Zico'dan Aziz Yıldırım'a: "Asıl akılsız sizsiniz"
Alex: 2003'te çok iyi oynadım. Ö dönemki Kaka ve Rivaldo'dan daha iyiydim. Orada yaşadığım bir duygu vardı. Kaka sağ kanatta oynuyordu, Ronaldinho ise sol kanatta. Hong Kong'a karşı oynanan maçta beni kanatta denedi. Felipe'den çok farklıydı.
Faroe Adaları macerası...
Zico: Fenerbahçe'de Faroe Adaları'nda yaptığımız maçtan bahsedelim. Orada bir otelde kalamamıştık, kaldığımız yer bir okul yurduydu. Şampiyonlar Ligi için gittik ve bir okul yurdunda kaldık. Hava kararmıyordu, gece olmuyordu. Odalarda ranzalar vardı ve banyo yoktu. Yapmam gerekeni söylediler: 'Şehirdeki tek otele git.' Daha önce genç takımda bile top toplayıcılık yapmıştım. Şehirdeki tek otelde hakemler kalıyordu ve onlarla karşılaşmamak gerekiyordu. Stadyuma vardıklarında futbolcuların ellerinde kramponları vardı ve bisikletten iniyorlardı.
Alex: O takımın oyuncularının stada geliş şekli benim futbolda gördüğüm en tatlı sahnelerden bir tanesiydi. Takımlarında da iki tane Brezilyalı vardı. Mesleği kasapçılık olan futbolcu vardı. İki tane polis motoru ile gelen futbolcuları da hatırlıyorum.
Alex: Beni 2003 yılının sonunda transfer etmek istemişlerdi ama ben 2004 yılında transfer oldum. Beni izlediler ve Nobre'yi transfer etmişlerdi. Oraya gittiğimde Galatasaray'ın 100. yılıydı. Şampiyon olduk ve her şey düzgün gidiyordu. Şampiyonlar Ligi'nde başarılı olduk. Yüzüncü yılımızda şampiyon olduk. Günümüzün ünlü hakemlerinden Cüneyt Çakır'ın yönettiği bir maçta Türkiye Kupası'ndan elenmemizi hatırladım. Taç kullanan arkadaşımızı oyundan atmıştı. Hayatımda böyle bir şey görmedim. Maçın büyük bir kısmını 9 kişi oynadık.
Alex: Türkiye'de askerlik görevi var. Orada talihsizlik sonucu bacağını kaybeden birine protez yapılacaktı. O da benim bacağımın formunu seçmişti. Bugün benim ayağıma benzeyen bir ayağı var. Çok duygulanmıştım.
"Akılsız olan sizsiniz"
Zico: Deivid bir gün bana gelip, 'Kezman'ı neden oynatıyorsun?' diye sordu. Ben de ona, 'Topu 3 kez sektiremez ama deli gibi koşuyor' dedim. 'Onunla duvar pası yapmaya çalışırken hata sende' dedim. UEFA Kupası'nda Frankfurt ile bir maçımız vardı. Rakibimizde Japon forvet vardı, adı Takahara. Ondan iki gol yedik. Ben de Kezman'ı oyundan çıkarıp Semih'i oyuna aldım. Röveşata golü attı. Maç 2-2 bitti, tur atladık. Maçtan sonra da Kezman hatasını anladı ve gelip benden özür diledi. Savaşçı, kazanmak isteyen bir oyuncuydu.
Bir keresinde Deivid kırmızı kart görünce onun yerine Kezman'ı aldım. Galatasaray maçıydı. Kontratı hakkında bilgim yoktu. Maçı kazandık, herkes mutluydu. Başkan geldi ve bana '50 bin dolar borcun var' dedi. Kezman bir Beşiktaş maçında da gol attı. Başkan yine geldi. 'Akılsız olan sizsiniz. Kontratı yapan sizsiniz.' dedim. Samet bu kısmı çevirmeyi tercih etmedi. Bu konuyu soyunma odasında uzun süre tartıştık. Sıkıntılıydı. Sesini yükseltince tercümanlar bile korkuyordu.
Hangi stat?
Alex: Şükrü Saraçoğlu Stadyumu...
Palmiras - Corinthians mı, Fenerbahçe - Galatasaray maçı mı?
Alex: Fenerbahçe - Galatasaray maçını görmeyene anlatmak çok zor. Gördüklerim arasında tartışmasız en büyük kapışma. Birçok kişi Celtic - Ranger derbisini din konusundan dolayı söyler ama bilmiyorum. 15 gün oynanan bir maçı daha önce görmemiştim. Bize atılanlar arasında açık çakı bile vardı. Takımları iç sahada 10 maçı seyircisiz oynayacak olsa bile umursamazlardı.
Zico: Bana göre dünyadaki en büyük kapışma. İşimi yapmadığım nadir maçlardan biriydi. Yanımda ses bombaları patlıyordu.