Antalya'da 1500 takım masalı

Her yıl bugünlerde aynı yazıyı yazmak zorunda kalmaktan duyduğum azabı sizlerle paylaşmak istiyorum. Aslında, Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Semineri nedeniyle biz de orada olur ve yetkililerin ağzından orada 1 500-2 000 takımın kamp yaptığı masalını dinlemenin sıkıntısını yaşardık. Bu kez seminerimiz yok ve durumu uzaktan izlemek zorunda kalıyoruz.

Bilen biliyor, bilmeyenlere de kestirmeden anlatacağım: Bugüne kadar Antalya'ya gelen takım sayısının hiçbir zaman 200'e bile ulaşmadığını kolaylıkla öğrenebilirsiniz. Bunların ilgili devlet kuruluşların resmi rakamları olduğunu da görürsünüz.

Yıllar önce Lig Radyo'daki Spor Durağı programımıza mesaj gönderen THY çalışanı Halil Yılmaz, bu rakamın kesinlikle 200'ün üzerinde olamayacağını, kanıtıyla birlikte ortaya koydu. Futbol meraklısıydı ve Antalya havalimanında çalışıyordu. Gelen gideni neredeyse adım adım takip ediyor, gerçeği de tam olarak biliyordu.

Ancak konuyla ilgili ağzını açan her ilgili ve yetkili 1 500’den aşağısına razı olmuyor! Tarafımdan mizahi bir konu haline getirilmiş olsa da bu rakamlar gündemden düşmüyor.

Bu anlamsız ve gülünç sallamanın tehlikeli yanı şu: Biz Antalya'ya gerçekten bu kadar takım geldiğini sanıp avunurken Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi birtakım Ortadoğu ülkeleri atı alıp Üsküdar'ı geçmek üzereler... Örneğin, biz bugüne kadar Bayern Münih ve Milan düzeyindeki takımları Antalya'ya getirmeyi başaramadık, onlar bunu yaptı; daha fazlasını da yapma çabası içindeler.

Demek ki asıl yapmamız gereken iş, tehlikenin büyüklüğünü görüp çok sıkı çalışmak. Son 20 yılda Antalya'nın spor turizmi olanakları müthiş biçimde arttı. Şu anda nitelikli çim futbol alanı sayısının 200'e yaklaştığı ifade ediliyor. Bu konuda en büyük eksiklik, iyi bir stadın olmayışıydı. Stat yapıldı ancak bu kez de önceki yıllarda o kötü statta yapılan turnuvalar bile ortada yok! Yani bırakın doğal sayılabilecek bir ilerlemeyi, mevcut durumu bile koruyabildiğimiz kuşkulu…

Medya görevini yapmıyor

Medya olarak biz de ne yazık ki bu saçma rakamları yaygınlaştırabilmek için elimizden geleni yapıyoruz. Bu konuyu bütün ayrıntıları ve kanıtlarıyla ortaya koymamın ardından bile bazı arkadaşlarımız 1 500 takım masalını kamuoyuna aktararak sürdürmekten vazgeçmediler. Hatta o kadarla bile kalmayıp işi tımarhanelik boyuta taşıma gayreti içindeler! 3 Ocak Perşembe günü bir tv kanalının 13.00 haberinde muhabir arkadaş orada 3 000 “kulübün” bulunduğunu söyledi. Bu elbette ki sevindirici bir zirve değil, utandırıcı bir zırva idi.

Muhabir arkadaşların kulüp-takım ayırımına bile dikkat etmeyişleri kimsenin umursamadığı bir durum. Oysa ikisi arasında çok büyük fark var. Örneğin, Galatasaray kulübünün çeşitli spor dallarındaki takımlarının sayısı 30’dan az değildir. Oysa Antalya’da sadece futbol A takımı var.

Bizim bu tür palavralara düşkünlüğümüzün kuşkusuz tarihsel ve kalıtımsal bir temeli var. Üç kıtaya yayılmış bir İmparatorluğun mirasçısı oluşumuz, ufaktefek rakamları kabullenmemizi güçleştiriyor. Bunu anlıyorum.

İşin eğlenceli yanlarından biri de şu: Buraya binlerce takım geldiği iddiasındaki kişiler bugüne kadar bununla ilgili 100 takımlık bir liste ortaya koyamadılar!

Yer altında mı çalışıyorlar!

Gerçi arada bir 1 500 takım masalını paramparça eden haberler de çıkmıyor değil. Örneğin, birkaç yıl önce konuyu ele alan Habertürk gazetesi bu sayıyı 600'e kadar düşürmüştü. Yine aynı günlerde benzer bir haber yapan Hürriyet ise sayı vermekten kaçınmıştı.

Böyle olunca iş epeyce esrarengiz boyutlar kazanıyor. Söylenen rakamlar doğruyla yüzlerce takım Antalya'ya gizlice gelip yeraltında filan konaklıyor ve orada da çalışıyor demektir. Ya da bu takımların, istediklerine görünmek, istemediklerine görünmemek gibi bir özelliklerinin olduğunu kabul etmek zorundayız.

Bu tutarsız rakamlarda, turizmci kardeşimiz Süreyya Ertuğrul’un da katkısı olduğunu görüp üzüldük. Bir tv kanalında yayınlanan röportajında Süreyya kardeşimiz Antalya’da bu yıl 2 000 takımın bulunduğunu, gelecek yıl bu sayının 3 000’i bulacağını söyledi.

Elbette ki böyle bir rakama ulaşabilmek için bütün yıl boyunca futbol dışındaki pek çok spor takımının buraya gelmesini hesaba dahil ediyor kardeşimiz. Ancak neyi dahil ederse etsin, bu rakamlara ulaşabilmek hiçbir biçimde sözkonusu olamaz.

Artık bu konuda olayla uzaktan yakından ilgili-ilgisiz, bilgili-bilgisiz herkesin birtakım rakamlar ortaya atması yerine hiç değilse ilgili bir Allahın kulunun gerçek rakamları ortaya koyması zamanı gelmedi mi? Medyadan umudumuzu kestik ama ne bileyim İl Turizm Müdürlüğü filan gerçek rakamı veremez mi? Bunu gidip de Emniyet Müdürlüğünden mi isteyelim?

Halk Oyunları ekiplerini de sayalım mı?

Birkaç yıl önce bu 1 500 takım masalını çalıştığım gazetede de okuyunca bir yerime bıçak batırılmış gibi acı duymuştum. Yani kendi çocuğunuza bile çok basit bir gerçeği anlatamamak gibi bir sıkıntıydı bu. İlgili arkadaşa durumu söylediğimde şu karşılığı vermişti: Bize anlatıldığına göre yıl boyunca buraya gelen bütün spor takımları hesaba katılıyor; yani basketbol, voleybol, hentbolden tutun da yüzme takımlarına kadar hepsi bu sayının içinde. Ayrıca, Galatasaray dediğinizde onun ümit takımı, genç takımı, yıldız takımı ayrı ayrı hesaplanıyor, diye işi artık düpedüz şaka boyutuna taşımıştı.

Bunun üzerine ben de, “İyi o zaman, Halk Oyunlarını ekiplerini, Mehter takımlarını da hesaba katalım; çok daha etkileyici rakamlara ulaşırız” demekten kendimi alamamıştım…

Ben bıktım: Bu işi artık size havale ediyorum. “Antalya’da 1 500 takım var” masalını duydukça beni hatırlarsınız…

Ahmet ÇAKIR