"Arada açıp Internet'ten izliyorum"

03.01.2016 - 10:21 | Son Güncellenme: 03.01.2016 - 10:21

Beşiktaş'ın Alman sağ beki Andreas Beck, önemli açıklamalarda bulundu.

Beşiktaş’ın, sezon başında Alman ekibi Hoffenheim’dan aldığı ve sağ bekte bir süredir yaşanan sıkıntıyı çözen Andreas Beck, Atiba ile birlikte Süper Lig’in ilk yarısındaki 17 maça da ilk 11’de başladı.

Kısa sürede gerek saha içindeki performansı, gerekse saha dışındaki tavırlarıyla herkesin sempatisini kazanan Beck, Siyah-Beyazlı formayla hedeflerini, takımın şu ana kadar ki performansını nasıl bulduğunu ve İstanbul’daki yaşantısıyla ilgili bilinmeyenleri anlattı.

Şimdi söz, 28 yaşındaki Alman oyuncuda: “Beşiktaş’a transfer olmadan önce İstanbul hakkında bilgi sahibi olmaya başlamıştım. Zaten görüşmelerin ardından hem şehir hem de kulübün tarihiyle ilgili araştırmalarda bulundum. İstanbul’u daha yakından tanımak adına özel bir seyahat de gerçekleştirdim. Ayrıca daha önce Beşiktaş’ta forma giymiş Roberto Hilbert ve Tayfun Korkut’tan da bilgi aldım.”

‘Hoffenheim’dan çok farklı’

“Bu kulübe gelerek çok doğru bir karar verdiğimi daha da iyi anlamış durumdayım. İlk yarı itibariyle ligi lider olarak bitirmeyi başardık. Takımın ortaya koyduğu performanstan ve oynadığı futboldan çok memnunum. Atiba, Quaresma, Gökhan Töre, Sosa, Olcay ve Oğuzhan gibi yıldız isimlerle oynamaktan büyük keyif alıyorum. Geçen sezon Hoffenheim’da oynarken düşme korkusu yaşıyorduk. Oyun anlayışımız da genelde uzun top üzerineydi. Beşiktaş’ta ise tam tersi bir durum söz konusu. Şampiyonluğa oynuyoruz ve futbol anlayışımız; bol pozisyona, kısa pasa ve oyunu rakibin sahasına yıkma üzerine kurulu. Nerede ya da kime karşı oynadığımızın bir önemi yok. Çünkü her zaman kazanmak için sahaya çıkıyoruz. Bu da bana ayrı bir keyif veriyor.”

‘Umarım böyle devam eder’

“Örneğin Bursaspor’a karşı deplasmanda oynadığımız mücadelede 12 pasın sonucunda golü attık. Çok iyi oynuyoruz. Umarım sezonun ikinci bölümünde de aynı performansı sürdürür, ligi zirvede tamamlarız. Türkiye’de olmaktan ve Beşiktaş formasını giymekten dolayı gurur duyuyorum. Her maça ya da idmana çıktığımda büyük bir heyecan duyuyorum. Hedefim, Beşiktaş’la şampiyonluklar yaşamak. Yeni stadımızda, Şampiyonlar Ligi karşılaşmasına (En son 2007-08 sezonunda Stuttgart’tayken oynamıştı.) çıkmak. Vodafone Arena’nın bitmesini dört gözle bekliyorum. Bitmesine çok az kaldığını görünce, tüylerim diken diken oluyor. Arada internetten bile, stadın yapım çalışmalarını izliyorum.”

‘Şenol hocanın katkısı büyük’

“Şenol Güneş, çok iyi bir teknik adam. Harika bir futbol felsefesine sahip. Beşiktaş’a imza atmadan önce, insanların Şenol hoca hakkında hep güzel şeyler söylediklerini öğrenmiştim. Onunla çalışmak ayrıcalık. Oyuncularıyla ilişkilerini çok iyi kuruyor. Takımdan nasıl maksimum verim alabileceğini biliyor. Bana da katkısı oldukça fazla.”

‘Avrupa’dan elenmek üzdü’

“Şu ana kadar en çok üzüldüğüm an, Avrupa Ligi’nden elenmemizdi. Grubumuzda hemen hemen tüm maçları çok iyi oynadık. Tek bir mağlubiyetle, kendimizi kupanın dışında bulduk. Sporting Lizbon karşılaşmasına gelene kadar liderdik. Portekiz’deki karşılaşmada 60 dakika çok iyi oynadık. Son anlardaki düşüşe geçmemiz sebebiyle, rakibimize yenilerek elendik.”

‘İnsanlar çok sıcak davranıyor’

“İstanbul’da olmak gerçekten güzel bir duygu. İnsanlar bana çok sıcak davranıyor. Taraftarların bana, ‘Sarı Kartal’ lakabını taktıklarını duydum. Takım arkadaşlarım sayesinde ise kısa sürede uyum sorununu aştım. Bu da performansımın yükselmesini sağladı. Ayrıca takımın yarısından çoğu Almanca ve İngilizce konuşuyor. İletişim konusunda da bir sıkıntı çekmiyorum.”

‘Türkçem’i geliştiriyorum’

“Geldiğimden beri Türkçe öğrenmek için elimden geleni yapıyorum. Şu an henüz yeterli değil ama, daha iyi olması için her gün çalışıyorum. Futbol oynadığım ülkenin dilini öğrenirsem, buradaki insanları ve bu ülkenin tarihini daha iyi anlama fırsatını yakalayabilirim. Takviye olarak da özel hocadan ders almaya devam ediyorum.”

‘Gezerken hemen fark ediliyorum’

“İstanbul’da birçok yeri gezme şansım oldu. Herkes, İstanbul’un Avrupa Kıtası’ndan söz ediyor. Birçok müze bu kıtada. Ancak Asya Kıtası’nda da harika yerler var. Favori yerlerim Taksim ve Ayasofya Camii’nin olduğu yerler. Ancak sarışın olduğum için hemen fark ediliyorum (Gülerek) ve gündüz gitmeyi pek tercih etmiyorum. Genelde akşamları gözlük ve şapka takarak gidiyorum.” (Fanatik)

Senin için hazırladığımız haberler