Yönetici - Menajer A.Ş!
Amacım kimseyi hatalı bulmak değil. Sadece sözde endüstriyel futbol adına gerçeğinden kopan ve batağa sürüklenen futbolumuzdan bahsedeceğim...
Amacım kimseyi hatalı bulmak değil. Sadece sözde endüstriyel futbol adına gerçeğinden kopan ve batağa sürüklenen futbolumuzdan bahsedeceğim…
Bu gerçeği saha dışında mali yönden Sayın Hüsnü Güreli de resmi ağız olarak bilanço ile ortaya koydu! Saha içine baktığımızda kendilerine Teknik direktör dayanmayan ve artık her eleştiride olağanüstü kongreler rüzgarı estiren yönetimlerin eserleri olan futbol arenasındaki acı gerçeklerdir.
Bu duruma sessiz kalan teknik adamların dramatik durumu asla kader değildir. Çünkü zaten sonu belli olan yola çıkmak işlerine gelir oldu. Yöneticileri tuzağa düşüren usta menajerlerin elinden tutup “Süper” diye getirdikleri futbolcular ve onlara uyan teknik direktörlerin takımları ancak bu kadar başarılı olur! Bir zamanlar neredeyse Edirne dışına çıkamadığımız günlere geri dönüyoruz! Ama 14 yabancı ve harcanan Eurolara karşın neredeyse büyülenmiş torbalardan çıkacak zayıf takımlara muhtaç duruma düştük!
Daha bir kaç ay önce ülkenin en iyi teknik adamı olan, yere göğe sığdıramadığımız Hamza Hamzaoğlu’na ömür biçenlere sormak lazım! "Hayırdır bir şey mi oldu!? Teknik adamlığı mı unuttu da tartışıyorsunuz !?”
Yönetimsel sıkıntılara ve Cüneyt Tanman'a yol gösterenlerin sonucu idari problemlerin ötesinde sahaya yansıyan mental yetersizliği kim yarattı?
Transfer ayında şaha kalkan ve ortalığı toz duman edecek sevinç ve banko ön yargıları ile büyük futbolcuları transfer eden başkana ve Vitor hocaya destan yazanları ne çabuk unuttunuz?
Geçen yılki kadrosunu takviye eden ve güçlenen Beşiktaş'a futbolcu tavsiye edenlere karşı "Gerek yok!" diye karşı çıkan tek adam bendim! Arşive bakmaya gerek yok, aklınızda hepsi ve sebepler de çok belli! Oynanmamış maçları kazanan ve yorumlayan futbol bilginleri hangi dümen suyundan nereye kadar gideceksiniz?
Şunu bilmek zorundasınız! Yıldız futbolcuların transferi ile en iyi takım kurulmaz! Dünya futbolu karşısına bu mantık ve yapı ile çıktığımız sürece kaybetmeye mahkumuz. En küçük ülke ve takım artık “takım oyunu” ile “Doğru futbol” oynama gerçeğini yakaladı. Bizler emekliler cenneti ve sözde yıldız sandığımız futbolcuların ülkemize merasimlerle getirilişi ve kendilerine verilen büyük paraların hayal gücüne takılı futbol dünyasının kurbanıyız!
Molde çıkınca küçümseyen ve Arnavutluk ile sevinen tedbirsiz, oynamadan kazanan görüntümüzü bir türlü aşamıyoruz. Atletico Madrid'e Barça ve R.Madrid den sonraki küçümseme ile bakarak teknik adamına "Deli "esprisi ile yaklaşmak hiç de hoş olmuyor! İşini iyi yapanların profesyonel iş ahlakı ve başarısını küçümsüyoruz. O zaman futbolun neresindeyiz? Çok açık değil mi ?
Bu felaketin endüstriyel gücü, baskısı ve serbest piyasa ekonomisinin kötü kullanımı sonucu geldiğini nasıl anlayacağız?
Siz hiç yabancı bir futbolcunun kulüpten iki yıl önce "yaramaz" diye uzaklaştırılıp daha sonra yeniden alınmasına şahit oldunuz mu? Bunun olumsuz etkilerinin takıma yansımasını işaret edenlere tavır koyanlara kulak vermeyenler işler kötü gidince kraldan daha çok kralcı tavırları ile ortaya çıkıp "Biz demiştik!" bilgiçliği ile spor köşelerini doldurduğunu başka ülkede göremeyeceksiniz!
Beşiktaş çok farklı alacağı Skenderbeu karşılaşmasından dahi telaş içinde tek golle ayrılıyorsa, Fenerbahçe kendi sahasında fark beklediği Molde karşısında 3 golle yenik olarak şok yaratıyorsa ve Galatasaray ilk yarım saatte A.Madrid'e teslim oluyorsa sorun verilen Euroların değil, onu iyi kullanmayan yönetici ve onları aldatan menajerlerindir… Bu gerçek aklımıza pazardan alınan karpuzların kesmece olanını tercih etmemize varan gerçeğini nasıl transferde kullanırız ciddiyetine takılmamıza neden oluyor.
Yanlışların futbol ülkesinde batık gerçeklerle, umutsuz hayal üreten yapılarımızla, serap görüyoruz. Başarılı olduğumuz dönemin yaratıcıları kendi eğittiğimiz çocuklarımıza kattığımız iyi seçilmiş bir iki kalite futbolcu idi. Artık o yerlere ulaşmak bu mantıkla hayaldir. Her başarı para ile yakalanmaz, 4 büyüklerin dışında öteki kulüp yöneticileri "Her an batabiliriz!" diyorsa yeni önlemlere acil ihtiyaç var demektir.
Bu Löw dostumuz şaşırmış mutlaka! Nasıl oluyor da böyle bir dönemde Alman Ulusal kadrosunda üç Türk gencine yer verip dünyaya futboluna racon kesiyor? Bir araştırsak yeniden diyorum. Çünkü önemli bir mesaj var. Özellikle bize !