Demirkol: "Quaresma, Türkiye'ye gelmiş geçmiş..."

01.11.2017 - 13:20 | Son Güncellenme: 01.11.2017 - 13:20

Demirkol: "Quaresma, Türkiye'ye gelmiş geçmiş..."

AJANSSPOR - Spor yazarı ve yorumcusu Mehmet Demirkol, Ntv Spor'da yayınlanan Spor Servisi programında gündemdeki gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu. Demirkol'un değerlendirmelerinden Ajansspor'un derledikleri şu şekilde:

Beşiktaş tehlikeli bir grupta. Alınacak galibiyet işi bitirecek, liderliği bitirecek. Türkiye için bir rekor. Ama grup daha yeni başlıyor. Öyle de bakılabilir. Herkesin şansı var, herkesin elenme riski var. İçerideki bir takım sıkıntıların bu kadar görünür bir şekilde olması can sıkıcı. Her şey çok iyi giderken bir sürü problem çıktı. Anlayamadım.

Caner’in durumu sadece 6 maçlık cezayla alakalı değil. Bu iş Talisca ile kavgası esnasında başladı. Şenol Güneş, o kavgadan çok etkilendi ve bunu oyuncularına söyledi. Bu da üzerine olunca… Ceza almasının sebebi de hakikaten saçma-sapan. Sonra özür diledi ama Şenol Güneş bu tip durumlarda kopabiliyor.

Anderson Talisca risk değil. Kariyerinin en önemli noktasında, en iyi oyuncular arasına girecek mi girmeyecek mi? Bu tip bir maça çıkıyor. O açıdan çok doğru bir tercih. Çünkü Şampiyonlar Ligi’nde iyi. Oralarda bir sıkıntı yok. Katkı veren bir oyuncu. Ligdeki problem ise oyununu dönüştürmeye çalışıyor. O yüzden öyle oluyor. Destek santrafordan 10 numaraya dönüşmeye çalışıyor. Biraz daha denesin, olmuyorsa vazgeçsin. Olmuyorsa olmuyordur. O da özellikleri öyle olan bir futbolcu.

Marka değerinin içi boşaldı. Algısı bozuldu. Türk futbolunun değer desek aynı şey. Marka değeri deyince ölçülemez bir şeymiş gibi algılanıyor. Bu bence ölçülebilir, soyut olmayan bir şey. Bu VAR sisteminin 7-8 sonraki halini tahmin edebiliriz. Bu beklemeler anında ortadan kalkacak. Aynı anda karar verilebilecek. Öyle düşünüyorum.

Benim bir önerim var. Gol kelimesinden artık vazgeçelim. Onun adı hedef o olsun. Gol dediğimiz zaman o da soyutlaştı. Gol kelimesini değiştirelim. TFF falan karar verebilecekse bunu kullanmayalım artık. Gol, out, ofsayt… Artık bunlar bizim için eşit gibi. Kelimelerin anlamını bilirsek ona göre konuşulur. Baklava misali. Baklavayı nasıl tartışabiliriz? Cevizli mi, fıstıklı mı? Bizim neyin peşinde olduğumuz önemli. Konu gol olduğu zaman hakem tartışmaları ikinci tarafa gider. Ne yapacağız? Mesela; Erman Toroğlu’na mesleği mi bıraktıracağız? Toroğlu’ndan bir hakem öğretmeni olarak yararlanmak istiyorsan sende sorun var demektir. Öğrenmek istiyorsan Deniz Çoban’ı oku. Toroğlu’nun çok zararlı şeyleri de olmuştur. O mezunmuş, bu mezunmuş… Bir faydası yok. Benim de bir rolüm var, Erman Toroğlu’nun da bir rolü var. Bizler eğer oyunun amacının hedef olduğunu aklımıza getirirsek, geri kalan tüm tartışmalar bir tarafta kalır. Erman Toroğlu olmasın. Niye olmasın?

Teknik direktörle sevgi ilişkisi olması gerekmiyor. Oyuncunun teknik direktörün yönteminden ikna olması lazım. Aklına yatmayabilir, garip gelebilir, haksızlığa uğradığını düşünebilir. İşler kötü giderken çalışanları ikna etmek zordur. Çünkü; oyuncuların teknik direktör hakkındaki görüşleri sanılanın aksine hiç de önemli değildir. Bu ikisi ayrı işler. Bilgiye saygılı olmak anlamında söylüyorum. İyi bir futbolcunun muhteşem teknik direktör olma zorunluluğu da yoktur. Bir teknik direktörü oyuncuları değerlendiremez ama ikna olurlar. Aykut Kocaman en çok taktik çalışılmıyor lafından rahatsız olur. Eyvah. Başka bir şey çalıştırmaz ki Aykut Kocaman. Bu tip haberler Aykut Kocaman’ı üzer.

Teknik direktörlük özellikle son dönemde portföy ve bilgi işi. Ne zaman ne oyunu oynayacaksın, oyuncuları nasıl hazırlayacaksın, bunlar çok önemli. Asıl önemlisi insan idare etme işi. Aykut Kocaman’ı birçok konuda eleştirenler vardır. Aynı konu üzerinde çok beğenenler vardır. Fakat; insan idare etmek konusunda aynı şeyleri söyleyecek kişi tanıyamıyorum. Giuliano alışmadığı yerde oynuyor ama ikna olmuş görünüyor. Mesela ; Quaresma’dan daha sorunlu oyuncu olmaz. Gelmiş geçmiş en sorunlu oyuncudur. Şenol Hoca iyi idare etti. Fenerbahçe’de bir problem var. O konuda eminim.

Ben Dursun Özbek’in de söylemesi gereken şeyleri söylediğini düşünüyorum. Nerede durursak oraya bakıyoruz. Hakemlerimiz belli bir standartta kötüler. Fenerbahçe maçında Ozan’ın faulünden bahsediliyor. Diğer tarafta da Janssen’in durumu var. Klişeler çok var. Cenk Ergün’ün görevi bu olmasa böyle konuşmaz. Ama konuşmak zorunda. En azından camiada birçok insan onları söylemesini bekliyor.

Gomis’in geniş alanlara mahkum edilmemesi lazım. Ligin seyredilesi unsurlarından biri olarak bunu gördük. Ligin havasını değiştiren adamlardan biri. Bunu devam ettirmesi için Tudor’un sırtında bir görev var. Galatasaray, Trabzonspor maçındaki oyununu sürdürmeye devam ederse, Östersunds maçındaki durumuna döner. Önde oynamaya devam edin demek lazım. Avrupa’da Galatasaray büyük bir hezimet yaşadı.

YASAL UYARI : BU HABER AJANSSPOR.COM TARAFINDAN YAZILMIŞTIR. KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ.

Senin için hazırladığımız haberler