Bu hakemler nasıl 'adil düdük' çalsın?

30.04.2020 - 14:02 | Son Güncellenme: 30.04.2020 - 14:23

Süper Lig hakemleri kaç para kazanıyor? Hangi hakemler profesyonel? Hakemler maç başına ne kadar para alıyor? Hakemler nasıl seçiliyor? Doğru model hangisi? Tüm detaylar haberimizde...

Bu hakemler nasıl 'adil düdük' çalsın?

Türkiye'de futbolda en çok tartışılanlar kuşkusuz hakemler. Çaldıkları düdük de, çalmadıkları da haftalarca hatta yıllarca tartışılıyor. Futbolun olmadığı şu günlerde de bile hakemler tartışma konusu olabiliyor. Diğer yandan adil yönetim beklenen hakemler, MHK'nın uyguladığı sistem nedeniyle ayrımcılığa uğruyor. Bir yanda 'profesyonel' olarak maç yönetmese bile maaş alanlar, diğer yanda maç başı para kazananlar... Bu ikili yapı, sağlıklı değil. Süper Lig'de kaç hakem var, profesyoneller ne kadar maaş alıyor, maç başı olanlar ne kadar para alıyor? Hakemler nasıl seçiliyor? Doğru model hangisi?

Murat Fevzi TANIRLI - ANALİZ

Mart 2015’te Türk hakemliğinin Avrupa’daki ekonomik seviyeye getirilmesi adına büyük adım atıldı. Eski bir hakem olarak dönemin yönetimine teşekkür ederim. İmzalanan 4 yıllık sözleşmelerle Cüneyt Çakır, Fırat Aydınus, Hüseyin Göçek, Barış Şimşek, Mete Kalkavan, Ali Palabıyık siftahı yapan ilk 6’lı olmuştu. Ağustos 2015’te Tolga Özkalfa, Halis Özkahya ve Bülent Yıldırım’ın eklenmesiyle bu sayı 9’a çıkmıştı. Bir sezon böyle sürdü.

20 bin lira maaş verildi

2016-17 sezonu başında Yusuf Namoğlu MHK’sı tekrar göreve geldiğinde, 4 yıllık sözleşmeler TFF tarafından feshedildi, kapsam olarak bu kez ilk yılki zorlama yoktu, “Tek işiniz hakemlik olmayabilir, mesleğinizi de yapabilirsiniz” denildi ancak ilk imzalanan 4 yıllık sözleşme nedeniyle ana işlerini bırakan hakemlerden bazıları adına önemli dezavantajlar oluşmuştu.

38 olan Üst Klasman 'havuz' hakemi sayısı, '1 yıllık profesyonel sözleşme' kapsamına alınabilmek amacıyla eski düzen Süper Lig klasmanı adı altında 22’ye düşürülerek 3 kategoride maaşlar belirlendi: FIFA kokartlılar 20 bin; 8 yıl ve üstü görev yapanlar 17 bin, diğerleri de 13 bin lira oldu. Yardımcı hakemlere de 2016 kışında 4 ile 6 bin lira arasında maaş belirlendi.

Ancak özellikle son günlerde yaşananların ardından 'profesyonel hakemlik' kavramına baktığımızda, ilk imza gününden itibaren geçen süreçte önemli sorunlar barındırıyor.

Profesyonel ama güvencesiz hakem!

Profesyonel iş' kavramı, hem çalışanın hem de işverenin birbirlerine karşı sorumluluklarını, belirli iş akışını, eğitimi, sigorta güvencesini, hatta sosyal sorumluluk projelerini içerir. Hakemin TFF’ye, TFF’nin de hakeme karşı sorumluluklarının tanımlandığı bir yer ne yazık ki yok. En basitinden bir sözleşme feshediliyorsa bile bunun bir karşılığı olmalı.

Beşiktaşlı Ljajic ile hakem Suat Arslanboğa arasındaki fiziksel müdahale sonrasında, bir hakemin sözleşmesinin tek taraflı feshi kabul edilebilir değil. Hele Kayseri’de benzer harekete maruz kalan Arda Kardeşler’e uygulanmayıp, çifte standartla karşılaşıldığında 'prensip' olarak anlamını yitiriyor. İşin daha enteresan tarafı ise profesyonel sözleşmesi iptal edilen Suat Arslanboğa’ya aylar sonra tekrar Süper Lig’de görev verilmesi oluyor. Maaşı elden gitmiş olsa da maç ücretini en azından alabilir halde devam ediyor. Bu durumda maç alabildiğine göre profesyonellik kapsamında cezasını çekmiş kabul edilip, 'işe iade' davası açabilir mi? Hayır. Çünkü sözleşmenin bir yaptırımı yok.

Profesyonel hakemler nasıl seçiliyor?

Hakem sayımız yetmiyor" diyen MHK’ların serzenişleri artınca bu sezonun başında klasmanlarda yine düzenlemeye gidildi. 'Üst Klasman' ve 'Klasman' olarak ikili havuz sistemine tekrar dönüldü. Süper Lig’de maç yönetmeye muktedir hakem sayısı 43’e yükseltilmiş oldu. Ama önemli bir farkla: Sadece önceki sezondan profesyonel sözleşmeli gelen 22 hakemin maaş alabileceği şartıyla.

MHK Talimatı’nın 39. Maddesi belki de talimattaki en kısa 'tanımlama':
“Profesyonel hakemler ÜKH (Üst Klasman Hakem) kadrosundan belirlenir. Profesyonel hakem sayısı MHK’nın tavsiyesi, TFF Yönetim Kurulu onayı ile belirlenir”.

Yani MHK, Üst Klasman Hakemleri'ne, 'maaşlı olmayanlar arasından' endamına bakıp karar verebilir. Günümüzde halihazırda siyaset, bölgecilik, ikili ilişkiler gibi hakem camiasının yıllardır maruz kaldığı pek çok etkenin devreye girmeyeceğini kim garanti edebilir? Süper Lig’de ayda 2 maç yöneten profesyonel sözleşmesi olan 'Üst Klasman' hakeminin maaşla birlikte eline 35-40 bin lira geçtiğini düşünürseniz, seçim yönteminin ne kadar sakıncalı olduğunu görmek zor değil.

Abdülkadir Bitigen gitti geldi ya Ümit Öztürk?

Profesyonellik kapsamında yaşanabileceklere dair sıcak örnek Abdulkadir Bitigen. Kuddusi Müftüoğlu MHK’sıyla 2015’te Süper Lig’de düdük çalmaya başladı. Yusuf Namoğlu 2016-17’de göreve geldiğinde Bitigen’in yüzüne bakmamakla kalmadı, Süper Lig’de sadece 1 düdük çaldırıp 24 maçta 4.hakemlik yaptırarak TFF 1.Lig’e düşürdü ve profesyonel sözleşmesi sona erdi.

2018-19’da tekrar Süper Lig’e yükseldi. 1 senelik aranın ardından profesyonel sözleşme yenilendi. Nisan 2020’ye geldiğimizde ise Bitigen, salgın öncesindeki son derbi Galatasaray-Beşiktaş derbisini yöneten isim ve FIFA adayı! Böyle gel-gitler barındıran profesyonellik olabilir mi? Hayatınızı hangi maaş ya da para kazanma beklentisiyle hakemlik üzerine kurabilirsiniz? Bitigen şimdilik mutlu şekilde yola devam eden bir örnek. Peki ya Ümit Öztürk? Galatasaray-Trabzonspor maçı öncesinde "FIFA kokartı büyük maçlarla taçlanıyor” derken yaşananlar sonrasında Süper Lig klasmanında kalabildiğine şükreder boyuta geldi.

Böyle profesyonellik olmaz

Süper Lig’de şu anda profesyonel sözleşmesi olanlar da olmayanlar da görev yapıyor. Bu sezon 9 maçta düdük çalan Atilla Karaoğlan’ın profesyonel sözleşmesi yok. Maç başına 10 bin lira alıyor ve siyah beyaz hata yapma stresine, kulüp infazına maruz kalma riskine sahip. 4-5 hafta cezaya girmesi durumunda hakemlik geliri o ay için 'sıfıra' düşüyor.

Diğer yanda da Atilla Karaoğlan’dan çok daha az sayıda maç yöneten ama profesyonel sözleşmeleri olan 7-8 isim var ki başarısız performans gösterirlerse sadece maç ücretinden mahrum kalacaklar, maaşını almaya devam edecekler. Bu iki hakem tipi arasındaki kıyas 87 kişilik kapasiteye sahip yardımcı hakemler için de düşünülmeli.

İşte hakemlikte profesyonellik denilen kavramın özürlü tanımı tam olarak budur. Özürlü tanımdan böyle güvensiz bir ortamda sağlıklı sonuç şimdilik mümkün değil. “Sana profesyonel sözleşme yapıyorum, kendi mesleğini de yap ama bir skandal hatanla kariyerinin bitme ihtimali var” uygulamasıyla profesyonel yaklaşım olmaz. Biz Avrupa vizyonunda bir futbol ülkesi değiliz. Avrupa’daki hakeme saygı özelinde çok zıt kutuplardayız.

Bu nedenle hakemler özel hayatlarında herhangi bir iş ya da yatırım yapabilir. Hatta profesyonellik kandırmacası olarak gözüken ve her an kellesinin gitme ihtimaline karşılık yapmalıdır da. Avrupa ile eşdeğer kazançlarının, Türkiye standartlarında yüksek gözükmesi herkesin iştahını kabartıyor veya tepkisini çekiyor olabilir ama futbol dünyasının etkili isimlerinin ya da MHK’ların dilinin ucundaki geleceğe kim güvenebilir?

En doğru sistem İngiltere'de

Premier Lig’de hakemlerin her birine sezon başında 42.500 Pound 'sezona merhaba' parası yatırılıyor ve maç başı ücreti sadece '1.500 Pound' olarak devam ediyorlar. Yıllık genel toplamda en az kazananın aldığı rakam 70 bin Poundu buluyor.

TFF, sezon boyunca bir hakemin ortalama kazancını baz alarak, bugünkü sisteme göre asla dezavantaj yaşamayacakları şekilde yeni düzene geçmeli. Yıllık toplam ortalama kazancın %60’ını sene başında 'sezona merhaba' adı altında hakemin hesabına yatırmalı. Sonrasında da görev aldıkça bugünkü gibi 10 bin TL değil, daha sembolik rakamla maç başı olarak ödemeye devam etmeli.

Hakemlerin huzuru ve daha cesur kararlar alınabilmesi adına bu revizyon şart. Ayrıca bugünkü gibi kimi sözleşmeli kimi olmayanlarla hakemlerin MHK’ya karşı adalet duygusunun zedelenmemesi, kuruma güvenini kaybetmemesi, öz/üvey evlat ayrımında hissetmemelerini sağlamak için yapmak farz.

Senin için hazırladığımız haberler