Yıkıcı bir kayıp daha!
Ahmet ÇAKIR
Bu işler böyledir; kopma bir başladı mı, ne yapsanız durduramazsınız. İşi baştan sağlam tutacaksınız, böyle durumlar için de hazırlıklı olacaksınız. Galatasaray, başka bir durumda güle oynaya kazanılacak maçta sadece 2 puan değil yine bir yığın başka kayıp da verdi. Bundan sonra artık hedefin şampiyonluk filan olamayacağı da açık biçimde ortaya çıktı. Sarı-Kırmızılı takım ilk 5 mücadelesi içine girmek zorunda kalabileceği bir noktaya geldi.
Bunu abartılı bulan olursa önce puan cetveline iyi bakıp sonrasında Galatasaray'ın iki şampiyon adayıyla vereceği mücadeleden kaç puanla çıkabileceğini düşünmesi gerekir. Hele bu tür dağınıklık dönemlerinde peşpeşe gelen kartlar ve sakatlıklarla maç kazanılamaz duruma düşülmesinin zincirleme bir etkisinin olacağını da unutmamak gerekir. Kısacası, Sarı-Kırmızılı takımın 3.lük için bile ciddi bir atak yapması gerekecek.
Tüm olumsuzluklara karşın kazanılmasına saniyeler kalmış bir maçı önce kaleci Okan'ın ardından da Sekidika'nın acemilikleri ziyan etti. Taylan Antalyalı'nın stoperdeki olgunluğu şaşırtıcıydı ama takımı ayakta tutmaya yetmedi. Sarrachi, geçen haftaki perişanlığından bu maçın yıldızlığına terfi edebilirdi, arkadaşları izin vermedi. İlk yarıda attığı gol nedeniyle Terim'in Belhanda'yı bunca tepkiye karşın niye tuttuğunu anlatıyor demek isterdik ancak ikinci yarıda geriye doğru attığı berbat pas yüzünden Ahmet Çalık'ın kırmızı kart görmesine neden oluşu, onunla ilgili negatif görüşleri biraz daha keskinleştirecektir.
İki oyuncudan daha mutlaka sözetmek gerekiyor. Terim, Selçuk'u seyircili bir maçta sahaya sürse sanırım epeyce başı ağrırdı. Kaptanın sadece Galatasaray'da değil Türk futbolunda seçkin bir yeri hep olacak ama klası ne kadar yüksek olursa olsun şu andaki fiziksel seviyesiyle bu yükü taşıyabilecek durumda değil. Azımsanmayacak sürede 1-2 klas pas denemesi dışında birkaç da 3'er 5'er metrelik al-ver işi oldu, hepsi bu… O zaman geçen haftaki maçın büyük bölümünü 7-8 kişiyle oynama durumunu burada daha değişik biçimde yaşıyorsunuz.
Onyekuru ise sanki Koronavirüse yakalanmış da bunu herkesten gizliyormuş gibi bir hali var. Bu oyuncunun Fenerbahçe maçında Jailson'un nasıl gezdirip golü attığı yıllarca haklı olarak hatırlanacaktır. Dün akşam kaleciyiyi geçmek değil Günay'ın düpedüz önüne bıraktığı topu boş kaleye atamayışı, maçın inanılması güç görüntülerinden biriydi. Onun dışında da pek çok pozisyonda eski kimliğinden çok uzak göründü, berbat toplar kaybetti… Emre Akbaba da iyi değildi; sakatlık sonrasında yaptığı çıkışın ardından bir bocalama dönemine girmiş gibi.
Kaleci Okan kendine yazık etti. Çok önemli iki kurtarışla takımının galibiyetinde pay sahibi olmak üzereyken yaptığı berbat acemilikle büyük bir kayba yol açtı. Sekidika da, takımının çok şey yitirdiği golü yemesi için, onun eksiğini tamamlamış oldu. Gerçi ligimizde son kez ne zaman 6 saniye kuralı işletilmişti, onu hatırlamak da kolay değil. Pek çok maçta kalecilerin 10-15 hatta daha fazla saniye topu ellerinde tuttuklarına tanık olabildik ama bunu da bir mazeret olarak göremeyiz. Genç kalecilerin de bu işleri halledebilecek kadar oyun aklı olmalı.
Galatasaray'ın yediği 2.golde de ofsayt tartışması yapılacaktır çünkü Kenan kalecinin önündeydi. Gaziantep'in iptal edilen nefis rövaşata golünün başlangıcındaki faulü hakemin göremeyip ancak VAR sayesinde iptali de pek kabullenilebilecek bir durum değildi. Gaziantepli futbolcunun topla oynama düşüncesi kesinlikle sözkonusu olmadan ve üstelik omuzla değil elle Jimmy Durmaz'ı saha dışına itmesine devam kararı çok açık bir hakem hatasıydı.
Savunmanın göbeğindeki geçen yıl şampiyonluk getiren iki adamı birden kaybetmiş olmak elbette ki büyük bir yıkım. Bunlara bir de Muslera'nın kaybı eklendiğinde bundan sonra Galatasaray'ın maç kazanması şansa kalacak gibi. Üstelik takımın ofansif etkinliğinin göz kamaştırıcı olduğu bir maçta bu kayıp canyakıcıydı. Geçen hafta Ç.Rizespor karşısında kaybolan hücumcular bu karşılaşmada iyi iş çıkardı ancak savunma yetersizliği, sezon hedeflerinin çok aşağılara düşmesine yol açtı. Özellikle ilk golde bütün takım oradayken rakip savunmacının gelip penaltı noktasının bile gerisinden kafayla topu ağlara göndermesi, üzücü bir savunma perişanlığıydı.
Onların ne durumda olduklarını bilme şansımız yok ama neredeyse bütün oyuncuların oynadığı maçta Ömer Bayram'ı sahada görememek şaşırtıcıydı. Genç stoper Emin Bayram'ın, Marcao sakatlığı andan itibaren oynayabileceği belirtildi ama o da olmadı. Jimmy Durmaz ve Sekidika yerine sanki onların girmesi daha yerinde olabilir, tek kale oynayan rakip karşısında takım biraz olsun ayakta kalabilirdi. Falcao'nun iki kez yere yatıp değiştirilmesi için zaman kazandırdığı bir ortamda bunun yapılamayıp 9 kişi mücadele ederken 2.golü yemek de çok açık bir hataydı.
Gaziantep Futbol Kulübü iyi hücum eden bir takım ama savunmadaki sıkıntıları da açık. Galatasaray'ın eksik kalışını ve sonrasındaki değişikliklerle dağılmasını iyi değerlendirdiler. Ligin ilk yarısında evlerinde hiçbir varlık gösteremeden kaybettikleri maça oranla çok daha yukarıda göründüler. Tabii geçen hafta Galatasaray'ın, kendilerinden daha zayıf bir rakibe karşı çok kolay yenilmesi de onların güvenini artıran bir başka etkendi. Seyircisizlik de işlerini kolaylaştıran bir başka şanstı.