Beşiktaş'ın Sorunu Kaleci Ersin Mi Teknik Direktörü Ismael Mi?

Bu yazıyı yazmak için çok düşündüm. Çünkü İstanbulspor-Beşiktaş maçı üzerine birkaç söz etmek isteyen kim olursa olsun, hep aynı noktaya takılıp kalıyor: “Beşiktaş’ın kalesine gelen her şut gol oluyor.” 

Bu aslında doğru da… İstatistiklerin de gösterdiği üzere; Beşiktaş'ın kalecileri sezon başından bu yana kalelerine gelen neredeyse her şutu adeta gol yiyerek savuşturuyor(!) Böylesine olumsuz bir istatistik (isabetli 15 şutun 10 tanesinin gol olması) bırakın şampiyonluğa oynayanı, orta halli bir takım için bile kabul edilemez. Bu maçta da çekilen iki şutun gol olmasıyla, İstanbulspor gibi mütevazı bir takımla berabere kalınmasının faturası da kaleye çıkıyor.Bu görüş bence de bu maç özelinde çok doğru. Yani bir takımın kalesine gelen iki şutun ikisi de gol oluyor ve o maç 2-2 bitiyorsa, söz konusu takımda bir kaleci problemi vardır ve çözülmesi gerekir.

Ancak ben olaya başka bir pencereden bakmak istiyorum: Beşiktaş’ın her takıma karşı aynı oyunu oynamaya çalışması ve bir yedek planının olmaması… Sezona müthiş dinamik başlayan; ilk yarılarda oynadığı futbolla taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanan Beşiktaş’ın oyun sistemi 6. hafta itibarıyla çökmeye başladı. Önce Emre Bölezoğlu’nun takımını geriye yığıp, orada pas alternatifini çoğaltarak Beşiktaş’ın öndeki baskısını kırması, ardından da Osman Zeki Korkmaz’ın savunmayı önde kurup Salih–Gedson–Weghorst arasındaki pas trafiğini bozma planı çok etkili oldu. Ve Beşiktaş bu iki maçta 4 puan kaybetti. 

Evet, Başakşehir maçında iyi oynadı ama gol atamıyorsanız, iyi oyunun bir anlamı olmuyor. Çünkü futbolda gol atan kazanıyor. Beşiktaş’ın sisteminin kolaylıkla bozulabileceğinin en güzel özetini de bize Osman Zeki Korkmaz’ın maç öncesi ve sonrasında verdiği demeçler gösteriyor: İstanbulspor teknik direktörü maç öncesi açıklamasında ilk 30 dakikanın önemine dikkat çekerek "Bunun için çalıştık" diyor. Maç sonunda ise "Beşiktaş’ın kalesine gelen şutların gol olduğunu biliyoruz ve 2 saat uzaktan şut çalıştık" diyor. 

Herkes böyle durumlarda büyük takımların maçın gidişatına göre taktik ve hatta sistem değiştirerek rakibin düşüncesinin dışında hareket etmesini bekler. Ama her şey sahada alenen yaşanırken Beşiktaş’ın teknik heyetinin maçı bizler gibi sadece izlemesi, rakiplerin ekmeğine yağ sürüyor. Rakip tarafından bu kadar ezberlenen, ne yapacağı ve ne yapamayacağı bilinen bir takımsanız ve oyunun gidişatına göre bir B planınız yoksa, kim olursanız olun, kaybetmeye mahkûmsunuz demektir.

Son söz olarak; evet Beşiktaş’ta bir kaleci sorunu var ve bu sorun bir şekilde çözülmeden takımın şampiyonluğa oynaması çok zor. Diğer yandan ise, takımın rakiplerce ezberlenmiş oyun planının bir alternatifi yoksa o takımın sorunları kaleciyle sınırlı değil demektir. Üstelik 3’lü sistem oynatmak için gelmiş bir teknik ekibin İstanbulspor gibi lige yeni çıkmış ve olanakları sınırlı bir takım karşısında bile stoperi sakatlandıktan sonra 3’lüye dönmeye cesaret edemiyor olmasına değinmiyorum bile…