın da gelecek için önemli bir takım olma izlerini de gördük. Fransa'da yıldızlar maça ağırlık koyamadılar. Pogba, Griezmann ve Kante durgundular. Payet yetti galibiyete.. Polonya kazandı ama yine de sıkıntılı. İsveç ve İrlanda Cumhuriyeti karşılaşmasında İbrahimoviç ve arkadaşları bekleneni veremediler İspanya'da yenilik yok. Ama pas yüzdesi ile yine de baskılı ve sürekli pozisyon arıyorlar. Karşı atak yapabilen takıma karşı önlemleri iyi değil. Forvet olarak Çek Cumhuriyeti'nin kapanmış savunma taktiğini aşamadılar. Silva en hareketli oyuncu. Alba,Pique ve Iniesta oyunu etkileyen futbolcular.
Avrupa Şampiyonasında terörizmin izleri görülüyor. İngiltere - Rusya karşılaşmasındaki holiganların kapışması üzerine iki ülkeye de gerekli uyarı yapıldı. Hatta diskalifiye edilmeleri dahi gündemde tutuluyor tekrarı halinde. Oynanan futbol da hiçbir yenilik yok. Ne bir taktik ve de teknik uygulama değişikliği dikkati çekti. İlk karşılaşmalarda genelde puana oynandığı için oyunlarda gol açısından zenginlik ve tribüne hoş gelecek futbol ve heyecan da eksik.
Yıldız kim olur yenilerden diye düşündüğümüzde Terim görev verirse Emre Mor dikkat çekecektir. Hakemler şimdilik önemli hatalar yapmadılar. Hatta uyarıcı kartlarını az kullanıyorlar. Tribünler tüm sorunlara karşın dolu. Bu aklıma bizim turizmdeki fakirliğimiz ve beklentilerimiz geliyor. İçim sızlıyor!
Bizim işimiz zor ama imkansız değil. Hatta daha sonraki karşılaşmalarda "biz bitti demeden bitmez!" sloganımıza sarılabiliriz!. Ama futbol olarak şu anda ilk karşılaşmanın getirisi olarak çok yavaş ve oyuna renk katan görüntümüz eksik. Başta Terim olmak üzere kazanmak için agresif ve ileride basan, riske giren, süratli, çabuk kanatlara ihtiyaç duyduğumuz oyun düzeninde olmak zorundayız. O zaman on birler ve şartlar değişir.
Öncelikle baskı ve ikinci bölgede, ileri uçta koşan agresif, kendini kanıtlamak istercesine forma aşkı ile oynayacak futbolculara ihtiyacımız var. Bu anlamda hazırlık karşılaşmalarındaki kadro bozulur ve yeni bir oyun anlayışı ve futbolcular sahaya sürülebilir.
Bir sonraki gruptan çıkanların arasında olabiliriz. Olamıyorsak nedenleri zorlanan bir ülke olarak futbolda yavaş değil, daha farklı ve acıtan kararlar almak zorundayız.
Geleceğimiz yer veya başarılı olan örnekler ile şunu iyi düşünmek gereklidir. Genel anlamda günlük bir toplum olmaktan kurtulup ülkedeki futbol içinde aşırı medyatik değil, başarılı kişi ve futbolculardan ciddi uyarılardan yola çıkmalıyız. Ve sadece "ben bilirim" havasından kurtulmalıyız. Bu durum bize çok zarar veriyor ve çok büyük paraların dünyasında az futbolla kendimizi reklam ötesine taşıyamıyoruz. Ülkemiz menajer, aracı ve bu işle uzaktan yakından ilgisi olmayanların istilasına uğradı. Kimse futbol gerçeğini ciddi biçimde ele alıp sadece bize futbolcu getirmeyi düşünenler yerine; bizden götürme talebinde bulunacak, özendirecek işler yapmayı ve bunun da hızlandırılmış eğitiminin önceliğinde olacağını düşünmüyor.
Hani saygılı da olsam (!) kendi adıma "çoluk çocuk ve hatır gönüllerden" oluşan futbol dünyamız ile "benden sonra tufan!" diyen zihniyetin bedelini yine ödemek istemiyoruz... Mesela Kupayı kazansak bile yöntemlerimiz yanlıştır!
Ben sadece şu an en kötü futbol oynayan takım olarak görülmemize son verilsin diyorum.
Turnuvaya turistik gezi yapmaya gitmedik! Ve kaptan Arda'ya da oynayabildiğin kadar sorumluluk al! koş!, çabuk oyna!, takımını oynat! diyorum. Simeone'nin kulakları çınlasın!