Mehmet Büyükekşi'den Adaylık İçin Çarpıcı Kılıçdaroğlu-Erdoğan Örneği

Türkiye, Euro 2024 elemelerinde Letonya ve Galler'i yenerek, grupta liderliğe yükselmeyi başardı. Samsun'daki Galler maçına Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) davetlisi olarak gittim. TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, maçtan önce tüm davetli gazetecilerle bir sohbet toplantısı yaptı. Büyükekşi, 1 saati aşan toplantıda uzun uzun yaptıklarını ve yapacaklarını anlattı. Büyükekşi, TFF Başkanlığı adaylığı konusunda ezber bozan açıklamalar yaptı. Kimseye sırtını dayamadığını söylerken adı geçen ama aday olmayanların Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı öne sürmelerine yanıt verdi.

Mehmet Büyükekşi, kendisinin TFF Başkanlığı'na aday olmasını eleştiren ve "Ne işi var burada" diyenlere yanıt vererek başladı. THY, TİM gibi önemli kurumlarda görev aldığını, Gaziantep FK'da başkanlık da yaptığını hatırlattı. Büyükekşi, esas olanın yönetmek olduğunu vurgularken, bu konuda sahip olduğu birikimi çok çarpıcı bir örnekle açıkladı: "Biz 2003 yılında Türk Hava Yolları'nda ilk yönetime geldiğimizde, dediler k, 'Köylüler geldi Türk Hava Yolları'nı batıracaklar. Köylüler biziz! 65 uçağımız vardı; şu anda 430 uçağımız var. 15 yıl THY yönetiminde görev yaptım. O zaman sosyete derdi ki 'Ben Swiisair ile uçtum, ben BrithisAirways ile uçtum. Türk Hava Yolları'na binmezlerdi yani. Şu anda Türk Hava Yolları Avrupa'da ikinci, Dünyada altıncı en büyük. 15 yıl çok şeyler yaşadık. Küçümseyenlerin hepsi mahçup oldu."

Öncelikle şunun altını çizeyim: Büyükekşi kendisine eski TFF Başkanı Hasan Doğan'ı rol model olarak alıyor. Hasan Doğan'ın kısa süren ama herkesin beğenisini kazanan başkan profilini örnek alıyor ki konuşmalarında onun adını mutlaka anıyor. Bu yüzden de Büyükekşi "Benim koltuk aşkım yok. Ben bir dönem başkanlık yaptıktan sonra bir daha aday olmayacağım, düşünmüyorum" dedi. Büyükekşi çok da iddialı bir laf söyledi sohbette: "Ben koltuktan güç almam, koltuğa güç veririm."

Toplantının sonlarında soru cevap yapıldı. Ben de soru hakkımı çok tartışılan adaylık konusunda kullandım. Malum, yıllardır TFF seçimlerinde tek aday yarışıyor. Bu nedenle de 'seçilen' değil 'atanan' deniyor başkanlara. Yani Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kimi istiyorsa o isimi oylanıp başkan olarak resmileşiyor. Bu seçimde de aynı tartışma yapıldı. Kulüpler Birliği Vakfı ve Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, en az iki adaylı bir seçim arzuladıklarını söyledi. Beşiktaş, Büyükekşi'ye destek olmayacağını söyledi. Buna karşın Büyükekşi'ye karşı rakip çıkmadı. Koç, kulüplerin ilk önce Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi'nin adaylığını destekleyeceklerini söylediklerini ama sonra Büyükekşi'ye döndüklerini söylediği de medyaya yansıdı.

Bir gazetei olarak, adaylık için adı geçen bir isimle ben de görüştüm. Ama söz konusu aday "Cumhurbaşkanımıza rağmen aday olmam" dedi.

Bu bilgiyle birlikte Büyükekşi'ye "Her seçimde bu tartışmalar oluyor. Bugün de size karşı aday olmayanlar 'Cumhurbaşkanımız Büyükekşi'yi işaret etti' diyor. Ne diyorsunuz bu konuda?" diye sordum.

Büyükekşi'nin toplantıda en yükseldiği an bu an oldu. Belli ki o da bu konuşmalardan çok rahatsız. Cevabına "O, onun problemi" diyerek girdi. Yani "Cumhurbaşkanı beni değil, Büyükekşi'yi işaret etti" diyenlere söyledi bunu. Büyükekşi ardından, kendisinin adaylığını açıkladığı tarihlere dikkat çekti: "Ben adaylığımı ne zaman açıkladım? Genel seçimden önce! Ne zaman? Birbuçuk ay önce! Kamuoyu ne diyordu? 'Kılıçdaroğlu aldı, bitirdi'... Artık 'Hangi bakanlığı kim alacak' diyorlardı! Bakanlıklar bitti, genel müdürlükler başladı: 'Hanangi müdürlüğü İyi Parti mi alacak, öbürü mü alacak'..."

Mehmet Büyükekşi, seçimleri muhalefetin kazanacağı söylenen dönemde aday olduğunun altını bir kez daha çizerek, şöyle devam etti: "Bu ne demek? Ben kendime güveniyordum. İktidar kim olursa olsun. O zaman biri de çıksaydı; yani niye işin kolayına kaçıyorlar?  Bu kadar basit. Ben birinci tur bitince de söylemedim. Ramazan bayramının ikinci günü çıktım 'Ben adayım' dedim."

Bu noktada yeniden araya girdim ve "Sonuçta adayı Cumhurbaşkanı'nın tayin ettiğini söyleyenlerin aynı siyasetten (yani iktidardan yana) olduklarını söyledim. Büyükekşi yine yükselerek, "Aklı olan bir adam buna (Cumhurbaşkanı Büyükekşi'yi işaret etti) inanır mı?

Ben çıkardım; kazanırmdım veya kaybederdim. Ama ben kazanacağıma inanıyordum. Çünkü bana bir çok kulüp başkanı 'Senin projelerin var. Kim kazanırsa (genel seçimi kastediyor) kazansın biz senin arkandayız' dedi. İsimleri de var; hem birinci, hem ikinci, hem üçüncü hem Süper Lig'den.. Bizi ilgilendirmiyor 'Kim kazanırsa kazansın, bizim umurumuzda değil. Biz futbol kulüpleriyiz' dediler bana. Yani ölçüsü meydanda.
Bu dediğiniz bunu söyleyenin problemi. Aday olduğumu ben kapı arkasında falan söylemedim. Hürriyet gazetesine açıkladım" diye cevap verdi.

Büyükekşi, aday olurken kimseye sırıtın dayamadığını söylerken, böyle olsaydı genel seçimlerin sonucunu beklemeyi tercih edeceğini söyledi:

"İnsanlarda bir parça akıl olması lazım. Ben diyorum ki 'Kılıçadaroğlu veya Recep Tayyip Erdoğan ayrımı gözetmeden aday oldum. Bunlar daha neyi konuşuyor. Aday olan insan çıkardı. Ben 30 yıldır bu işlerle uğraşıyorum. Adaylık üç kala açıklanmaz. O zaman sırtınızı birilerine dayıyorsunuzdur. Ben sırtımı kimseye dayamadan adayım."

Mehmet Büyükekşi, ilginç bir şey daha söyledi. Bazı kişilere haber yollayıp, aday olmalarını isteyip meydan okuduğunu da açıkladı: "Aspor'da programa çıktım. Dedim ki 'Daha vakit var. İsteyen aday olabilir'. Ve bazı kişilere de -isim vermek istemiyorum- haber gönderdim ve 'Hodri meydan diyorum' dedim. 'Çıkın' dedim, teşvik ettim onları. Yani o zaman ben aptal mıyım, birbuçuk ay önce 'Ben adayım' diyerek açıklıyorum? Öyle bir şey olsa derim ki 'Hele bekleyelim. Tayyip Bey kazanırsa, oluruz. Biz Tayyip Bey olmazsa seçilemeyiz. Tayyip Bey olması lazım. Bekleyelim. E bir de ilk turda kaybetti (Kılıçdaroğlu), ha biraz daha bekleyelim; ikinci turu da alsın (Erdoğan), o zaman aday olalım.' E, böyle bir şey oldu mu?"

Evet, ben "TFF Başkanı, Cumhurbaşkanı kimi isterse, o oluyor" açık seçik Mehmet Büyükekşi'ye sordum ve o da bu cevapları verdi. Şurası da muhakkak: Özellikle iktidara yakın çevreler, siyasi iradeden bir onay almadan yola çıkmayı istemiyor. Ancak muhalif kesimin aday çıkarmasında; en azından teşebbüs etmesine bir mani yok. Aday adaylığı için bile kimse çıkmıyor. Oysa basketbolda Erman Kunter örneği var ki bunu Büyükekşi'ye de hatırlattım. Kunter, iktidarın adayları olarak lanse edilen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı da olan mevcut TBF Başkanı Hidayet Türkoğlu ve eski başkan Harun Erdenay'ın birbirine rakip olarak yarıştığı son seçimde üçüncü bir rakip olarak yer aldı. Kazanma ihtimali olmasa da aday olarak futbol dünyasına da adeta ders verdi.

Büyükekşi, A Milli Takım Teknik Direktörü Stefan Kuntzk için kaderinin iki maçta alınacak sonuçlara bağlı olduğunu söylemişti, Alman hoca iki maçı da kazandı ama yine de futbol kamuoyunda gönderileceği ve yerine Abdullah Avcı'nın geleceği söylenmeye devam ediliyor. Hatta, Fatih Terim'in de millilerin başına geçebileceği kulislerde konuşuluyor. Büyükekşi, istikrardan yana olduğunu ve büyük problem olmadıkça değişimden yana olmadığın vurguladı. Ama yine de Kuntz ile ilgili nihai kararı yarınki seçimden sonra yeni yönetim kuruluyla yapacağı toplantıda resmileştirecek.

TFF Başkanlık seçimi Ankara'da yarın saat Ankara'da yapılacak. Mehmet Büyükekşi'nin tek aday olarak gireceği seçim saat 10.00'da başlayacak. 307 delegenin oy kullanma hakkına sahip olduğu genel kurulda Büyükekşi en az 61 kişinin ıslak imzasını genel kurulun başkanlık divanına sunacak. Yapılacak konuşmaların ardından oylamaya geçilecek. Bir yıl önceki olağanüstü seçimde başkanlık koltuğuna oturan Büyükekşi, 4 yıl daha bu görevi yapacak. Tek adaylı seçimde en çok merak edilen konu Büyükekşi'nin yönetiminde kimlerin olacağı ve alacağı oy! Çünkü, Büyükekşi, geçen seçimde tek aday olsa da TFF tarihinin en düşük oyuyla (158) başkan seçilmişti.