Elvir Boliç: Ali Şen'in getirdiği futbolculara Aziz Yıldırım iyi gözle bakmazdı

21.08.2021 - 17:35 | Son Güncellenme: 22.08.2021 - 08:18

Galatasaray ve Fenerbahçe'de oynayıp unutulmaz yabancılar arasına giren Elvir Boliç, Mesut Özil'den Edin Dzeko'ya, Ali Şen'den Aziz Yıldırım'a, Oğuz Çetin'den Okocha'ya kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu.

Elvir Boliç: Ali Şen'in getirdiği futbolculara Aziz Yıldırım iyi gözle bakmazdı

AHMET UYKAN -MASKESİZ SÖYLEŞİLER

Hem Galatasaray'da hem Fenerbahçe'de oynadı. Sarı lacivertlilerin Trabzonspor'un elinden kaptığı 1995-96 sezonu şampiyonluğunda attığı gollerle büyük katkı verdi. Manchester United, 40 yıl sonra Old Trafford'da ilk yenilgisini aldığında topu ağlara yollayan isimdi. Türk futboluna damga vuran yabancılardan Elvir Boliç, sorularımıza 'maskesiz' yanıtlar verdi.

GÜREŞÇİLİKTEN YUGOSLAVYA MİLLİ TAKIMI’NA

-Klasikleşen sorumla söyleşiye başlayalım. Futbola ne zaman ne nerede başladın?

 

9 yaşındaydım. Fakat daha sonra futbolu bıraktım. 11 yaşında güreşçi oldum. İki sene sonra tekrar futbola döndüm. Bosna'nın Celik Zenica takımının altyapısında oynamaya başladım. Oradan Yugoslavya Ümit Milli Takımı'na kadar yükseldim. 

"İDOLÜM ARJANTİN’İ YIKAN SUSİC"

-Örnek aldığını bir futbolcu veya idolün var mıydı?


Evet vardı. Safet Susic...Ben 12-13 yaşlarındayken Susic, Yugoslavya milli forması ile Arjantin'e 3 gol birden atmıştı. O günden sonra Susic'in hayranı olmuştum. 

"SAVAŞ VARKEN KIZILYILDIZ’DA KALAMAZDIM"

-Türkiye'ye ile yolun nasıl kesişti? Başka bir deyişle 1992 yılında Galatasaray'a transferin nasıl gerçekleşti?


Kızılyıldız'da oynuyordum. O sırada Yugoslavya'da iç savaş başladı. 1 yıl daha mukavelem olmasına rağmen Kızılyıldız'dan ayrılmak zorunda kaldım. Savaş varken artık orada oynamam mümkün değildi. Kızılyıldız ile turnuvadayken bir şekilde Fransa'ya kaçtım. İspanya ve Fransa'dan teklifler vardı. Aynı zamanda Galatasaray'dan da teklif aldım. Önce sıcak bakmadım. Fakat İstanbul'a gidince Galatasaray'da oynamaya karar verdim. Çünkü İstanbul'u çok beğenmiştim. 

"GALATASARAY’DAN GAZİANTEPSPOR’A NEDEN GİTTİM?"

-Galatasaray'da kısa süre oynadın. Bunun sebebi dönemin teknik direktörü Karl Heinz Feldkamp'ın seni istememesi mi?


Galatasaray'da 6 ay kaldım. Aralık ayı geldiğinde baktım Feldkamp bana pek sıcak bakmıyor. Ben de devre arasında Gaziantepspor'a kiralık gittim. Orada iyi oynayınca Gaziantepspor beni satın aldı. İki sene daha orada kaldım. Gerçekten o dönem verdiğim en iyi karar Gaziantepspor'a gitmemdi. Hem kendime geldim hem de savaş zamanı orada biraz daha rahattım. Yani her şeyden uzaktım. Gaziantep'teki o iki sene bana çok iyi geldi.

"FELDKAMP’IN ALMANLARI İSTEMESİ DOĞALDI"

-Felkamp'a kırgın mısın?


Hayır...Sonuçta ben gençtim. Feldkamp da kendi oyuncularını almak istiyordu. O dönem 3 yabancı hakkı vardı. Önce Stumpf ve Falko Götz'ü getirdi. Ondan sonra Gütschov'u aldırdı. Beni santrafor olarak oynatmak istiyordu. Ama ben o mevkide oynamaya alışık değildim. Ayrıca beni Galatasaray'a Feldkamp getirmemişti. Doğal olarak her teknik adam kendi istediği yabancıyı oynatmak ister. 

"BENİ SAKIP ÖZBERK GOLCÜ YAPTI"

-Gerçek yerin neydi?


Genelde forvet arkası 10 numara gibi oynuyordum. Gaziantepspor'da Sakıp Özberk, beni santrafor olarak oynatmaya başladı. Orada başarılı olunca o mevkide kaldım.

"GALATASARAY’IN KAPISINDAN ALİ ŞEN ÇEVİRDİ"

-Gaziantepspor'dan Fenerbahçe'ye gelişin nasıl oldu?


Birçok kulüpten teklif almıştım. Galatasaray da beni almak istedi. Hatta Başkan Adnan Polat ile Mecidiyeköy'deki ofisine görüşmeye gittim. Ali Şen bunu öğrendi. Adnan Polat'la görüştükten sonra araç telefonum çaldı. Arayan Başkan Ali Şen'di. Bana, 'Nerdesin, yanıma gel, seninle acil konuşmamız lazım.' dedi. O ara Ali Şen, Gaziantepspor ile anlaşmıştı. Ben de Kadıköy'e giderek ön sözleşme imzaladım. 

"PARREİRA’NIN GÖZLERİ BENİ GÖRMÜYORDU"

-Fenerbahçe'deki ilk zamanlarında da teknik direktör Carlos Alberto Parreira'nın gözüne girememiştin.


Evet doğru...Kampta hoca bana pek sıcak bakmıyordu. Hazırlık maçları daha oynamıyorduk. Kondisyon ağırlıklı çalışıyorduk. Nedense Parreira beni hiç görmüyordu. İdmanlarda as takımda oynatmıyordu. Sonra hazırlık maçları başladı. İlk maçta son 20 dakikada oyuna girdim ve gol attım. İkinci maçta da yine son bölümlerde oynadım. Yine gol attım. Ancak 5. maçta beni ilk 11'e koydu. Lig başlayınca da hep ilk 11'de oynadım. Gollerimi de attım. 

ALİ ŞEN’E ‘HOCA BENİ 90 DAKİKA OYNATSIN’ RİCASI

-Başkan Ali Şen ile geçmişte yaptığım bir röportajda Parreira'ya 'Bolic'i sürekli ilk 11'de oynat' diye talimat verdiğini söylemişti. Bundan haberin var mıydı?


Bilmiyorum...Ben neye kızıyordum biliyor musun? 90 dakika oynayamıyordum. İlk 4 hafta toplam 5 gol atmama rağmen 65-70. dakikadan sonra Parreira beni oyundan alıyordu. Sonra başkan Ali Şen ile bir görüşmeye gittim. 'Söyleyin hocaya beni iki veya üç maç üst üste 90 dakika oynatsın' dedim. Öyle de oldu. 90 dakika oynadığım ilk maçta tam 3 gol birden attım. Sonraki maçta da iki gol attım. Şimdi Başkan hocayla konuştu mu konuşmadı mı ben bilmiyorum. (Gülüyor)

"AYKUT KOCAMAN, PARREİRA’YI HAKLI ÇIKARDI"

-Demek ki konuşmuş.


Başkanla aramızda böyle bir görüşme olmuştu. O da tamam söyleyeceğim demişti. Ben sadece Parreira'nın bana güvenmesini istemiştim. Sonra hocayla da görüştüm. O zaman Aykut Kocaman vardı. Onu da hazır tutmak için beni son 20 dakikada oyundan aldığını söyledi. Parreira, sonunda haklı çıktı. En önemli maçta Trabzonspor'a karşı galibiyet golünü attı. Zaten Parreira, büyük hocaydı. Çalıştığım en iyi hocaydı diyebilirim. İşini çok iyi yapıyordu. Eğer Parreira, 1 yıl daha kalsaydı üst üste şampiyonluklar gelirdi.

"ŞAMPİYON HOCA GİTTİ LAZARONİ GELDİ"

-Parreira neden ayrıldı?


Onu hiç kimse bilmiyor.(Gülerek). Şampiyonluğumuz netleştikten sonra Parreira, bizi toplayıp, 'Seneye burada olmayacağım.' dedi. Fakat nedenini açıklamadı. Yeni sezon için kendisinin yerine Lazaroni'yi getirdi. 

"OĞUZ-AYKUT TAKIMDA KALMALIYDI"

-Şampiyon olduğunuz 1995-96 sezonunun bitiminde Parreira ile birlikte Oğuz (Çetin) ve Aykut (Kocaman) da takımdan ayrılmıştı. Bu gelişme seni şaşırtmış mıydı?


Tabi ki şaşırdım. Her ikisi o sezon takıma çok büyük katkı sağlamıştı. Aynı zamanda Fenerbahçe'nin en önemli yıldızlarıydı. Şampiyon olmuştuk ve çok güzel bir hava yakalamıştık. Kalsalardı Fenerbahçe için daha iyi olurdu. 

"ŞOTA’NIN GOL KRALI OLMASI KOMİKTİ"

-Gaziantepspor ve Fenerbahçe'de oynarken toplam 3 kez gol krallığını kaçırdın. Bunun için üzüntü duyuyor musun?


En büyük üzüntüm şampiyon olduğumuz seneydi. Son hafta Vanspor'u 3-0 yendik ve iki gol attım. Ama Trabzonspor'da Şota, son maçta 5 gol birden attı. Maçı sonradan izledim. Goller çok komikti. Futbolda oluyor böyle şeyler.(Gülerek)

"PENALTILARDA KALECİYİ BEKLERİM"

-Penaltı vuruşlarında da oldukça başarılıydın. Bunun için özel çalışmalar yapıyor muydun?


Hayır yapmazdım... Son saniyeye kadar topu nereye atacağım belli değildir. Kalecinin ne yapacağını beklerim. Antrenmandan ziyade maçlarda penaltı atmak benim için daha kolaydı. Fenerbahçe'de bir tane penaltı kaçırdım.

"STEAU BÜKREŞ MAÇINDA YIKILDIM"

-Avrupa Kupası'ndaki Steau Bükreş maçı mıydı?


Evet. Çok üzülmüştüm. İyi oynadığımız ve çok gol kaçırdığımız bir maçtı.

"OLD TRAFFORD’DA NEYİ BAŞARDIĞIMIZI BİLMİYORDUK"

-Asıl tarihi maça gelelim. 1996-97 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde Manchester United'ı Old Trafford'a 1-0 yendiğiniz maçtan bahsedelim. Topa vurduğunda gol olacağını tahmin etmiş miydin?


İlk etapta tahmin etmedim. Sonra bir baktım top çok yükselmeye başladı. O zaman gol olacağını anladım. Açıkçası gol vuruşu yaparken golü hissetmek zor oluyor. O maç herkes için çok özeldi. Biz ne kadar büyük bir iş yaptığımızın farkında değildik. Manchester'ın 40 sene sonra kendi evinde mağlup olduğunu maçtan sonra öğrendik. Çok şaşırdık.

"SANKİ SADECE MANCHESTER’A GOL ATTIM"

-İstanbul'da nasıl karşılandınız?


O gece sadece İstanbul değil bütün Türkiye ayaktaydı. O maçın üzerinden kaç yıl geçmesine rağmen beni Türkiye'de kim görse Manchester maçını hatırlatıyor. (Gülerek). Eskiden bu durumu garipsiyordum. Sanki daha önce hiç gol atmamışım gibi... Halbuki 150'ye yakın golüm var. Sonra düşündüm. Bu gol büyük bir şans benim için. Öyle bir zamanda o golü atmak herkese nasip olmaz. Daha büyük futbolcuların çok güzel golleri var. Ama tarihi değiştiren golü atmak bana kısmet oldu.

"BAK ABİ HATIRLIYOR MUSUN O GOLÜ"

-Manchester United'a attığın golü arada bir bakıp izliyor musun?


Ben seyretmesem de bana seyrettiriyorlar. (Gülüyor). Bana gelip, 'Bak abi hatırlıyor musun Manchester'a attığın golü.' deyip maçın görüntülerini gösteriyorlar. Ben de mecburen izliyorum. (Gülüyor)

"ŞİMDİKİ AKLIM OLSA O FORMAYI ALİ ŞEN’E VERMEZDİM"

-Manchester maçı forman duruyor mu?


Hayır... Forma gitti..(Gülüyor). Başkan Ali Şen maçtan sonra aldı. Şu an bilmiyorum nerede. Başkan soyunma odasına geldi ve 'Bana o formanı vereceksin.' dedi. Daha önce dediğim gibi biz neyi başardığımızın farkında değildik. Ancak otele geldiğimde televizyon izleyince tarih yazdığımızı anladım. Bunu daha önce bilseydim o formayı saklardım.  

"O SENE SCHMEİCHEL, BENDEN ÇOK ÇEKTİ!"

-Yanlış hatırlamıyorsam Peter Schmeichel'a Bosna Milli Takımı formasıyla da gol attın?


Evet..Ben o sene Schmeichel'a milli maçta da iki gol attım. Danimarka'yı burada (Bosna'da) 3-0 yenmiştik. O maçta da kimse böyle bir sonuç beklemiyordu. 

"AZİZ YILDIRIM BANA KARŞI ÖNYARGILIYDI"

-Fenerbahçe'de Ali Şen'den sonra Aziz Yıldırım döneminde de top koşturdun. İki başkanı kıyaslar mısın?


Çok farklı insanlar. Ali Şen açık sözlü, konuşmayı seven, medya ve futbolcularla iyi diyaloglar kuran; kızdığı veya mutlu olduğu zaman da bunu açıkça belli eden biriydi. Aziz Yıldırım tam tersi ne zaman kızdığını veya ne zaman sevindiğini bilemezdim. Bir de ben onun döneminde iyi oynamıyordum. Sakatlıklarım vardı. Ama şöyle de bir şey vardı; Ali Şen'in getirdiği futbolculara Aziz Yıldırım iyi gözle bakmazdı. 

"HİÇBİR FUTBOLCU BAŞKAN İÇİN OYNAMAZ"

-Yani bir nevi Ali Şen'in adamı gibi mi görüyordu?


Bunlar hoş şeyler değil. Belki ben kendimi öyle hissettim. Ama bunlar tuhaf şeyler. Her futbolcu formasını giydiği takımın başarısı için sahaya çıkar. Futbolcu başkana göre oynamaz. 

"GALATASARAY’A KARŞI KİNİM YOK AMA İYİ Kİ AYRILMIŞIM"


-Galatasaray derbilerinde genelde gol atardın. Bu maçlara farklı bir motivasyonla mı çıkardın?


Büyük ve beklentilerin olduğu maçları çok severdim. Dolu tribünler beni hırslandırırdı. Ayrıca açık futbol oynayan takımlar işimi kolaylaştırırdı. Küçük takımlar 11 kişi kapanırdı. Bir tane adam seni devamlı tutardı. Sürekli markaj yapardı. Seni adeta döverdi. O yüzden zordu. Galatasaray maçlarında biraz da şansım vardı. Zaten Gaziantepspor'dayken de onlara karşı gol atardım. Ancak oradan erken ayrıldığım için hiçbir zaman Galatasaray camiasını suçlamadım. Öyle olması gerekiyormuş. İyi ki de ayrılmışım. Çünkü Fenerbahçe'deki 5 senem kariyerim için çok önemli. 

"İSPANYA’DA HER ŞEY SAHADA KALIYOR"

-Fenerbahçe'den sonra İspanya'ya gittin. Orası ile Türk futbolu arasında en belirgin fark neydi?


İspanya'ya 29-30 yaşında gittim. Rayo Vallecano'da 3 sene top oynadım. İspanya'nın neden dünya futbolunda söz sahibi olduğunu daha iyi anladım. Bir futbolcunun en rahat oynayacağı yer bence İspanya. Saha dışında ne yaparsan yap hiçbir şeyle ilgilenmiyorlar. Her şey sahada kalıyor. Seyirci, yönetici çok rahat...Ama sahada kendini yüzde yüz vereceksin. Onu fark ettim. Keşke Türkiye'de de öyle olsa.

"PAF TAKIM İLE AS TAKIM ARASINDA FARK YOKTU"

-Teknik ve taktik anlamda bizden farkları var mıydı?


İspanya'da her şey sisteme bağlı. PAF takımı nasıl oynuyorsa A Takım'da öyle oynuyor. Biz mesela PAF takımı ile maç yaptığımızda zorlanırdık. Eğer A Takım'da bir oyuncu eksikse PAF'tan oyuncu alınırdı. Hiç de sırıtmazdı. Nerede duracağını nasıl oynayacağını bilirdi. Sadece genç olduğu için güç olarak biraz yetersizdi. Türkiye'de o zamanlar alt yapı çok kötüydü.  Şimdi ne halde bilmiyorum?

"TÜRKİYE’DE HER SENE 4 TAKIM ŞAMPİYON OLMALI!"

-Fenerbahçe, 7 senedir şampiyonluğa hasret. Sence neden?


Benim 1995'te geldiğim sene de 7 sene şampiyon olamamıştı herhalde. Bunun birçok nedeni var. Öncelikle yönetim değişti. Çok sayıda teknik direktör ve futbolcu geldi gitti. Transferde yanlışlar yapıldı. Büyük paralar harcandı. Daha önce söylediğim gibi bir sistem yok. Her sene Türkiye'de 4 büyük takımın şampiyon olması lazım ki 4 hoca da kalacak, 4 başkan da...Ama öyle olmuyor. Bir tane takım şampiyonluk kupasını kazanıyor. Ondan sonra da diğer 3 takımda değişimler oluyor. Dersin ki biz bir sene kaybedelim ama bu hocaya ve futbolculara güveniyoruz. Ancak yok öyle bir şey. Genç futbolcular çabuk harcanıyor. Yıldız gözüyle baktığınız oyuncular bir anda kayboluyor. Türk futbolunun en büyük problemi bu. İstikrar yok.

"MESUT ÖZİL’İN GOLLE BAŞLAMASI GÜZEL"

-Mesut Özil’in Fenerbahçe tercihini nasıl değerlendiriyorsun?


Normal karşılıyorum. Son 1O senede Mesut Özil, ayarında birçok futbolcu Türkiye’yi tercih ediyor. Mesut Özil’in bu sezon Fenerbahçe’ye daha fazla katkı sağlamasını bekliyorum. Lige golle başlaması ona güven verecektir. Ben de Fenerbahçe’deki ilk maçımda gol atmıştım. O gol beni rahatlatmıştı. Mesut Özil’in de Adana Demirspor’a attığı golle moral bulduğuna inanıyorum.

"FENERBAHÇE, DZEKO’YU 10 YIL ÖNCE ALMALIYDI"

-Son dönemde Edin Dzeko’nun adı sık sık Fenerbahçe ve Beşiktaş ile geçiyordu. Dzeko sana Türkiye’ye gideyim mi diye sorsa, ona ne derdin?


10 sene önce sorsaydı git derdim. Şimdi gitse ne onun ne de Fenerbahçe’nin yararına olurdu. Beklenti çok büyük çünkü. Dzeko, İnter’de de iyi işler yapacak. Ama Türkiye farklı. Dzeko’nun Fenerbahçe’ye gelse takımı şampiyon yapması lazım. Aksi halde her şey alt üst olur. O yüzden Dzeko gibi yetenekli oyuncuları erken yaşta yakalayıp Türkiye’ye getirmek lazım. Şimdi Dzeko 35 yaşında. Sadece onu değil o yaştaki herhangi bir futbolcuyu alıp ondan büyük başarılar beklemek doğru değil. İnter, Dzeko’yu niye transfer etti? Lukaku gidince onu aldılar. İtalya’da mantalite farklı. Fenerbahçe’de öyle değil. Fenerbahçe, her sene şampiyon olmak ister. Bu seneyi geçiştirelim diye bir şey yok orada. Şampiyon olmazsanız problem yaşarsınız.

"OĞUZ’UN AYKUT’A PAS ATMASI NORMALDİ"

-Yine geçmişe dönelim…Saha içinde en iyi anlaştığın takım arkadaşın kimdi?


Bana hep söylerlerdi; Oğuz iyi ama sana fazla pas atmıyordu diye...Ben de diyordum ki Oğuz, Aykut ile senelerce birlikte oynadı. Doğal olarak ona pas atmaya alışmıştı. En iyi orta saha kesinlikle Oğuz'du. Ara pasları inanılmaz iyiydi. 

"OKOCHA ŞOVUNU YAPAR BİZ DE İZLERDİK"

-Oğuz Çetin’den sonra 10 numara pozisyonuna Jay Jay Okocha geldi. Onunla nasıl anlaşıyordun?


Okocha çok farklıydı. Bana hiç uymadı. Bana değil kimseye uymadı. Çok yetenekliydi. Bizden gittikten sonra iyi bir kariyer yaptı. Çünkü orta sahanın arkasına geldi. Hatırlıyorum ilk sene bize geldiğinde kendi kendine oynuyordu. Seyirci oley oley çekiyordu. Biz onu bekleyip şovunu izlerdik.(Gülüyor). Adam topla herşeyi yapıyordu. O zamanlar gençti tabii. Tam orta yapacak sanıyorsun gidiyordun ön direğe ondan sonra topu çekiyordu. Sen bir daha gitmiyorsun. (Gülüyor). O sene 24 gol attım. Okocha'nın bana asist yaptığını hatırlamıyorum.

"MANCHESTER MAÇINI KİM UNUTABİLİR Kİ!"

-Unutamadığın maç veya gol hangisi?


Tabiki Manchester United maçı. Gerçekten benim kariyerimdeki en önemli maçım ve golümdü.

"YANLIŞ İĞNELER KARİYERİMİ BİTİRDİ"

-Pişmanlık duyduğun bir şey var mı?


Pişmanlık değil de beni üzen şey Fenerbahçe'deki son bir iki senemde sakat sakat oynamam. Bana yanlış tedavi uyguladılar. Doktor yanlış iğneler vurdu. Kortizon verdi. Bir sürü yanlış şeyler yaptı. Bunlardan benim haberim olmadı. Keşke farklı doktorlara gidip araştırsaydım. Belden aşağıya giden iki tane sinir sıkışmıştı. Beni İzmir'de ameliyat eden doktor,' Sen bu halde nasıl top oynadın' diye şaşırdı. Ben koşamıyordum bile. Devamlı arka adalem sertleşiyordu. O yüzden son 4 sene yüzde 50 kapasite ile oynadım.

"FUTBOLA SADECE OKUL İÇİN DÖNEBİLİRİM"

-Son olarak gelecek ile ilgili bir planın var mı diye soracağım.


Futbolla ilgili pek düşüncem yok. Belki çocuklar için Sarajevo'da bir futbol okulu açarım. 

BOLİC İLE BİR KELİME BİR CEVAP

Futbol: Her şey

Aile: Aşk

Taraftar: Tutku

Kadıköy: Şükrü Saracoğlu

Hakem: Sarı kart

Bosna: Memleketim

Gol: Sevinç

Para: İhtiyaç

Old Trafford: Schmeichel

İstanbul: Güzel hatıralar

KİMLİK KARTI

Adı Soyadı: Elvir Bolic

Doğum Tarihi: 10 Ekim 1971 (49 yaşında)

Doğum Yeri: Zenica (Eski Yugoslavya)

Uyruğu: Bosna Hersek

Mevkii: Forvet

Forma Numarası: 9

Futbolculuk Kariyeri: 1988-1991 Celik Zenica (13 gol), 1992 Kızılyıldız (2 gol), 1992 Galatasaray (2 gol), 1993-1995 Gaziantepspor (43 gol), 1995-2000 Fenerbahçe (69 gol), 2000-2003 Rayo Vallecano (22 gol), 2003-2004 İstanbulspor (11 gol), 2004 Gençlerbirliği (2 gol), 2005 Malatysapor (1 gol), 2005-2006 İstanbulspor (7 gol), 2006 Rijeka (4 gol).  (Toplam: 462 maçta 176 gol)

Milli Takım Kariyeri: 52 kez Bosna Hersek milli formasıyla 22 gol

Başarıları: 1995-1996 sezonunda Fenerbahçe ile Süper Lig şampiyonluğu.

Senin için hazırladığımız haberler