Dolmabahçe’de Futbolun Normalleri! AJANSSPOR Yazarı Ferhan Yıldız'dan derbi analizi

Fenerbahçe’nin Beşiktaş’a yenilmesi Türk futbolunun tarihsel sürecinde yaşanacak en normal olaylardan birisidir. Fenerbahçe defalarca Beşiktaş’a yenilecek, defalarca Beşiktaş’ı yenecek. Biz de ahir ömrümüzde bu döngüye defalarca tanıklık edeceğiz.

Normali tanımlamışken, anormali tanımlamamak olmaz. Anormal olan Türkiye’de ipi göğüslemek için her maçı kazanmak zorunda olmak garabeti. Türk futbolundaki sportif rekabet bu yönüyle son derece rahatsız edici. Şanssız olmak gibi bir şansınız dahi yok. Yeneceksiniz.

İlk on dakika içerisinde Dzeko iki elverişli pozisyondan birisini gol yapsa Mourinho’nun taktiksel dehası, Dzeko’nun yıllanmış şarap gibi olduğu konuşulacaktı. “Neden Mert Müldür?” diye sorma gereği bile duyulmayacaktı belki de. Direkten dönen toplar, elverişli pozisyonlarda Tadic’in ve Dzeko’nun ikinci yarıda tabelayı değiştirmeyi başaramaması, futbol oyununun içerisinde yaşanabilecek son derece olağan örnek olaylardır. “Topun canı var” der eskiler. Bugün topun canı Fenerbahçe galibiyeti çekmedi.

Beşiktaş her ne kadar çok pozisyon verse de son haftalardaki en muntazam, en derli toplu oyununu oynadı. İlk yarıda Mert Müldür’ün Rafa Silva’nın koşularına yanıt veremediğini gördük. Emirhan’ın topu çizgiden çıkarmak için gösterdiği cansiperane çaba alkışa değerdi. Bunun dışında Amrabat-Gedson mücadelesi keyif verdi. Fred’in üçüncü bölge üretkenliği gün geçtikçe azalıyor. Geçen sezon ön alan presiyle top kazanarak, rakip savunmaları paralize eden oyuncu, son maçlarda daha geride, inisiyatif alarak asla önde basmıyor.

Fenerbahçe takımı maç içerisinde ara sıra lâkayt bir görüntü sergilemesine rağmen, Dolmabahçe’de gerekli skoru alabilecek oyunu sahaya yansıtmıştır. Teknik direktöre de yapılacak eleştiriler var.

Mourinho ideal on bir kavramına uzak bir taktiksel anlayış sergiliyor Türkiye macerasında. Bu tutum çok doğru değil. Elinde Osayi Samuel gibi bir kanat oyuncun varsa macera aramaya gerek yok. Dzeko’yu hamle oyuncusu olarak kullanmak çok daha doğru. Oğuz Aydın’ın günü olmadığını anlamak içinse ilk kırk beş dakika yeterliydi.

Bugün futbol yıldızı Fenerbahçe burcuna uğramadı. İyi bir kazanan olmak kadar iyi bir kaybeden olmayı da bilmek gerek. İyi niyetli oyuncular ve düzgün bir hakemle, Beşiktaş kriz ortamına rağmen, anlamlı bir üç puanı hanesine yazdı.